/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +5
    Üniversiteye gitmeden önce son enrty

    Eve vardığımda annem hemen yanıma koştu ve “Ne oldu sana oğlum” dedi. “Ne olmuş ki” demeye kalmadan dayak yediğimi hatırladım. (Nasıl bir gün geçirmişsem yediğim dayağı dahi hatırlamıyorum.)

    b-“Birşey yok anne sadece ayağım kaydı tümsekten biraz aşağı yuvarlandım.” Anneannem kesin anlamıştı dayak yediğimi ve beni savundu hemen.

    An-“Fazla ciddi bir yaraya benzemiyor ama biz bakalım. Bir daha tümsekten giderken dikkat et” dedi. Dedem oradan

    D-“Bizim zamanımızda tümsekten düşene salak derlerdi. Köyde adı salağa çıkardı. Salak mısın sen oğlum nasıl düştün?” dedi. “Saol dede ya çok yardımcı oldun” dedim içimden.

    F-“Dede harbi salaktır kendisi. Belki köyde salak denmesi için bilerek düşmüştür” dedi ve ikisi de kahkahayla gülmeye başladı (Bir Fatih zaten yetiyordu şimdi de dedem başladı amk bahtıma sokasalar)

    An-“Sen önce kendine bak bey çocuk en azından salak oluyor sen zütünü o koltuğa sabitlemişsin kök salacan oraya” dedi. “Anneanne hiç yardımcı olmuyorsun” bakışı attım.

    F-“Salak olduğuna hemfikiriz yani” dedi ve yine dedemle gülmeye başladılar. Odama çıkıp uyusam iyi olur diye düşündüm. Pansumanı falan yaptılar. Odama çıktım ve uyudum.
    ···
    1. 1.
      0
      Yazsana
      ···
  2. 27.
    +8
    Geldim bakın daha üstümü değiştirmeden entry yazıp paylaşıyorum kıymetimi bilin :D

    L-“Gerçeğe çok yaklaştığını görüyorum.”

    b-“Seni görebilmemin nedeni ölmeden önce zihnime girmiş olman değil mi?”

    L-“Çok çabuk buluyorsun cevapları. Aslında zihnine parçamı bırakmıştım. Daha tam girmesini bilmiyordum. Zaten öğrenmek de istemiyordum. Senin yaşın büyüdükçe benim zihin kontrolüm büyüdü. Rüyana girecek kadar genişledi.”

    b-“O zaman olayları unutmamın nedeni de sendin.”

    L-“Evet. Senin zihnin iki yeteneği birden kullanmayı kaldırmadı. Ben uçurumdan düşerken sen o yeteneğini kullanıyordun. Ben de zihnine saldırınca unutkanlık olmuş olabilir. Bu arada babam için senden özür dilemeliyim sanırım.

    b-“Her baba evladı için yapar bunu. Seni geçen rüyamda gördüğümde ağlıyordun. Bana dokunabilmek için. Neden ben? Seni bu yeteneğim ile yanımdayken koruyamadıysam sana layık değilim demekki. “

    L-“Hayır ben sana layık değildim aslında. ilerde anlayacaksın. Bütün cevapları bulduğunda bir seçim gelecek önüne. Umarım doğru yolu seçersin” dedi ve uyandım.
    ···
  3. 28.
    +6
    Yine her tarafım sırılsıklamdı. Muhtemelen zihin kontrolünden dolayı aşırı terliyordum. Aşırı terleme bu kadar tere hafif kalıyordu ama neyse. Saat 23.00’dı. Bayağı erken yatmıştım. Annemi çağırdım. Annem

    A-“Yine mi kabus gördün oğlum” dedi Bende “evet” demekle yetindim. Annem dedemin odasına girdi ve pijamalarından birini alırken dedem bağırdı

    D-“Ne işekli bir çocuksun sen. Pijama bırakmadın bana” diye Fatih ve dedem tekrar kahkaha atmaya başladılar. Artık öldürmek istediğim adam sayısı 1 değil 2 kişiydi. Dedem niye Fatih’e uyuyor onu anlamıyorum. Neyse yatağa döneyim tekrar uyuyayım dedim. Uyumadan önce de Leyla’ya

    b-“Eğer duyuyorsan zihin kontrol yapma başka pijamam kalmadı” dedim ve güldüm kendi kendime. Dışardan gören biri şizofren sanardı amk. O arada uykuya daldım.

    Rüyamda demir parmaklıklarda çocukluk halim ve Leyla’nın çocukluk hali ile oturduğumuzu gördüm. Daha sonra bir ses geliyor ve arkamızı dönüyoruz. Orada birşey var fakat göremiyorum. (bu arada 3. Kişi olarak izliyorum olayı) O arada gözlerim kıpkırmızı oluyor. Çocuklukta bu yeteneği kullanıyormuşum cidden. Daha sonra Leyla’nın gözleri sarı oluyor. Leyla beni itiyor ve o göremediğim gölge gibi bişey Leyla’ya atlıyor ve aşağı düşüyorlar. Bende “Hayır” diye bağırırken birden gözlerim sarı ile kırmızı arasında değişiyor ve bayılıyorum. Daha sonra uyandım.
    ···
  4. 29.
    +5
    Bu sefer sırılsıklam uyanmamıştım ama ağlıyordum uyandığımda. Sonunda nasıl öldüğünü çözmüştüm ama neyin öldürdüğünü çözememiştim. Bu rüyadan sonra herşey daha da netleşmişti. Şimdi aklımda birkaç soru vardı.

    1-Kimle beraber düşmüştü uçurumdan?

    2-Mustafa ile nasıl konuşacaktım?

    3-Yeteneğimi nasıl kullanacaktım?

    4-Yeteneklerimiz nereden gelmişti?

