2012 yılıydı o zamanlar ben işsiz sapsız olucak bir adamdım, 12. Sınıf fen lisesinde okuyordum o zamanlar ama ne kadar derslerle aram olsa da üniye gitmek istemedim hiç. Babamın mermer atölyesi vardı aylık nerden baksak 80.000 liraya yakın ortalama gelir getiriyordu.

Kolej gibiydi bizim okul zaten bu yüzden kolejde züppeler ile okumama gerek yoktu. Bakmayın çok zengin gözüktüğüme herşey bir anda olmuştu. Babam bile kurduğu işin bu denli çabuk büyümesine inanamadı.

Neyse ya olay bu değil maddi sıkıntım yoktu okul sıkıntım yoktu. Ben sokakta büyümüştüm tabi lafın gelişi ezan okununca eve giren çocuklardık biz. Ama sokak çocuğu gibiydim. Annem otelde çalışıyordu e haliyle babam da çalışıyordu. Ben evde tek kalıyordum arada çizgi film izler yada dışarı çıkardım.

Çocukluk çağım çoğunuzla aynı yani ama ergenlik döneminde tamamen zengin bir hayatım oldu orası ayrı.

Neyse kendimden yeri geldikçe bahsedicem zaten.

Okul yeni başlamıştı. ilk gün ben direk arkada oturmuş çömleri izliyordum. Çok komiktiler bide daha boy atma evresine girmedikleri için çoğu 160 boyunda falandı.

Müdür konuşmasını yapıyordu herkes dinliyordu ben tarih hocanın yanında oturmuş müdürü izliyordum. Konuşurken adamın eli ayağı durmuyor. Gören miting yapıyor sanacak alttarafı yeni sezon konuşmasını yapıp istiklal marşımızı okuyacaktık.

Neyse derken amk bini nolduysa beni gösterdi godaman sırana geç çabuk diye bağırdı mikrofonda. Ulan nasıl ayar oldum daha da gerilerek oturdum hadi zütü yiyorsa atsın okulun en yüksek ortalaması bende sözümü istedim mi geçiririm her türlü ama intalaşmaktan da korkuyordum.

Sağı solu belli olmuyor adamın. Neyse kafamı eğip kalktım tabi hoca bana bağırdığında herkes bana bakıyordu. Geçtim en ön sıraya buna bakmaya başladım.

Konuşmasına devam etti. istiklal Marşını okuduk sonra sınıflara yine başa döndük.

Kahvemi Nuran abla getirince kahve sigara yaptım.

Terasın manzarası güzel esiyorda ama hava çok nemli kahveyi içince sıcakladım içeri girdim. Kahveyi çok seviyorum ama acı Türk kahvesi olucak.

Neyse içeri geçerken murat aradı. Onun yanına geçtim bi kıza sevdalanmış sahilde otururken anlatmaya başladı.

Murat : m ben : B

Ben : noldu olum ne derdin var senin?
M: bro ben aşık oldum sanırım :/
Ben : gülerek iyi ne güzel işte amk neye üzülüyorsun sen onu anlamadım.
M: bro kızla konuşmam için tek bir yol yok. O Anadolu da okuyor üstelik bide sevgilisi var.
Ben : olum sevgilisi olan kıza nasıl aşık olmayı becerdin. Nerde gördün nerde aşık oldun düzgün anlatsana şunu.

M: Sevgilisi bizim okuldan çıkışta gördüm ulan bir gülüşü var sana yemin ediyorum içim gitti ilk defa böyle oldum ben. Kız başkasına gülüyordu ama ben kızın gülüşünü görünce karnımda kelebekler uçuşmaya başladı.

Ben : Tamam lan tamam ikisini iyi izlersin ayırılcak olurlarsa da kız üzülürse falan bir şekilde destek olursun. Ama sevgilisi ile mutluysa çocuğa bir şey yaparsan giberim seni dedim.

M: lan olum yeterki mutlu olsun tamam istiyorum benle olup mutlu olsun diye ama. Biliyorum öyle bir şey yaparsam kızı kaybederim zaten.

