-
26.
+6L-“Beni hatırlayabildin mi?”
b-“Adın leyla değil mi?”
L-“Sadece adımı hatırlıyorsun. Buna bile çok sevindim. Şu an çok mutluyum” dedi.
b-“Nasıl öldün?” diye sordum. Neden sormuştum ki?
L-“Ben sadece bir rüyayım. Sana gerçekleri ben buradan anlatamam. Kendin öğren. Öğrendiğin zaman umarım tekrar konuşabiliriz” dedi ve ben yataktan fırladım. Saat 03.00 dı. Annem ve anneannem hemen gürültüye koşmuşlardı. (Dedemi tanırım koltuktan kalkmaz gelip koşmaz böyle şeylere yani)
A-“iyi misin oğlum birşey mi oldu” dedi ve koşup sarıldı
b-“iyiyim anne sadece bir kabus gördüm ve senden özür dilerim sabah bu kadar çıkışmamalıydım sana” dedim.
A-“Birşey olmaz oğlum sen yeter ki iyi ol” dedi. Sonra bende sarıldım. Sarıldığımda birşey farkettim yine heryerim sırılsıklam olmuştu. Üstümü değiştireyim dedim ama kıyafetim yoktu. T-shirt değiştirebildim sadece. Anneannem sağolsun dedemin pijamalarından ve bir tane de donundan (Sabah kalktığımda kardeşime bir tane daha çakacam) getirdi ve kıyafetlerimi değiştirip kirlilere atıp tekrar uyudum. -
27.
+5Sabahleyin yatağımdan asi stayla’nın hahağğağğaağa diye bağırmasıyla fırladım ve kafamı tavana çarpıp yere düştüm.Ses bombasını ondan aldığıma emindim. Ama saolsun kardeşim yeni yeteneğiyle yatağı kocaman bir ses bombasına dönüştürmüş. (Sıçtım artık bana uyku yok hemen evlenmem lazım amk) Uyandığımda
b-“Lan pekekent giberim seni ha. Bir yetenek buldun zütüne sokturtacan bana ha” dedim. Arkamdan zütüm avuçlanıyormuş gibi hissetmiştim ve kardeşimin gözleri turuncu turuncu yanıyorudu.
F-“Sadece fragmanı göstereyim dedim abi”
b-“zütümü bırakmayı düşünüyor musun”
F-“Aslında hayır ama yeteneğimin yan etkilerini bilmediğim için mecbur bırakmam lazım” dedi ve bıraktı. züt fetişi vardı bu oğlanda amk. Neyse yemeğe indik. Yemeği yedik ve gittik. Vardığımızda herkes oradaydı.
Me-“Benim iş yerine gitmem gereken zamanlar gelebilir o zaman ne olacak” dedi. Bu gerçekten büyük sorundu.
F-“O zaman da görüntülü konuşacağız ve seni oradan yönetmeye çalışacağım ama boş bir zamanında söyle bana” dedi. (Lan bu kadar zeki miydi bu çocuk?)
Me-“Afferin sana yakışıklı” dedi ve yanağından öptü Fatih’i. Zaten Fatih hemen kızardı.
F-“Tamam o zaman hemen başlayalım ilk kim başlamak ister?” dedi.
E-“Önden lider gitsin”
F-“Tamam öyleyse ben başlıyorum”
b-“Sana ne oluyor lan lider benim kay kenara” dedim ve
F-“Sen bilirsin abim diye sana acımayacağım bunu bil ve herkes sen ne yaparsan yap izliyor olacak” dedi.
b-“Ne görürseniz yalan amk bu benim önemli bölgelerimi değiştirip size gösterebilir” dedim. (Kızların yanında gibimi yokedip am yapar diyemezdim). “Ee ben hayal olduğunu bileceğim ama” dedim
F-“Hayır bilmeyeceksin” dedi ve birden yokoldu -
28.
+5Bu sefer sırılsıklam uyanmamıştım ama ağlıyordum uyandığımda. Sonunda nasıl öldüğünü çözmüştüm ama neyin öldürdüğünü çözememiştim. Bu rüyadan sonra herşey daha da netleşmişti. Şimdi aklımda birkaç soru vardı.
1-Kimle beraber düşmüştü uçurumdan?
2-Mustafa ile nasıl konuşacaktım?
3-Yeteneğimi nasıl kullanacaktım?
