-
1.
+1velhasıl birçok hikaye, yaşanmışlık, kurgular, fanteziler, bilinçsiz ve saçma "hikaye" okudunuz. benim anlatacağım olaylar 2004 yıllarına kadar dayanıyor, inanın neden böyle bir platformda anlatma gereği duydum bilmiyorum ama en azından bi kenarımda, sol yanımda ukte olarak kalan hatıraları birdaha unutmamak adına tekrar kendi içimde yineleyerek hatırlamaya çalışacağım bu süre zarfında ise aynı zamanda size de anlatıyor olacağım, aynı bir günlük gibi. not tutmak gibi. yıllar sonra eğer ki hayatımda bir şeyler değişir ise, ki böyle bir durum olmasını istemiyorum bu yüzden sadece varsayımsal olarak söylüyorum o zaman gelip bu başlığı tekrar okuyacağım vesselam.
yıl yaklaşık olarak 2004 senesi, oğuz adında 14 yaşında birisinden bahsediyoruz, ki bu kişi o zamana kadar belki de yaşamaması gerekenleri yaşamış, tecrübe edinmiş.
annemi hiç tanımadım, sadece eski birkaç resimlerden bilirim yüzünü, artık nerede ve nasıl halde olduğunu bilmediğim resimlerden.
beni doğururken ölmüş, öyleymiş. babam o zamanın sömürge fabrikalarından birinde iyi kötü çalışan çulsuz bir herifti. belki de yaşamasının tek sebebi bendim. hiçbir akrabamız yoktu öylece çıkıp gelmişiz ankaraya zamanında, ben ne bilirim ne de hatırlarım. biraz daha eskilere gidelim 98 yıllarına, 7-8 yaşlarındayım. titriyorum, ankara ayazı. ama bunun nedeni havanın soğuk olmasından değil, iliklerime kadar yalnız olmamdan kaynaklıdır bilhassa. kara bir şey idim o zamanlar, çingene diye tabir ettiğiniz kesimden. sırtımda bi tekerlikli, köşede bucakta karton, plastik arıyorum. çöplerde. yıkık dökük gecekondu bir evimiz var babam ile başımızı sokuyoruz en azından. babam daimi olarak işte, ben ise sokaklardayım. her şeyin temeli o zaman atıldı, durumlar belliydi. neden buradayım? n'oldu bana allahım? türevi feryatlar ile köşe bucak gezerdim. sanki daha önce refah gördüm de, o yüzden feryat ediyorum ya. neyse.
-
2.
+1belki de böyle görmek istediğim için böyle görüyorumdur, ya da gerçekten böyle hissettiğim için ama inanın o zamanlar gözümde sadece siyah beyaz olarak canlanıyor. hayatımın bu zamana kadar etkileyen kısımlarından en kötü olan durumlardan birisi de budur, belki de bu hale gelmemi sağlayan durum budur bilemem, ama bildiğim tek bir şey var ise o da eğer böyle bir durumu tecrübe etmemiş olsaydım ne kadar bilinçsiz bir insan olacağımdı. zamanlar geçti, ben inancımdan da vazgeçtim. öyle büyük birisi sayılmam yanlış olmasın. ama dediğim gibi bir zaman sonra bir yük ağır gelmeye başlar ya ben de sırtımdan vazgeçtim. artık ne kadar yük binerse binsin hissetmemeye başladım. farkına vardım, insanların. bulunduğum toplumun, bir gayesi olan insanları gördüm bir zaman sonra, güldüm. çünkü herkes hep bir şeyin peşindeydi, ben böyle görmemiştim. ben belki hiçbir şey görmemiştim o zamanlar. ama beni boşluğa sürükleyen durum sırtımdan vazgeçmemdi. yükü umursamamaktı.
-
3.
+1ara sıra birkaç parça öneride bulunmak isterim, uzun bir süre içim alkol ve arabesk ile çürüdüğü için bu bulunduğum durumdan çıktım daha da boşvermiş bir hale büründüm. çünkü bir şeye çabalamam gerektiğini hatırlattı hep bana, hem arabeskten vazgeçtim hem de alkolden nefret ettim. ilk atacağım şarkının böyle bir nacizade parça olması başlangıç için iyidir sanırım, kimse olmasa dahi anlatacağım buraya. bir önemi yok çünkü kimsenin okuyup okumamasının, ilgilenip ilgilenmemesinin. https://www.youtube.com/watch?v=YJ__ja4QpMM imkanı olan kişilerin dinlemesini tavsiye ederim.
