Olay reeldir.
Uzun bir hikaye olacak , uzun sevenler benden ayrılmayın. 4 yıllık maceradır ...
(yıl 2013) Liseye yeni geçmiştim. iyi bi fen lisesi . 8. sınıfta biraz yüklenip, kazandım. Yazın kaydımızı yaptırdık, ev uzak diye yurtta kalmak istedim, hem ortamımız olur dedim hem de iyi ders çalışırım dedim . Okuldaki en kısa erkek olarak okulun ilk günü derse geç kaldım . Ders de ingiliççeydi amk. Hiç bi tak anlamazdım ingilizceden hebele hübele bi özür dileyip geçtim oturdum arkalardan boş bi sıraya . Ulan zaten kısacıksın ne tak yiyon arkada . Her neyse sınıfta zaten tanıdık çoktu. dersaneden felan arkadaşlarla kurduk sohbeti . Okuldan sonra yurda gittim . Buldum odamı girdim içeri . içerde 3 kişi var . Bi an bi sessizlik oldu . Bi şey dememi bekliyorlar. Herhalde beni birinin kardeşi sanmışlar . Sonra çaktılar olayı . 2-3 güne de oraya da alıştım.
Odadaki 3 kişiyi de anlatayım birincisi Orhan , çok iyi saz çalar ve baba mesleği solcudur . Tabi bize çok çaktırmazdı da neyse. Diğeri Mert , aramız baya iyiydi ama geceleri nasıl beceriyorsa yatağı 5 metre kaymış vaziyette bulurduk . Mert üst ben alt ranzada yatardım. Ama geceleri bi ileri bi geri yaptığı yılan hareketinden uyumak pek mümkün olmadı . Diğer arkadaş ise abdullah , o durgun az asosyal biriydi. Tabi sonraları ben de onun gibi oldum.

Edit : HiKAYE BiTTi . OKYAN ARKADAŞLARA TEŞEKKÜR EDERiM .

Yurtta kalanlar bilir yurt hayatında bi süre sonra herkes kardeş gibi oluyor . Biz de öyleydik . Ama okulda asosyallikten ölen durumdaydım .Yeni ortama bir türlü alışamamıştım .
Zaten kısacıktım , sesimde acayip inceydi . Ulan hep dalga konusu oldum şu ses ve boydan . O yüzden yurda gidince sesim kalınlaşsın diye anlamsızca bağırıdım , Yurt inleyince de yan odadaki 12. sınıf volkan abi gelir iyi bi güzel fırçalardı beni .Ulan volkan abi de hiç odadan çıkmazdı .Ben olmasam yüzünü gören 9. sınıf olmazdı. Boy uzatmak için de süt içerdim .Marketten her hafta alır düzenli olarak içerdim. Ama hiç bi taka yaramadı . Ne sesim kalınlaştı ne de boyum ama bu 9. sınıf için geçerli . Şimdilerde o bağırdığım günlere lanet ediyorum.

Gel zaman git zaman okul başlayalı bir ay felan oldu. Yurtta ortam süper , okulda hiç bi tak yapmayan bir oldum çıktım. Sosyal faaliyetlere hiç katılmayan utangaç biri olmuştum . Kızlardan bile kısa olunca insan kendini küçük görüyor . Bi de çelimsiz olunca daha da kötüye gidiyor felan filan. Ulan o zamanki aklımı hep gibmek istemişimdir. Hiç aşağıda voleybol felan oynayayım felan dememiştim. Her neyse o arada az biraz da ders çalışıyorduk yurtta ama yurtta ki çalışma odası ana baba günü gibi 40 kişi bi etüt odasına doluşunca hemen uzun eşşek maceraları başlıyordu. Bi de iyi bi okula gelmişiz biraz keyfini çıkaralım dedik . Ama sonra yazılılar başladı . işte artık bu noktadan sonra hayat benim için zorlaşıyordu. Ya da boşa geçecek olan 1 senenin ayak sesleri geliyordu.