4-Yeteneklerimiz nereden gelmişti?
Yani tek 5’imizde varsa doğuştan olduğunu falan düşünemem. Bir yerlerden gelmiş olmalı. Ama nereden geldi? Yine benim bulmam gerekiyordu. Bu sefer Merve’nin ve Emre’nin telefon numaralarını almıştım. ikisini de aradım ve yine uçurumda buluşalım dedim. Emreye özellikle Mustafa’yı kandırıp veya bir yolunu bulup getirmesini söylemiştim. Mustafa ile yüzleşmekten korkuyordum aslında. Ama onun da gerçeği bilmeye hakkı vardı. Sonunda geldiler ve yanında Mustafa da vardı.
Mu-“Eğer inanmazsam mazeretine sen de Leyla ile aynı kaderi paylaşırsın” dedi.
E-“Sen onu umursama, arada hayvan dürtüleri ele geçirir onu”
Mu-“inanmayayım bak hayvan dürtüsü mü gerçek mi anlarsın.” dedi. Beni biraz züt korkusuna düştüm. Ama yılmayacaktım. Anlatmaya başladım. -
29.
+5inanamamıştım. Leyla’nın annesi karşımdaydı. Üstelik bana yardım ediyordu. Mendil ve sargıyla geldi. Farkında değildim ama heryerim kan içinde kalmıştı. Kan olan yerlerimi mendille sildi.
T-“Üstündekileri çıkart da yıkayayım” dedi. Ben hala ağlıyordum.
b-“Teyze sen benim kızını öldürdüğümü düşünmüyor musun? Bütün köy bana düşmanken sen bana yardım ediyorsun.” dedim.
T-“Senin küçüklüğünü bilirim ben. Her zaman 5 kişi toplanır oyunlar oynardınız” dedi ve ağlamaya başladı. Yaralarıma falan bakmayı bırakmıştı. Zaten ben de ağlıyordum.
T-“Oğlum sen asla bir katil olmazsın. Senin deden köyde kan davalarını kapatan adam. Sen de deden gibiydin. Leyla hep anlatırdı. Küçükken karşınıza yılan çıkmış, tam Leyla’yı sokacakken sen önüne atlamışsın ve hastaneye kaldırmışlardı. Hayatın zar zor kurtulmuştu. Bunu yapan birinin kızımı öldürdüğünü düşünemem” demişti ağlamaklı bir sesle. Daha sonra kapının sesi duyuldu. Biri gelmişti eve. içeri girdiğinde teyzenin üzüntüsünün yerini korku almıştı. Muhtemelen babasıydı. (Leylanın babasına Lb diyeceğim)
Lb-“Hanım bu delikanlı kim? Ve siz neden böyle ağladınız?”
Teyzenin yalan söyleceğini anladım ve teyzenin omuzundan tuttum. Ona kim olduğumu söyleyecektim. Daha fazla kaçmayacaktım.
b-“Adım Bir bine be... ”
Lb-“Bir bine mi? Kızımın katilinin evimde ne işi var.
T-“Bey yapma katil değil o”
Lb-“Sen sus. Çabuk çık dışarı YOKSA VURURUM SENi. Dedene sözüm olmasa çoktan ölmüştün DEFOL!! -
30.
+5Üniversiteye gitmeden önce son enrty
Eve vardığımda annem hemen yanıma koştu ve “Ne oldu sana oğlum” dedi. “Ne olmuş ki” demeye kalmadan dayak yediğimi hatırladım. (Nasıl bir gün geçirmişsem yediğim dayağı dahi hatırlamıyorum.)
b-“Birşey yok anne sadece ayağım kaydı tümsekten biraz aşağı yuvarlandım.” Anneannem kesin anlamıştı dayak yediğimi ve beni savundu hemen.
An-“Fazla ciddi bir yaraya benzemiyor ama biz bakalım. Bir daha tümsekten giderken dikkat et” dedi. Dedem oradan
D-“Bizim zamanımızda tümsekten düşene salak derlerdi. Köyde adı salağa çıkardı. Salak mısın sen oğlum nasıl düştün?” dedi. “Saol dede ya çok yardımcı oldun” dedim içimden.
