1. 76.
    0
    ırmak meselesi böyleydi.
    biraz daha ileri sararak devam ediyorum.

    ırmakla sevgili oluyoruz. her şey çok iyi gidiyor.
    mutluyum, bana kalırsa bir tanrı var fakat pek bizle ilgilenmiyor.
    ailem ders çalışmamı istiyor, baskı kuruyorlar.
    bir yandan ders çalışıp, bir yandan güzel sanatlar için hazırlanıyorum.

    ırmak var, bir insanın bir ırmağı kirlenmeden içine alabilmesi için,
    deniz olması gerekir.

    deniz oluyorum. ırmağın tüm arkadaşları ile tanışıyorum. benim zaten pek yok.
    panik atağım için pgibologla görüşüyorum.
    fakat bundan fazlasıyla rahatsızım.
    ···
  2. 77.
    0
    Rezerved
    ···
  3. 78.
    0
    ırmak, şimdiden bakınca standart model bir kız.
    rock müzik dinliyor, siyahlar ile dolaşmayı seviyor.
    botları ve kotuyla benim için son derece alımlı;
    kendisi için son derece asi.
    düşük model bir gitarı var, ona akustik gitar alıyorum falan.
    iyi kötü çalmayı öğreniyor.
    kısaca ergenlik çıkışında olan, standart ve rocker bir tip.
    ilk defa içki içiyorum.
    bira leş gibi bir şey.
    şarap içiyoruz, onu da o sevmiyor.
    artık siyaset konuşmaya başlıyorum. bence sistem bozuk.
    liseden çıkınca, şehrin daha eğlenceli tarafına gidiyoruz birlikte.
    yeni tipler tanıyorum.
    ve yeni bir dünya görüyorum dışarıda.
    ···
  4. 79.
    0
    rezervekopeee
    ···
  5. 80.
    +2
    iyi bir insanım bence.
    bir kere ideolojim ezilen halklar için.
    ben ezilenlerin yanındayım.
    ama üstümde asgari ücret seviyesinde kıyafet, ayakkabı var.
    birkaç aileyi doyuracak bir keman çalıyorum.
    üniversiteye girebilmek için dershaneler ve özel dersler alıyorum.
    eğleniyorum da artık, çünkü iyi bir insanım.
    tanrı var mı yok mu neden önemli olsun ki?

    bir gün ırmakla yeşili bol olan bir yere, deniz yoluyla gidiyoruz.
    dolaşıyoruz vs. bir kıra çöküyoruz.
    gözlerimi kapıyorum;
    hissetmem gereken huzur; hissediyorum galiba.
    ama bir şeyler ekgib. biliyorum ki öyle.
    buradan dönünce eve döneceğim.
    evdekiler ise beni anlamıyorlar.
    çünkü ben ortalama üstüyüm.

    şiir okuyorum, fazlasıyla.
    heinrich von kleist diye bir adam var.
    çok sevmiş, sonra sıkmış kafasına.
    ırmağı alıyorum yanıma. diyorum ki evden kaçmalıyız.
    param var, biraz idare eder. birkaç gün otelde kalır.
    ardından bir hayat kurmaya çalışırız.

    o gün o vapuru kaçırıyoruz.
    ···
  6. 81.
    0
    hayat, genellikle içinde bulunduğumuz akarsuya karşı koymaktan ibaret.
    ve çoğu zaman karşılaştığımız o direnç,
    bizden başkası da değil.
    şakağıma bir namlu dayanmış.
    tetiği benim elimde olan.

    ertesi gün anakaraya dönüyoruz, telefonları çoktan attık.
    şehrin pis bir yerinde, pis bir otel odasına çıkıyoruz.
    başlangıçta her şey çok güzel.
    yaşabilmeyi seviyorum her şeyden önce.
    ama biliyorum ki tetik çekilecek.
    15 güne yakın bir süre sonra ırmak yakalanıyor ailesince.
    tabi ki ondan sonra ben yakalanıyorum.

    arabadayım. gözümü kapatıyorum. karşımda altından bir taht var.
    üstünde oturunca tutuşuyorum. bu bir düş.
    biliyorum, çünkü babam dikiz aynasından sert bir şekilde bana bakıyor.
    eve gidiyorum; bütün aile orada.

    neden diye soruyorlar,
    cevap vermiyorum.
    tekrar soruyorlar.
    cevap veremiyorum.

    biliyorum ki, nedeni yok. içim şimdi biraz huzur bulmuş gibi.

