1. 1.
    0
    Olm adam ben yazdım demediki hemen ne üstüne gidiyosunuZ. yazan eleman güzel yazmış orası ayrı
    ···
  2. 2.
    0
    http://inciswf.com/1296317785.swf
    ···
  3. 3.
    0
    oç gibtir git
    ···
  4. 4.
    0
    Daha öncede okumuştum. Çalıntı :(
    ···
  5. 5.
    0
    yaratıcılık yoksunu huur evladını seri eksileyin

    hırsız köpek
    ···
  6. 6.
    0
    işte böyle kaynak belirtmeden alıntı yapmıylar mı olayı direk hırsızlara veren % 50 ye bağlıyorum istemeden.
    ···
  7. 7.
    -1
    ananı gibeyim fero
    ···
  8. 8.
    -1
    hikaye güzel ama çalıntı beyler seri eksi
    ···
  9. 9.
    -2
    olayı dedim o yüzden
    ···
  10. 10.
    -8
    naber amcık dedim..

    iyi abi dedi..

    ben senin 20 yıl sonraki halinim dedim

    vay amk dedi..
    nereye gidiyosun dedim.
    okuldan kaçtım dedi

    baktım sıfatına; önlüğün tek yakası sökük, kolu sümüklü, çanta filan taşıyo bide..

    acıdım muallakye..
    sen nereye gidiyon dedi

    işe gidiyorum dedim ..
    20 yıl sonra mutlu musun dedi.

    senin şimdiki hayalini yaşıyorum, cebimde param var, irade sahibiyim, hayatımı değiştirecek kararlar alabiliyorum, askerlik evlilik vs. vs. saydım

    gel benle dedi..
    takıldım peşine
    atari salonuna gittik..

    muallak güzel oynuyodu harbiden.

    jetonum bitti..

    baktım önce etrafı kolaçan ettim bi, sonra uçak oyunun arkasına kolumu sokup jeton aşırdım bir kaç tane, hiç bişey yokmuş gibi arkalarda dolandım 2 tur, sonra geri gelip haggar oynadım..

    derken bi baktım kapıdan en samimi arkadaşım girdi atariye...
    aaa dedim.. sevindirik oldum bi an.. o da okuldan kaçmış, bir süre beraber oynadık.

    sonra çıktık, önce caminin oralarda boş boş dolandık, daha erkendi ve güneş yeni doğuyordu.
    gökyüzü ne kadar güzeldi..

    bizim arsaya gittik, yere üçgen çizip misketleri koyduk köşelere, 3-4 metre ileriye de kale çizgimizi çektik..
    yerlere yatıyoduk, üst baş çamur içindeydi..
    bir süre sonra misketi bıraktık, gafliğim kayboldu amk.. sonra bi taşın üstünde toto oynamaya başladık.. metin, ali, feyyaz, oktay, rıdvan, tanju.. havada uçuşuyorlardı..
    arkadaşı üttüm, mızıkcılık yaptı bir süre birbirimizle dalaştık sonra sarmaş dolaş gidip boş eti puf kabı bulduk 2 tane..

    arsanın duvarına güneş yeni yeni çarpıyor, vakit öğlene geliyordu..

    tam sinek saati..

    duvara konan sinekleri itina ile boş eti puf kabıyla yakalayıp, aşağıdaki örümcek yuvalarının olduğu yere gittik.

    sinekleri örümceklere atıp, kaçmak isteyen sineğin çabaladıkça ağı sarsması, sarsılan ağın örümceğin dikkatini çekmesi, 1 saniyede gelip sineği alıp yuvanın derinliğe zütürüşünü izlerken orgazm oluyoduk resmen..
    öğlen güneşi açmış, ezan okunuyordu..

    eve gitmek istemiyorduk.. arkadaş beslenme çantasını açtı..

    2 yumurta, biraz peynir, domates, çokokrem vardı..

    fırından 1 tane tava ekmek alıp sahile indik hemen. çimlere oturup elimizde ne varsa yedik..

    uzaktan boğuk boğuk gelen öğrenci sesleri, kuş sesleri, dalga sesleri, börtü böcek seslerinden başka bir ses yoktu..

    gökyüzü ne kadar güzeldi..
    arasıra geçen kızların yüzüne bakıyoduk, platonik aşık oluyorduk.

    am'ın ne olduğunu bilmiyorduk, meğer ne saf bi duyguymuş..

    gidip mahalleden diğer arkadaşı da çağıralım, gülhane parkına gideriz dedik.

    o arkadaş öğlenciydi, gidip evinin altından bağırdık 'memeeet, memeeeet' diye.

    ne de olsa cep telefonu diye bişey yoktu..

    tam da okula çıkıyomuş, kaptık kolundan.. memet de geldi, bir süre sokakta yılan oynadık. hani yere yılan şekli çizersin, gazoz kapağının içine kum çamur doldurur, fiske atarak ilerleyip yılanı tamamlarsın..

    mahalle cıvıl cıvıldı oynayan çocukların seslerinden.. turşucu geçiyordu, elinde turşu kovasıyla.. memedin cebindeki harçlıkla birer tane hıyar aldık..

    yiye yiye arsaya gittik tekrar, bir süre alman kale oynadık, sonra maç ettik, sonra saklambaç oynadık..

    ne de olsa internet diye bişey yoktu..

    kan ter içinde kalmıştık, camiye gidip ağzımızı çeşmeye dayayıp su içtik. orada oturan kızlara sataştık.. apartman kapısının önünde oturduk, murat abi eve gidiyodu, yolu araladık geçsin diye..
    gene fırça attı burada oturmayın diye ama kimse giblemedi.

    he deyip geçtik.. akşam üzeri olmuştu, acıkmıştık memet beslenme çantası almamıştı.. bizim evin aşşasına geldim anneee anneee diye bağırdım. annem çıktı ne bu hal filan. dedim bize ekmek arası bişeyler yap..
    biraz sonra sepet salındı salçalı ekmekler indi.. arsaya gidip akasya ağacının altında ekmeklerimizi yedik.. güneş batıyordu..

    gökyüzü ne kadar güzeldi..

    gün batımını izledim
    çocukluğum geçti karşıma..

    şimdi bana mı acıyosun sen? dedi..
    boğazım düğümlendi konuşamadım..

    ben her gün buradayım, ama sen günden güne yok olacaksın..
    her gün bir önceki günü arayacaksın..
    hayatın gitgide anlamsızlaşacak..
    şu gördüğün güneşi çok arayacaksın..
    güzel günler göreceğiz, güneşli günler diyerek avutacaksın kendini..
    sahip olduğun şeyler sana sahip olmaya başladı..
    bak 30 una geliyosun..

    adına geçim derdi diyorsun ama bomboş yaşıyorsun be koçum..
    benim en büyük derdim ise demin oyunda kaybettiğim gaflik..

    yeter sus dıbına koyim!
    diyerek hıçkıra hıçkıra ağladım..

    bir sigara yaktım..
    hayat ne taktan dıbına koyim..
    Tümünü Göster
    ···