    Yani tek 5’imizde varsa doğuştan olduğunu falan düşünemem. Bir yerlerden gelmiş olmalı. Ama nereden geldi? Yine benim bulmam gerekiyordu. Bu sefer Merve’nin ve Emre’nin telefon numaralarını almıştım. ikisini de aradım ve yine uçurumda buluşalım dedim. Emreye özellikle Mustafa’yı kandırıp veya bir yolunu bulup getirmesini söylemiştim. Mustafa ile yüzleşmekten korkuyordum aslında. Ama onun da gerçeği bilmeye hakkı vardı. Sonunda geldiler ve yanında Mustafa da vardı.

    Mu-“Eğer inanmazsam mazeretine sen de Leyla ile aynı kaderi paylaşırsın” dedi.

    E-“Sen onu umursama, arada hayvan dürtüleri ele geçirir onu”

    Mu-“inanmayayım bak hayvan dürtüsü mü gerçek mi anlarsın.” dedi. Beni biraz züt korkusuna düştüm. Ama yılmayacaktım. Anlatmaya başladım.
    ···
  5. 30.
    +3
    b-“Öncelikle emre biz bu yetenekleri nereden aldık hatırlıyor musun?”

    E-“Küçükken köyün ormanında kaybolmuştuk. Daha önce hiç görmediğim renkte bir su vardı. Hepimiz içmiştik ve içtiğimiz anda su kaybolmuştu. Köyde efsaneydi o su. O suyu içen 20 yıldan fazla yaşamaz derlerdi”

    b-“Nasıl yani? Biz o suyu kaç yaşındayken içtik?”

    E-“6 yaşımızdayken içmiştik” Şu an yaşım 21 di benim. (işte işin taksa sırdığı kısım) Yani sadece 5 yılım kalmıştı yaşamak için. içim bir fena oldu.

    b-“Efsanenin ne kadarı doğru?”

    E-“Tam olarak bilmiyorum ama ölmesen bile seni ele geçirdiklerine dair bir söylenti duymuştum. O suda yaşayan her neyse canlıymış. insan vücudu kaldıramazmış. Kaldıran vücutlar da ya o yeteneği vücut işlevini yitirene kadar (yani ecel gelene kadar) kullanabilirmiş ya da vücut kaldırmazsa ölürsün veya bedenin kontrol edilir.” Bunları duymam bana fazlasıyla yetmişti. Olanları artık anlatabilirdim.
    ---
    b-“Öncelikle size Leyla’nın nasıl öldüğünü anlatacağım. Olayı rüyamda gördüm muhtemelen hatırlamaya başladım. Öncelikle şunu sorayım. Leyla yeteneğini kullandığında gözleri sarı mı oluyordu?”

    Mu-“Evet de konumuzun bununla ne ilgisi var?”

    b-“Beni bayıltmanız veya uyutmanız lazım. Ben uyuduğumda veya bayıldığımda gözlerimi açın ve bakın.”

    Mu-“istersen direk öldüreyim seni”(Valla benimle taşşak geçiyor sanki amk ciddi ciddi söylemese gülünecek bişey)

    E-“Mustafa bu etkileri sağlayan bir bitki bulabilir misin?”

    Mu-“Umarım ne yaptığını biliyorsundur yoksa ben sana ne yapacağımı biliyorum” dedi ve gözleri mavi parlamaya başladı. Hayvan modu açılmıştı ve çok hızlı bir şekilde koşmaya başladı.
    ···
  6. 31.
    +2
    E-“Görmediğimden beridir resmen hayvan olmuş” dedi.

    b-“Birde dayağı atarken görseydin” diyebildim.

    M-“Benimle ne ilgisi var olayın” dedi Merve. Haklıydı amk. Niye çağırmıştım ki kızı.

    b-“Eğer ağlamaya başlarsam diye çağırdım seni” dedim. Tam malım ha ben. Başka diyecek bişey mi bulamadım.”

    M-“Bu sefer git Emre’ye ağla” dedi.

    E-“Ne ağlaması neden bahsediyorsunuz siz?”

    M-“Önemli birşey değil Emre hem bir bine zaten çağırmasaydı böyle bir durumda öldürürdüm onu” E amk. O zaman niye soruyorsun beni niye çağırdın diye? Kızlar yaratılırken muhtemelen tripleri yanında hediye geliyordu amk. Neyse Mustafa tam bir köpek hızıyla koşarak geldi.

    Mu-“Buldum bitkiyi. Bunu yedikten sonra tansiyonun aniden düşecek ve bayılacaksın. Daha sonra sana diğer elimdeki otu çiğneyip ağzından vereceğim tansiyonun normalleşecek.”

    b-“Ağzında çiğneyip ağzıma vermek mi? Neden?”

    Mu-“Bitkiyi tükürükle karıştırıp çiğneyince anca etkisini gösterir” dedi (yemin ediyorum binliğine yapıyor) “Neyse tamam” dedim o arada da “Leyla eğer duyuyorsan konuşmamız lazım” dedim içimden. Bitkiyi yedim. Yuttuğum an başım döndü ve kendimi yerde buldum. Gözlerim ise ağır ağır kapanıyordu.

    L-“Beni konuşmak için çağırmadığını anladım zaten. Ama her zaman gelemeyebilirim yanına. Bu sefer şans eseri geldim. Beni çağırırken dikkatli düşün” dedi.

    b-“Tamam anladım ama arkadaşlara kanıtlamam lazımdı senden yetenek aldığımı özellikle de Mustafa’ya. Seni ben öldürdüm sanıyor. Orada bir gölgenin sana atladığını gördüm. O kimdi?” dedim.

    L-“Onu göremedin mi yani?” diyip gülmeye başladı. “O kurttu. Kurt sürüsü etrafımızı sarmıştı. Devdıbını zaten sen anlamışındır.” dedi. Şimdi herşey yerine oturmuştu. Daha sonra Mustafa’nın yüzünü görerek uyanmıştım.

