sözde ermeni soykırımı

dıbına koyim hem siyaset, hem uzun, ağzını yüzünü gibmek için bütün şartlar olgun.

gripten olduler degil mi huur cocugu, benim dedelerimin koyunu coluk cocuk bebek magaraya doldurup kursuna dizdiklerini biliyomusun anasini gangbang yapasicalar

olgun ferresi var mı lan.

aynen kanka bende de yok ama varsa birinde yollasın ben de mature hastasıyım.

kafanı gibeyim dıbınoğlu

sus gibişyan

bu terimi kullanmayın orrospu çocukları. 1-0 geriden başlatıyosunuz maça bizi. ermeni meselesi deyin şuna.

sözde değil özde temizlik.

reserved

ciddi anlamda sözde olan iddadır, şöyle ki;

1. dünya savaşı sırasında toplam nüfusu 1 milyon küsur olan ermenilerin 1 milyonunun katledilmesi imkansız. 308 bin ermeni ölmüştür ama onlar da soykırıma tabii değildir.

ölen ermeniler ise osmanlı'ya karşı ayaklanıp silahlanan; sonrasında osmanlı'nın techir kanunu'nu çıkarmasıyla yurttan gibtir edilen, o zamana kadar o bölgedeki türkleri katleden insanlardır.

techir kanunu'nun çıkartılmasıyla ülkeden ayrılırken birçoğu çesitli salgın hastalıklara yakalanıp ölürken birçoğu da o dönemdeki ermeni çetelerin yoluna düşüp öldürülmüştür.

devlete zararı olmayan, hiçbir şekilde isyana kalkışmayan ve olaya karışmayan ermeniler zaten sürgün edilmemiş, dolayısıyla o yolda ölmemiştir.

bu ermeni meselesinin asıl dayanağı ise tarihi bir belge değil, arnold joseph toynbee isimli ingiliz tarihçi'nin kurgulayıp yazdığı blue book* isimli eseri üzerine ortaya çıkmıştır.

onun haricinde söylemek istediklerimde var tabi; bugüne kadar amerikalılar kızılderililer'den, fransızlar cezayirliler'den özür diledi mi ki biz olmayan bir şey için özür dileyip tazminat ödeyelim ? yannanımın başını almaları söz konusu olur

Birinci Dünya Savaşı’nda ingilizlere,150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır’ın iskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı’na Hapsedildi. Kampın tam adı,
'Seydibeşir Kuveysna Osmani Useray-I Harbiye Kampı' idi.Bu kampta, 1918'de Filistin Cephesinde esir düşen 16. Tümen'in 48. Alayı'na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu.12 Haziran 1920'ye kadar Iki yıl boyunca Her türlü işkence, eziyet, ağır hakaretler ve aşağılamaya maruz kaldılar. insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi… Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların Yalan yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle, kampların ingiliz komutanları, azılı Türk Düşmanı haline gelmişlerdi. Savaş bitmişti. Ancak,Kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, ingilizlerin işine Gelmiyordu.Çünkü, olası yeni bir savaşta,Bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, ingilizlerin beyinlerine işlenmişti.

Çözüm

Toplu katliamdı…Askerlerimiz, Mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla Dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak; Suya normalin çok üzerinde ‘krizol’ maddesi katılmıştı. Mehmetçik, Suya daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu ancak ingiliz Askerleri, dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı. Mehmetçikler, bellerine kadar gelen suya başlarını sokmak istemediler. Bu kez ingilizler havaya (başlarının üzerine) ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için, çömelerek başlarını suya soktular. Başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözleri yanmıştı…

Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi Ve 15 000 (15 bin) askerimiz kör oldu