sübyandım çocuktum kendimden geçtim doğrultum

geleceğe dair spoiler isteyen panpalara gelsin..

--spoiler--
kimya mühendisliği bölümünden meltem göğüslerini ağzıma veriyordu kendimden geçmek üzereydim
--spoiler--

sibel sordukça kaçamak cevaplar veriyordum, ben de onu tanımaya başlamıştım. babası küçükyalı kenan evren kışlasında albaydı. kız aşırı atatürkçü bir kız dı. ve ben neredeyse tam zıttı bir hayat yaşıyordum. 2001 yılı dönüm noktam olmuştu. 2001 kışında sibel ile bolca sinemaya gittik. ilk sinema tecrübem rezillikti. elimi omzuna atana kadar film bitmişti. kıpkırmızı olmuştum..

ancak bana herşeyi sibel öğretti diyebilirim...

bir gün sinemada otururken elimi omzuna atmıştım sibelin kolum uzun olduğundan parmaklarım göğüslerine değiyordu.

bunu farkedip parmaklarımı hafif yukarıda tutuyordum tam o anda sibel elimi tuttu ve göğsüne bastırarak parmaklarımla avucumla oynaöaya başladı... göğüsünü olmasa da sütyenini hissediyordum. ve kalbim deli gibi çarpıyor kotun üzerinden gibim deli gibi belli oluyordu

artık okul çalkalanıyordu ilişkimizi bilmeyen yoktu hademeler dahil. okul antremanlarında sibel geliyordu havlu su falan veriyor tezahürat yapıyordu bana...

bir gün antreman sonra badem bıyıklı bir eleman geldi. hakan hoca sohbete çağırıyor seni maltepede bir adres verdi. yanımda sibel var, eleman lise 1 cemaatten ve beni bulmuş okulda tamam dedim, sibel ne sohbeti bu dedi. anlatırım sonra dedim ama sanırım tahmin etmişti

sohbete gittim. çünkü ne kadar uzaklaşmış olsam da kopmam imkansızdı cemaatten, bu çok zor bişi panpalar 2004 den beri sohbetlere gitmiyorum ama dediğim gibi hayatımın her anında karşımdalar ve beni tanıyorlar, temelden emek verdiler bize...

sohbet bitti bunlara çok güzel bir maklube yaptım, yusuf hoca yoktu ortamda dedim nerde dediler, tayini çıkmış cemaat içinde konyada bir okula gitmiş. artık hakan hoca benden sorumluydu... maklube yedikten sonra bunlara bir de imamlık yapıp namaz kıldırdım. herkes mutlu mesut ayrıldı. cuma günleri oluyordu bu sohbetler.

cumartesi pazar ise dershane vardı. ve sibel dershaneye gitmediği için dershane çıkışında beni aksarayda bekliyordu...

melek ve sibel karşılaşmak üzereydiler.

meleğe hiç pas vermediğim için resmen pırlanta gibi değere binmiştim. kız ne desem gülüyor, sürekli frikik veriyor alenen beni gib demediği kalıyordu. arada tenefüslerde yaa şu soruyu yapamadım bi baksana diye bana sokuluyor göğsünü neredeyse ağzıma sokuyprdu

melek ve sibel kavgaları volume 1

:)

dershane çıkışında yanyana melek ile ilerlerken, melek bir anda koluma girdi. sibel de tam o esnada yanıma geliyordu. şimdi gözünüzde canlandırın bu anı...

ve mutlak sessizlik..

sibel bir anda bana döndü kim bu kız dedi dedim arkdaş dershaneden, melek de bana bakıp kim bu diyordu.

ne desem boş dıbına koyim diye düşünürken sibeli tanıştırdım melek ile sevgilim sibel dedim. sibel de afallamıştı sevgilim ifadesini ilk defa kullanıyordum.

melek şaşırdı bana hiç bir ilişkin olduğundan bahsetmemiştin dedi. sibel de bana da sizden bahsetmedi dedi. dedim melek sadece arkadaş canım... falan neyse melek gitti. görüşürüz falan dedi ama yüzü asılmıştı.

sibel ise tribin tillahını atıyırdu ağzını bıçak açmıyor elimi tutmuyor susuyordu..

Bu arada derslerin de dıbına koymaya sıçmaya başlamıştım.