Ulan zaten yarım yamalak ders çalışmışız yazılıda bari dayamayın de mi ama ? ilk yazılı da matematikti . Ve hayatımın en düşük notu olan 40 almıştım . Moral motivasyon sıfırlanmıştı . ilkokulda ki en düşük notum din dersinden 60'ken bu çıtayı matematikle yukarıya taşımıştım. O günden sonra yazılılara çalışmak yerine Mert'le kalemliğin içine kopya doldurmaya karar verdik . Etütümüz saat 10 gibi bitiyordu. O zamana kadar dışarı felan çıkamıyorduk . Biz de herkesin önünde kopya yazmayalım diye etüt sonrasını beklerdik . . Millet bizi etütütten sonra kopya hazırlarken görünce ders çalıştığımızı felan sanardı . Sonra düşük alınca da adımız mal'a çıktı. O yıl herkes bizi çok ders çalışıp düşük aldığımızı sanadursun biz sene boyunca kopya hazırlayıp düşük alan iki malak olmuştuk.

Bu kısımdan sonrasında daha da genel yazmaya başlayacağım . Giriş kısmında ayrıntılar önemli diye bu kadar fazla üzerinde durdum. Bi DE DUVARA ANLATMAK iSTEMiYORUM . DiNLEYENLER 3-5 ŞUKU SALLASIN DA KENDiNi BELLi ETSiN.

Devam ediyorum gelen olur umarım.
Artık ilk ay ilk yazılılar geride kalmıştı . Sayısallar berbat sözeller idare eder bi şekilde kapattık. Aslında o dönemi de aynı şekilde kapattım. Kopya ve asosyal okul hayatımla yoluma devam ediyordum. Bir de veli abinin fırçalarıyla. Büyük bir başarı göstererek ilk dönem teşekkür aldım .Sonra öğrendim ki nerdeyse herkes takdir almış felan . (Hala kız meselesine glemedim ama buraları yazma ihtiyacı hissediyorum ama ramak kaldı ). taktan bi sömestr geçirecekken face'den bı kızla konuşmaya başladık .

Adı Selin* .Bizim mahalledendi zaten . Ama hiç konuşmuşluğumuz felan da yok gibiydi. Zaten ben kızlarla konuşma konusunda sıkıntılıyım . Normal bir konuşmada bile heyecanlanırdım . Ama faceden konuşurken bi sıkıntı yoktu. ilk zamanlar öyle havadan sudan konuşurduk . Sonra birbirimizi tanımaya felan başladık . (Lay lay lom bir şey anlatmayacağım aslında). Sanki kız bana çok zeki biriymişim gibi kendisi de çok altta kalan biri gibi konuşuyordu .

Şıpsevdiydim lan ben . Ama bu kızı çok sevmeye başlamıştım. ilkokul gibi değildi yani .Daha önce de sevgilim olmamıştı . Zaten ılkokulda ne sevgilisi dıbınakoyim.
Her neyse 3-5 gün sonra sabah akşam konuşur olduk .Konuşma tıkanırsa internetten ilginç şeyler bulup gösterirdim . Ben bayağı eğlendiğimizi düşünüyordum . Eğleniyorduk da .

Kalanına yarın devam ederim . Daha düzgün yazarım . Şimdi kafam gibildi .

Geciktiğim için kusuruma bakmayın . Malum tek işim bu değil. Devam ediyorum .
En büyük zaafım bu zamana kadar sürekli hayaller dünyasında yaşamak olmuştur. Hayallerimde bazen zengin olup dünyaya adalet getirmeye çalışırdım . Bazen de sevdiğim kızla dünyanın zevklerini dibine kadar yaşayıp , iyi insanlar olarak yaşamımı sürdürme hayalleri içinde boğulurum. Her gece yatarken yarım saat kadar o dünyayı düzenlerdim . Mükemmel bir hayatı en sonunda hayallerimde oluşturduktan sonra maceram başlardı .
Artık hayallerin içinden çıkıp Selinle buluşmam gerektiğini düşünüyordum . Ama bazı sorunlarım vardı . Öncelikle bende pek tip yoktu. işte o noktada hayallerimde ki yanlışı farketmeye başladım . Ulan hangi kız insanın zekasına bakar ki diye düşündüm . Sonra hayallerden çıkıp gerçeklerin içinden doğruya ulaşmam gerektiğini farkettim.

