sözlüğün orjinal adamı ve rusya hayatı

reserved

reserved

reserved

reserved

rizörvıd

reserved bekliyom pnpa

gençler her zamanki gibi geldim. yarım saat sonra 20.45 te burdayız.
o zamana kadar çok şukulanan başlıklarıma bakın onlar baya vakit öldürmenize yardımcı olur

reserved

dün alesyadan ve aşktan çok bahsettik. bugün Alesyayı bi kenara bırakıp kendimizi tekrar sokaklara vuralım. Bu kadar ciks-aşk-orgazm üçgeni yeter. Bu kız hayatıma girince faris ve vedatı ihmal etmeye başlamıştım. Onlarında kendi kız arkadaşları ve kendi aktif ciks hayatları vardı. Gelip birbirimize anlatıyoduk. işin kötüsü bi yerde buluşup hep beraber yemek felan yeyince onların anlattıkları şeyler aklıma geliyodu ve kızlara bakarak içten içe gülüyodum. Aynı şekilde alesya ile yaptıklarımız da onların aklına geliyodur. Belki de benim hikaeyelerimi aralarında konuşup mastğrbasyon yapıyolardır. Şaşırmayın çünkü böyle insanlar da tanıyorum. Aktif ve ilginç ciks hayatı olanların yaşadıklarını birbirine anlatıp yiyişen çiftler çok etrafta.
Durumu yeniden kontrol altına almak lazımdı bunu faris ve vedatla konuştum. Alemler bizi bekliyordu. En sonuncu gay-parade hadisesinden sonra bir buçuk ay geçmişti mayıs olmuştu daha bi kere bile çıkmamıştık. Kızları ekip bi gece çıkmaya karar verdik. Vedat aşırı sadık bi adamdı ben kız arkadaşımı aldatamam deyip yan çizdi.
-Lan olum zaten sadece eğlenmeye gidecez ne kızı dıbına koyim. içimizdeki irlandalı olma kabul ette yer belirleyelim.
-o zaman kızların olmadığı bi mekana gidelim. Ben sizi biliyorum olum alkolü alınca beni bile gibersiniz.
-senin kıllı zütüne mi kaldık am rüzgarı dedim. Ama faris daha güzelini söyledi
-tıraş edersen seninkini bile giberim bunu göze alarak geliyosan gel.
Faris akıllıydı. Caydırma taktiği uyguluyodu -ki cazibesi artsın olayın. Gülerek tamam dedi. Sonra nereye gitsek felan diye o günü kapattık. Herkes eve dağılsın haftasonuna kadar düşünün kaçalım dedik. Hafta sonu gelmeden faris ten telefon geldi. Bi arkadaşı house-party düzenliyomuş. Gelenlerin çoğu tatarlar olacak dedi bu yüzden sakin olur karı kız mevzusundan yana rahat oluruz dedi. Vedatın da kafasına yattı. Tamam dedik ev ortamı, gidip iki tekila içeriz gece 2-3 gibi çıkar geliriz.
Peki öyle mi oldu? Tabiki hayır. işler her zamanki gibi çığırından çıktı.

Haftasonu kızlardan yalvar yakar izin alabildik. Kızlar kendi erkek arkadaşını bi diğerine emanet ederek bizi yolladı. Ben vedata, vedat farise, faris bana emanet. Herkes birbirinden sorumlu halde akşam 10 gibi beni yurttan aldılar. Her zmanki gibi hepimiz de jilettik. Bugün kim daha ciksi yarışması vardı. Normalde herkes içten içe oraya farklı maceralara gittiğini biliyodu ama dışarıya çaktırmamaya çalışıyodu. Vedat kara kaşlı, kara gözlü kürt güzeli. Gerçekten yakışıklı arkadaştı. Faris 3 yıldır vücutla uğraşan demir gibi boylu poslu bi adamdı. Ben kendimi anlatmayı sevmem ama kızlar dudaklarımı ve bakışlarımı beğenir. Çünkü hep kısık bakarım clint eastwood modunda. iyi, kötü,çirkin olarak ev partisine doğru yol aldık.
Tatar deyince aklınızda ne şekillenir? Ben rusyaya gelene kadar aklımda hep kezbanın rusya görmüşü diye düşünürdüm. Ama kapıdan içeri girince oouyşşş tatar! diyerek ayakta boşaldım. Rusyanın en güzel 5 mankeni arasındakilerden 3ü tatar. orda çok tatar gördüm ama bu partidekiler bi başkaydı. Dedim faris sizinkiler iyimiş baya bunlar nerden geldi böyle. Ben de anlamadım dur bi parti sahibini bulalım. Faris dedi siz bara gidin ben onu bulup bi getiriyim hem de nerden gelmiş bunlar öğreniyim. Aynı zamanda sizi de tanıştırmış olurum.

