/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 22.
    0
    ilgi olursa devam...
    ···
  2. 21.
    0
    "Aynı soruyu ben soracaktım? Nerede olduğuma dair hiçbir fikrim yok. Dün gece içkiyi fazla kaçırdım ve uyandığımda başkalarının evindeydim." Durup şöyle bir yüzüme baktı; çok ciddi gibiydi. Ardından kahkahalarla gülmeye başladı. "Kiminle alay ediyorsun sen bakayım?" diyerek gülmeye devam etti... Bu tepkisi sinirlerimi bozmuştu; biraz da öfkeyle "Alay ettiğim falan yok. Ne dediysem o." dedim. Gülmeyi kesip daha sert baktı, yüzümü ve giysilerimi inceledi. "O halde yabancısın. Müslüman mısın?" diye sordu. Başımla evet anlamında onayladım ama bunu neden sorduğunu anlamıyordum. Benden şüphelenmiş gibi bir hali vardı. "Gel hadi, kahveni vereyim." deyip geçmem için kapıyı açtı. içeri girdiğim gibi kapıyı üstüme kilitledi. Anlam veremedim. Bağırarak "Dostum eğer şaka yapıyorsan bu hiç hoş değil." dedim. Nasıl bir takun içindeydim?
    ···
  3. 20.
    0
    kalabalığın içinde kendimi bir aptal gibi hissediyordum, burası ait olmadığım ve daha önce hiç görmediğim bir mahalleydi. üstelik telefonum çekmiyordu; hiçbir yerde internet yoktu. bütün bu dalgın düşüncelerimi pala bıyıklı, irice bir adamın gür sesi dağıttı: "Delikanlı! Birini mi arıyorsun?" Kafamı yerden kaldırdım; deri pantolon ve beyaz gömleğiyle bu adam malkoçoğlu'nu andırıyordu. "Mustafa Usta'yı arıyorum. Kahve alacağım." dedim. Adam kararlı adımlarla yanıma yaklaştı; boyu benle hemen hemen aynıydı (185 cm) ama cüssesi iki katım kadardı. "Kendisi ağabeyim olur. Hangi kahveden istersin?" diye sordu. "Çekilmiş kahve bulunur mu? Filtre edilmiş?" diye sordum. "Yani dövülmüş mü? Gel bakalım." derken daha içerlerdeki bir odaya doğru yol almaya başladık. "Buralara yabancı gibisin? Kimsin? Nerden gelirsin?"
    ···
  4. 19.
    0
    etrafta gördüklerim beni hayrete düşürüyordu. bu mimari, ama capcanlı ve eskimemiş şekilde... insanlar ve üzerindeki giysiler, ki günümüzde düşünülenin aksi bir şekilde modaya çok uygun ve mükemmel kombinler vardı... giyim mağazaları ve gıda ürünleri pazarın büyük bölümünü oluşturuyordu. ve mükemmel bir koku havaya hakimdi; organik gıdaların kokusu... gelen geçen herkes bana farklı bir evrenden ya da ülkeden gelmişim gibi çaktırmadan kısa bakışlar atıyor ve bazen genç kızlar gülüşüyorlardı... bütün bunları umursamadan yoluma devam ettim ve mustafa'nın kahvehanesi önümdeydi. tamamen ahşap bir dokudan oluşan ama modern görünümlü bir yerdi; insanlar kadınlı erkekli bir şekilde buradaki masalarda, iskemlelerde oturmuş çay, kahve ve daha ne olduğunu çıkartamadığım içeceklerle sohbet ediyorlardı. kararlı adımlarla içeri girdim.
    ···
  5. 18.
    0
    tanrı'm? bu bir rüya mıydı? eski mimari yapılar daha yeni inşa edilmiş gibi karşımda duruyordu. asfalt tarzı yol yoktu ama tozlu topraklı bir yol da değildi. aynı tipteki taşlardan bir yol vardı ve at arabaları ile yayalar burayı kullanıyordu. kendimi hala uykuda sanıp tokatlamaya başladım - ama hayır... gerçekti... burası istanbul'a benzemiyordu - ama sokakları, çevremi saran dokuyu ve etrafı seçebiliyordum. buradan daha önce geçmiş gibiydim ama daha farklı bir zamanda... evet! farklı bir zamanda olabileceğimi düşünmek aklımdan geçti ama ilk başlarda buna gülüp geçtim ve vapur iskelesi olduğunu bildiğim yere doğru yürümeye başladım.
    ···
  6. 17.
    0
    Kahvaltımı yaptıktan sonra kahveler geldi; ve lezizdi. demleyerek yaptığını gördüm ama kullandığı düzenek aeropress ya da french press tarzı bir şey değildi. eve dönerken yolumun üzerindeyse bu kahveden almak istiyordum; bu yüzden sorup yerini öğrendim. pazar yerinde mustafa efendinin kahvehanesi olduğunu söyledi; yıllardır istanbul'da yaşamama rağmen bu ismi ve yeri ilk kez duyuyordum. deli olduğunu düşünmeme rağmen beni kurtaran bu iki kadına ekrar teşekkür ettikten sonra yola artık gitme vaktim gelmişti. beni kapıya kadar geçirdiler; kapıyı açtıklarında peçe tarzı bir şeyle yüzlerini örtmeleri garibime gitmişti. ama neyseki dışarı ilk adımımı atmıştım.
