1. 26.
    0
    yakından bakıyorum.. bir yaprağa bakıyorum.. çok yakından.. gözlerimin odaklayabileceği minimum mesafeyi merak ediyorum..
    burnumdan 4 parmak uzağı sanırım.. odadaki herşeye 4 parmak uzaktan bakıyorum.. bitkiye, piyanoya, gitara.. ellerime, tırnaklarıma.. ahşap zemindeki tozlara..
    yerdeki kırmızı göle.. kırmızı damlacıklara.. piyanonun beyaz tuşları üzerindeki kırmızı parmak izlerine..
    ···
  2. 27.
    0
    tırnaklarımın kenarındaki etleri ısırıyorum.. yoluyorum onları.. daha sonra acıyacak.. biliyorum..
    bunu bile bile yapıyorum..
    daha sonra acıyacak biliyorum..
    bir an gözüm yerde sürünen gölgeye takılıyor.. kırmızı gölünden yavaş yavaş çıkıyor.. bana doğru sürünüyor..
    orta parmağımın tırnağının kenarını ısırıyorum.. çekiyorum.. yine tahmin ettiğimden daha çok geldi.. yine pempe etim görünüyor.. yine canım acıyor..
    gölge yatağımın yanına kadar geldi.. su şişeme uzandı.. kapağını açtı.. zar zor ağzına zütürdü ve biraz içti.. düzensiz nefes alış verişini dinledim..
    sonra yine olduğu yere yığıldı kaldı..
    yağmurun ne zaman yağacağını düşündüm.. sonra aklımdan bir bach bestesi çaldım..
    ···
  3. 28.
    0
    bsg iyi gidiyodun yannanladın sonra bütün olayı ammuğa godumun bebesi
    ···
  4. 29.
    0
    iyisin bin
    ···
  5. 30.
    0
    yazı masasının üzerindeki ekmekler artık yoktu.. gölge odanın en karanlık köşesine çekilmişti.. umrumda değildi.. yerdeki kırmızı göl iyice kararmıştı kurumuştu..
    eminim onunda üzerini toz kaplayacaktı.. toz herşeyi kaplar.. kaçış yoktur.. severim tozu..
    odadan çıkmam gerek.. aşağı inip yiyecek birşeyler bulmam gerek.. bunu belli aralıklarla yapmak zorundayım.. su ve yiyeceğe ihtiyacı var bu vücudun.. benim de vücuduma ihtiyacım var..
    toza teslim olmuş 6 katlı bir bina bu.. duvarları yıkık.. terkedilmiş.. her katta 4 daire var sanırım.. neyse umrumda değil.. sadece 4. kat 16 numaranın mutfağında yiyecek birşeyler olduğunu biliyorum.. ben geldiğimde çatıya çıkarken bu dairenin kapısının açık olduğunu görmüştüm.. sahi ne zaman gelmiştim buraya ben ?
    ···
  6. 31.
    0
    gölge benimle konuşmaya başladı.. dinlemedim.. arada ağladı.. bağırdı.. ama yerinden kıpırdamadı.. sürünerek yazı masasındaki yiyeceklerden yedi.. suyumdan içti..
    büyük yapraklı bitkime, piyanoma, gitarıma baktı.. bana baktı.. uyudu uyandı..
    yerdeki koyu kırmızı kuru göle bakmak hoşuma gitmeye başlamıştı.. her uyandığımda yere eğilip 4 parmak uzaktan bakıp üstünün ne kadar toz kaplandığını merak ediyordum.. gittikçe soluyordu renk.. bu odadaki herşey gibi o da griye dönüşüyordu.. gölge de..
    ···
  7. 32.
    0
    uyanık olma ve uykuda olma durumumu betimleyebilmek isterdim.. ama sanırım bunu yapamıyacağım.. genel tanımlara göre uyanık olduğumda ya eski hatıralarımı yeniden yaşıyordum, ya da oluşturduğum hayal dünyalarımda yaşıyordum.. bunların dışında ya yemek yiyor ya uyuyor yada birşeyler çalıyordum.. hayal dünyalarımda yada hatıralarımda yaşayabilmek için yaşıyordum.. basit.. çok basit.. ama hayatımın bi yerine "gölge" takılmıştı.. dikkatimi dağıtıyordu.. atmosferi bozuyordu.. onun hakkında fazla düşünmek istemiyordum.. çünkü ne kadar düşünürsem o kadar ona bulaşmış olacaktım ona.. ve bunu istemiyordum.. yok olmasını istiyordum..
    ···
  8. 33.
    0
    okuyorum
    ···
  9. 34.
    0
    bir saate devam ediyorum... yoldayım
    ···
  10. 35.
    0
    tribe girdim ak
    ···
  11. 36.
    0
    Piyanonun başında oturuyorum.. Bir terslik var.. Tuşlar yok.. Tuşların üzerindeki kapağın kapalı olduğunu farketmem biraz zaman alıyor.. Bu piyanoda böyle bir kapağın olduğundan bile haberim yoktu.. Ama neden ? Neden bu kapak kapalı ? Yanlışlıkla kapanmış olabilir miydi ? Hayır açılmıyordu kapak.. Kilitlenmişti.. Ama nasıl ? Kim yapmış olabilirdi ? Piyano yapamaz.. Gitar da yapamaz.. Koyu kırmızı gölet ? Hayır..
    Gölge ? Lanet olsun...
    Ama neden ? Hayır bunu yapmamalıydım. Gölgeyi düşünüyordum. Düşünmemeliydim.. Hemen yatağıma gidip yorganın altına girdim.. Beni izliyordu hissedebiliyordum.. Neden bunu yapsın ki ? Hayır lanet olsun düşünme uyu ! Uyu lanet olasıca uyu !
    ···
  12. 37.
    0
    Yine boş odaya bakarken uyandığımı farkettim.. Herşey yerindeydi.. Piyano gitar bitki yazı masası koyu kırmızı kuru gölet.. Gölge.. Oda yerindeydi.. Köşesinde karanlıklar içindeydi.. Yazı masasının üzerindeki yiyecekler bitmişti.. Onları bitirdiğimi hatırlamıyordum.. Piyanonun taburesine oturdum kilitli tuşlara baktım.. Umursamadım.. Bir yolunu bulacaktım.. Gitarıma yöneldim.. Kucağıma aldım.. Cilalı yumuşak Akçaağaç klavyesine dokundum.. Penamı en son bıraktığım yerinde göremedim.. Pena yoktu.. Aramaya gerek yoktu. zaten arayacak bir yer yoktu.. Yoktu işte.. Yine gölgenin bakışlarını ensemde hissettim.. Hiçbişey olmamış gibi yatağıma gidip yorganın altına girdim.. Uyudum..
    ···
  13. 38.
    0
    dur lan yavaş yetişemiyorum.
    ···
  14. 39.
    0
    Piynonun kilitli kapağı üzerinde bir kağıt parçası buldum.. "Aradıkların bende" yazıyordu.. işte yine yapmıştı.. Kapılarımı kırıp tekrar beynime girmişti.. Lanet olsun neden ?! Neden yok olup gitmedi neden ?! Kağıdı yırtıp attım.. Ve yatağa geri döndüm.. Düşünmem gerekiyordu..

