1. 451.
    0
    tam bu sırada, kemal aradı. "hemen buraya gel"
    "ne var oğlum ailemle beraberim" dedim.
    "acil buraya gel bir işimiz var" dedi.
    bizimkilere işim çıkmış, takılıcaz falan ayağına çıktım hemen evden.
    ama belli yani bundan sonra beni eskisi gibi rahat bırakmayacaklar.
    bir yandan da düşünüyorum ulan bu tip ne? eskiden küfür etmez,
    argo bile kullanmazdım. "dıbına koyayım senin gerizekalı" falan
    sövüp duruyorum kendime. atladım, bir iki saat daha yol
    hemen geldim bara. cenkle kemal beni kapıda bekliyorlar o derece.
    "nerede kaldın çabuk işimiz var" dedi.
    "ne işimiz var" diye sordum, cenk atladı hemen "öğrenirsin."
    "hayır burada söyleyeceksin" dedim, artık amele değilim, cenk ne kadar
    adamsa, bende o kadar adamım. durdu döndü böyle, gözlerini devirerek
    "kızın teki çıldırmış onu bir yere zütüreceksiniz"
    ulan şimdi bu ne demek?

    "kemalle gidin, kızı alın" dedi, arabanın anahtarını verdi.
    çok sürmeden, o sokağa geri geldik. ilerledik döndük falan,
    selamlaştık, aşağıya indik. çığlık kıyamet kopuyor.
    hemen gittik oraya, bu sefer iv yani dördüncü odaya girdik.
    kocaman alan, yatakhane şeklinde düzenlenmiş. kızın teki var,
    elini ayağını bağlamışlar. öylece bağırıp duruyor.
    ilk geldiğim de duyduğum çığlıkların sebebi de muhtemelen bu kız.
    kemal cebinden eter çıkardı, "bunu ağzına basalım" dedi.
    gittik, kız zaten pek hareket edemiyor, ağzına eteri bastı bayılttı.
    "şimdi ne yapıcaz?" dedim,
    bu kafayı kaldırdı, gene neredeyse ağladı ağlayacak.
    eskiden böyle değildi ama artık korkuyor belli ki.
    "zütürücez, buraya yakın bir orman var, oraya bırakıcaz" dedi.
    "ulan sen ne diyorsun? manyak mısın kız ne olacak" dedim.
    "zaten onu istiyor, ayarını kaybetmiş artık bu dünyaya ait değil" dedi.
    kafasını bana doğru çevirdi, gözlerini açtı.
    şimdiye kadar hep soyut şeyler gördüğüm için, ucu hep soyuta dayandığı ve
    pek insan bedeniyle alakalı olmadığı için, derecesi belliydi.
    kalbim küt küt attı, baya bir korktum.
    gözleri saydam bir beyazlık kesmiş. sanki içinden ruhu çekilmiş öyle bir şey.
    ···
  2. 452.
    +1
    @yeteneksiz kahraman

    1. varlıkların kendi alemlerinde arapça konuştuğuna inanılır. ve bende hep öyle tanık oldum. fakat onlar somut bir şekilde varolmaz, projeksiyon şeklinde beyninin içerisinde olurlar. doğal olarak türkçe konuşmuş olursun ama, iç sesinle konuşur gibi düşün. belki de dil yok, sadece anlıyorsun o kadar.

    2. ırkları yoktur. dört elemente göre sınıflanırlar. deniz, hava, toprak ve ateş olarak varoldukları yerler farklıdır.

    3. kabileler ailedir. tıpkı bizdeki aşiret gibi.

    4. binlerce farklı alem olduğu söylenir. o alemlerde teknoloji ne halde bilemiyorum. ama kendi aralarında gündelik bir yaşantıları var.

    5. varlıklara arkadaşlık kurabilirsin, sevgili olabilirsin, sevişebilirsin. ama bu tarafa geçen tüm cinler şeytandır. yani onların sözlerinde az doğru çok yalan vardır. bunu bilip, eninde sonunda yanacağını da kabul etmen lazım. çünkü ateşle oyun olmaz.

    6. normal ve işinde gücünde olan hiç kimseye bir şey yapamazlar. eğer çağırırsan ve onlara güç kazandırırsan, sanki birisi varmış gibi kuvvet uygulayabilirler. onun dışında, varlıkların bu dünyada kalabilmesi için, zaten kendinden pay verirsin.

    7. isimleri biliyorsan, ki meşhurları vardır; ismiyle çağırabilirsin. diğer şartlarda tam olarak neye göre geldiklerini de bende bilmiyorum. muhtemelen "duyma" meselesidir.

    8. bazı varlıklar ile asimetrik bir alem sözkonusu. astral seyahat gibi bir yöntem ile dünyayı görebilirler. fakat bu projeksiyonel olur, yani somutlaşamazlar ve müdahale edemezler. bazı yerlerde onları çekebilecek enerji olur, o enerjiyle beslenerek gelirler. yani izlemeleri mümkün. ama müdahale değil.