F-“Dede harbi salaktır kendisi. Belki köyde salak denmesi için bilerek düşmüştür” dedi ve ikisi de kahkahayla gülmeye başladı (Bir Fatih zaten yetiyordu şimdi de dedem başladı amk bahtıma sokasalar)
An-“Sen önce kendine bak bey çocuk en azından salak oluyor sen zütünü o koltuğa sabitlemişsin kök salacan oraya” dedi. “Anneanne hiç yardımcı olmuyorsun” bakışı attım.
F-“Salak olduğuna hemfikiriz yani” dedi ve yine dedemle gülmeye başladılar. Odama çıkıp uyusam iyi olur diye düşündüm. Pansumanı falan yaptılar. Odama çıktım ve uyudum. -
-
1.
0Yazsana
-
1.
-
31.
+4Leyla’nın Görüşü
Kalktığımda babam karşımdaydı. Ağlıyordu. “Gözlerimi sarı sarı görmüştün. Küçükken de görmüştün gözlerimi sarı ama “Sen yanlış görmüşsündür” demiştim hatırlıyor musun baba?” dedim. Babam hemen anlamıştı benim olduğumu ve bana sarıldı. (Daha doğrusu bir binenin bedenine) Annem de hemen arkasından koşup sarılmıştı.
L-“Vaktim çok kısıtlı kalıp sizinle sohbet etmeyi isterdim ama olayları anlatmam lazım” demiştim. “Bizi dağda kurtlar sıkıştırdı. O arada bir binenin gözlerinin kırmızılaştığını gördüm. Yeteneğini biliyordum. Zihnine girdim ve bir tek kurtuluş yolu vardı o da kendini feda edecekti. Buna izin veremezdim. Tam kendini feda edeceği sırada ittim ve kurt benim üzerime atladı. Beraber aşağı düşerken zihnimin bir parçasını bir bineye bıraktım. O da büyüdükçe rüyalarına girmeye başladım ve işte buradayız” dedim Gitmem gerektiğini anlamıştım. Ellerim uyuşmaya başladı. “Baba ben gidiyorum ilerde istediğimiz kadar konuşacağımız zaman gelene kadar görüşürüz” dedim. Babam ise
Lb-“Seni geri cennete göreceğim desene. Kendi bedeninde seni görmek istiyorum bir dahaki sefere” dedi. Daha fazla söz söyleyemeden gittim. -
32.
+4Herkese Günaydın.Tümünü Göster
Merve’nin Görüşü
Kalp masajı yapmalıydım. Ölmemeliydi. Onu bu kadar geç bulmuşken olmazdı. Onu seviyorum . Onu seviyorum. Ama söylemem ona. Şu anda olmazdı. Söyleyemezdim. Uyandığında herşeyi anlatacaktım. Hemde herşeyi. Onu yıllardır nasıl beklediğimi, onun resimleriyle dolu olan odamı, hepsini hemde hepsini anlatacaktım. Ama durumu ağır görünüyordu. Kalp masajı yapıyordum ama kalkacak gibi durmuyordu. Birden Mustafa geldi sırtında doktorla.
M-“Doktor hasta burada acil bak”
Do-“Bu çocuk Leyla’yı öldüren değil mi” Bunu dediği anda Mustafa pençesini çıkardı ama Emre tam eline taş attı doktor görmeden ve kafasını sağa sola salladı. Mustafa da pençelerini kapatmıştı.
M-“Şimdi bunun bir önemi yok yardım edin” dedim.
Do-“Zaten hipograt yeminim var istesem de bırakamam” dedi “Mustafa hastaneden koş ve sedye ve şok cihazı getir.” dedi. Mustafa var gücüyle koşmaya başlamıştı. Ben ise sadece izleyebiliyordum ama elini bırakmıyordum. Mustafa 40 saniye sonra geldi ama ayakta duramıyordu.
Mu-“ Çok kullandım yeteneğimi kılım kıpırdamıyor” dedi. Mavi gözleri sönmüştü. Şok cihazını kullanmaya başlamıştı ve bana
Do-“ 200 volta ayarla. Çekilin” ve bastı. “250 volta ayarla. Çekilin” ve tekrar bastı. Göğsü havaya kalkıyordu ve tekrar yere düşüyordu. Gözleri hafif açılmıştı ama bir sorun vardı. Bir gözü kırmızı diğer gözü sarıydı.
Do-“Bu da ne böyle”
M-“Sen detayları boşver sadece onu kurtar” diyebildim.