    Anahtara ve penama ulaşmak için en kısa yolu düşündüm.. Yazı masamdan kalem ve kağıt alıp şöyle yazdım : eşyalarımı geri ver ve git burdan. Kağıdı piyanonun kilitli kapağı üzerine bırakıp yatağıma geri döndüm.. Biraz sonra gölge sürünerek kağıdı almaya geliyordu..
    ···
  15. 40.
    0
    "yardım et yaralıyım" yazıyordu piyanonun üzerine bıraktığı kanlı kağıtta.. artık sesini hiç duymuyordum.. bazen ağlıyordu ama sessizce..
    istediğim tek şey beni tekrar yalnız bırakmasıydı.. tekrar karanlığa gömülmekti.. artık onun varlığını yoksayamıyordum ve bu beni rahatsız ediyordu..
    o karanlık köşeden gözlerimi kaçırıyordum.. bazen beni izlediğini hissediyordum.. canımı sıkmaya başlamıştı..
    4. kat 16 numarada bir ilk yardım dolabı ve bir battaniye buldum.. dolabı komple yerinden söküp odama taşıdım.. ilk yardım dolabını ve battaniyeyi piyanonun üzerine bıraktım ve yatağa girdim..
    ···
  16. 41.
    0
    yine koyu kırmızı göle bakarken uyanmış olduğumu farkettim.. karanlık köşeye baktım.. oradaydı.. battaniyeye sarınmış uyuyordu..
    ona bakabilirdim.. hayır bakmamalıydım.. öğrendiğim her yeni şey bir hatıramın unutulması demekti.. evet buna inanıyordum..
    hafızamın acizliğine küfrediyordum..