Bara gidene kadar elli tane el sıktım. Erkek kız karışık bizim Müslüman ve yabancı olduğumuzu anlayan ooou rahmet rahmet diyerek elimizi sıkıyodu. Bu arada bu partinin veriliş amacı 9 mayıs zafer bayramıydı. Rusyada 9 mayıs den pobedy diye geçer. Burda tatarlar milli bayramları kutlarken bile ‘bayramıgız mübarek bulsun’ diyolar. Tabi ilk başta komik geldi ama yapacak bişey yok. O haliyle kabul ettik onları. Kızların tatara benzer bi yönü yoktu büyük ihtimal babaları tatar anneleri rustu. Zaten asıl güzellik orda hem güzel hem Müslüman bi tane düşürüp evlenmeye bakın.
Oolum kurnaz olun lan, bunları herkes size söylemez! Kaç gündür burda kıçımızı yırtıyoruz bunları keloğlan masalı okur gibi okumayın hepsi 6 yıllık deneyim bunların. Not alın ne biliym sonuçlar çıkarın. Neyse, bara doğru giderken bi tane kız takıldı gözüme. Daha önce bizim okulun yabancı diller fakültesinde bi de alt katta italyan arkadaşların yanında görmüştüm.
–Vedat ben şu tarafa gidiyorum. Vedat? Vedaat!
Bi baktım vedat çoktan tek kolunu kolona yaslamış, bi elinde martini kızın birisiyle muhabbet ediyo. Biz de üstümüzü başımızı yırtalım. Neyse dedim yoluma devam ettim o kızın yanına doğru yol aldım.
Privet! Kak dela? Felan daldım muhabbete. Kız beni görünce zaten daha önce bi yerde karşılaştığımız onun da aklına geldi. Direk samimi bi sohbet başladı. Adı diana ve gerçekten garip bi yüz ifadesi vardı. Gizemliydi, sürekli hüzünlü bakan, sanki damlamak üzere toplanmış gözyaşı varmış gibi puslu gözleri olan, dokunsan ağlayacak bi hali vardı. Siyah giymesi hard-rock a olan ilgisindendi. Daha önce kontaktına girip bu kızın ilgi alanlarına bakmıştım. Rammstein, evanescence hayranı bi kız. Bende her türlü kültürden bişeyler mevcuttur. Muhabbet edecek konu çoktu. Ve gece daha başlamamıştı bile

Şarkılardan girdik mevzuya, daha doğrusu rock tan. Blink 182, rob zombie, 30 seconds to mars hayranlığım vardır. Bilmeyenler için söyliyim nfs.hot pursuit in girişinde çalan şarkı 30seconds to mars a ait. Muhabbet rock tan devam ediyodu ama sonu yoktu. Benim bi şekilde meseleyi cinselliğe getirip kızın iç yüzünü öğrenmem lazımdı. Size güven duymayan bi kıza direk böyle sorular soramazsınız. Üstelik yeni tanışmışsınız ve hemen yanınızda. Onu elinizden kaçırmamak, yani hayvanı ürkütmemek gerek. Bu biraz ağır oldu okuyan amlı varsa kesin eksiler. Neyse gibimde de değil.
Kız gariban rammstein ı anca mtv de görür. Ben de başladım sallamaya istanbulda konserlerine gittim çok deliydi, pussy şarkısı çalmaya başlayınca birbirlerinin üstüne işediler felan. utanmasam beyzbol sopalarını ateşe verip kıçlarına soktular diyecektim. Sonra kız ne dese beğenirsiniz? Biliyorum aynı şeyi her konserde yapıyolar ben de Milano da görmüştüm dedi. Bi anda ayazda kalmış bekçi taşağı gibi büzüştüm. Gariban sandığım kız italyaya gitmiş. Kezban Milanoda! Tabi geri adım atmadım çünkü atamazdım, olayı görmüş gibi anlattım. Ben de madem sıçtım bari sıvamaya devam ediyim dedim.