-
4.
+1okul zamanları geldi, hiç asabi olamadım ben. baş kaldırmadım hayata, biliyordum çünkü ne kadar gereksiz ve değersiz olacağını. okul kavrdıbını da bi köşeye attım velhasıl. işlerin ne kadar iyi olup olmaması umrumda değildi, 12 yaşına doğru yaklaşan bir insan müsvettesi düşünün. müsvette evet, çünkü nasibimi alamadım o zamanlar, hiçbir şeyden. her şeyden vazgeçmiş bir insan müsvettesi. vazgeçmek kelimesi basit kaçıyor aslen, fazla telafuz ediliyor. ağız alışkanlığı haline geliyor, içi çürümüş bir insan diyeyim daha doğru olsun. o kadar bilinçsizdim ki, ne zaman büyüdüm ne zaman yaşadım kaç yıllarımı sömürdüm bunlar gereksiz kavramlar haline geldi. zaman sadece yaşamayı kendilerine değer kılanlar için yavaş akarmış, ben boştum. boşluktan ibaret. o zamanlar tabii daha iyi bir durumdayız, en azından daha az yıpranıyordum bu belki sırtımdaki yükün hafiflediğindendir ki artık sırtımdan vazgeçmiş biri idim bu yüzden bu yükün ne kadar ağır ne kadar hafif olmasının bir önemi yoktu ya da sadece çok fazla yıprandığım için artık hafif kalmaya başlamıştı her şey. evde doyması gereken iki boğaz vardı bu yüzden bizim durumumuz çok daha çabuk iyiye gidebiliyordu. yaşım 14, belki de hayatımda hatırlayabildiğim tek somut zamanlar. hatırlanmaya değer. sakallarım vardı benim, 14 yaşında bir insan müsvettesiydim, göz torbaları mosmor. küçük çerçeve yaklaşık 1.50 numara gözlüğü ve bi tutam sakalı olan bir insan müsvettesi.
-
5.
+1bu şarkı hatıralarımdan bir parçadır, içimden. belki sol yanımdan, ukte kalanımdan. https://www.youtube.com/watch?v=zWbsnAHXyBU
-
6.
+1bugün, bu akşam bu ruh halinde bu şekilde yazıyorum ama inan ki bilmiyorum tekrar yazabilir miyim, tekrar zorladığım bu parmaklarım bu satırları telaffuz etmeye cesaret eder mi. şarkıdan bir kesit olarak violent kısmı görmeden önce "once again we lost" kısmı içimi titretir niteliktedir. bu da burda kalsın.
-
7.
+1belki bir dinleyenim vardır, ondan özür diliyorum. yarım saatlik küçük bir hava molası alacağım. nefes aldığıma inanmayı sağlamaya çalışıyorum.
-
-
1.
0Devam panpa
-
1.
-
8.
0kayışlar koptu, bilincim tamamen bilinmezliğe sürüklendi. arafa. şimdi tribe girilecek kısıma giriyoruz, çünkü hep klişedir değil mi. bi kız vardır, ben bu anları çok net hatırlıyorum, saf duyguları. onları olabildiğince betimleyebileceğim, bir harf, kelime, cümle ne kadar iyi anlatabilir ise o duyguları o şekilde anlatmaya çalışacağım. insanlardan izole şekilde yaşadım uzun süre, insanları bir konuşma yapacak kadar bile doğru görmedim. yazın kirini, pasını üstümden atıp okula tekrar döndüm. son sınıftım. oks idi sanırım ismi, öyle olması gerek. benim hiç umrumda değil, olamaz, olmamalı, olamıyordu. sanırım bir süre sonra bi sıcaklık hissetmek istedim. bir benlik en azından, yıllarını içine atmış birisi olarak göz teması kurabileceğim bir insan istedim. sadece göz teması kadar küçük düşündüm. yanlış anlaşılmasın bunları düşünürken kız arkadaştan kastım değildi, sadece bir insan. yıllardır yüzünü gördüğüm müdüre sınıfımı sordum 1 yıl önce yaptığım gibi. o kadar fazla boşvermişlik içinde yaşıyordum ki, o anlarda herhangi bir şey düşünüyor muydum ya da bulunduğum durum beni rahatsız ediyor muydu veyahut hiç öyle kalmaktan sıkılıyor muydum bilmiyorum. en sol köşe hep favorimdir, belki de hayatımdaki birkaç sürekliliğimden birisi. gittim en sol köşeye oturdum, yanıma başka bir insanın da oturduğunu kapının çarpılıp içeriye hocanın girmesiyle anladım. bu anları iyi hatırlıyorum, ilaçlarımdan dolayı hatıralarımı kaybettiğimi farkettiğimde bir kenara not aldım, yarım yamalak. sadece anımsamak ve sonrasında bir bütün olarak hatırlayabildiğimi hatırlamak için. buraya ise tam çözüm halini yazıyorum.