Do-“Zaten kurtuldu ama şu an şokta. Onu hastaneye kaldırmalıyız. Mustafa artık koşamaz. Onun için hızlı bir şekilde yürümeliyiz.” dedi. Emre ve doktor beraber sedyeye taşıdılar ve sedyeyi de taşıdılar. Köye indikten sonra ellerimle gözlerini kapadım. Kimsenin gözlerini görmemesi gerektiğini biliyordum. Arkadan biri bağırdı “Leyla’nın katili hakettiğini bulmuş.” Daha sonra diğerleri de aynı şekilde söylemeye başladılar bazıları “Doktor onu kurtarma dünya bir pislikten temizlenir” gibi saçma sapan laflar söylüyorlardı. Sonunda dayanadım ve bağırarak (Bu arada diğerleri hastaneye yürümeye devam ediyor ve gözlerini Emre kapıyor)
M-“Pislik sizsiniz. işe yaramaz köylüler. Anca duyduğunuz şeylere inanın. Duyun işte buna da inanın. Hepiniz şerefsizsiniz. Bu çocuk Leyla’yı öldürmediğini kanıtlamaya çalışırken kalp krizi geçirdi. Sizin inanmayacağınızı biliyordu ama bir ümit delil aradı. Üstelik beyin tramvası geçirip unutmasına rağmen. (iki yeteneği aynı anda alıp unutkanlık yaptığını söyleyemezdim.) Siz anca konuşursunuz. Tek yaptığınız şey bu” dedim ve peşlerinden koştum. Köy halkının belli bir kısmı pişman olsa da hala büyük bir kısmı bağırmaya küfür etmeye devam ediyordu. -
33.
+4Merve Sonu...Tümünü Göster
Dayanabilirdim. Bunu yapabilirdim. Merve yanımdaydı. Beni bekleyen bir oğlum vardı.Merve’nin sesini duydum ve
M-“Bir bine hamileyim... ”
Bu beni gazlamaya yetmişti.Dayanabilirdim.Doğacak çocuğum da vardı işin içinde. Dayanabilirdim. Daha sonra yine içimdeki yaratıkla konuştuğum yere geldim. Orada acım devam ediyordu.
1-“Elimden tut ve acıyı paylaşalım. Ortak bana güvenmelisin. 2 yeteneği birden bedenin kaldırmaz” dedi. Cevabım
b-“Hayır olmaz. Çok yardım ettin. Teşekkür ederim ama olmaz. Yapamam. Kızım olacak. Onu kendi bedenimle karşılayacağım. Dedim ve birden kendimi evimde, yatak odamda buldum. Herşey bitmişti. Yaşıyordum. Ama bir sorun vardı. Ayaklarımı hissetmiyordum. Bu 2 yeteneğin bedeli olsa gerekti. Artık belimden aşağı felçti.
2 Yıl Sonra...
Belden aşağı sakat olmasına rağmen polis olmuştum. Sadece sorgulara giriyor beyinine girip doğru bilgileri alıyor veya olay mahalline gidip olayı gözümden geçiriyordum. Teşkilatta bu yeteneğimden sadece 2 kişinin haberi vardı. Onlarla beraber soruşturmalara gidiyor ve suçluları buluyordum. Hayatım güzel geçiyordu. Benim küçüklüğüm gibi suçlananları koruyordum bu yeteneklerim ile. işim bitmiş evime dönüyordum (Çok fonksiyonlu tekerlekli sandelyem ile). Evimiz 3 katlı müstakil evdi. Engelliler için ne gerekiyorsa vardı. Tekerlekli sandalyeye alışmıştım hemde. Eve vardığımda kızım ve oğlum kavga ediyordu.
b-“Halil ver bakalım Leyla’nın oyuncağını” dedim.
H-“Tamam baba yaa” dedi. Fatih geldi ve
F-“Bende sana zamanında az çektirmemiştim” dedi.
M-“Hoşgeldin hayatım”
b-“Hoşbulduk. Senin bana yaptığın eziyet çin işkencelerine konu olur” dedim ve güldük. “Sayende 6 saat aç kalmıştım hatırladın mı?”
F-“Hatırlamaz olur muyum. Zaten ilk o zamanlar ortaya çıkmıştı yeteneğin. Ama daha benimki de başlayacak. Siz atlattınız ne güzel”
b-“Ayaklarıma mal oldu ama şu anda çocuklarımla ve karımla beraberim bu bana yeter” dedim.