    ···
  7. 16.
    0
    Devam wt
    ···
  8. 15.
    0
    Değiştirdin geldimi
    ···
  9. 14.
    0
    VER MEHTERiiiiii
    ···
  10. 13.
    0
    Değişik bir hikaye şuku panpa
    ···
  11. 12.
    0
    Ne sayko bi hikaye amk ama kesin tutar REZZ
    ···
  12. 11.
    +2
    ilgi gelirse tarihin seyrini nasıl değiştirdiğimi anlatmaya devam edeceğim.
    ···
  13. 10.
    +2
    En iyisinin bana düşen rolü oynayıp bu iki deliden bir an önce kurtulmak ve eve dönmek için yolumu bulmak olduğunu düşünerek sadece teşekkürlerimi sundum ve kahvaltıya geçtim. Tanrım, hayatımın en leziz yumurtası, yeşilliği, ekmeği, peyniri, zeytini, karpuzu ve yaban mersini bu kahvaltıdaydı. "Alışverişi hangi marketten yapıyorsunuz?" diye sordum. "Market? Yani pazar mı? Biz kendimiz yetiştiriyoruz canım. Istersen kahvaltıdan sonra bahçeyi dolaşırız." Minnettar olduğumu ve daha fazla zahmet vermeden gitmem gerektiğini belirttim. "Nereye gidiyorsun?" diyordu... Nasıl bir oyunun içindeydim ben böyle?
    ···
  14. 9.
    +1
    Kahvaltı için yer sofrası kurulduğunu gördüm. işler daha da ilginç bir hale geliyordu. El hareketiyle kahvaltıya oturmamı söylerken "Tatlım neden bahsettiğini anlamıyorum. Dün akşamleyin dere kenarında seni kızım buldu ve halsiz durumda olduğunu görünce buraya getirdi... Daha önce bu tip giysiler giyen birisini hiç görmemiştim. Nerelisin?" diyordu. Ne tür bir oyunun içindeydim?
    ···
  15. 8.
    +1 -1
    anlat diyen oldu mu amk salağı al eksi
    ···
  16. 7.
    +1 -2
    Derken odamın kapısı açıldı; hiç tanımadığım güzel bir kız uyandığımı görüp beni selamladı: "Günaydın. iyi misin?" Şalvara benzeyen ama oldukça şık, alaca bir saten pantolon, beyaz bir bluz ve kombini tamamlayan spor tipi beyaz ayakkabılar... Geleneksel ama etkileyici bir görüntüydü. Başağrımı unutup canlanmaya çalışarak "Günaydın." diyebildim... "Kahvaltı birazdan hazır olur; o zaman konuşuruz. Keyfine bak." deyip çıktı. Hazırlanıp odadan çıktığımda tahminen 40 yaşındaki çekici, güzel kadınla karşılaştım. "Günaydın tatlım, ismim Meryem ve kızım Sena ile zaten tanıştın." Kafası karışmış bir şekilde "Afedersiniz ama nerde olduğumu ve dün geceyi hatırlamıyorum. Sanırım çok fazla alkol aldım."
    ···
  17. 6.
    +1
    Sabah gözlerimi açtığımda bir tür köy evinin içindeydim. Nerde olduğumu anlamak için doğruldum ve odanın bu geleneksel, temiz görüntüsü bana çok yabancıydı. Şaşkınlık içerisindeyim. Böylesi tarihi bir doku ancak bu kadar temiz, ilk kullanıldığı gibi ve odayla uyum içinde olabilirdi. Dün geceden ise aklımda kalanlar, bir yapbozun parçaları gibi kırık dökük, karman çormandı.
    ···
  18. 5.
    +1
    istanbul Teknik Üniversitesi son sınıf öğrencisiydim. Alanım mühendislik olmasına karşın hep tarihten, edebiyattan zevk almış bir öğrenciydim - kim zevk almaz ki... Bir Cuma akşamıydı; sınavlarla, sunumlarla ve raporlarla geçen bir hafta daha ve arkadaşlarımla kafa dağıtmak için Beşiktaş'taydık; her gittiğimde Kanuni'nin donanma geçişini selamlamak için indiği şimdiki vapur iskelesinin ordan, topların önünden geçerken mutlu hissederim; velhasıl geceyi club'da sürdürdük ve bugüne dair hatırladığım son şey tanımadığım birisinin beni yatağa kadar taşımasıydı.
    ···
  19. 4.
    0
    O kadar cok oynuyom dogru bisey demiyo zaten kurtleride bu ney dinletisi ne biçim bir ve bir ve ve çok daha iyi bir ve beraber sadece bi kısmi süreli ve yayınlar konusunda ne kadar cok beyni ve sigara icemiyorum ne biliyonusun bu ney ve sigara geturdi bu uygulamanin teeeee amuga goyum ne biliyonusun insanlardan oy oranı ne biliyonusun ne zaman onlara da da ne kadar gezdir o zaman onlara göre bu ney la la olm ne kadar cok oynuyon ne kadar gezdir ne zaman emekli olabilirim ama yillik bu ne biliyonusun bu uygulamanin teeeee bu ney la pasayla ne biliyonusun ne biliyonusun bu uygulamanin bu ney la ve sigara
    ···
  20. 3.
    -1
    DESTUUUUUUUUURRRR...
    ···