    ırmakla konuşuyorum. yarın kaçıp intihar edeceğiz.
    düşününce, artık bir namlu olmadığını hissediyorum.
    bu sefer koşarken nasıl olduysa dört tarafı denizle kaplı bir yere gelmişim.
    ···
  7. 82.
    0
    ertesi gün bir punduna getirip evden kaçıyorum,
    sahil kenarı güzel bir yer.
    kimse yok. karşıdan ırmağı görüyorum.
    intihar edeceğiz.
    elimde pgibolog un verdiği ilaçlar.
    gözüne bakıyorum, gözüme bakıyor.

    gözümü kapıyorum sonra,
    aklıma geliyor;

    "hani bir idam mahkûmu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş
    ya da düşünmüştü: yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki
    ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar,
    okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek
    bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce,
    bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmamda
    gerekse o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek
    olmaktan çok daha iyidir. yeter ki yaşayayım!"

    edemiyoruz, ırmakla yolun sonuna geliyoruz. ve fark ediyorum ki,
    aşk denilen şeyin bitmesi böyle bir şeymiş.

    eve dönüyorum, özür dileyerek odama gidiyorum.
    böylece lise hayatımın son ayları da,
    okuldaki garip çocuk olarak son buluyor.
    ···
  8. 83.
    +1 -1
    aralardaki edebi kısımları atlasan şuan hikaye biterdi be aga
    ···
  9. 84.
    0
    ırmak dan bana kalan bir şey varsa,
    o da bir sürü yeni arkadaş.
    çünkü eskilerin hepsi artık hastalıklıymışım gibi davranıyorlar.
    ya bana çok iyi davranmaya başlıyorlar,
    ya da garip bir korku duyarak.

    çünkü bir kere böcek olmayı seçmiştim.
    o namaz sırasında tanrıya seslenmeyi seçmiştim.
    düşünüyorum ve diyorum; "tanrım oradaysan ve sesimi duyuyorsan,
    bütün inandığım değerler adına bana yardım etmelisin."
    ediyor mu hiçbir zaman bilmiyorum.

    lise bitince, güzel sanatlar üniversitesi için sınavlara giriyorum.
    türkiyenin en iyilerinden birisine girmeye hak kazanıyorum.
    bilgisayarın başında kafamı geriye çevirdiğimde,
    babannem çok mutlu; aklıma ejderhaların ne kadar aptal oldukları geliyor.
    herkes seviniyor, eskileri unutuyorlar.
    artık üniversiteliydim;
    yeteneğim doğrultusunda bir yer kazanmıştım.
    beyaz bir türk genci olarak, yeni bir pazardım.
    artık üniversiteliydim, bu da demektir ki eve çıkmaya hak kazanmıştım.
    fakat söz vermem gerekiyor; unutulmayanlar var.

    tekrar düşünüyorum; "çünkü ağızlarını kapatmayı unutmuşlar!"
    ···
  10. 85.
    +3
    şiirmi yazıon be dıbına koduum düzgün yaz şunları boşluk bırak bişey yap
    ···
  11. 86.
    0
    ileri sarıyorum ve part ikiye giriyoruz.

    yeni eve çıkıyorum, her şey hazır.
    üniversiteliyim. yarın okulun ilk günü.
    heyecanlıyım, ergenliğimden utanıyorum.
    her şey bitmemiş ama; hala huzursuzluk içindeyim.

    fakat, kesinlikle kurtulmam gereken hareketlerim var.
    kendimce planlar yapıyorum.
    üniversiteliyim ben!
    siyasete girmeliyim, ki girmiştim.
    tanrı ile olan problemimi bir yere oturtmalıyım.
    sanata bakış açım artık hayata bakış açım olmalı.
    entelektüelim ve bunu yaşam ile tamamlamalıyım.

    içimde çok garip bir his. sanki 500 yıllık zindandan çıkmış gibiyim.
    evimde tek başıma otururken, hiç unutamadğım;
    gözümü kapıyorum,
    altından bir taht var. bu sefer oturuyorum üstüne.
    biraz rahatsız. ama ben varım.
    ilk defa tutuşmuyorum.

    bunların hiçbirini de drama yaratmak için anlatmıyorum.
    gerçekten gözümün önüne gelen ve içimi ezen duygularım bunlar.
    hatta bu kadar duygusal olmayı eziklik olarak gördüğüm dönemlerde oldu.
    fakat, elimde değil.
    insanların lafları arasındaki kelimelere bile takılıyorum.

    tüm bunların yanında obsesyon hastalığı çıkıyor bende.
    kaldırım kapaklarına basarak yürüyorum.

    diyelim ki bir yol var. ve kapaklar sağlı sollu sıralanmış.
    çaprazlama basarak yürümek zorundayım.
    düz çizgileri takip etmeliyim;
    kaldırımlar sarı beyaz ise, sarılara basarak yukarı çıkmalıyım.
    kısaca obsesyonum iyice artıyor.
    ···
  12. 87.
    0
    kediyI kesmenin mantigini da anlatcan mi bana sunu acikla seytan varsa allahta var neden seytan?
    ···
  13. 88.
    0
    kedi kestin mi lan okuyamıcam:/
    ···
  14. 89.
    +1
    yaklaşık bir dönem boyunca ortama alışmaya çalışıyorum.
    bu sırada keman çalmayı bırakıyorum.
    metal müzik dinlemeye başlıyorum.
    eskisi kadar çok okumuyorum,
    çünkü okulda gördüğüm kadarıyla
    türkiye de siyasetçi veya entelektüel olmanın
    okumayla alakası yok.

