sapık

Ev o kadar incintı ki, camları açmıyodum komşular görüp belediyeyi aramasın diye. Geri sayıma kurduğum saatime göz attım, sonra hemen gözümü başka yerlere attım. Çünkü 1 saat kalmıştı. 1 saatte bu evin kabasını alamam ben be. Tozlar 4 aylık. Biraz daha geçse evrim geçirip hayvana dönüşücekler. Örümcek ağları desen tenis kortu kurmuş. Ben buraları temizlemeye kalkarsam kıza bir hi bile diyecek gücüm kalmaz. Kadınlar, kadınlarımız! Temizlikçi kadın çağırma hakkımı kullanıcam. Hatta 4-5 kadın çağırıp burayı zengin evi gibi yapıcam. Dizi evi yapıcam lan buraları…
Yaptım da. Kadınların biri evde benden habersiz yaşayan hayvanları kovdu, diğeri mutfağı yemek programı setine çevirdi, berisi örümceklere savaş açtı ve kazandı. Derken ev yalamalık. Budur.
Selin’in gelme saatini bildiren geri sayımıma baktığımda saniyeler kalmıştı ve onlar da deli gibi kaçıyodu. Temizlikçi kahraman kadınlarıma madalyalarını takıp uğurladım. Etrafa şöyle bir bakındım, Avrupa standartları. Ve kapı, “zaman geldi abi” dercesine öttü. Allah’tan yakışıklılık dileyip açtım. Kız içeri girer girmez:
“Kapında kadın ayakkabısı var, kimin o acaba?”
Hass. IQ düzeyimi o saniye çok düşünmekten arttırdım ve “Ya onlar karşı komşunun. Kadına elli kere dedim ayakkabını çıkarırken geriye doğru fırlatma diye. Bak yine buraya kadar gelmiş” dedim. IQ düzeyimi fazla düşünmekten düşürmüş de olabilirim bilmiyorum. Eski sevgilime ait lanet topukluları alıp karşı kapıya koydum. iyice inandırıyım diye. Şevket amcanın arkasına basılmış kunduralarının yanına yerleştirdim. Geri gelip devam ettim:
“Geçen gün kapıyı bi açtım, bu da ayakkaplarını çıkarıyomuş, bi fırlattı, şeyime! 3 ay kısır gezdim…”
“Komşularla zaten imza topladık kadını kovdurcaz böyle ayakkabı mı çıkarılır ya…”
Kız “Tamam tamam sakin” dedi, durdum. Hakkaten o kadar heyecan yaptım ki sallarken, yalan yani belli. Vücut yalan diye bağırıyor panikten. Neyse ki içeri girdi. Tamam, bu eşiği geçti ya yeter. Gerisini hallederim.
“Oha evin ne kadar temiz! Bu erkek işine benzemiyo” diyo şimdi de. Artı kazanıyım diye “Yüzde yüz erkek işi” diyerek yavşakça kendimi işaret ettim. Ulan keşke böyle davranmasaydım. Şimdi hiç temizlik-yemek yapmaz bu. Salona s.çar ben temizliyorum diye. Neyse oturduk kahve getirip zütürücem, mutfağa abandım. Şöyle bir baktım mutfak atmosferine. Lan hakkaten bura çok temiz. Evim Şahane ekibi şimdi çıkmışçasına. Hemen biraz yağ döktüm yerlere, inatçı lekeler yaptım, lavaboya tükürdüm, unladım yüzeyleri…