Melike artık Emre’nin yokluğuna alışmıştı. Bedenini durumlara göre değiştiriyordu.Ortağı konuşmalar için Melike ise dosyalar (yani amelelik :D) için kullanıyordu bedeni.
Mustafa da evlendi. (insanla tabiki amk) Ama karısı aldatınca boşandılar ve sürüsüne temelli olarak geri döndü. Şimdi sürüsüyle daha mutlu. Ormanlarda ağaçları geçtim bir dalı kıranlara karşı dahi koruyor.
Herkes kendince mutluydu...
http://www.strawpoll.me/11565932 Oyları buraya veriyoruz. Katılan herkese teşekkürler. Yarın saat 9 da açıklayacağım sonucu. Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki hikayemde görüşmek üzere... -
34.
+4Karanlıktı. Leyla yanıma geliyordu. ikimiz de uçurumdaki demir parmaklıklardan ayağımızı sarkıtarak oturuyorduk (Bu arada olayları hatırlamıyorum cidden bu olayı ilk kez yaşıyormuş gibiyim sanki) daha sonra kurtlar geliyor, etrafımızı sarıyor ve ben ihtimal hazırlıyorum. Daha sonra Leyla’yı kurtarmanın yollarını düşünürken tek bir ihtimal onu kurtarıyor o da kendimi feda etmem. Ama ayaklarım ona doğru yürümüyor. Leyla korkuyor ve bana “Yardım et nolur” diye ağlıyor. Kurt yavaş yavaş ona doğru yürüyor. Ben gitmeye çalışıyorum ama yapamıyorum. Leyla bağırarak ağlıyor ve “Bir bine kurtar beni ayağım demir parmaklıklara sıkıştı” diyor. Ben ise kımıldamıyorum. Kurt yanına kadar geliyor ve Leyla’nın kolunu koparıyor. Leyla son ses bağırıyor “aaaaa imdaattttt Ne olursun yardım et” diyor. Sonra sıkışmayan ayağını koparıyor. Çığlığı daha çok artıyor. Arkama bakıyorum ailesi oradan koşmaya çalışıyor ama yol kapalı. Ailesi bana “Ne olur kızımızı kurtar” diyor. Kurt geliyor diğer kolunu da koparıyor. Ben ağlamak istiyorum koşmak istiyorum ama ağlayamıyor veya koşamıyorum. Sonra demirlikteki ayağını koparıyor. Leyla sürünerek kaçmaya çalışıyor. Ama kurt kafasını ısırıyor ve son sözlerinde “Ne olur-sun yar-dım e-t oluyor ve kafatası parçalanıyor. Ailesi oradan ağlıyor. “Kızımızı kurtarmaya çalışmadın. Katilsin sen” ve bütün köy katil demeye başlıyor. Hepsi aynı anda bağırıyor ve gerçek dünyaya dönüyorum.Tümünü Göster
Merve’yi görüyorum. Fatih ile tartışıyor. Emre Melike falan hepsi Fatih’e falan kızıyorlar “sen ne yaptığını sanıyorsun” falan diyorlar. Ben ise ağlıyorum ama sesim çıkmıyor. Sonra Merve bana doğru koşuyor ve bana sarılıyor. Fatih geliyor ve
F-“Abi daha 5 dakika geçmişti. Küçük kurt size 2 gün diyordu.” dedi. Ama ben onu dinlemiyordum. Leyla’nın ölüşü gözümden çıkmıyordu. Bütün vücudunun parçalanışı. Daha sonra Leyla karşıdan geldi ve “Şaka yaptık” falan dedi. Boş boş bakıyordum Leyla’ya. Daha sonra aklım başıma geldi. “Yaşıyorsun” dedim. Tabiki yaşıyorum o koparılan falan balondu bak kurt da babamdı kostüm giyinmişti” dedi. Sarıldım Leyla’ya “Bir daha böyle şakalar yapma” dedim ve yokoldu.
F-“Şimdi iyi misin abi” dedi. Ben tamamen unutmuştum olayı. Fatihi görünce aklıma geldi ve:
b-“Başaramadım” dedim
M-“Hayır. Sana alıştıra alıştıra göstermesi lazımdı. Direk kızı parçalaması değil.”
