+60
ve artık kendimi tam olarak hazır hissediyordum o bıraktığım eve geri dönüp sadece günlüğümü alacak ve gidecektim yurt dışı düşünebilirdim ama gibtir et çok göze batardı sahte kimlikçiler bulabilirdim böylece illegal bir işte yakalanma olasılığım da çok düşüktü. neyse dedim ve işe atıldım aynen planladığım gibi evde para edecek ebadı küçük ne varsa cebe atıp çıktım telefonumu ve her şeyimi evde bıraktım bir de üstüne not bıraktım.
"eskiden ne işle uğraşıyorsam şimdi onun peşindeyim size bunu yapmaya hakkım yok ama onların da bana bunu yapmaya hakları yoktu yaptılar."
otobüse bindim hızlıca ve o arkama bile bakmadan çıktığım eve geri döndüm anahtarı hala bendeydi tabi kilidi değişmediyse bir de babamın silahını almıştım ne tak işime yarayacaksa. karşımda durabilecek hiç bir şeye göz yummayacaktım ve sadece bir formül değil bir aile borcu ve bir intikamımda vardı alıncak.
otobüsten inip eski çalışma evime doğru ilerlemeye başladım sokakları hızlı hızlı geçiyorum gereksiz bir heyecan kapladı bütün vücudumu ve eski evime gelmiştim apartmanın ikinci katına çıktım önce zile bastım açan olmamıştı. sonra kapıyı cebimdeki anahtarla açmayı denedim kimse bu kadar zamandır kilidi değiştirmemiş.
içeride sülfür kokusu vardı, bu kokuyu hep sevmişimdir. bıraktığım ceset çok steril çürümüş sinek bile girmemiş odaya iğrenç bir koku yok. sinek taklu tuvaletler yok. çünkü burası benim çalışma yerim. hemen kimyasal formülünün bulunduğu defteri gözlem günlüğümü ve kimyasalı alıp çıktım. kimyasal hiç bir sıcaklıkta buharlaşmıyor ve bozulmuyordu bu yüzden 1 asır sonra bile şırınga içinden çıkarıp kullanabilirsiniz.
fazla durmadım evde durupta sinirlenmek istemedim, kimyasalı ve defterleri sırt çantama koyup evden dışarıya çıktım. bu sefer aklıma farklı yollar geliyordu evet belki eceli erteleyemeyiz ölüm insanı mutlaka bulur fakat, ölümü yok edersek insan denilen varlıktan olmayan bir şey bir şeyi bulamaz. aynen aynen insanı ölümden saklamak yerine ölümün kendisini insanda yok etmek.