    9. insanlar için öyle söylenir. bunun da irade olduğuna inanılır. gerçekte ise durum şu; onları çağırıp kendine bağlarsan (ki bu hikayedeki ayinler gibi) artık durum eşittir ve hatta onlar öndedir. sözkonusu olan şey, deplasman olayı. insanlar kendi sahalarında yani bu alemde iş çevirdikleri için, 1-0 önden başlıyorlar o kadar.

    10. varlıklar ile insan arasında binlerce mesele geçmiştir. fakat savaş diyebileceğimiz bir mitolojik kaynak yok. yalnız tarikat - tarikat (insan - insan) arasında olduğu söylenir.

    11. muhtemelen kudret ve bilgilerine. bazıları yaratılıştan güçlüdür, bazıları olgunluğuyla. bilge olanlar daha güçlüdür, bazı elementler diğerlerinden üstün olduğuna inanılır.

    12. ifritler ateş kökenli ve cehennem kaynaklı olduğuna inanılır; tıpkı semum gibi. cin bir tür adıdır; insanlar gibi. hüddam ise cinleri kontrol altına almak için kullanılan bir yöntemler bütünüdür. arap mitolojisinde geçer.

    13. varlıklar bu dünyaya projeksiyonel olarak girdiği için, insan beyninde varolurlar. doğal olarak rüyalara da girebilirler.

    @ozgun x anarchy

    dediğim gibi, belki bir şeyler ayarlayabilirim.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 453.
    0
    moruk bu ne çok yavaş yazıyosun ya hızlı hızlı at şu yazıları
    ···
  4. 454.
    0
    burdayız hadi
    ···
  5. 455.
    0
    takip ediyoruz 1 haftadır
    ···
  6. 456.
    0
    http://inciswf.com/1299341839.swf
    ···
  7. 457.
    0
    devam et panpa ama biraz hızlı ol lütfen
    ···
  8. 458.
    0
    çözdük bağlarını, ellerini ayaklarını dışarıdan bağladık.
    sırtladık kızı çıkarttık oradan. mekandan çıktık,
    sokakta yürüyoruz. bir yandan da korkuyorum birileri görecek
    başımıza iyice bela alıcaz diye. neyse ki dar sokağın hemen girişine
    parketmiştik arabayı, önden gidip kontrol ettim.
    kimse olmadığını görünce kemal hemen geldi arkaya attık kızı.
    başladık gitmeye. yol boyunca hiç kimse konuşmuyor.
    bir yere gidiyoruz ama sormaya korkuyorum. biliyorum çünkü.
    "nereye gidiyoruz kemal" dedim,
    "buraya yakın bir sayfiye yeri varmış, ormanlık alan,
    oraya zütürüyoruz." dedi.
    bilin bakalım orası neresi... benim çocukluğumun geçtiği yer.
    yani bugün 2 kere gidip geldiğim yer.
    1 saatlik yolumuz var kısaca.
    yaklaştıkça ağlayacakmış gibi oluyorum. düşünüyorum,
    üniversiteyi kazanınca buradan nasıl kurtulmuştum;
    saf olarak buradan çıkmıştım.
    şimdi neredeyse en dibe batmış birisi olarak dönüyorum.
    içimde delicesine bir pişmanlık var.

    çok geçmeden anayola bağlandık, ilerliyoruz.
    yol boyunca ormanlık alan. baya baya orman ama, içinde ayı olanlardan.
    gidiyoruz falan, ses soluk çıkmıyor kimseden.
    bu sırada aynen şöyle bir şey oldu;
    oturuyorum, gerilmişim ve kafamı mümkün mertebe geriye yaslamışım
    tam bu sırada birisi kulağıma arkadan yaklaştı,
    buz gibi, ama cidden buz gibi bir nefesle "dıdikan" dedi,
    aniden çığlık attım; kemal zaten gergin kafayı yemiş gibi
    kontrolünü kaybetti. anayolda zikzak çizerek ilerliyoruz.
    "laannnn ne oluyor lannn" diyerek döndüm hemen arkamı,
    kız uyanmış, bembeyaz gözlerle bana bakıyor.
    kanım çekilmiş gibi hissettim. her yer karanlık,
    hava buz gibi.
    ···
  9. 459.
    0
    çok geçmedi, kemal kendini topladı. başladı ana avrat sövmeye,
    sürekli kızı bayılt kızı bayılt diyor. ulan neyle bayıltayım,
    eteri orada bıraktık mal gibi. kız kendini geri attı, olur ya acı
    çeker insan kasları gerilir, öyle geriliyor. arapça bir şeyler sayıklayıp
    duruyor. aslen antalyalı bir kız bu ha. arapça falan bilmesine imkan yok.
    böyle derinden gelen acayip bir ses. toparlandım hemen, geçtim arkaya
    kendimi atarak. tuttum bunun ellerini ayaklarını,
    çıktım üstüne. dedim kemal ne kadar basabiliyorsan bas,
    yolun bitmesini bekliyoruz, en yakın yerden giricez ormana.
    gece vakti bir çevirme olsa, olduğumuz yere sıçarız o derece.
    kızda çığlıklar atıyor, ama çığlık değil, resmen bir şey böğürüyor.
    arapça bir şeyler diyor sürekli. cildi iyice kurumuş,
    kan çekilmiş gibi. tutarken insan ağaç dalı tutar gibi hissediyor,
    öyle bir şey olmuş cildine. ne yalan söyleyeyim, o dakikalar boyunca,
    neredeyse altıma yapacak kadar korktum. bir altımdaki şeyden korkuyorum,
    iki birisi bizi öyle yakalayacak diye. hiçbir açıklaması olamaz çünkü.