    Kayıp Adam'ın defteri - hafızaya rastgele giriş

    Neden lavaboda yüzümü yıkarken aylar önce kaybettiğim cüzdanım aklıma geliyor ? Ya da neden su içerken anahtarımı nereye koyduğumu hatırlıyorum. Tamam, mesela birinin ismini hatırlamak istediğimde, en azından elimde bir harita var. En azından kütüphanemdeki hangi kitaplığın, hangi rafına bakmam gerektiğini biliyorum. Bazı durumlarda da kütüphane görevlisi ben istemeden rastgele bir kitap getiriyor. Neden ? Kim ki o ? Peki ya unutulanlar ? Kim çalıyor kütüphanemin kitaplarını ? Ki hangisinin çalındığını bile bilmiyorum. Kim çalışıyor lanet kütüphanemde ve neden işini doğru dürüst yapmıyor ? Kayıp kitaplarım nerede ? Koca kütüphanede neden kitaplarımın bir listesi yok.
    ···
  17. 42.
    0
    amk duygularıma tercüman oldun
    ···
  18. 43.
    0
    metalik bir sesle uyandım.. karanlık köşeye baktım.. bana koyu kırmızı göletin yanında bir yer işaret etti..
    anahtar oradaydı.. yataktan çıkıp anahtarı almak için eğildim..
    -"kimsin sen ?" diye sordu..
    ne diyeceğimi bilemedim.. sahi kimdim ki ben..
    hayır hayır hayatımı mahvediyordu..
    şuan yapığı şeyle bişeyleri öldürüyordu.. unutuyor olmalıydım.. bu ses tonunu öğrenerek, bu soruya cevap vermeyi düşünerek en az 4-5 hatıramı unutmuş olabilirdim..
    -"lanet olsun yapma !" diye bağırdım..
    -"defol git burdan!
    ...

    yine yatağıma yattım yorganı üzerime çektim.. karanlıkta uzun süredir duymadığım sesimi hatırlamanın şaşkınlığını yaşıyordum..
    ···
  19. 44.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=HcfmbRo8CP0

    yağmur yağıyor.. ay ışığı piyanomun tozlu tuşlarını aydınlatıyor..
    sesler boş ve soğuk odada yankılanıyor..karanlık köşeye dönüp bakıyorum..
    kıpırdamıyor.. battaniyeye sarılı oturuyor.. koyu yeşil gözler bana bakıyor..
    bu odadaki en canlı şeyler onun koyu yeşil gözleri.. odadaki bütün grliğe inat yemyeşil bakıyor..
    ···
  20. 45.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=U8hf54tyqfg

    aklımdan yine bi bach eseri geçiyor..eseri uzun zamandır dinlemedim.. ama nasıl ustalıkla yazılmışsa her notası aklımda..
    o kadar güzel ki ilk notalarıyla yanaklarım ıslanıyor.. yaylılar flütler.. arkada harpsicord..
    klagib bach ezgileri.. gözlerim kapalı boşluğa doğru gülümsüyorum.. eseri uzata uzata yavaş yavaş bitiriyorum..
    bir eser bittikten sonra hala hayatta olduğunu farketmek çok acı veriyor..özellikle mozart'ın requiem'inden sonra
    neden hala hayatta olduğumu sorarım hep.. eser bitti işte daha ne işim var burada ? bende bitmek istiyorum..
    bende bitmek istiyorum..
    ···