F-“5 yıl sonra sıra 2 gün boyunca belkide böyle şeyler göreceksiniz. Bunalıma girdiğiniz anda bedeniniz ele geçirelecek belki, belki de öleceksiniz. Ben hiç göstermek istemiyorum bunları size. Ama yapacak bişeyim yok. Şimdiden size soruyorum göstereyim mi göstermeyeyim mi?” dedi.”Size 10 dakika fiziksel acı 10 dakika ise zihinsel acı yaptıracaktım. Ama görüyorum ki hala hazır değilsiniz. Kendime gece yaptım bunu. Ama bana işlemiyor kendime yaptığım halisülasyon. Anlıyorum sahte olduğunu. Siz o güne geldiğinizde hazır olacaksınız. Ben ise bekleyeceğim.” dedi. Fatih haklıydı. Bizim eğitilme gibi bir şansımız vardı fakat onun yoktu.
Mu-“Tamam sıra bende o zaman” dedi. -
-
1.
0devam panpa
-
1.
-
35.
+4Leyla Sonu
Dayanamadım. Çok fazlaydı bu bana. iki yeteneğin acısını aynı anda yaşamayı bedenim kaldırmamıştı. Ölmüştüm.
Bedenimi dışarıdan izliyordum. Merve sarılmış ağlıyordu. Daha sonra kalp masajı yapmaya başladı. Ama bende tepki yoktu. Daha sonra Fatih’i gördüm. Yanıma koştu. O da yardım ediyordu. Muhtemelen yeteneğini kullanrak elektrik veriyordu bedenime ama gerçek değildi. O arada Merve kalp masajı yapmayı bıraktı ve ağlamaya başladı. Fatih de yeteneğini kapattı ve ağladı. Daha sonra oradan ayrıldım.
Leyla yeşilliklerin arasında dolaşıyordu. Onu görüyordum ama yanına gitmeye cesaret edemiyordum. Daha sonra beni farketti ve yanıma geldi koşarak sarıldı.
L-“Artık sana dokunabiliyorum. Çok mutluyum” dedi.
b-“Bende mutluyum. Artık vicdanımı rahat hissediyorum. Sen kendini 2 kere feda ettin. Bunun için teşekkür ederim.” dedim.
L-“Burada fedakarlık yok sadece sonsuzluk” dedi ve ellerimiz birbirine kenetli bir biçimde yolumuza devam ettik. -
36.
+4b-“Şimdi öncelikle size Leyla’nın nasıl öldüğünü anlatacağım” dedim.
v1-“O kadarcık kızı nasıl ittiğini anlatacaksan gerek yok” dedi. Amk valla tam Mustafa’nın eski hali. Yani gibsem akıllanacak.
b-“Lütfen sessiz olun da anlatmaya başlayayım. Öncelikle biz Leyla ile Leyla’nın öldüğü uçuruma çok sık giderdik. Öldüğü gün akşam üzeri uçuruma gittik. Kurt sürüsü etrafımızı sarmıştı. Ben de ne yapacağımızı düşünüyordum. Onu kurtarmak için ihtimalleri düşünmeye başladım. Toplam 21 milyar ihtimal düşündüm.” Leylanın babası oradan atladı (Bu zamana kadar sessizliğini koruması bile bir mucizeydi.)
Lb-“Nasıl düşündünüz beyefendi 21 milyar ihtimali”
b-“Ona da geleceğim ama öncelikle buraya odaklanın. Daha sonra tek bir ihtimalle Leyla kurtuluyordu. O da kendimi feda etmemdi. Ben kendimi feda etmek için hazırlanırken leyla zihnimi gördü. Ve beni itti Alfayla Leyla’nın üzerine atladı ve beraber uçurumdan düştüler. Alfa ölünce sürü de dağıldı. Ama o arada bana yetenek kırıntısını bıraktı.”
Lb-“2 saattir saçmalıyorsun. Bunları mı söyleyecektin. Ben gidiyorum” dedi. Tam kalkarken
b-“21 Milyar ihtimali nasıl gördüğümü sormuştun değil mi? Gözlerime bak” dedim ve odaklandım. Leyla’nın babası donakaldı. Hatta oradaki herkes donakaldı. Annem dahi korku dolu gözlerle bakıyordu. “Bu yetenekten Merve hariç hepimizde var. Sizin şu efsane suyunuzdan içtik 6 yaşımızdayken.”
Lb-“Şeytanın gözleri bunlar. Kızımı demek ki şeytan öldürmüş.”