Bizim ortaokul arkadaşlarıyla ayrı bir bağımız vardı .En az yılda 2 kez organize olur okulumuzda buluşur , sohbet eder , hocalarımızla görüşürdük . Yine birgün böyle bir organizasyon yapmaya karar verdik. Bu sefer ben ayarlayayım milleti dedim . Normalde buluşmada sadece bizim sınıf olurdu . Ben de Selin'i mutlaka görmem gerektiğini düşünüyordum . Ama o bizim sınıfta olmadığı için gelmek istemeyecekti . O yüzden sormadım gelmek isteyip istemediğini .
Bi arkadaş vardı bizim sınıftan (eski okuldan) çok iyi anlaşırdık eskiden . Onun ağzını yoklayayım dedim . i:ismail B:ben
B: Yarın kimler gelir bilgin var mı ?
i:Evet (Bir kaç isim saydı )
B:Başka sınıflardan gelen olacak mı ?
i:Ben Selin'e sordum ama o gelmeyecekmiş.
...

Ulan ben daha Selin demeden nerden çıktı bu . Bu işte bi yamuk olduğunu farketmiştim . O gün akşama kadar şoktan çıkamadım . Hayallerin içindeki o masum kız benim için bir anda karanlığa gömülmüştü . Akşam mesaj attığını gördüm . Ama konuşma isteğim gitmişti . 3-5 cümleden sonra da konuşmamız bitmişti .

Okula gitme vakti gelmişti . Bi güzel giyindim . Ama şimdi anlıyorum ki güzel giyinmek sol üst köşede Polo yazısına , ayakta nike ayakkabıya göre belirlendiği için güzel giyinmediğimi farkettim. Neyse okula gittim ilk gördüğüm kişi ismail oldu . Kimse geldi mi felan diye sordum . Sonra ekgib olan tek kişinin ben olduğumu söyledi . Millet sınıfın birinde toplanmış . Bende gittim yanlarına . Sonra ne gördüm ? Selin . Sevinmeli mi üzülmeli mi ? Hani bu kız gelmeyecekti . Ben de zaten hiçbir şey dememiştim gel felan diye . Karışık hisler içinde sohbet , muhabbet felan . O gün Selin'le hiç başbaşa konuşmadık .Ne konuşabilirdim ki zaten . Ben sanalda rahatım . Reelde utangaç biriyken , bi de Selinle baş başa konuşabilmek .. Olmadı kısacası sohbet arasında biraz konuştuk sadece ,hepsi o kadar .

Bütün olayları akaşama yorumlamaya saklamıştım . Eve geldim , odama kapandım . Düşündüm en az 1 saat düşünmüşümdür.
Biz bu kızla bu kadar yakınken ismail nerden çıkıp Selin'e bu kadar yakınlık gösterebiliyordu ?
Cevap net değil miydi ? Kızlar sadece tipe bakıyorlar. Haksızlar mı ? Değiller tabi . Biz nasıl bi kızı güzel olduğu için seviyorsak , onlar da öyleydi . (Bu arada Selini anlatmadığımı farkettim. Selin bana hep çok akıllı bi kız olarak görünüyordu . Güzelliğe gelince bence güzeldi ama beni etkileyen deli dolu bi kız olmasıydı . )
En yakın arkadaşlarımdan biri Sevdiğim kızla konuşuyor ve ben de seyirci kalıyordum . Tabi ne kadar samimi olduklarını bilmiyordum .

Bi gün ismail'le yazışmaya başladık . Bu bana sevgilin var mı felan diye soru sormaya başladı . Ne olduğunu anlayamadım .Nerden çıktı bir anda bu soru ? Ben de yok ama konuştuğum biri var felan dedim. Ağzımdan laf almaya çabaladı ama Selin'in ismini vermedim . Ben'de kendisine sordum . Var felan ama tanımazsın dedi.
Artık nerdeyse emindim arkamdan vurulduğumun . Sonra bi kaç olay daha oldu . Ve sonuç değişmedi . Ama seviyordum ben bu kızı . Nasıl bir anda bırakayım ?
Sevgilisi olan kız niye benle konuşsun felan diye düşündüm . Ve sonra karar verdim ne olacaksa olmalıydı .

Çok fazla umudum yoktu ama pişman olmaktan korkuyordum .
Kıza duygularımı yazdım o küçük boyumla. Sonra ne dedi biliyo musunuz ? Sen aradığım kişi değilsin. Ulan sanki yarışmacı seçen jüri tarafından reddedilmiş gibi olmak o kadar koymuştu ki . Sonraları da öğrendim ki isamil'le bu sevgili olmuşlar . Hala da konuşuyorlar galiba. Ve şu anda Selin'le aynı serviste gidiyoruz okula. Acaba utanması gereken ben miyim ?
Diyeceksiniz ki bu muydu hikaye ? Hayır asıl hikaye yeni başlıyor bunu sadece reddedilmiş olmayı , yüz yüze gelince o yüze sevgi yerine nefretle bakabilmeyi öğrenmiş olduğum için anlattım .