Sibel ile yürürken bi anda bi badem bıyıklı çıktı karşıma, artık olup olmadık yerlerde karşıma çıkmaları canımı sıkmış olsa da dinliyordum. dedi pazartersi sohbet var gel dedim gelemem cuma gelecem.

peki sen bilirsin dedi.

sibel baktı yüzüme bu ne sohbet falan sen nerelere gidiyorsun sen kimsin falan dedi...

ulan dedim nasıl toparlayacaz taka sardık

bir yandan melek sibel karşılaşması bir yandan da cemaat alevlendirmesi...

sibele dedim gel bi kafeye gidelim sana herşeyi anlatacam..

gittim ve gerçekten herşeyi anlattım size anlattıklarımın hepsini... sadece dinledi ve sonunda anlıyorum dedi

sonra o anlatmaya başladı kendini..

bir albay kızı olduğunu hatta babasının kurmay albay olduğunu bir sonraki 'yaş' kararlarından sonra muhtemelen tuğ general olacağını söyledi babasının. Yobazların ve Gericilerin bu ülkede yeri olmadığından bahsetti. bildiğin hem iç çatışma yaşıyorum hem de kıza hak veriyor bi yandan da cemaate sövüyorum...

bir am için resmen bildiğim tek ideolojiye sövmeye başladım *

ama kıza asla yalan söylemedim, belki de yalan söylemediğim tek kız oydu ;)

sibelin ellerinden tuttum beni ben olduğum için sev olur mu dedim. gözlerimden yaşlar süzülüyordu, seni kaybetmekten korkuyorum biliyormusun dedim. ben de seni kaybetmek istemiyorum, dışarıda kar yağıyor ortam ise alevleniyordu.. sibelin yanına geçtim ellerini tekrardan elime aldım, ve beni hep sev ben seni hep seveceğim gözleri doldu artık burun burunaydık, iç güdüsel olarak dudaklarını öpecektim hissediyordum. gözlerini kapadı sibel tam öpmek üzereydim ki

bir anda irkildim ama anın bozulmasına izin veremezdim dudaklarına yapıştım sibelin çok yumuşak bir dokunuş, bir iç çekiş ardından nefeslerin karışması iki dudağımla alt dudağını öpmem. kalbimin hızlıca çarpması, dudaklarımın alev alev yanması, yüzüm kıpkırmızı, ben kalbim deli gibi çarpıyor sanırken meğer kardeş kardeş diye biri beni dürtüyormuş.

döndüm kıpkırmızıyım yüzüm al al.

sibel de utancından toparlanıyor. orrrospu çocuğu garson burası aile mekanı gidin başka bi yerde yiyişin dedi.

elim ayağım dolaştı

hikayeye inanmayan panpaların nick6 ma baksınlar 2010 da bile burada cemaatci damgası yemiştim ve cemaate sövmüştüm nick6nda bakan gmrür

5 dakka ara panpalar

evet devam panpalar

garsona bir çemkirdim ne yapıyorz ki bişi yapmıyoruz falan dedim çıktık mekandan ödemeyi yapıp, bir daha da gitmedik zaten.

Neyse günler günü gitgide ısınıyoruz sibel ile melek ise tamamen koptu dershanede benden.. aradan haftalar geçti artık elele tutuşuyoruz küçük öpücükler veriyoruz birbirimize dersler ise yerlerde artık kitap yüzü açtığım yok. Nisan ayı geldi çattı havalar ısınmaya başladı 2001 yazı ilk ciks deneyimime de gebe oldu anlatacam birazdan

nisan ayı caddebostan sahilinde oturuyoruz alışveriş de yapmışız. gündüz 1 falan cumartesi dershaneden kaytarmışım. sahilde otururken güneş de tepede ben hiç alkol almamışım o zamana kadar. hatun da almamış meğersem ama bana aldım diye yalan attı almış 3 şişe bira çerez falan. dedi içelim sahilde falan, hayatta olmaz dedim dedi ne var tadı çok güzel. bu bitaneyi açtı fondip yapacak aklı sıra lıkır lıkır bi anda yarıladı şişeyi. bunun gözler döndü, kustu kusacak sonra toparladı bi anda kendini bak ne güzel tadı hiçbirşey olmadı bana dedi

ben de aldım. biraz tadına bakim diye meraktan da çatlıyorum. dilime bi değdirdim, leş gibi birşey dedim bu mu güzel. acı desen acı değil ekşi desen ekşi değil tatlı desen tatlı değil... sonra bi anda elimden aldı bir daha dikti kafaya dibine kadar içti. sonra bi anda indirdi şişeyi. ikinci şişeyi açtım ben de, erkekliğe tak sürdürmeyecem ben de içerim ne var dedim dayadım ağzıma gırtlaktan bir yanma hissi ile bir yudum geçti sonra püskürttüm ha kustum kusacam, bu bana gülüyor ama kafa gitti gidecek bakışları bakış değil...

