Evet beyler maalesef Türkiyede bir cemaat gerçeği var. Fazla ismi geçmesede bunların arasındaki en "sinsi" olanı süleymancılardır. 60-70 yıldır sessiz sedasız varolan bu cemaat Türkiyedeki yerel-genel seçimlerin hepsinde sonuca etki etmiştir. Şimdi bu cemaatin amaçlarından, taktiklerinden, finans kaynaklarından ve içlerindeki hiyerarşik yapıdan bahsedeceğim. Çayınızı kahvenizi sigaranızı alın uzunca bir yazı olacak.

Şimdi bu din tacirlerinin tarihlerinden bahsedeceğim.
Temel ritüellerini Süleyman Hilmi Tunahan adında bir şahsın attığı bu tarikat şeri esasları benimsemiş radikal bir grup olmasına rağmen milli görüşçülerin fikirlerini reddedeler. Süleyman 1930-36 yıllarında istanbulda çeşitli camilerde vaizlik yapmış bir adamdır. Sonradan cemaatin başına geçen Kemal Kaçarla bu dönemde tanışmıştır. Kemal Kaçar Süleyman Hilminin kızıyla evlenmiştir (veraset yoluyla cemaatin başına geçiyo anlıycağınız). Herşey yolunda giderken radikal fikirlerinden dolayı Süleymanın vaizlik belgesi iptal ediliyor yani işsiz kalıyor. Herşey tamda bu anda (1943) başlıyor. Yaklaşık 6 sene boyunca çeşitli vaadlerle belli yaş grubundaki öğrenciler yani kendi değişiyle talebeleri 3 ayda ilim öğretmek bahanesiyle okutmaya başlıyor. 1949 senesinde CHP siyasi bir hamleyle kuran kurslarını serbestleştiriyor. Dananın kuyruğuda tam bu noktada kopuyor.

Tarikat bu yeni düzenleme ile bi anda "patlıyor". 1965 yılında DiB'in yaptığı bir düzenlemeye kadar bu kursların mezunları Diyanet işlerinde resmi görevlere geliyorlar. Anlıycağınız tarikat Diyanete sızmaya başlıyor. 65 senesinde yapılan düzenlemeyle önlerine biraz taş konmuş oluyo ama bu onların azimlerini kırmaya yetmiyor(!). Cemaat dahada içine kapanmaya başlıyor. Kendi yetiştirdikleri hocaları kendi kurslarına atıyolar ve kaynağı şüpheli olan finans kaynaklarıyla yurdun her yerinde yeni yurtlar açıyorlar. 1971 senesinden itibarende Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği adı altında teşkilatlarını büyütüyorlar. Süleyman denen adam 59 senesinde ölüyor. Veraset yoluyla şeyhlik (efendi, hoca ne derseniz artık) damadı Kemal Kaçara geçiyor.

Yanlış hatırlamıyosam 99 senesinde Kemal Kaçarda efendisinin yanına gidiyor ve liderlik Süleymanın iki torunu arasında bölünüyor. Top Ahmet Denizolgun ve ismini hatırlayamadığım abisi arasında dönüp duruyor ama Ahmet kişisinin eli abisinden daha uzun. Bu arada Ahmet Denizolgun adını bi yerden duyan/hatırlayan oldu mu? Ben hatırlatayım Anap hükümetinin ulaştırma bakanı! Bakın görüyomusunuz dedesi himmet etti eleman bakanlığa kadar yükseldi(!) Sizce dedesimi himmet etti yoksa cemaatin oylarını gasp ederek mi milletvekili oldu?

Beyler devam edeyimmi?

Dinleyen yok amk sabah devam ederim artık

Beyazıt denizolgun Süleymanın büyük torunu. 2011-2015 arası akp milletvekilliği yaptı. Yeri gelmişken başımdan geçen bi olayı anlatayım. Bunların yurdunda kalırken ahmet denizolgun ikinci kere milletvekili adayı oldu. Yurtta hocaların hepsi aynı şeyi tekrar tekrar anlatıyo. Ahmet rüyasında dedsini görmüş. Dedeside ona müjdeyi vermiş %18 le iktidara gelicez gözün aydın diye. Bu olay bütün yurtlara yayıldı. Bunların çarşamba perşembe günü toplanan tayfa var adına ihvan diyolar (cemaatin tabanı işte) onlarada baya baya yayıldı. Neyse efendim seçim oldu anap %5 ile meclis dışı kaldı. O gün bu gündür aktif siyasete girmeye cesaret edemiyo Ahmet kişisi.