“Şimdi kahveleeeeer” diyerek içeri girdim. içerde sesim döndü dolaştı ve kendi yüzüme çarptı. Odada yok. Yine ne araştırmalarda bu sinsi köpek. Baktım WC’liyo. Ve korktuğum anlar… WC ne durumdaydı diye hayal etmeye çalıştım. Eski sevgilimin eşyaları her yerde fink atıyo. Sanki evi 10 dakka önce terk etmiş gibi. Bu şimdi WC’de neler bulur çıkarır. Saç tellerini bile toplar. WC’ye yapacak bi şey yok. Hemen yatak odasına koşayım bari. Bi baktım yatağın üstünde pembiş, ayıcıklı, nonoşlu bir pijama takımı. Bi de katlayıp derlemişler Allam. Hemen pencereden aşağı… Dolabın üstünde tokalar, kız kız… Attım onları da camdan haydiyin. Burası tam bir tehlike yuvasıymış be, iyi ki el attım. Yuva bozar bura. Kızla ayrılalı 1 hafta oldu, daha etrafı düzenlememişim bak bak. Ne odunum. Millet bi tane tel toka görüp ağlıyo, yere çöküp ağıt yakıyo. Dolabı bi açtım, hiii! Asıl memba burdaymış. Don, atlet, sütyen gırla… Hepsini camdan aşağı yolladım. Tıkırt etti içersi. WC’nin kapısının açılma tıkırtı. Çıktı. Ne saçı, ne parmak izi, elinde bir kırmızı ruj bunun! Al işte. Kız dedektif gibi ya. Belli bu 10 kere filan aldatılmış. “Tuvaletinde ruj buldum nedense” dedi. Ve can alıcı soru: “Sen bu evde biriyle mi yaşıyosun?”
“Yok Selin saçmalama” diyodum ki bi şey daha çıkardı belinin ardından. Orkid! E yuh artık! Dedim Memo sen saçmalama asıl sus. Hadi ruju açıklarım da buna bi şey bulamam yani. Yalanım biter buna. Benim eskisi de resmen sevgili yapmıyım diye gitmeden önce eşyalarını evin pilot noktalarına yerleştirmiş. Evi eski sevgili müzesine çevirmiş. Bi Orkid’e baktım, bi ruja. Sonra bi Selin’e. “Bak Selin” dedim. “Kuzu insan. Sana açık konuşucam. Ben çift kişilikliyim. Raporum var. Geceleri kadın gibi davranmaya başlıyorum. Ama eğer el ele verirsek bunu aşabiliriz aşkım.”
Yüzü dolar 10 lira olmuş gibi oldu. Geri geri gidiyo. Elleri ters döndü şoktan. Mutfağa girdi geri geri araba gibi. “Korkma, sakin ol” diye üstüne bir adım atıyım dedim, yerdeki yağdan olsa gerek kayıp havada fotoğraf çektirdikten sonra kafalama düştü. Yerde çığlık çığlığa bağırınıyo! Break yapar gibi dönüyo mutfak zemininde. O esnada kapı çalmaya başladı mı! Ama insan çalışından bahsetmiyorum. Güm güm güm şeklinde. Maç tezahüratı gibi “Aç kapıyı” diye bağırınıyolar! Kız fırladı yağlı yerlerden kaya kaya kapıya asıldı. Ve açtı. “Kurtarın beni, sapık bu” diye coştu. Kapının önünde tüm komşularım kapı numarası sırasıyla dizilmişti. Alt komşum “Kızım camlardan sütyenler atıldı, donlar atıldı, tecavüz mü oldu sana” dedi. Selin “Bilmiyorum galiba etti teyze” diyo. Lan elini bile öpmedim be. Öteki komşum hepten hain çıktı: “Kızım senden önce evden 4 tane kadın daha çıktı. Hem de 40’lı, 50’li yaşlarda. Nasıl bi mide varsa bilmem. Şimdi de sen. Bütün jenerasyonları deniyo galiba…”
Derken birden herkes sustu. Karşı dairede kavga vardı feci. “Nerde o kadııııın” diye karşı komşum Şeyda abla bi elinde bıçakla dışarı fırladı. Öteki elinde de eski sevgilimin topuklusu! Hii! “Nereye sakladııın, bi bakkala gidip geldim kapının önünde kadın topuklusu duruyo! Sööleeee” diyo…
Kapıyı yavaşça kapayıp bütün kilitleri devreye soktum.