sözlüğün en acıklı hikayesini anlatıyorum

sadece benim yazılarımı okumak için ; http://ccc.incisozluk.cc/...%B1yorum/@yirtikdonreturn

peşin peşin yazıyorum "caps falan yok." olayın olduğu zamanlardan kalma tüm capsler silindi. silmek zorunda kaldım.

not: hikayedeki isimler değiştirilmiştir.bunun dışında geçen tüm olaylar ve mekan doğrudur.

bilmeniz gereken isimler ;

-mustafa (kardeşim kadar sevdiğim insan)
-meleğim ( birtanem :( )
-samet ( hayatımı karartan huur çocuğu )
-açelya ( sametin kız arkadaşı )
-melis ( mustafanın kız arkadaşı )

2004 yılıydı. lise 3e gidiyordum, canımdan çok sevdiğim, kardeşim mustafa ile aynı okuldaydık, melek ve samet başka okuldalardı ve çocukluk arkadaşıydılar. ekim ayı civarıydı, okullar açılmış herşey çok güzel gidiyordu. bir gün mustafa her zaman gittiğimiz cafeye ( pub tarzı bir yer - sahibi çok yakın bir abimiz. normalde liseliler'e alkol yasaktı fakat bize serbestti ) çağırdı beni. gittiğimde masada mustafa dışında 3 kişi vardı melek, samet ve açelya.ortama girer girmez ilk dikkatimi çeken melek olmuştu. biraz tarif ediyim binler ; sap sarı saçları vardı, teni süt gibi beyaz, gözleri yeşil. hani bir içim su derler ya o şekilde bir afet-i devran. görür görmez vurulur ya insan, dili tutulur, konuşamaz. işte aynen öyle olmuştum. yüzüm kıp kırmızı...

merhaba dedim biraz çekimser, biraz ürkek bir tavırla. mustafam, can dostum tanıştırdı beni masadakiler ile, sıra melek'e geldiğinde biraz durdum , elimi uzattım, elimi tuttu. gözlerinin içine bakakaldım. kitlendim 2-3 saniye sonra ozan sesi ile irkildim, kendime geldim. o günü özet geçiyim. melek'e çok bakmıştım, masadakiler de bunu fark etmişlerdi kesinlikle. sürekli melek ile konuşmaya çalışıyor, sorular soruyordum.

aradan 2-3 gün civarı geçmişti sanırım. mustafam ile samet aynı spor salonuna gidiyorlardı. o zamanlar beşiktaşta fazla spor salonu yoktu. normaldi aynı spor salonuna gitmeleri, zaten tanışmaları da o spor salonu sayesinde olmuştu.bir akşam evde otururken telefonum çaldı, mustafam arıyordu. açtım, müjdemi isterim ozan dedi. ne oldu dedim, ne öyle kuru kuruya olmaz gel 2 bira ısmarla da öyle anlatıyım dedi. içim içimi yiyordu, acaba beklediğim haber mi gelmişti ? yoksa... yoksa melek, meleğim... , hemen hazırlandım , ortaköy de herzaman gittiğimiz mekanda buluştuk kardeşimle. biralarımızı söyledik, kardeşimi dinlemeye başladım meraklı gözlerle...

siz hiç çok istediğiniz bir olayın geçekleşmesi ümidi ile yanıp tutuştunuz mu beyler ? peki ya çok sevdiğiniz kardeşinizden bu olayın gerçekleşiceği haberini öğrenmenin nasıl bir zevk olduğunu tattınız mı beyler ? işte ben tatmıştım bu zevk'i o gece. kardeşim başladı anlatmaya ; melek samet'e benden hoşlandığını, mustafadan benim hakkımda bilgi almasını istemiş( nasıl çocuk , ne yapar , ne eder, nelerden hoşlanır , çıktığı varmı vs... ) tabi ki mustafam durumu direk bana söyledi. o an kalbim çıkıcak gibi oldu beyler. yaşamıyan bilemez bu mutluluğu. çok sevindim. mustafadan ne yapıp edip bana meleğin numarasını bulmasını istedim. ilk başlarda biraz ık - mık etti ama daha sonra kabul etti.o gece yastığa başımı koyduğumda sanki kalbim yerinden fırlıyıcaktı...

ertesi gün sabah okula uçarak gittim sanki. okulun sokağında mustafayı bekliyordum, yaktım bir sigara. arkamdan bir el, döndüm kardeşimdi. attır bakalım bi sigara da bana dedim. ulan dedim sen o numarayı almışsan sana değil 1 dal 1 karton sigara almayan ozanın dıbına koysunlar. çıkardı telefonunu, yaz ulan dedi. o an öyle mutlu oluyor ki insan tarifi mümkün değil beyler. yaşamayan bunu asla bilemez. çıkardım telefonu, numarayı kaydettim ve derse girdik. o gün zaman geçmek bilmedi, saatler dakikaları, dakikalar saniyeleri hapsetmişti sanki. bir an önce okulun bitmesini, eve gidip meleği aramayı istiyordum. nihayetinde okul bitmişti ve eve gelmiştim. telefonu aldım elime, meleğin numarasına bakıyorum. ellerim titriyor, kafamda planlar kuruyorum. nasıl konuşucam, ne diyicem. ya sapık damgası yersem vs... kafamda bilyon tane soru vardı...