Edit: Beyler bugünlük bu kadar bu böcek olayı falan yüzünden fazla yazamadım bu arada uzatmaya karar verdim hikayeyi yarın nasip olursa seri seri part yazacam. Kendinize iyi bakın. -
37.
+4Fatih’in Görüşü
Her yer bembeyazdı. Acaba hayal miydi? Hayali bozmayı denedim ama olmadı. Sonra yola devam ettim. Karşımda tıpatıp bana benzeyen birine rastladım. Ama tam bana benzemiyordu. Bazı yerleri akıyordu. Korkunç bir görünümü vardı(Fatihin içinde yaşayan canlıya F1 diyeceğim)
F1-“Hoşgeldin ortak” dedi.
F-“Sen kimsin” dedim
F1-“Ben senin yeteneğinin kaynağıyım. 2 günde yeteneği kullanabilmen beni etkiledi. “
F-“Gerçekten 20 yıl sonra ölecek miyim?”
F1-“Ölebilirsin de veya bedenin benim de olabilir. Ya da sen bedeninde kalırsın ben de yerimde kalırım.”
F-“Burada ne işim var” dedim.
F1-“Seni uyarmaya geldim. Abin ve arkadaşlarına dikkat et. Onlar senin iyiliğini düşündüğünü sanmıyorum” dedi. “Senin yeteneğini öğrendikten sonra abin sevinmedi aksine üzüldü neden? Çünkü seninkini ruhları görme sandı ve Leyla’yı ne zaman isterse görebilecek yeteneğin sende olmasını kıskandı. Leyla’yı da kesin o öldürmüştür. Yeteneğini yoksa nasıl alsın? Öldürürsen güçlenirsin bu yeteneklerde.”
F-“Hayır sana inanmıyorum. Benim abim herşeyi yapar ama adam öldürmez”
F1-“Cidden mi? O zaman kendi hayal dünyamızda sana olanları göstereyim” dedi. Sonra önümde abimin küçüklüğünü ve Leyla ablamın küçüklüğünü gördüm. Leyla ablam abimi itmemişti. Abim sağa çekilmişti ve Leyla ablam aşağı düşmüştü.
F-“Gerçekten buna inanacağımı mı düşündün? Benim yeteneğim hayal görme ve gördürme. Sen de kendi yeteneğimi bana kullanıyorsun.” dedim.
F1-“inanıp inanmamak sana kalmış. Sadece şunu bil. ilerde sen de anlayacaksın abinin düşündüğün kişi olmadığını” dedi ve uyandım. Korkmuştum. Abim yapmazdı böyle birşey. Ama tedbiri elden bırakmayacaktım.
Edit: Evet sözlük halkı yarın görüşürüz. Yurtta internetim olsa oradan entry girerdim. Ama arkadaşlarımın evinden giriyorum nete. Yurt da saat 11 de kapanığı için bugün arkadaşların evine geçemeyeceğim. Direk yurda kopturacağım. Kendinize iyi bakın. -
38.
+4Ağlayarak “Nasıl öldü” dedim.Tümünü Göster
An-“Sen hastaneye kaldırılırken muhtemelen oldu. Birden ağzından kan gelmeye başladı. Kanında boğulup öldü. Çok kötüydü. Zaten uzun süredir akciğer kanseriydi ama size söylememem için beni uyarmıştı. Hastaneye gittik fakat Amerika’da tedavisi vardı. Bizim oraya gidecek paramız yoktu.”
M-“Neden bize söylemediniz? Bizim Melike vardı Amerika’da çalışıyor şu anda size hemen bilet alırdı.”
An-“Halil deden izin verir miydi sanıyorsun? Bana bile söyletmedi söylersen hakkımı helal etmem dedi” dedi ve dışarda ağlamasına devam etti.
Aradan 1 hafta geçti. Hastaneden çıkışım yapılmıştı. 1 hafta müşade altında kalmıştım. Çünkü kalbimde hiçbir sorun yoktu ama kalp krizi geçirmiştim. Eve doğru gidiyorduk. Bir koluma annem diğer koluma anneannem girdi.
b-“ilk önce dedemin mezarına gidelim.” dedim. Dedemin mezarına doğru yürüdük. Artık yeteneklerimi aileme gösterecektim kardeşim de dahil. Daha sonra dedemin mezarına vardık. Mezarında dua ettim ve yeteneği olan bütün arkadaşlarımı da çağırmıştım. Merve zaten yanımızdaydı. Hiç ayrılmamıştı yanımızdan. Fatihten daha çok duruyordu.