    Mu-“Seni öldürmemem için bana bir neden söyle” dedi.
    ···
    1. 1.
      0
      Bir türlü tatmin olmuyor pekekent
      ···
  7. 32.
    +2
    b-“Ne oluyor” demeye kalmadan Mustafa beni ayağa kaldırdı ve tam vuracakken

    E-“Dur Mustafa, açıklamasını dinleyelim.”

    Mu-“Ne dinleyeceğim açıklamasını sırf yeteneklerini çalmak için öldürmüş onu.” NE??? Nasıl bir salak la bu mustafa. Aslında biraz da hak veriyorum ama

    b-“Hangi salak çaldığı yeteneği gösterir ve yeteneği kullanabilseydim zihninize girer bana kızacağınızı bilir bunları söylemezdim. Mustafa şu hayvan dürtülerini bir kenara bırakmaya çalış da açıklamamı yapayım” dedim. Sesim zar zor çıkıyordu.

    M-“Hayvan çocuk bırak onu” dedi Merve. Kız harbi cesaretliydi amk ben gibsem çocuğa hayvan çocuk diyemezdim.

    Mu-“Tamam bıraktım ve bana bir daha hayvan çocuk deme.” Dedi.

    M-“Hayvanlık yapmazsan demem” dedi. Amk kızda korku kavramı 0 (birtek gözümü gördüğünde korktu biraz)

    b-“Neyse konuyu kapatın da asıl olaya geleyim. Leyla’nın ölüm sebebi bize kurt sürüsünün saldırmasıydı.”

    Mu-“Yalan söyleme uçurumdan düşerek öldü.”Artık dayanadım

    b-“Az sus dıbına kodum. Yeter artık. Sessiz ol ve dinle. Burada gerçekleri anlatacağım anca öldürürüm keserim yalancı. Başka ağzından laf çıkmıyor. Eğer gerçekleri duymak istiyorsan sus ve dinle istemiyorsan defol.” dedim ve neredeyse eminim utanan köpek sesi çıkardı ve “tamam devam et” dedi.

    E-“Bizim liderden beklendiği gibi.”
    ···
  8. 33.
    +2
    b-“Lider mi? Neyse konuyu dağıtma daha sonra soracağım. Şimdi Leyla ile ben buraya çok sık gelirdik. Son gelişimizde hava biraz karanlıktı. Akşam üstüydü. Kurt sürüsü etrafımızı sarmıştı. Ben de ne yapacağımızı düşünüyordum. Öngörümü açtım ve toplam 21 milyara yakın ihtimal düşündüm fakat sadece biri onu kurtarabilirdi. Beni feda ederek onu kurtarabilirdim. Fakat Leyla bunu gördü. Zihin okumasıyla benim zihnime girdi. Daha sonra planı anlayınca yapamamam için beni itti. Ve kendini feda etti. Alfa üzerine atladı ve demir parmaklıkları kırarak beraber aşağı düştüler. Tam düştüğü sırada bana zihninden küçük bir parça gönderdi ve yaşım büyüdükçe rüyalarıma girmeye başladı. Sorusu olan var mı buraya kadar olan yerde?” Tam hoca gibi konuşmuştum amk.

    Mu-“Gerçekten doğruyu söylüyorsun. Kalp atışların hiç hızlanmadı. Sana bu kadar davranmamalıydım Özür dilerim”

    b-“Önemli değil doğru düşünemiyordun. Bunu bütün köye özellikle Leyla’nın babasına anlatağım.”

    E-“Anlatamazsın. Yeteneğini söyleyeceksin de ne olacak? Sana tam bir ucube gibi davranacaklar. Köyden dışlanacaksın. Aileni falan köyden atacaklar uğursuzluk getiriyor diye.” Haklılardı. Küçücük çocuğa katil lakabı takan köylü yeteneğimi görse cadı avı yaparlardı amk.

    Mu-“Senin katil olarak kalman lazım. Yeteneklerimizin öğrenilmemesi için.” Geçen sefer kendimi feda edememiştim. Bu sefer edecektim.

    b-“Tamam. Katil ol... ” Kalbim sıkışmaya başlamıştı. Birden yere düştüm. Merve koşup bana yardım etmeye çalışıyordu.

    M-“Kalp krizi geçiriyor dürtülerimle anlayabiliyorum kalp masajı yapılması lazım” diyordu. Merve hemen geldi yanıma kalp masajı yapmaya başladı, Mustafa köye doğru koşuyordu, Emre korku dolu gözlerle bana bakıyordu ve birden bilincim kapandı
    ···
  9. 34.
    +7
    Mustafa’nın Görüşü

    Deli gibi koşuyordum. Kesin çita modundaydım. Normalde köylülerin yanında kullanmazdım ama kullanmak zorunda kaldım. Gözlerimi görmesinler diye kapalı olarak koşuyordum ve yarasa gibi sinyal göndererek yerimi buluyordum. Hastaneye vardım. 20 saniye geçmişti dağdan hastaneye kadar gitmem. Hastaneden içeri girdim. Kendime hemen “Aptal onu neden buraya taşımadın” dedim Kendi kendime. Çok pişmandım yaptıklarım için. Çocukken benim için çok dayak yemişti. Ama ben yıllardır ona kin duymuştum. Kokusunun peşinden gitmeyi istemiştim ama gidemezdim. Köyden ayrılacak kadar param yoktu. Hastaneden içeri girdim ve bir doktor buldum. Doktor tanıdıktı ve benim hayvan gibi davrandığımı söylerdi hep.

    Mu-“Doktor acilen gelmen lazım dağda kalp krizi geçiriyor” diyebildim. Aceleden ne diyeceğimi şaşırmıştım.