sonra elimdeki şişeyi de dikti kafaya indirdi şişeyi, ben biraz fenayım dedi bayıldı.

yüzüne vuruyorum ayılmıyor yanımda su var su vurdum yüzüne bana mısın demiyor. içimi bir korku kapladı dedim ya öldüyse kalbini dinledim atıyordu ama göğüslere kulağı da dayadık bir heyecanlandım memelere kafamı yaslamışım panpalar.. sonra utandım tabii.

ulan napacam derken bunun cüzdana baktım ev adresi yazıyor.. askeri lojman dıbına koyim adres.

bindirdim taksiye cepte para var ama ya yetmezse korkusu da var, sonra dank etti dıbına koyim babasına anasına ne dicem ben...

dedim sür en yakın hastaneye, girdik hastaneye doktor geldi dedi midesi yıkanacak. vay amk dedim tamam. annesi babasının numarası da yok. cüzdanına baktım orada da numara yok. cep telefonu zaten yok amk sene 2001

neyse midesi yıkandı akşam 7 gibi falan oldu hava karardı kararacak. doktor dedi serum verdik bitsin çıkabilirsiniz, sonra durdu bana baktı yaşınız kaç sizin dedi dedim sıçtık amk. 17 yaşındayız ikimizide. dedi aileniz gelecek buraya. hayda amk. kızın baba kurmay albay atatürkçü, bizimki devlet memuru şakirtlere sempati ile bakan biri.

tabi bunu o anda düşünemiyorsunuz panpitolar.

babalarımız geldi, kızın babası benim babam ve hakan hoca

dedim yannanlara yan bastık a.q kız babasını gördü başladı ağlamaya, özür diliyor adama. adam bana geldi bağırıyor çağırıyor, peder komutanım sakin olun diyor hakan hoca beyfendi susun biraz falan ulan dedim yarraaa yedik.

adam bizim hakan hocayı gördü bu cemaatçilerin burada ne işi var dedi. benim kızımın yanında cemaatçi bulunamaz asla falan dedi. benim elim ayağım dolandı davar gibi boy var amk bizde bişi de yapamıyorum pıstım kaldım. kız ağlıyor babam, allah seni ıslah etsin alkolde mi almaya başladın sen diye ağzıma sıçıyor.

hakan hoca ile babam görüşüyorlarmış ben pederi aradığımda. dershanesini değiştirelim lise 3 de falan diyorlarmış..

neyse panpalar.

eve geldik babam 2 hafta konuşmadı benle...
hakan hoca peşimde sürekli nasihatler, sürekli biz senin peşinden koşuyoruz, sen bizi mahcup ediyorsun hep diyor, üzüyorsun bizi, sana yakışıyor mu falan demeler.

Kız 1 hafta gelmedi okula meraktan çatladım amk. gittim askeri lojmana içeri almadılar tabi, nöbetçi askerler.. mecbur zütüm zütüm döndüm gerisin geri

sonra bir hafta sonra geldi kız. ama yüzü bir gülüyor anlatamam...

kız gülünce ben de güldüm, sonra gözlerimin içine baktı ve seni seviyorum dedi. ilk defa bu cümleyi kurdu. sonra dedi ki ben seni ve yüreğini çok seviyorum, babam tayin için ankaraya annemle gidecek, ev boş haftasonu bana gel dedi. dedim iyi de askeri lojmana beni alırlar mı, merak etme nöbetçi subay olmadığı zaman erler varken geçeriz askeri kimliği gören geçirir dedi. arkadaşın eski subay yakını kimliği var onu getirecem sana, sen de o kimlikle girersin içeri. dedim asker resme bakarda benim olmadığımı anlar da sokmazsa içeri dedim. zütü yemez o kadarına subay yakını kimliğinin kahverengi halini görsün yeter anında geçirir dedi.

Kalbim deli gibi çarpıyordu panpalar tamam dedim cumartesi gelirim.

cumadan kartı getirdi. bi kızın kimliğiydi kimlik. önce güldüm anlarlar kesin dedim, mümkün değil cumartesi sabah 7 de gel dedi nöbetçi subay yok o saatte er var geçersin dedi. tamam dedim.