Biraz oturduk o şekilde sonra işe geçti murat yine kaldım sahilde tek başıma. Amk milletin aşkına bak ful mantık hatası. Hiç mi doğru düzgün görüp tanıştığı bir kıza aşık olmaz insanlar. illa zoru seviyorlar.

Biraz geçince bende kalkıp eve geçtim

Girdim sınıfa. Arka tarafta cam kenarına oturup etrafıma baktım. Kimler geldi kimler gitti diye giden yoktu daa pelin diye güzel denebilecek bir kız gelmiş sınıfa gerisi yine geçen seneki standart kişilerdi.

Benim çoğu kişi ile aram iyi olsada dedim ya umursamaz olmak yapımda var. Kolay kolay hiçbirşey canımı sıkmazdı aynı şekilde de ilgimi çekmezdi.

Matematik hocası sınıfa girdi. Selam verdi falan biraz muhabbet etti sınıfla. Yeni gelen kız tanıttı kendini. Sonraki dersler hep sıradan geçti zaten yarım gündü.

Öğlen ahmet geldi yanıma bro semih 12 - B den yeni 4 kızla tanışmış gezicez gelsene sende dedi. iyi gelelim bakalım dedim. Dediğim gibi akışına bırakıyorsun başkaları senin işini görüyor zaten.

Okuldan çıktık shift denen bri mekana geçtik yeni açılmıştı ama baya güzel bi iç tasarımı vardı müziklerde güzeldi. Yeride hoşuma gitmişti.

Kızlar ilgimi çekmedi çünkü pek güzel değillerdi. Semih ayarladı dediğinde anlamalıydım zaten.

Neyse fen lisesinde okuyordum ve son sınıftım dediğim gibi daha yeni başlamıştı ama dönem.

Ben hep hayal perest bir insandım. Sürekli hayal kurardım hiç olmayacak şeyler aslında baktığınızda çevrem geniştir. Kavga etmeyi sevmesem de bileğim de kuvvetlidir. 183 boyunda 68 kilo falandım be kaslıydım nede cılızdım kilolu zaten değildim.

Okulda son sınıf olduğumuz için büyük ihtimalle reis gözüyle bakılan kişi bendim bu yüzden söyledim. E kız desen Allâha şükür yakışıklı biriydim. Ama dedim ya hayalperest biriydim hiç bir şekilde elimdeki imkanlar beni tatmin etmiyordu.

Okulumdakiler evet çok çalışıyordu ama çoğu yakışıklı çocuklardı. inek örneğine uymayan tipler kastım buydu. Kızlar desen afet denebilecek kadar güzel kızlarda vardı hele yeni gelen 11-12 kızları cidden affetti.

Tanışırdım elinde sonunda üstelemiyordum bu tür şeyleri akışına bırakmak herkes için daha iyi bir yol. Tabi işine gelmeyen bir şey olunca da müdahale etmek gerek öbür türlü olmuyordu.

Sınıfa çıktım. Bütün gün öğle arasına kadar tutunamayanları okudum.

Sonrasında ise öğle arasında dışarı çıktım ilk önce 20 dakika falan sürmüştür çorba ve sote pilav yedim.
Sonrada okula döndüm ama daha 40 dakika vardı derse. Bende 2 tane sigara içtim. Malbro red bu arada.

Sonra girip kütüphaneye geçtim vakit geçirmek için. içeri girdim. Arka sıradaki kitaplara bakarken o kızla göz göze geldik.

2-3 saniye bakıp gözünü kaçırdı ama gözleri kahverengi ve çok güzeldi bu arada kızdan bahsedeyim. 174 boylarında sarışın kahverengi gözlü saçları beline kadar iniyor ve düz, beyaz tenli.

Yanımdan geçti diğer kitaplara bakmaya başladı. Derken ben aradığım kitabı onun hemen yanında gördüm tam almak için elimi uzattım oda uzattı elimin üstüne geldi eli.

istifimi bozmadan kitabı aldım ve yürümeye başladım masaya doğru. Buda arkamdan hey o kitabı bende istiyorum ne kadar kaba ve bencilsin dedi.

Sadece dönüp omuz silktim ve yerime oturdum. Sinir küpü oldu ve benim mal olduğumu düşünmeye başladı kesinlikle.