Bu anlattıklarım sonrasında olan macera asıl olandır. Ve hikayeye yeni eklenecek olan kişi Zeynep . Ama ondan önce liseye yeni geçmiş olanlara birkaç tavsiye vermek istiyorum . Biliyoruz ki artık onlar da aramızda her ne kadar küfür de etse(k)niz de . Bu yazıyı okuyanlarınız varsa şunları bilin :
Liseye geçince asosyal olmayın gidin bi spor salonuna yazılın vücut yapın .
Dışarıya çıkın, gezin tozun .
Okulda arkadaşlarınızla dışarda olmaya çok vakit ayırın .
Sürekli kitap okuyun.
Her şeyin aşk ve ferreden ibaret olmadığını bilin.
Her şeyden önemlisi de kendinize güvenin .
Ama derslerinizi de ihmal etmeyin . Artık okumadan para bulmak çok zorlaştı .
Bi de şu yazıyı okuyun (bkz: efendi ve iyi biri olursanız hep kaybedersiniz)
(ben yazmadım ama faydalı olacak )
Ben çok pişman olduğum ve yapamadığım için yazdım .Belki bana küfür edenler çok olur . Ama olsun . Napalım bizim hikayemizde zex felan yok . Ben sadece herkesin başına gelebilecek bir olay yazmaya çaılışıyorum .

Neyse devam edeyim . Okuyan sayısı biraz çoğalsın ona da başlayacağım.Hem şu yazma biçimimi de değiştireyim . Heyecan katayım

Şimdi 2 part yazıcam 11-12 gibi yeniden devam ederim.

Artık bütün şoku atlatmış olmakla beraber 9. sınıf 2. döneminde de teşekkür alıp hayatımın en nefret ettiğim dönemini geride bıraktım . Yaz tatilinde Selinle küçük elektriklenmeler oldu ama onlarda suya düştü . Yani anlayacağınız Selin defteri kapanmıştı .
Yaz tatilinde hiç bi tak yapmadan okula geri başlamıştım . Ama galiba geçen sene içtiğim sütler etkisini göstermiş olacak ki boyum 10 cm uzadı . Sonunda küçük boylu birinden orta boylu birine doğru yol almaya başlamıştım. En azından artık sınıftaki kızlardan uzun olabilmiştim.
10. sınıfa bi umut ders çalışma hevesiyle girdim . Ama bi farkla artık yurttan ayrılmıştım. Derslere evde fena yüklenme fikriyle yanıp tutuşurken yine bir fırtına rüzgar derken matematikten yine taktan bi not alınca umutsuzluk işaretleri ve okuma hevesim yerlere inmeye başlamıştı .
Sonra dedim ki madem öyle daha da çok yürümeliyim derslerin üzerine. Daha da çaba harcamalıyım. Ama sadece demekle yetindim .

O kötü günler devam ede dursun . Biz arkadaşla langırt oynamaya merak saldık . Her teneffüs zili çaldığında gider biraz kafa dağıtırdık . Bi de bizim huur çocuğu servisçi okul bittikten 1 saat sonra alırdı bizi. Yani okul çıkışı da 1 saatlik vakitte paso langırt oynadık.
Bir gün okuldaki hocaların bazı seminere mi ne gitmişti . Ne tak yiyiyorlarsa seminerde .Neyse . Millet de bunu bildiği için gelmeyenler felan çok olmuştu. Biz de tabi bunu fırsat bilip yine langırt atmaya indik aşağıya.
Neyse bi ara A sınıfından Zeynep'le Ayşe geldi. Onlar da genelde beraber takılırdı .Beraber oynadık felan . Çok güzel bir gün olmuştu . Daha önce pek sohbetimiz olmamıştı ama işte o gün baya baya sohbet ilerlemişti .
O günlerde okulda langırta ilgi baya bi artmıştı . Bi gün tek başıma gittim . Langırta sonra baktım millet eşli oynuyor. Zeynep'e 'beraber oynayalım mı ? ' o da kabul etti. Sonra tabi ben o sevinçle baya iyi oynadım.3-4 kişiyi devirdik. O günü hiç unutmadım . O da unutmadı .