Engel şarkısında da arka planda bir çift vardı yatakta canlı canlı düzüştüler dedim. Kız iyice inandı ne desem onaylıyodu ben de gördüm ben de duydum şeklinde. Muhabbet nereye varacak bilemedim ne zaman konseri izledin muhabbetini açtım. italyaya üçüncü gidişimde dedi. italyaya üç defa gitmiş bi kız duruyodu karşımda allah bilir daha nereleri gezmişti. Ama bi ışık vardı en azından kızın medeni durumu hakkında bilgi sahibi olmak mümkündü. Çünkü rusyadan 25 yaşına kadar evli olmayan bi kızın italyaya gitmesi yasak. Yani bunu italya hükümeti engelliyo kız ebeveyniyle beraber değilse vize vermiyo. Ayrıca Türkmenistan da 30 yaşına kadar evli olmayan kızları dışarı bırakmıyor bunu da dip not düşüyim kültürünüze ekleyin.
Bi ihitmal daha vardı o da öğrenci değişimi. Sonra sordum ve cevap beklediğim gibi ‘dil kursu için gittim’ di. Kızın yüzündeki bulanık ve ifade devam ediyodu ağlamaklı bi hali vardı sürekli sağına soluna bakınıyordu. En sonunda her şeyi gibtir ettim direk konuya girmeye karar verdim.
-neden bu haldesin? Yani sıkılmış ve bişeye üzgün bi halin var
-hayat son zamanlarda çok sıkıcı. Bugün buraya deli gibi sarhoş olup her şeyi unutmaya gelmiştim.
-iyi işte, barın yanındayız iç istediğin kadar sarhoş ol kim engelliyoki seni.
-mesele o değil, beni anlamıyosun
-anlattın da anlamadık mı?
-ya nası anlatsam, hani olur ya böyle, arada bi, sıkılırsın felan, ya uff işte anlatamıyorum.
-haklısın çünkü bi gib anlamadım
Bu sözün Rusçada aynen karşılığı var. Не хуйя не понял(ni huya ni ponyıl) yani bi gib anlamadım.
Kızların bile çok rahat birbirine sokak ortasında orosbu, kahpe,fahişe dedikleri bi ülkede sizin ağzınızın bozuk olması bişey ifade etmiyor. Bizim Kezbanlar gibi ‘la bi git’ ten veya ‘sanane be salak şey’ den ibaret değiller. Aksine bi yabancının küfürlü konuşması nedense hoşlarına gidiyo.

ayraccc

rezerved

reserved

Kızın bişey anlatacağı yoktu benim de beklentilerim tamamen değişmişti ordan uzaklaşmaya kadar verdim. Tamam dedim, madem anlatmıyosun ben gidiyorum.
-dur, dedi. Gitme bekle, ne güzel konuşuyoruz.
-konuşmuyoruz ki, sen bişeyler söylemeye çalışıyosun beceremiyosun bununla uğraşıyoruz
Dedim ve ordan bi el hareketiyle bay bay yapıp ayrıldım. Uzaklaşırken sağına soluna bakmaya devam ediyodu benim gidişim ona koymamıştı. Halbuki bu bi taktikti belki peşimden gelir veya anlatır diye yapmıştım ama tutmadı. Bu arada ben evi biraz size betimliyim. iki katlı bi kotej , rusyadaki adı bu.
ilk girişten sonra sol tarafından 5 metre uzaktan yukarı kata tahta merdivenler var. Daha doğrusu ev komple doğramadan. giriş kocaman, merdivenler üst kata çıkıyor orda asma kat var. Asma katın altına bar yapmışlar. Asma katın üstünden ikinci kattaki odalara koridor gidiyo. yani asma kat en fazla 10-15 kişinin durabileceği büyüklükte. Ortada kocaman dj mikser var dj daha gelmemişti ve ses çok açık değildi. Otomatik karışık şarkılar çalıyodu. Tarkan dudu bile çaldı. Hatta bu şarkıya onlarca kez radyoda bile denk geldim. Karşı duvarın dibinde alkoller masanın üzerinde duvar boyunca dizilmişti. Şişe biralar, fıçı biralar, fıçı şarap, açık martini ve margaritalar. Fıçı şarap deyince aklınıza battalgazinin içine girip millete ok attığı fıçılar gelmesin. Bunlar plastikten yarım metrelik 21.yy fıçısı. Benim olduğum taraftaki masada boydan boya ekler, salatalar gibi şeyler vardı. Alkol mezeleri kısacası.
Bu arada şu konuya da açıklık getirelim rus salatası denilen şey türkiyede bi tane. Mayonezli, salamlı,turşulu felan bişey. Ama burda bin çeşit rus salatası var. Özellikle rendelenmiş havuç turşusuna bu adamlar bayılıyo hakketen vodka nın yanına güzel meze oluyo. Evin disko ortamından pek farkı yok ama büyük ve kalabalık. Bi de üst katı geziyim dedim ve merdivenlere yöneldim.