    5 dk falan geçti, kız başladı ritim tutmaya. bu işlerle uğraşırken
    anlıyorsun ki ritim tutma varsa; bir ritüel tekrarlanıyordur.
    hemen ağzına yapıştım; elimi öyle bir ısırdı ki neredeyse
    yarısını koparacaktı. acıyla kendimi geriye attım;
    oldukça da kuvvetli hareketler yapıyor. tam üstüne geri
    atlayacaktım ki, kafamı kaldırınca ormanın her iki tarafında da,
    ağaçların biraz gerisinde bir sürü insan silüetleri gördüm.
    ama nasıl söyleyeyim; oldukça donuk. varla yok arasında bir şey.
    kız birden durdu; "geldiler, beni istiyorlar. onlara katılıcam,
    bu akşam düğün var, düğün var, herdargol ermese (arapça bir şeyler)"
    diye bağırmaya başladı. tekrar üstüne atladım. kafasını koltuğa
    bastırdım, nefessiz bırakarak bayılttım. yalnız, ilk seferde öldü sanmıştım;
    çünkü birden hareketleri kesildi. böyle anlatılamaz;
    sanki içinden bir şeyler fırlıyordu.
    ···
  10. 460.
    0
    gece oldu bekliyoruz reyiz hızlı cCc
    ···
  11. 461.
    +1
    artık çok geçmedi ki hemen vardık, bir dere kenarı.
    hemen önümüzde de orman var. muhtemelen piknik alanı
    olarak kullanılan bir yer burası. çıktık arabadan, kızı sürükledik.
    ormanın biraz ilerisine bıraktık. kemal cebinden bir kağıt çıkardı.
    al bunu oku, birlikte ayin yapıcaz dedi.
    "ne için gerekli" dedim, "bu kız da bir kurban" dedi,
    "tarikat ile kabile bağlanmak için kız alıp veriyorlar" dedi.
    artık yapılan manyakça işlerin büyüklüğünü siz anlayın.
    başladık ağaç dibinde okumaya, bir yandan kızı sürüp
    ormanın derinliklerine ilerliyoruz. okuduk okuduk, şarkı söyler gibi
    bir ritmi var. bu sefer okuduğumuz şeyler, arapça. hoş bir ritmi var
    yani nasıl söyleyeyim; cidden düğün havasında, neşeli bir şeyler.
    ileriden çatırt diye ses geldi. durduk okumayı kesti kemal, peşinden sustum hemen.

    böyle karanlık ilerledi ilerledi, önümüze kadar geldi.
    ay ışığı 2 adım ileride yok, öyle düşünün.
    kemalle geri geri yürümeye başladık, sonra bu döndü,
    arkana bakmadan ilerle dedi. hızlı adımlar ile ormandan çıktık.
    hemen ardından çok uzaklardan davul zurna sesi geldi.
    hep dedikleri düğün olayını, resmen yaşamıştım. tanık olmuş sayılmam;
    fakat böyle orman içlerinde yaşadıklarını duymuştum ve
    bu olayla beraber gerçekliğini de anlamıştım.
    arabaya geri bindik. ikimizde iyice yorgunuz.
    "burada kalalım yarın gece döneriz" dedi kemal,
    ama ailem beni görürse, iyice sıçarım. "yok dönelim
    görmüyor musun burasını" dedim, atladık geri döndük,
    doğrudan eve gittik zaten.
    ···
  12. 462.
    0
    anlat kardeşim takipteyizz
    ···
  13. 463.
    0
    cccccccrrsccccccccc
    ···
  14. 464.
    0
    hadi usta
    ···
  15. 465.
    0
    Hızlı yaz oç
    ···
  16. 466.
    +1
    gene mi bıraktın amk artık korkuyorum sonu quanttum gibi olacak diye
    ···
  17. 467.
    0
    gündüzleri hiç yazmıyorsun panpa.
    ···
  18. 468.
    0
    reserved
    ···
  19. 469.
    0
    panpa bişeyler ayarlayabilirim dediydin onu unutma ha
    ···
  20. 470.
    0
    davulcu zurnacı cin mi var lan şimdi komik geldi amk *
    ···