    Do-“Hemen geliyorum arabaya bineyim”

    Mu-“Araba o dağa çıkmaz şimdi sen bana bin” dedim. Doktor şaşırmıştı. Daha fazla dayanamadım ve doktoru sırtıma zorla alıp koşmaya başladım. Gözlerim kapalı koşuyorum.

    Do-“Daha sonra bu olayı bana anlatacaksın”

    Mu-“Tamam ama acele etmemiz lazım” dedim ve hızlandım.

    Edit. Beyler ben yurda geçiyorum geç oldu kendinize iyi bakın yarın devam ederim duruma göre bitirebilirim de. Siz karar verin yarın bitireyim mi yoksa uzatayım mı? Neyse ben kaçar yarın yazarım.
    ···
  10. 35.
    +4
    Herkese Günaydın.

    Merve’nin Görüşü
    Kalp masajı yapmalıydım. Ölmemeliydi. Onu bu kadar geç bulmuşken olmazdı. Onu seviyorum . Onu seviyorum. Ama söylemem ona. Şu anda olmazdı. Söyleyemezdim. Uyandığında herşeyi anlatacaktım. Hemde herşeyi. Onu yıllardır nasıl beklediğimi, onun resimleriyle dolu olan odamı, hepsini hemde hepsini anlatacaktım. Ama durumu ağır görünüyordu. Kalp masajı yapıyordum ama kalkacak gibi durmuyordu. Birden Mustafa geldi sırtında doktorla.

    M-“Doktor hasta burada acil bak”

    Do-“Bu çocuk Leyla’yı öldüren değil mi” Bunu dediği anda Mustafa pençesini çıkardı ama Emre tam eline taş attı doktor görmeden ve kafasını sağa sola salladı. Mustafa da pençelerini kapatmıştı.

    M-“Şimdi bunun bir önemi yok yardım edin” dedim.

    Do-“Zaten hipograt yeminim var istesem de bırakamam” dedi “Mustafa hastaneden koş ve sedye ve şok cihazı getir.” dedi. Mustafa var gücüyle koşmaya başlamıştı. Ben ise sadece izleyebiliyordum ama elini bırakmıyordum. Mustafa 40 saniye sonra geldi ama ayakta duramıyordu.

    Mu-“ Çok kullandım yeteneğimi kılım kıpırdamıyor” dedi. Mavi gözleri sönmüştü. Şok cihazını kullanmaya başlamıştı ve bana

    Do-“ 200 volta ayarla. Çekilin” ve bastı. “250 volta ayarla. Çekilin” ve tekrar bastı. Göğsü havaya kalkıyordu ve tekrar yere düşüyordu. Gözleri hafif açılmıştı ama bir sorun vardı. Bir gözü kırmızı diğer gözü sarıydı.

    Do-“Bu da ne böyle”

    M-“Sen detayları boşver sadece onu kurtar” diyebildim.

    Do-“Zaten kurtuldu ama şu an şokta. Onu hastaneye kaldırmalıyız. Mustafa artık koşamaz. Onun için hızlı bir şekilde yürümeliyiz.” dedi. Emre ve doktor beraber sedyeye taşıdılar ve sedyeyi de taşıdılar. Köye indikten sonra ellerimle gözlerini kapadım. Kimsenin gözlerini görmemesi gerektiğini biliyordum. Arkadan biri bağırdı “Leyla’nın katili hakettiğini bulmuş.” Daha sonra diğerleri de aynı şekilde söylemeye başladılar bazıları “Doktor onu kurtarma dünya bir pislikten temizlenir” gibi saçma sapan laflar söylüyorlardı. Sonunda dayanadım ve bağırarak (Bu arada diğerleri hastaneye yürümeye devam ediyor ve gözlerini Emre kapıyor)

    M-“Pislik sizsiniz. işe yaramaz köylüler. Anca duyduğunuz şeylere inanın. Duyun işte buna da inanın. Hepiniz şerefsizsiniz. Bu çocuk Leyla’yı öldürmediğini kanıtlamaya çalışırken kalp krizi geçirdi. Sizin inanmayacağınızı biliyordu ama bir ümit delil aradı. Üstelik beyin tramvası geçirip unutmasına rağmen. (iki yeteneği aynı anda alıp unutkanlık yaptığını söyleyemezdim.) Siz anca konuşursunuz. Tek yaptığınız şey bu” dedim ve peşlerinden koştum. Köy halkının belli bir kısmı pişman olsa da hala büyük bir kısmı bağırmaya küfür etmeye devam ediyordu.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 36.
    +2 -1
    Emre’nin Görüşü

    Herkesin bağırması ve küfür etmesi zoruma gidiyordu.

    Do-“Bizim hastanede yeterli tıbbi malzeme yok şehirdeki hastaneye gitmeliyiz. Ambulansa zütürelim” dedi. Ben de “Tamam” diyebildim. Boğazım kupkuruydu. Pişmanlık vardı. Fazla üzerine gitmemeliydik. Eğer direk inansaydık böyle olmazdı. Kanıt bulmaya çalışmazdı. Kendini bu kadar zorlamazdı. Ambulansa doğru giderken mahallenin bebeleri önümüze barikat kurmuşlar. Yolumuzu kapatmak için. içlerinden biri “Emre bırak ölsün zaten bir katil” dedi. Ben sinirden çıldırdım neredeyse

    E-“Eğer onu hastaneye yetiştiremezsem senin yüzünden sende katil olmaz mısın?” dedim bağırarak. Ağzımdan köpükler çıkıyordu. “Hayır biz katil olmayız aksine köyde kahraman oluruz gel yol yakınken dön” dediler. Karşı tarafta 8 kişi vardı. Elime 1 taş aldım ve

    Do-“Sende mi?” diyebildi. Daha sonra taşı aldım ve sırasıyla herkesin şah damarına hafif baskı uygulatacak şekilde attım. Hepsi bayıldılar.

    Do-“Öldürdün mü” dedi gözleri açık biçimde.