Dışarı çıktım bende onu üzmek istemedim sadece biraz uğraşıp tanışırız diye düşünmüştüm ama anlaşılan şehirde de yeniydi ve kendini kötü hissediyordu benim yüzümden.

Sigara içerken zil çaldı saate baktım direk. 10 dakika ne ara geçti farketmedim pekte umursamadım normalde çok sigara içmem ama 4 sigara bitmişti bile.

Derse giresim gelmedi sahile geçtim ordan. Semih okula gelmemişti aradım geldi yanıma oturduk biraz kız vardı bunun yanında yine merve ile Elçin gelmiş.

Elçin bu sefer yine konuşmaya çalıştı ama hiç cevap vermedim. Bu seferde hiç umursamadı beni. Pekte gibimde değildi niye olsun ki sanırım aklım o kızda kalmıştı.

Okulun çıkışına gidip kızı almayı düşündüm ama ne sıfatla kimim onun için ve o benim için ne sahi ben bu kızı niye umursuyordum

Gamze, Elçin, gizem ve Merve hiçbiri de ne çirkindi nede güzeldi.

Standart kızdı işte. Ama Elçin sürekli benimle konuşmaya çalışıyordu bense kestirip atıyordum. Üsteledikçe daha itici gelmeye başladı bana.

En sonunda masadan kalkıp herkese selam verip ayrıldım baya bozuldu Elçin yaptığıma ama böyleydim işte yakında oda alışırdı.

Eve geçtim ordan çıkınca ev dediğime bakmayın dağın birinin tepesinde triplex mi villa mı o bile anlaşılmayan saray gibi bir yer 3 kişi için fazla büyüktü ama babam sağolsun gözünü para boyadı heves ediyordu oda.

Kapıyı çaldım nuran abla kapıyı açtı. 25 yaşlarında genç güzel bir kadındı onun gibi 3 çalışan daha vardı ve bizimle kalıyorlardı ama müştemilatta.

Gülerek hoşgeldin dedi bende aynı şekilde tebessüm ettim. Çalışan almak zorunluydu zaten ev çok büyüktü ama hizmetli gibi bir şey demek yada onları ezmek kırmak hiç istemediğim bir şeydi.

Kendimi garip hissetmeme neden oluyordu.

Yukarı odama çıkmadan önce kahve istedim tamam sen çık ben getiriyorum godaman dedi. Tamam diyip odama çıktım.

Benim odam en üst katta tüm Manavgata bakan terasa sahipti. Odama çok genişti. Kendime göre hayal ettiğim en güzel şekilde dizmiştim odamı bu bana bir şevk veriyordu.

Herşeyimi odamda yapardım ve bu oda bana enerji veriyor da diyebilirim. Yaratıcılık konusunda çok yardımı dokunuyordu.

Neyse geçtim eve. Yapıcak pek bir şeyim yoktu biraz yazı yazıp yattım.

Ertesi gün bi defter alıp okula geçtim. Yanında da oğuz Atayın tutunamayanlar kitabı. Sevdiğim tek yazardır belkide.

Neyse ilk ders yine matematikti hocanın anlattığı herşey bana ilkokul matematiği gibi geliyordu. Mantığını bildikten sonra matematik dört işlem üzerine dayalı basit bir ders sadece.

Kafayı koyup uyumak istedim ama uyuyamadım. Bende defterime resim çizmeye başladım. Biraz çizdim sonrada zil çaldı.

Aşşağı tuvalete indim duman altıydı her zamanki gibi üstüm başım kokmadan çıktım. Sonrada öğretmenlerin lavabosuna girdim. Ordan çıkıp kütüphaneye geçtin ilk teneffüs 20 dakika ne tenefüslerde nede derste rahat edemiyordum hiç.

Kütüphane dolu olur genelde ama ilk teneffüs herkes tıkınmakla meşgul olduğu için boş olurdu geçtim oturdum bi masaya ordan seçtiğim bir dergiyi açıp mühendislerin son yaptığı bi gemi şemasını incelemeye başladım.

Beyler işteyim yazamam dün akşama kadar evin önünde ustanın birine harç taşıdım. Beton atılacaktı ustada birinci katın sahibi ev sahibi ben o üçümüz çalıştık.