    ırmak ın tanıştırdığı çocuklar görüşüyoruz.
    okuldaki çocuklarla pek kaynaşamadığım için,
    onlarla daha çok takılıyorum.

    bir gün bunlar beni bir partiye çağırıyorlar.
    fakat gotikler varmış.
    bu kızların hepsi ortamcıymış.
    gelmeliymişim.
    bir ben ekgibmişim.

    yeni model siyah kıyafetlerimi giyiyor,
    yeni uzattığım saçlarımı güzelce taratıp,
    bileklerimle beraber partiye gidiyorum.

    bilmiyorum ki bu parti hayatımın dönüş noktası olacak.

    tekinsiz bir yerde parti. neredeyse yerin altında bir yere giriyoruz. her yer duman
    içinde. daha sonradan uyuşturucu kokusu olduğunu öğreneceğim,
    kesif kokuyu alıyorum.
    içime hafifçe bir korku düşüyor.
    ulan ben nereye geldim diyorum.
    arkadaşlar da ilk defa geliyor oraya.
    akıllarında farklı bir etkinlik yapacaklar.
    daha öncesinde tv de görüp dalga geçtiğimiz o orjinal tipler
    bu sefer yanıbaşımızda.
    ···
  15. 90.
    +1
    yanımıza bir tip geliyor. bildiğiniz gotik makyaj yapmış.
    yüzüklerin efensinde uruk hai ler varya,
    ciddiyim öyle bir tip.
    babalar nasılsınız diye direkt girdi muhabbete.
    eyvallah sen napıyorsun falan derken,
    fark etmeden herifle kanka muhabetine döndü.
    bunun ismi de cenk.
    daha sonradan aslında başka bir isim, bir nick ile
    tanındığını öğreneceğim.

    klagib partici tipleri olur ya. başta öyle birisi sandım.
    ilk defa doğru dürüst bir partideyim, her yer gotik.
    bizde daha dövme bile yok. öyle süt gibi duruyoruz ortamda.
    bir bu adam konuşuyor bizle.

    bu hızlı hızlı içmeye başladı. ayak uyduralım diye bizde öyle yaptık.
    tabi ki bünyemiz onun gibi sünger değil, bir kaç shot tan sonra benim dünya
    kaymaya başlayınca ortamdan iyice korktum.
    ses kulaklarımda patlıyordu.
    bir yandan garip garip tipleri görüyordum.
    korkum gitgide arttı.
    ses kulaklarımı dövmeye başladı,
    kalbimin boğazımda attığını hissettim.
    sonra gözlerimi kapattım.
    babamın suratını görmemle, kendimdem geçmem bir oldu.

    panik atak geçirmiştim. tekiladaki bir maddeye alerjim varmış.
    alerji nefesimi kesince panikleyip bayılmışım.
    gözümü hastahanede açtım,
    arkadaşlarım ve cenk başımdaydı.
    ···
  16. 91.
    +2
    o geceden sonra baya bir duruldum.
    benim arkadaşım kemal, cenkle iyice kanka durumuna gelmiş.
    sürekli görüşüyorlarmış.
    bir iki kez bende gittim bunlarla beraber. herifler bira alıp, park da içiyorlar.
    böyle şeyleri görünce başta bir soğudum bunlardan.
    çünkü öğrendiğim o kadar çok şeye tersti ki.
    resmen bayalıktı yaptıkları. lümpen hareketleriydi.
    dedim bunlarla bir daha görüşmem.

    bu sırada okulda bir derste,
    hocanın teki belli bir ideolojide olan öğrencilere takıyormuş.
    ben de o gruptaki öğrencilerle beraber olduğum ve
    kantinde vs göründüğüm için, kara listeye girmişim.
    bir ödevimini 01 aldığını görünce tepem attı.
    gidip hocayla konuştum.
    malesef devlet üniversitelerinde pek konuşma işinde başarılı olamıyorsunuz.
    adam akıllı davranmam gerektiğini,
    bunun bir uyarı olduğunu,
    bir daha karşısına çıkarsam beni okuldan attıracağını vs söyledi.
    ben de üstüne yürünce,
    yaklaşık 1 dönem ceza uzaklaştırma cezası yedim.

    tabi ki bu ceza ailem tarafından öğrenilmeyecekti.
    onlara sürekli her şeyin iyi ve standart gittiğini,
    herhangi bir şeyin olmadığını söyleyip duruyordum.
    bu yalanlar artık öyle ağır gelmeye başladı ki
    bir yandan sigaraya başladım.
    ama şimdi dönüp bakınca, bunun ergen isyanının bir kalıntısı olabileceğini de
    hesaba katmıyor değilim.
    ···
  17. 92.
    0
    artık kalanı yarın anlatırım arkadaşlar.
    bir kişi bile okuyorsa devam edeceğim merak etmeyin. en azından ona
    hızlıca anlatır ve meseleyi kapatırım.
    işin üzücü kısımlarına yaklaştık, zaten uzun sürecek olan oralar.
    görüşmek üzere.
    ···
  18. 93.
    0
    reserved
    ···
  19. 94.
    0
    Reserved
    ···
  20. 95.
    0
    dinliyorum lan ben
    ···