-
9.
0https://www.youtube.com/watch?v=KeLSQ5O8b0w bu şarkı zannımca hem melodi olarak hem de akışı olarak çok güzeldir.
-
10.
0yanımda oturan insanı bir türlü tasvir edemedim bir süre, o zamanlar teknolojinin sağlıksız çağında olduğumuzdan ötürü ki, aşk kavrdıbının tam anlamıyla abartıldığı zamanlar. "ben seni sevdim sen bana böyle yaptın, bileklerimi kestim" zamanları yanii. ben de internet kafeye gider lilium ın yanlışım yok ise transmission of a goodbyes albümü gibi şarkıları dinlerdim. mp3 çalarım var idi, ona internet kafeden rica ile atardım. çoğu zaman beni tasvir eden müziklerdendi. daha henüz arabesk kavrdıbının farkına varma şerefine ulaşamamıştım tabii. ama o albümü hala hatırlarım çünkü içimde bir yerde benim için çok özeldir. tasvir edemedim o insanı, davranış sergilemiyordu. tam olarak seçemiyordum kişiliğini, ne zamane emosu ne de harici bir tutumu vardı. ki ben gününün çoğunu sadece hocaya bakan, algılamayan birisiydim. birisi bir şey söylediğinde sanki söylediği şeyi duyamıyor gibiydim, kendi içimde bir bükülme vardı. kafam hep gidik ve ders zamanının birçoğunu yarı uyuklayarak geçirirdim. fantezilerden nefret ederdim, insanların fantezilerinden. benim için birçok davranışları ve inançları fanteziden ibaret idi. hala öyledir, yanlışım olmasın. kısa mini etek giymek ya da laübali davranışlar, kendini gösterme çabaları ki bunlar negatif şeyler evet aynı zamanda bir şeye gayesi olan insanlar, hayal kuran insanları da fanteziden ibaret görürdüm. midem bulanırdı.
-
11.
0biraz daha düşündüm de, bunca zaman sonra sanki hiçbir şey değişmemiş gibi hissediyorum. 2004 yılından bahsediyoruz ve şuanda bu başlıkta yalnız olmam da tekrar hissetmemi tetikler nitelikle. bariz bir şekilde zor geliyor, o an ne kadar köküme kadar yalnız isem şuanda onu tekrar hissediyorum bilhassa.
-
12.
0şu şarkıda kendisine göre özel ve bir o kadar da güzeldir. https://www.youtube.com/watch?v=o2zf28T0LFU
-
13.
0klişe lâkin ben birisinin burada olduğunu hissetmek istiyorum, birisinin bir şekilde bunları dinlediğine. şu başlıkta yanımda olacak birileri, sabaha kadar anlatabilirim o şekilde her şeyi. hem daha net hatırlarım hem de bu acıdan daha çabuk kurtulurum. birkaç kişi olalım en azından. bekliyorum sizi.
-
14.
0bekliyor olacağım birkaç benliği, bu süre zarfında tekrar bir şarkı ve ayriyeten çok sevdiğim bir fotoğrafı paylaşacağım.
http://imgim.com/Yqk28Z.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=_rPeRkVmCtg -
15.
0belki ben iyi betimleyemedim yahut belki de görmesi gereken insanlar görmedi, göremedi.
ya da bu yaptığım sadece bi' yanlıştan ibaretti, yine de sorun değil. tekrar bir gün hatıralarımı yazıya dökme cüreti bulduğumda burada olacağım. -
-
1.
0Panpa yanliz degilsin devam et
-
1.