    E-“Hayır sadece bayıldılar, Yolumuza devam edelim acele etmemiz lazım” dedim

    M-"Bir taşla 8 kuş beyinli vurmak diye buna derim" dedi ve ambulansa binip şehir hastanesine doğru gittik.
    ···
  12. 37.
    +8
    Benim (Bir bine) Görüşüm

    Bembeyaz bir zeminde yürüyordum. Heryer alabildiğince ışıktı. Ben ise yanlızca yürüyordum bir yere varacak gibi. Her yerde yansımam vardı. Gözlerimin biri kırmızı diğeri sarıydı. Umursamıyordum. Sanki bu dünyada çok rahat gibiydim. Kimse benim ne yaptığımla ilgilenmiyor, kimse bana kin gütmüyordu. Yolda yürümeye devam ederken 2 kişinin konuşmasını duydum. (Birine 1 diğerine 2 diyeceğim.)

    1-“Hadi hızlı hazırlanalım bedenin sahibi yakında burada olur”

    2-“Tamam be anladık sanki benim bedenim. Dayanıksız hemen öldü”

    1-“Sende kendininkine iyi baksaydın yanımda parazit gibi yaşamana gerek kalmazdı.”

    2-“Fedakarlık kendi seçimiydi” dedi. Ne konuştukları hakkında hiçbir fikrim yoktu. Zaten düşünmek de istemiyordum. Daha sonra beni farkettiler.

    1-“Hoş geldin ortak. Seni insan formunda karşılayabildiğim için şanslısın. Şu yanımda duran sarı çeşme gibi de olabilirdim” dedi sırıtarak. Tıpkı bana benziyordu. Yanındakinin ise belli bir cismi yoktu. Sadece sıvıydı ve akıyordu.

    2-“Ben ne yapabilirim. Onu karşında duran çocuk koruyamadı”

    1-“Korusaydı da ben mi bedenimden olsaydım” dedi. Olanları yavaş yavaş anlamaya başlamıştım. Biri benim bedenimdeki yaşayan kişi diğeri ise Leyla’nın. “Ortak kendini fazla zorluyorsun. Birimizi kapayıp diğerimizi kullanmak dahi zorken şu anda ikimizi birden kullanıyorsun. Bedenine fazla güveniyorsun galiba” dedi.

    b-“Nasıl kapatacağımı bilmiyorum.” Sesim zar zor çıkıyordu.

    1-“Ortak beni kapatmak istiyorsan sadece odaklanman yeterli.”

    2-“Beni kapatmak istiyorsan da uyanman yeterli. Diğer bedende iken farklıydı. Sadece birine bakması ve istemesi yeterliydi açıp kapaması için.” dedi. Bende ilk dediğininki gibi yaptım. Odaklandım ve kırmızı gözüm gitti. Geriye birtek sarı kalmıştı. Uyanmam lazımdı ama uyanamıyordum.

    1-“Ortak beni kullanmak istersen yalnızca odaklanman yeterli. Eğer çok kullanırsan beyninde kalıcı hasar olabilir veya felç kalabilirsin. Bu bedene geçebilme ihtimalim var. O zamana kadar zarar verme” dedi.

    2-“Beni kullanman için biraz daha büyümen lazım. Eğer ölmezsen tahmini beni 3-4 sene sonra azar azar, 10 sene sonra diğer bedenimin kullandığı gibi kullanabilirsin” dedi. Dostlar mıydı yoksa düşmanlar mı anlamamıştım. Arkalarında Leyla belirmişti.

    2-“Benliğinin bir kısmı benimle birlikte gelmişti. Her azarladığımda niye öldün diye özür dilemekten başka birşey yapmayan bir benlik.”

    L-“1000 kere özür diledim işte daha ne yapmamı istiyorsun ki?”

    2-“Hayata geri dön ben de bedenime geri kavuşayım.”

    L-“insanlar öldüğünde hayata geri dönemezler” dedi.

    b-“Leyla haklı. Eğer geri getirebilseydim yapardım tabi eğer sizde geri dönderme gibi bir yetenek varsa bilemem.” dedim.

    2-“O zaman bu bedende 3 kişi yaşacağız.”

    1-“Siz ikiniz tam parazitsiniz ben bu bedeni eğer alabilirsem ilk işim sizi atmak olacak. Zamanın doldu ortak kendine dikkat et” dedi ve uyandım.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    +2
    Uyandığımda Merve yanıma sandelye çekmiş göğüsüme yaslanmış ellerimden tutarak uyuyordu. Emre kapıdan girdi ve

    E-“iyi misin. Gerçekten çok üzgünüm. Seni öyle sıkıştırmamalıydık.” dedi.

    b-“Önemli değil ama biraz sessiz ol Merve uyanmasın” dedim. “Ne zamandır buradayım?”

    E-“3 gündür uyuyorsun. Birazdan annen ve anneannen gelir. Yemek yemeye gitmişlerdi. ikisi de 3 güne yakın yemek yemediler. Ben zorladım yemeleri için” dedim.

    b-“Peki Mustafa nerede?” dedim.

    E-“Mustafa yeteneğini çok kullandığı için hayvan dürtüleri onu ele geçirdi. O da birkaç güne kalmaz kendine gelir. Kendini dağda, kurtların çok bulunduğu noktaların birinde kurtlara alfalık yapıyor. Köye zarar vermez yani.” Ben çok kullanınca felç oluyorum, o çok kullanınca hayvan. Kendimi gülerken buldum. Emre de benimle gülüyordu. O arada annem ve anneannem beni gördü ve koştular. Fatih sedece dışardan izliyordu.