Evet beyler akşam 19:30 gibi yazmaya devam edeceğim dinleyecek olanları beklerim

Kusura bakmayın beyler biraz geciktim devam ediyorum

Şimdi beyler şu ana kadar anlattığım şeylerin ana fikri bu cemaatin siyasetle alakası olmadığının bir yalandan ibaret olduğuydu. Şimdide biraz bunları iç yapısından bahsedeyim. Bu elemanları yolda sokakta gördüğünüz yerde tanıyabilirsiniz. Eğer bir erkek bol kumaş pantalon, düz renk gömlek giyiyorsa anahtarlığı yan cebinden züt cebine bağlantılıysa, koyu renk takke takıyorsa ve en önemlisi colormatik gözlük kullanıyorsa bilin ki süleymancıdır (kendi deyişiyle süleymanlı). Böyle tiplerden uzak durun.

Bunların hiyerarşisi ise şöyledir. Ahmet denizolgun bütün cemaati istanbul ümraniyeden yönetir. Bunun bi kurmay tayfası vardır. Her bölgede ve şehirde abimiz dedikleri taşaklı hocalar vardır. Her şehirde bir başyurtları vardrı ki ankarada olanlar bilir etlik külliyesi bunların kalesidir. Her yurtta baş hocalar vardır. Bunların tamamı öğrenci düşmanı ipnelerdir. Daha alt seviye hocalarda yaşlarına ve evli olup olmamalarına göre derecelenir. Ha birde etüt hocaları vardır ki hepsi çok kral adamdır. Zaten çoğu cemaatten değildir. O şehirde üni okurken üç beş kuruş harçlık ve kalacak yer için etüt verirler. Tabi ki en altta şamar oğlanı öğrenciler vardır. Kendi değişleriyle talebe

Şimdi gelelim bu ipnelerin finans kaynaklarına
Her cematin olduğu gibi bunlarında asıl gelir kaynağı bağışlar ve yardımlardır. Özellikle cumaları ve kandillerde topladıklarıyla paranın dıbına koyuyolar hakkaten. Ama daha sağlam kazıklarıda var. Mesela kurbanlık satışı. Bilenler bilir bunların her yurdunun mezbahanesi vardır. Kurbandan bi süre önce topluca hayvan satışı yaparlar. Sonra mezbaha kurdukları sistemle hızlıca kesim parçalama yaparlar. (Geçen sene küçük başa 50 büyük başa 100 alıyolardı sadece kesmeye ankara ulubeyde 180 den fazla kesmişler. 180*100=18000 tl) sadece büyük baş hayvan kesiminden kazandıkları net para bu. Ha ekibin maşı ne falan diye sormayın kurban hizmeti adı altında gönüllü çalıştırıyolar.

Satıştan kazandıkları para ve deri bağışarıyla yurtlarının bir yıllık maliyetini çok rahat çıkarıyorlar. Başka bir gibi cemaatin şeyhi bunlar için şöyle bişey demişti. "Senede iki kurban bayramı olsa heralde vergi rekortmeni olurlar" Tabik, böylesi bir cemaatin başka para kaynaklarıda var. Mesela bu özel hastane
http://www.hisarhospital.com/
Mesela erzurumda granit işi yapan şirket. Hizmet turizm dedikleri umra hac şirketi...

Bu adamların fetocular kadar dikkat çekmemesinin sebebi ise toplu olarak hareket etmemeleri. Mesela fetocular her kuruma topluca sızarken bunlar daha tedbirli dabranırlar. Bir örnek vereyim ankara ulubey yurdu (lise ve orta okul hayatımı bitiren yurt) mahkemelik bir işi olduğunda cemaatlerinde var olan bir avukat yardımıyla işlerini bedavaya hallederler. Yurtlarında boya badana işi olduğunda ihvan dedikleri tayfadan bilen birilerine yavşarkar hemen bu sayede fetocular kadar dikkat çekmezler.

Buda süleymancılara ait kurumların listesi
Kur'an Kursları ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı (Aydın)
- iKAV/Kültür Araştırmaları Vakfı (Bolu)
- Kur'an ilimlerine ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı (izmir)
- Ali Hancıoğlu Vakfı (Manisa)
- Fatih Vakfı (Trabzon)
- Aziz Mahmut Hüdai Vakfı
- Eğitim ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı (istanbul)
- Fatih Eğitim ve Kültür Vakfı
- Halil Dağlı Vakfı (Edirne)
- ilim Yayma Vakfı
- istanbul Kültür Araştırmalar Vakfı (iKAV)
- Mimar Sinan Vakfı
- Pir Seyyid Hasan Hüsameddin Uşşak-i Vakfı
- Tokat ili ve Çevresi Eğitim ve Kültür Vakfı (Tokat)

Bu arada söylediklerime inanmayanlar olabilir onlara uğur mumcunun rabıta kitabını okumalarını tavsiye ederim. Adam bütün cemaatlerin kirli çamaşırlarını ortaya döktü ve öldürüldü.

Cemaatin okul açılışlarından birinde şahit olduğum olay
Başbakan'dan, Bakanlardan, Milletvekillerinden gelen mesajlar cılız alkışlar alırken,
Ahmet Denizolgun'dan gelen "hayırlı olsun" mesajı çok coşkulu alkışlar almıştı...