okuyan varmı lan

tüm heycanımı yendim ve aradım ;
dıııt dıııt dıııt...

açmadı telefonu, acaba tanımadığı numaraları mı açmıyordu yoksa işi mi vardı... mesaj attım ; merhaba melek ben ozan, müsayi olduğunda haber verirsen arıyıcam... 1 saat sonra mesaj geldi. akşam 9 dan sonra ararsın şuan müsayit değilim diye. tamam diyip saatin 9 olmasını bekledim.. yok ama zaman geçmiyordu arkadaş. saat sonunda 9 olmuştu ve tekrardan telefonu aldım elime...

dıııt dıııt...

-alo
+merhaba melek, nasılsın.
-teşekkür ederim, sen nasılsın
+sesini duyupta kötü olmak mümkün mü ? ( yavşak mode on )
-hehe
+rahatsız etmiyorum umarım.
-yok zaten bende mustafadan numaranı alıcaktım yakında.
+ne için?
-...
+ordamısın
-ha, şey kapatmam lazım şimdi, yarın arıyıcam ben seni.
+peki melek iyi geceler...
-iyi geceler...

@20 panpa nazlı bir insan değilim. hikayeyi de çok çok uzun tutucak değilim. fazla detaya girmeden ama bilmeniz gerekenleri anlatarak özet şekilde geçiyorum, mümkün olduğunca geceleri 12 den sorna yazarım. liseliler'e anlatmak içimden gelmiyor. ha belki gün içerisinde öğleden önce 2-3 entry girerim çalışan tayfa için o kadar.

panpalar şimdilik yatıyorum, yarın gece 12 de yerleriniz alın, iyi sabahlar..

günaydın panpalar

ertesi gün olmak bilmemişti beyler... sabaha kadar gözüme uyku girmemişti, meleğin, meleğimin sesini - hayalini düşünüp durdum. sabah uykulu gözlerle okula gittiğimde mustafam anlamıştı herşeyi. geldi yanıma ; - olum sen çok kötü aşık olucaksın bak dikkat et üzülme sonradan dedi. anlam verememiştim ama mustafam ne derse olurdu. okul çıkışında melek aradı, açtım ;

-alo
+ozan nasılsın?
-teşekkür ederim, sen nasılsın?
+teşekkür ederim. bugün müsayitsen görüşelim mi ?
-ta.ta..ta... tamam nerde ve kaçta
+6 da ilk görüştüğümüz yerde hihi
-tamamdır melek tam 6 da oradayım...
+görüşürüz.
-görüşücez...

saat 4 de çıkıyorum ben okuldan beyler. özel lisede okuyordum ve sabah 9 dan 4 e kadardı derslerimiz. melek aradığında saat 4:40 civarıydı sanırım. direk eve gidip duşumu aldım, saçlarımı yaptım ve evden çıkıp ortaköye doğru indim. mekana gelmiştik. 3 tane bira içtim meleği beklerken. kafam hafif bulanmaya başlamıştı ama bu beni rahatlattı en azından rahat konuşabilicektim meleğin karşısında...

saat 6 olmuştu ve meleğim kapıdan içeriye girdi...

gözlerine bakıyordum. o parfüm kokusu burnumun ucundan gitmez oldu. hani insanların hafızalarına bazı özel olaylar yerleşir de ne yaparsa yapsın o olayı unutamaz ya işte meleğimin o kapıdan girişi benim hafızama öyle bir yerleşmişti ki bir ömür onu unutamıyacağım...

http://fizy.com/#s/1airwv - candır...

panpalar rakımı açtım başlıyorum ufaktan yazmaya...

karşıma oturdu meleğim, bir sigara yaktı. bir bira söyledi, sigaradan bir fırt aldı, küllüğe bıraktı ve gözlerimin içine baktı. nasılsın görüşmeyeli dedi. paketten bir sigara çıkardım bende, sigarayı yakarken utangaç bir tavırla iyi olmaya çalışıyorum fakat birşeyler ekgib dedim. bak ozan dedi ben öyle utangaç kızlardan değilim, bunun farkındasındır umarım dedi. ben senden çok hoşlanıyorum vs.. gibi bir iki cümle kurdu. ulan o an var ya sayısal lotoyu tuttursam yemin ederim o kadar sevinmem. bende sana karşı aynı duyguları besliyorum vs.. dedim. gülümsedi, birasını bitirdi. söze atılarak biz şimdi sevgilimiyiz dedim. liseli aklı işte amk. yoo dedi. hagibtir az önce o kadar sözü söyledin lan hoşlanıyorum galiba dedin!!! dalga mı geçiyordu benimle. kızardım, hayallerim yıkılmış bir şekilde nasıl yani dedim. çıkma teklifi etmedin ki dedi... amk klagib türk kızı işte illa naza çekicek kendini, erkekten beklicek teklifi... bir yandan da haklıydı beyler.. sandalyeden kalktım, dizlerimin üstüne çöktüm, herkes bize bakıyordu mekandaki. benimle çıkarmısın dedim, adeta evlenme teklifi eder gibiydi amk. çok utanmıştım. sustu gözlerime baktı sadece... daha sonra kulağıma eğilerek evet dedi. işte o an dünyalar benim olmuştu sanki beyler. bu mutluluğu herkesin tatmasını istiyor insan...