    A-“Oğlum iyi misin” diyip sarıldı. “Bir daha seni dışarılara bırakmayacağım” dedi.

    b-“Anne ben iyiyim bu her an olabilecek bir şeydi. Dışarı çıkmamla alakası yok” desem de annem dinlemedi. O arada Merve uyandı ve

    M-“Bir bine Allah’ım sana şükürler olsun” dedi ve sarıldı.

    b-“Sen sarılınca nedense ağlayasım geldi” dedim ve gülmeye başladık ikimiz de.

    M-“iyi olmana çok sevindim.” dedi.

    b-“Anne dedem nerede? Şimdi ne dediğini tahmin edebiliyorum. Kesin şöyle diyordur. Biz küçükken hastane yoktu. Biz kendi tedavimizi kendimiz bulurduk falan diyecek” dedim bir anda herkesin yüzü düştü. Anneannem gözyaşlarını tutamadı. Ağlamaklı bir sesle

    An-“Deden vefat etti oğlum. Dün cenazesi kaldırıldı.

    Edit: Okula gidiyorum beyler ben kendinize iyi bakın muhtemelen bitirebilirsem akşam bitireceğim.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervuar
      ···
  14. 39.
    +3 -1
    Beyler evde böcek var zütüm zütüm dolanıyorum evde böcek bir yere saklandı oradan nasıl çıkaracağım amk hikayeyi de yazamıyorum züt korkusundan her an çıkar diye.
    ···
    1. 1.
      0
      panpa ekmek kırıntısı yap ama çok küçük olsun 10 dk felan bekle onlara doğru gelir ama hiç ses çıkarma ışık yanık olsada olura ama kapalıyken daha etkili olur diye tahmin ediyorum ekmeği almaya giderkende böceğe rko at temiz iş
      ···
    2. 2.
      +1
      çok saolasın hemen deniyeceğim bu arada hikayeyi biraz yavaş yazıyorum bu böcek konusu yüzünden.
      ···
    3. 3.
      0
      Yaz hadi
      ···
    4. diğerleri 1
  15. 40.
    +4
    Ağlayarak “Nasıl öldü” dedim.

    An-“Sen hastaneye kaldırılırken muhtemelen oldu. Birden ağzından kan gelmeye başladı. Kanında boğulup öldü. Çok kötüydü. Zaten uzun süredir akciğer kanseriydi ama size söylememem için beni uyarmıştı. Hastaneye gittik fakat Amerika’da tedavisi vardı. Bizim oraya gidecek paramız yoktu.”

    M-“Neden bize söylemediniz? Bizim Melike vardı Amerika’da çalışıyor şu anda size hemen bilet alırdı.”

    An-“Halil deden izin verir miydi sanıyorsun? Bana bile söyletmedi söylersen hakkımı helal etmem dedi” dedi ve dışarda ağlamasına devam etti.

    Aradan 1 hafta geçti. Hastaneden çıkışım yapılmıştı. 1 hafta müşade altında kalmıştım. Çünkü kalbimde hiçbir sorun yoktu ama kalp krizi geçirmiştim. Eve doğru gidiyorduk. Bir koluma annem diğer koluma anneannem girdi.

    b-“ilk önce dedemin mezarına gidelim.” dedim. Dedemin mezarına doğru yürüdük. Artık yeteneklerimi aileme gösterecektim kardeşim de dahil. Daha sonra dedemin mezarına vardık. Mezarında dua ettim ve yeteneği olan bütün arkadaşlarımı da çağırmıştım. Merve zaten yanımızdaydı. Hiç ayrılmamıştı yanımızdan. Fatihten daha çok duruyordu.

    F-“1 haftada anca toparladın amca” dedi bana.

    b-“Amca ne alaka la?” dedim.

    F-“Hani yaşlısın ya o yüzden dedim”

    A-“Fatih sus.” Dedi

    F-“Neşelensin diye söyledim” dedi. Eğer gerçekten saf olsam inanacam amk. Neyse işte arkadaşlar geldi onlar da ailelerini getirmişti. Tam bir veli toplantısı oluyordu ama hocalar da öğrenciler de bizdik.

    b-“Öncelikle hepiniz hoşgeldiniz. Sizi buraya çağırma nedenimiz sizi şaşırtacak muhtemelen. Ama lütfen bizi olduğumuz gibi kabul edin” dedim. Ama ben konuşmasam daha iyiydi amk. Aralarından bazıları (Muhtemelen Mustafa’nın anne ve babasıdır ben v1 ve v2 diyecem)

    v1-“Hayırdır katil olduğunu itiraf mı edeceksin sonunda?” dedi adamın biri. Cidden sinirim bozuldu.

    A-“Benim oğlum katil değil” dedi bağırarak.

    v2-“Yalan mı Leyla’yı uçurumdan atan oydu” dedi bir kadın. Mustafa’yı gördüm. Yara bere içinde geliyordu. Zaten anne ve babası muhtemelen günlerce evde olmasını giblemeyen bir aileydi. Hemen yanına koştum ve arkamdan o ikisi de koştu (söylemiştim bu kadar muhalefet olacak tek kişi Mustafa’nın anne ve babasıdır yoksa bana niye bu kadar kin duysun)

    b-“Ne oldu?” dedim

    Mu-“Anlatsam mideniz kaldırmaz değil mi? dedi.

    b-“Sen anlat” dedim ısrarla.

    Mu-“Sürü acıkmıştı. Biz de avlanmaya gittik sürüyle. Muhtemelen Ali amcanın kaybolan öküzünü bulduk. Sonrası işte anlamışındır. Çiğ çiğ yedim etini. Birkaç boynuz da yedim tabiki” dedi. (ıyy, gerçekten ıyy) Biraz midem kalkmıştı ama yutkunarak geçiştirdim.

    Mu-“Peki siz ne yapıyorsunuz?” dedi. Bende

    b-“Bütün hikayeyi anlatıyorum ailelerimize” dedim.