Güzel oldu da size tavsiyem amele olmayın afedersiniz ananız ağlar sonra akşama kaldı yine hikaye işte yazamam dünde etken yattım.

Sus lan liseli oç

Bir türlü mantığını anlayamadım bir çizime bakıyordum. Ben insanın herşeyi öğrenebilceğine inanıyorum.

Bu yüzden benle alakasız hatta hiç kullanmayacağım bir şey bile olsa okuyup öğrenmeye çalışırım. ilerde belli olmaz işime yarayabilir bilgi bilgidir.

Her neyse kütüphaneye biri girdi ama kapıya arkamı dönmüş şekilde oturuyordum. Görmedim kimin girdiğini zaten umrumda değildi tanıdıksa gelir selam verirdi.

Biraz o şekilde oturduktan sonra çizimlerin benim için bir şey ifade etmediğini anladım. Bende fazla kafa yormadım.

Dergiyi yerine koyup çıkışa yöneldim kafamı çevirip oturan kıza baktım az önce o girmişti anlaşılan kütüphaneye.

Güzeldi ama kızlar artık bana temiz gelmiyordu. Sadece bel altı düşüncelerim vardı kızlarla. Bunun dışında bir şey düşünmek istemiyordum.

Kafamı çevirip sınıfa çıkmaya yöneldim oda arkamdan geldi kapıyı açtım çıktık dışarı. Ama acelesi vardı bi kitapta bir şeye bakıyordu edebiyat hocasının yanına gittiğini gördüm en son.

Beni umursamadı sanırım. Üzücü benden hoşlanmasını isterdim. Gerçi biraz geçince para tip çevre bunları duyunca oda beni düşünmeye başlayacak nasıl olsa. Hepsi aynı bu kızlar için değil tüm insanlar için geçerli. Addıbına göre muamele değil parasına göre muamele yapılıyor artık.

Hadi godaman sksjsj

rezerved

Beyler devam et şukunu ben veririm diyenler olmuş bakın şuku için yada sizin için yazmıyorum ben bunu.

Ben deneme amaçlı kendimi deniyorum sadece

Buraya gelip yazıcam ara ara bakarsınız çok istiyorsanız ne kadar sövdüğünüz pek umrumda değil

Bak ben sadece neyse umrumda değil ya al oku istediğin kadar nasıl bir yere geldim ben lanet olsun dedi çıkıp gitti.

Ciddi ciddi lanet olsun dedi. Şimdi merak ettim bu kızı işte. Ve söylediklerime alındığına bakılırsa sanırım maddi durumu yüzünden ona çok sert tepkilerle bulunmuşlar

Yanıma yaklaşıp "egoist pislik" o kitabı yani dergiyi bende istiyorum.

Beni ilgilendirmez dedim net bir şekilde.

Bak kavga edecek havamda değilim uzatmada ver şu dergiyi dedi.

Noluyor lan ben saçmalamasını yada ne halin varsa gör amk falan diyip kestirip atmasını bekliyordum kıza bak her istediğini almaya o kadar alışmış ki bide atar yapıyor bana ver diye.

Bak kızım kimsin bilmiyorum ne kadar iyi bir aileden geldiğinde umrumda değil orda elini kitaptan çektin bende aldım isteseydin alırdın o kitabı bu bir. ikincisi sen ne kadar her istediğini almaya alışmışsın öyle üzgünüm tatlım hayatta bazen her istediğin olmaz o küçük kafana bunu sok.

Dedim dedim de ağlamak üzereydi kız. Niye ağlamak üzere olduğunu anlamadım. Ama ağlıyor diyede vermem biraz sonra çıkarken bırakıcam nasılsa.

Yine bir şey demedi saçlarını düzeltti yüzünü sildi yani gözlerini daha doğrusu kütüphaneden çıkmak için yeltendi ama direk kolunu tutup kitabı verdim.

Bana dönüp istemiyorum sorun değil alabilirsin kitap umurumda değil dedi. E neyi bağırdın kitap yüzünden bana o halde dedim?

Godamanını sevidğim

Trend kokusu aldım