http://fizy.com/#s/3hurm3 ...

mutluydum artık, herşey istediğim gibiydi. melek artık meleğim olmuştu, benimdi ve benim kalıcaktı... mutlu günler çok yakındı... samet ile de bayağı iyi anlaşmaya başlamıştık, herşey çok güzeldi... melek de benim gibi sıkı bir solcuydu, lise zamanının verdiği gençlik ile sürekli eylemlere, mitinglere katılırdık... 1 mayıs günüydü, taksim mitinge kapalıydı ve korsan gösteri yapılıcağını öğrenmiştik. meleğime sormuştum gelmek istermisin diye, hiç düşünmeden kabul etti... sabah beşiktaşta buluşucak kahvaltı yapıcaktık, ardından galatasaray lisesinin oraya geçicek ve grupla toplanıcaktık. akşamdan pankartları hazırlamıştım, içim içime sığmıyordu. meleğim ile ilk 1 mayısımızı kutlıyıcaktık. bakın binler küçüklüğümden beri hep kolejlerde okudum, hep kapitalist düzenin içerisinde yetiştim lakin bu beni daha çok solculuğa itti. ailem çok varlıklı , belkide sözlükte bir çoğu insanın rüyası olan bir hayatı yaşıyordum o zamanlar ama emin olun o zengin binleri gibi burnum havada değildi, gösteriş meraklısı hiç değildim. meleğimin ailesinin durumu çok iyi olmasa da çok da kötü sayılmazdı.neyse konu bu değil. gece içim içime sığmıyordu.yattım yatağa fakat o gece heycandan uyuyamadım.sabah 7 olmuştu ve 1 damla uyku uyumamıştım, gözlerim şiş ve kızarıktı. kalktım duşumu aldım biraz kendime geldim. hazırlanıp evden çıktım. meleğimle buluştuk, pastahaneye gittik güzel bir kahvaltı yaptık ve galatasaray lisesine doğru yola koyulduk...

eylem başlamıştı, etrafımızı polisler çevirmeye başlamıştı, az sonra kopucak fırtınanın tedirginliği hakimdi alana, ( http://fizy.com/#s/1lunva - bandista iyi gider. ) derken birden ne olduysa oldu biber gazı sıkılmaya başlandı. meleğimi hemen köşeye çektim. çantamda getirdiğim limon ve suyu verdim. tam meleğimle ilgilenirken birden bir polis jop ile meleğimin sırtına vurarak koşmaya başladı. düşünün beyler bakmaya kıyamadığınız sevgilinize kalleşce birisi vuruyor. kendinizi yerime koyun ne yapardınız ? direk polisin arkasından koştum ve çelme taktım. amk daha lise 3 e giden liseli bir binim ama işin ucunda meleğim varsa gözüm hiçbirşey görmezdi. polis düşünce üstüne atladım ve karnına doğru vurmaya başladım, eli belindeki silaha doğru gitti silahı da tutup kenara fırlattım. benim polisin üstünde olduğumu gören 2-3 arkadaş direk yanıma gelip beni ordan uzaklaştırmaya çalıştılar. polisi bırakıp meleğimin yanına gitmiştim. biber gazından gözlerim yaşarmıştı, polisin üstündeyken de gömleğim yırtılmıi, beni öyle gören meleğim başladı ağlamaya. o ağlayınca bende daha kötü oldum ama elden birşey gelmezdi. meleğimi aldım beşiktaşa, herzamanki mekanımıza gittik. hem 1-2 duble birşeyler içmek , hemde mitingdeki olayları değerlendirmek için. oturduk masaya, meleğim bira söyledi, ben 1 duble rakı istedim. içkilerimiz geldi meleğim hala biber gazının etkisindeydi buda belli oluyordu. mustafamı aradım sameti de alıp gelmesini istedim...

mustafa ve samet geldi , yanlarında 2 kız vardı. birisi açelya , birisi melis. melis mustafam ile çıkmaya başlamıştı onu biliyordum, açelya ise sametle çıkmaya başlamış o gün. biz 3 çift olarak o günden sonra bayağı iyi anlaşmaya başladık, sürekli beraber takılıyorduk, 3 çift, 3 mutlu çift...

okuyan yok anlaşıldı.

hadi iyi geceler bu geceki gececi tayfayı beğenmedim, yarın görüşürüz.