    Mu-“inşallah evinizde yer vardır kanka yoksa ben sürümle kalmaya karar verebilirim. Çiğ et yemeye bile razıyım yani bizim aile muhtemelen beni dışlar.”

    b-“Bekleyip görecez” dedim. Sonra arkadan geldiler ve

    v1-“Yine kiminle kavga ettin?” dedi ve bir tokat vurdu.

    b-“Size bunların nedenini anlatmak için buradayım yerinize geçin anlatacağım” dedim. Ama nasıl anlatayım. Mustafa evsiz kalabilirdi. Mustafa endişemi anlamış olacak ki “Salla gitsin” işareti yaptı. Tamam anlatacaktım.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 41.
    +4
    b-“Şimdi öncelikle size Leyla’nın nasıl öldüğünü anlatacağım” dedim.

    v1-“O kadarcık kızı nasıl ittiğini anlatacaksan gerek yok” dedi. Amk valla tam Mustafa’nın eski hali. Yani gibsem akıllanacak.

    b-“Lütfen sessiz olun da anlatmaya başlayayım. Öncelikle biz Leyla ile Leyla’nın öldüğü uçuruma çok sık giderdik. Öldüğü gün akşam üzeri uçuruma gittik. Kurt sürüsü etrafımızı sarmıştı. Ben de ne yapacağımızı düşünüyordum. Onu kurtarmak için ihtimalleri düşünmeye başladım. Toplam 21 milyar ihtimal düşündüm.” Leylanın babası oradan atladı (Bu zamana kadar sessizliğini koruması bile bir mucizeydi.)

    Lb-“Nasıl düşündünüz beyefendi 21 milyar ihtimali”

    b-“Ona da geleceğim ama öncelikle buraya odaklanın. Daha sonra tek bir ihtimalle Leyla kurtuluyordu. O da kendimi feda etmemdi. Ben kendimi feda etmek için hazırlanırken leyla zihnimi gördü. Ve beni itti Alfayla Leyla’nın üzerine atladı ve beraber uçurumdan düştüler. Alfa ölünce sürü de dağıldı. Ama o arada bana yetenek kırıntısını bıraktı.”

    Lb-“2 saattir saçmalıyorsun. Bunları mı söyleyecektin. Ben gidiyorum” dedi. Tam kalkarken

    b-“21 Milyar ihtimali nasıl gördüğümü sormuştun değil mi? Gözlerime bak” dedim ve odaklandım. Leyla’nın babası donakaldı. Hatta oradaki herkes donakaldı. Annem dahi korku dolu gözlerle bakıyordu. “Bu yetenekten Merve hariç hepimizde var. Sizin şu efsane suyunuzdan içtik 6 yaşımızdayken.”

    Lb-“Şeytanın gözleri bunlar. Kızımı demek ki şeytan öldürmüş.”

    Edit: Beyler bugünlük bu kadar bu böcek olayı falan yüzünden fazla yazamadım bu arada uzatmaya karar verdim hikayeyi yarın nasip olursa seri seri part yazacam. Kendinize iyi bakın.
    ···
  17. 42.
    +4
    (Gerçekten frankeştayn filmine dönmeye başlamıştı. Birazdan meşaleleri alırlar tırpanlarla saldırırlar bize)

    b-“Ne alakası var. O zaman bu melek mi oluyor Mustafa gel” dedim. Zaten hemen anladı açtı gözlerini masmavi parlıyor tırnakları falan uzadı hemen. Hemen kapadı daha sonra eski haline döndü. Herkes korku dolu gözlerle bakıyordu. “Mustafa’nın annesi ve babası; Mustafa ben kalp krizi geçirirken bu yeteneği çok kullandığı için hayvan dürtüleri onu ele geçirdi. Size zarar vermemek için ormanda kaldı 10 gün boyunca.”

    v1-“Oğluma ne içirdiniz söyleyin hastane doktor ne olursa giderim yeter ki bu hastalığından kurtulsun” dedi babası. Bu tepkiyi hiç beklemiyordum. Daha çok “iyileşene kadar gözüme gözükme” derdi yani.

    Mu-“Ben hasta değilim baba. Hem biz yıllarca yol aradık ama bulamadık. Bizim bu halimizin adı bile yok tıpta. Eğer 5 yıl sonra vücudum kaldırırsa bu yetenekle yaşacağım. Bu yetenek yokken hayvanlar sadece biz yiyelim diye yaşayan canlılar sanardım. Şimdi ise onların duygularını anlıyorum. Hatta bizim ineğin neden yıllardır süt vermediğini dahi biliyorum baba. Birden süt vermeye başlaması benim sayemdeydi. Şimdi benden bu yeteneğimi bırakmamı mı istiyorsun? Hayır. Aksine dört elle sarılacağım” dedi beni şaşırtacak biçimde. Mustafa’dan bu kadar duygusal bir açıklama beklemiyordum. Babası yanına gitti ve sarıldı.

    v2-“Oğlum ya kurtulamazsan? Ya 5 yıl sonra ölürsen biz sensiz ne yaparız” dedi ve ağlamaya başladı annesi.

    Mu-“O gün geldiğinde göreceğiz” dedi ve üçü sarıldı. Mustafa’nın annesi ve babası kabullenmişti durumu.

    Emrenin anne ve babası zaten biliyormuş. Küçükken dayanamamış ve anlatmış olayı. Annesi ve babası sayesinde zaten öğrenmiş 20 yıl mevzusunu falan. Leyla’nın babası ağlayarak.