Asma katta sekiz-onkişilik bi grup muhabbet ediyodu. Onlarlada el sıkıştım ‘bayramıgız mübarek bulsun’ dedim ve devam ettim. zafer bayramı olduğu için turuncu-siyah kurdaleler vardı evin her yerinde. Rusyada 9 mayısta her araba sileceklere veya yan aynaya turuncu-siyah kurdela asar. Kutluyoruz bizde bu vatanın evladıyız uyanık ol hesabı. Neyse, devam ettim koridorun sonlarına doğru insanlar bitti sadece sağlı sollu oda kapıları vardı. Kapalı kapılar ardında neler dönüyo düşüncesi hep beni cezbeder ama daha yeni başladık bişey yoktur dedim koridorun sonundaki pencerenin pervazına oturup bi black yaktım.
Ay ışığı, yıldızlar, hafif esen mayıs rüzgarı, şehrin akşam gürültüsü ve ışıkların volga nehrinin üzerinde dansı. Sağ elimde black, sol elimde martini. içinde yeşil zeytini de var tabi. Bu olaya da her zaman tavımdır.
-ne alırsınız?
-buzlu martini lütfen. içine yeşil zeytin ve limon kabuğu da atın hahahayy
şeklinde yavşak bi gülümseme atarak gittiğim her ortamda martini den başka bişey içtiğim nadirdir. Martini dışında bi de vodka-myto severim bunu da söylemiştim naneli vodka dır kendileri ve içimi kolaydır, alkol gibi kokmaz ama yayla çorbası sanıp içmeyin sonuçta vodkadan hazırlanıyo çarpılırsınız.
Kültür olsun birazda martini den bahsedelim, şimdi bu bi italyan içkisi ve cinle hazırlanıyo. Ana vatanı torinodur genelde Amerikan içkisi diye bilinir ama yanlış. James bond un popüler içkisi. içimi kolay, çabuk sarhoş etmeyen, ağızda hoş tat bırakan bir alkol. Alkol oranıda yüksek olmadığından viski gibi direk yutmanıza gerek yok ağzınızda gezdirebilirsiniz. Martini için derlerki ‘martini kadındaki meme gibidir, biri az üçü fazla’ . bişeye daha deyinmek istiyorum gelen pm leri okudum millet sigarasını değiştirmiş artık herkes cpt. black içiyo. Bundan sonra da martini satışları patlarsa şaşırmayın.

Dışardaki akşam uğultusu ve manzaraya dalmışken bi anda birisinin dokunuşuyla irkildim. Evet gelen diana ydı.
-Napıyosun burda?
-Hiç öyle oturuyorum manzaranın tadını çıkarıyorum.
-hıı tamam
Bi kız seni o kadar kalabalıkta bulup, sonra gelip ne yapıyosun diye soruyosa sonra da hıı tamam deyip susuyosa, bu hadi benle ilgilen belki sana bi güzellik yaparım anldıbına gelir. Kızların genel taktiği vur-kaç. Dediğim gibi kimse direk üzerine atlamaz niyetini belli eder sonra kendini geri çeker. Ben de yemi yuttum ve al iç dedim elinde içki yoktu kendi martini mi verdim. Ama zeytini ben yerim dedim kürdanından çektim aldım zeytini. Karşımdaki kate upton da olsa martinimdeki yeşil zeytini kimseye yedirmem. Kız aradan otuz saniye geçmesine rağmen yine oflamaya, sağa sola bakmaya başladı. Vay arkadaş dedim ne acaba bunun sıkıntısı. Avrupa görmüş rus bu hayatta ciksten çekinmez direk söylerdi ama derdi başka heralde.
-Heralde sıkılıyosun gel geri partiye inelim
-Yok ya, orası çok gürültülü burda kalalım, dedi ve yüzünü sırıtarak şirinleştirdi.
O zaman gel şu odaları gezelim belki ilginç bişeyler çıkar içinden dedim. Onu kabul etti ve odalara girmeye başladık. ilki tarihi eşyalarla dolu garip bi odaydı. Odanın ortasında üstü camekan bi masa vardı. Gel dedim ilgimi çekti açtık ışığı girdik içeri. Yerler kırmızı halıfleks, etrafta dolaplar ve içlerinde içine gemi sokulmuş cam şişeler, eski savaş hatıraları felan vardı. Duvarda asker resimleri, boy boy desen desen silahlar, kalkan ve miğferler. Bi duvarda da beyaz pala bıyıkları olan mavi kamuflaj içinde bi adamın fotoğrafı ve yanında da madalyaları asılıydı. Adamı görünce aklıma captain price geldi.
-soap?
-this belongs to you, sir

reserved