Adıyaman'lı Pehlivanlar pehlivanı sevgilimi nasıl cami avlusunda emdim anlatıyorum toplanın.

Gemiyi andıran dev vücuda balıklama atladım ve kızgın kor haline gelen 4 santimlik haşmetliyi kalçalarını üzerine yerleştirdikten sonra 3310 gibi zangır zangır hızlı bir şekilde titremeye başladım. 4 saniyem dolduğunda 7. postanın sonuna gelmiştim, beynime kan ulaşmaya başlamıştı. Türk filmi tecavüz sahnelerini aratmayacak bir şekilde boynunu sömürmeye başladım. Annesinin memesine yapışan bir buzağı gibi iştahla emiyordum kulağını.

ahahaha güldüm am permatiği.
devam

Hedefimize varmıştık. Yol boyu koltuk altından akan terler ile 4 defa gusül abdesti almıştım. 1 saat sonra yanımdan gidecekti ve bırakın gibmeyi öpememiştim bile. O anki sinirle kolumu kolundan kurtarmayı başardım ve gücüme güç katan 16 yaş yoğun testesteron ve gibişme hırsının verdiği gaz ile sağlam bir çelme takıp koyduğum tek yumrukla hırçın pehlivanı yere serdim. Şiddetli ve hissedilir bedensel temaslar için onun yerden kalkmasına kalan tahmini 9 saniyeyi çok iyi değerlendirmeliydim.

En sonunda eve gelip duş aldım annem ne yapıyor bu salak der gibi bakıyordu meğersem her yerim ruj olmuş eve koşarak geldiğimden fark etmemiştim. Ah lanet instagrama girdiğimde engellediğini ve zevk aldığını belirten bir mesaj attığını gördüm, bu da böyle bir anımdı iyi günler.

Uçuş saatine 2, yanımdan ayrılış vaktine 1 saat kala Sultanahmet camiine gitmeye karar verdi ve attığı her adımda küçük çaplı depremler meydana getirerek koşmaya başladı. Kolum kızın kolunda fakat gövdem havada susamış köpek dili gibi dalga dalga, bayrağı andıran bir taraftan da uçurtmayı anımsatan bir vaziyette hedefe son sürat ilerliyorduk.

offf
bu ne gibilir beee

Kalan son 2 saniyede ellerimi memeleri üzerinde 348 defa gezdirdikten sonra hızlıca sıkıp bıraktım ve son sürat kaçtım. Hedefime ulaşamamış olsam bile en azından mesafe kat etmiş olmanın verdiği huzurla öyle güzel koşuyordum ki bir taraftan kendimi başka birinin gözüyle izliyor ve arkamda oluşan hava basıncı ile sonik patlamalar yarattığımı görüyordum..

O eziyet verici pozisyonda tam 5 saat o müze senin o türbe benim gezdik. Dur durak bilmiyordu, yoğun isot içerikli çiğköftesinden aldığı güçle bayır domuzu gibi beni de kolunda sürükleyerek koşturuyordu, hiç yorulmadan.

Her ne kadar ebat olarak benim için çok büyük olsa da o benim sevgilimdi ve bana ait bir et parçası ile fiziksel temas halindeydim. Dev şah damarlarında atan titreşimi hissettikçe ereksiyon halim şiddetleniyor ve demir gibi oluyordum.

Biraz yaklaşınca farkettim ki yanında annesi falan yoktu. iki kişi zannettiğim silület aslında pehlivan sevgilimden ibaretti. Zannettiğimden daha da pehlivan ve heybetliydi, ters bir hareketimde tek yumrukla can vereceğimi o an hissetmiştim

pehlivan varsa ben yokum

Beni görünce her biri bir besi danası kadar olan valizlerini tek hamlede sağa sola fırlatıp hızla üzerime koşmaya başladı. 2 metre kala boynuma atlayacağını anlayarak canımı kurtarmak için hızlı bir şekilde kenara çekildim ve boşluğa atlayarak kağıt uçak gibi süzüldükten sonra büyük bir gürültü ile yerle buluştu. 8 kişi güç bela kaldırdıktan sonra düştüğü yerde örümcek ağını andıran dev bir çatlak meydana geldiğini korku ve dehşetle farkettim.

O lanet gün geldi ve biraz çocuksu biraz da huur çocuğu sevinçler içinde hava alanına karşılamaya gittim. Yağız bir delikanlıyı andıran pehlivan sevgilimi gözlerim bozuk olmasına rağmen çok uzak bi mesafeden hemen tanımıştım. Annesiyle birlikte gelmişti..

Koskoca istanbul'da manita yapamayıp instagram sayesinde Adıyaman'lı bir kız düşürdüğüm ağır ergenlik günlerimde hayatım boyunca yapabileceğim en büyük hatalardan birini yaparak sanal sevgilime istanbul bileti almıştım. Geleceği günün sabahını olacaklardan habersiz büyük bir sabırsızlık ve heyecan içinde bekliyordum.

Yine de hiç bozuntuya vermedi, kemiklerimi kırmadan sarıldı ve kol kola girerek yürümeye başladık. O dev vücudun kolunda kendimi askıdaki minik bebek çorabı gibi hissediyordum. Ani hareketlerinde kolum omzum hizasından çıkıp geri yerine oturuyordu.