    Lb-“Peki benim kızımın yeteneği neydi” dedi. içim yanıyordu. Birden aklımdan sesler gelmeye başladı. Leyla’nın sesiydi. Bana bayılmam gerektiğini ve babasıyla konuşacağını söylüyordu. “Çok fazla enerji gerekir” dedim içimden. “Önemli değil sadece 1 ay beni görmezsin o zamana kadar toparlanırım” dedi. “Tamam” dedim ona güveniyordu.

    b-“Kızınız bunu size anlatsın” dedim ve Mustafa’dan o ottan getirmesini istedim. Hemen koşup getirdi. Tabi hızına da ayrı hayran kaldılar ve ben otu yedikten sonra bayıldım.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 43.
    +4
    Leyla’nın Görüşü

    Kalktığımda babam karşımdaydı. Ağlıyordu. “Gözlerimi sarı sarı görmüştün. Küçükken de görmüştün gözlerimi sarı ama “Sen yanlış görmüşsündür” demiştim hatırlıyor musun baba?” dedim. Babam hemen anlamıştı benim olduğumu ve bana sarıldı. (Daha doğrusu bir binenin bedenine) Annem de hemen arkasından koşup sarılmıştı.

    L-“Vaktim çok kısıtlı kalıp sizinle sohbet etmeyi isterdim ama olayları anlatmam lazım” demiştim. “Bizi dağda kurtlar sıkıştırdı. O arada bir binenin gözlerinin kırmızılaştığını gördüm. Yeteneğini biliyordum. Zihnine girdim ve bir tek kurtuluş yolu vardı o da kendini feda edecekti. Buna izin veremezdim. Tam kendini feda edeceği sırada ittim ve kurt benim üzerime atladı. Beraber aşağı düşerken zihnimin bir parçasını bir bineye bıraktım. O da büyüdükçe rüyalarına girmeye başladım ve işte buradayız” dedim Gitmem gerektiğini anlamıştım. Ellerim uyuşmaya başladı. “Baba ben gidiyorum ilerde istediğimiz kadar konuşacağımız zaman gelene kadar görüşürüz” dedim. Babam ise

    Lb-“Seni geri cennete göreceğim desene. Kendi bedeninde seni görmek istiyorum bir dahaki sefere” dedi. Daha fazla söz söyleyemeden gittim.
    ···
  19. 44.
    +1
    Benim (Bir bine) Görüşüm

    Geri geldiğimde Leyla’nın babasını bana sarılır halde buldum. (Saolsun Mustafa otu ağzıyla çiğneyip ağzıma koymuş hemen valla iğrenç yav)

    b-“Kızınız gitti” dedim.

    Lb-“Biliyorum zaten sana sarılıyorum. Senden özür dilerim. Bunca yıldır sana kin tuttum. Kızım senin için hayatını feda ettiyse benim de sana kin tutmam olmaz. O yüzden beni affetmeni istiyorum.” Gözyaşlarıma hakim olamadım

    b-“Asıl siz beni affedin onu kurtaramadım” dedim. Biraz sonra benden ayrıldı ve yerine oturdu. Kendi aileme baktım ve “Siz beni kabulleniyor musunuz” dedim

    A-“Tabiki oğlum. Taş olsan da seni kabul ederim” dedi ve sarıldı.

    An-“Sen benim torunumsun. Ne olursan ol torunum. Tabiki kabul ediyorum” dedi ve alkışladı. Fatih ise

    F-“Artık benim abim değilsin” dedi.

    b-“Neden lan” dedim. Fatih ağlamaya başladı.

    F-“Senin ölüm gününü mü bekleyeceğim yani söylesene ölürsen ben kiminle uğraşacağım? Kimden yardım isteyeceğim? Kimden para alacağım? Sizin için söylemesi kolay “benim yeteneğim bu yeteneğim şu” ÖLÜNCE ARKANIZDA BIRAKTIKLARINIZA NE OLACAK” Son söylediği laf içimi yakmıştı. Kardeşim ilk defa haklıydı. Arkamızda bıraktıklarımıza ne olacaktı? “Benim senin gibi bir bencil abim olamaz” dedi ve eve doğru gitti. içim cız etmişti.

    A-“Oğlum geri gel” dedi ama hiç umursamadan gitti.

    b-“Sen merak etme anne, ben onun gölünü alırım” dedim.
    ···
  20. 45.
    +2
    Fatih’in Görüşü

    Abim hastanedeyken çeşmeden renki bir su akmıştı. Ben de o suyu içmiştim. içtikten sonra farketmiştim ama böyle bir etkisi olacağını düşünmemiştim. Orada o lafları etmek yerine abime sorabilirdim nasıl kullanacağım diye. Nedense içimden bunları söylemek gelmişti. Ama bilmiyordum. Son 2 gündür aynaya baktığımda arada gözlerim turuncu oluyordu ama hayal görüyorum stresten sanıyordum. Ama değilmiş. Gerçekten gözlerim turuncu oluyormuş demek ki. Yeteneğim neydi peki benim? Nasıl kullanacaktım bunu? Kısacası ölmeme 20 yılım vardı ve bundan kurtulamıyordum. Bunu öğrenmiştim en azından. Bunları düşünürken eve vardım. Kapıyı açtım eve girdim ve salona geçtim. Dedemin koltuğuna baktım.

    F-“Dede keşke burada olsaydın da bana yardım etseydin” dedim ve dedem orada belirdi. Çok korktum. Korktuktan sonra bir anda kayboldu. Sonra kendime 2 seçenek bıraktım

    1-Ya bir ruhtu

    2-Ya da bir halisilasyon

    ilk baş tekrar dedemi hayal ettim ve dedem belirdi. “Dede naber” dedim ve dedem cevap vermedi. Dedemin eline dokundum ve gerçekten hissediyordum elini. Sonra kendi kafama göre cevap verdireyim dedim halisilasyonsa benim dediğimi yapacaktır diye düşündüm

    F-“Dede naber”

    D-“Bir bine tam mal amk” dedi. Ben kahkahaya boğuldum. Gerçekten halisilasyondu.Ben ne düşünürsem onu söylüyordu. Bende bunu avantaja çevirecektim. Daha sonra abimgiller eve geldi ben ise odama çıktım.
    ···