F-“1 haftada anca toparladın amca” dedi bana.
b-“Amca ne alaka la?” dedim.
F-“Hani yaşlısın ya o yüzden dedim”
A-“Fatih sus.” Dedi
F-“Neşelensin diye söyledim” dedi. Eğer gerçekten saf olsam inanacam amk. Neyse işte arkadaşlar geldi onlar da ailelerini getirmişti. Tam bir veli toplantısı oluyordu ama hocalar da öğrenciler de bizdik.
b-“Öncelikle hepiniz hoşgeldiniz. Sizi buraya çağırma nedenimiz sizi şaşırtacak muhtemelen. Ama lütfen bizi olduğumuz gibi kabul edin” dedim. Ama ben konuşmasam daha iyiydi amk. Aralarından bazıları (Muhtemelen Mustafa’nın anne ve babasıdır ben v1 ve v2 diyecem)
v1-“Hayırdır katil olduğunu itiraf mı edeceksin sonunda?” dedi adamın biri. Cidden sinirim bozuldu.
A-“Benim oğlum katil değil” dedi bağırarak.
v2-“Yalan mı Leyla’yı uçurumdan atan oydu” dedi bir kadın. Mustafa’yı gördüm. Yara bere içinde geliyordu. Zaten anne ve babası muhtemelen günlerce evde olmasını giblemeyen bir aileydi. Hemen yanına koştum ve arkamdan o ikisi de koştu (söylemiştim bu kadar muhalefet olacak tek kişi Mustafa’nın anne ve babasıdır yoksa bana niye bu kadar kin duysun)
b-“Ne oldu?” dedim
Mu-“Anlatsam mideniz kaldırmaz değil mi? dedi.
b-“Sen anlat” dedim ısrarla.
Mu-“Sürü acıkmıştı. Biz de avlanmaya gittik sürüyle. Muhtemelen Ali amcanın kaybolan öküzünü bulduk. Sonrası işte anlamışındır. Çiğ çiğ yedim etini. Birkaç boynuz da yedim tabiki” dedi. (ıyy, gerçekten ıyy) Biraz midem kalkmıştı ama yutkunarak geçiştirdim.
Mu-“Peki siz ne yapıyorsunuz?” dedi. Bende
b-“Bütün hikayeyi anlatıyorum ailelerimize” dedim.
Mu-“inşallah evinizde yer vardır kanka yoksa ben sürümle kalmaya karar verebilirim. Çiğ et yemeye bile razıyım yani bizim aile muhtemelen beni dışlar.”
b-“Bekleyip görecez” dedim. Sonra arkadan geldiler ve
v1-“Yine kiminle kavga ettin?” dedi ve bir tokat vurdu.
b-“Size bunların nedenini anlatmak için buradayım yerinize geçin anlatacağım” dedim. Ama nasıl anlatayım. Mustafa evsiz kalabilirdi. Mustafa endişemi anlamış olacak ki “Salla gitsin” işareti yaptı. Tamam anlatacaktım. -
39.
+3 -1Beyler evde böcek var zütüm zütüm dolanıyorum evde böcek bir yere saklandı oradan nasıl çıkaracağım amk hikayeyi de yazamıyorum züt korkusundan her an çıkar diye.
-
-
1.
0panpa ekmek kırıntısı yap ama çok küçük olsun 10 dk felan bekle onlara doğru gelir ama hiç ses çıkarma ışık yanık olsada olura ama kapalıyken daha etkili olur diye tahmin ediyorum ekmeği almaya giderkende böceğe rko at temiz iş
-
2.
+1çok saolasın hemen deniyeceğim bu arada hikayeyi biraz yavaş yazıyorum bu böcek konusu yüzünden.
-
3.
0Yaz hadi
diğerleri 1 -
1.
-
40.
+4(Gerçekten frankeştayn filmine dönmeye başlamıştı. Birazdan meşaleleri alırlar tırpanlarla saldırırlar bize)Tümünü Göster
b-“Ne alakası var. O zaman bu melek mi oluyor Mustafa gel” dedim. Zaten hemen anladı açtı gözlerini masmavi parlıyor tırnakları falan uzadı hemen. Hemen kapadı daha sonra eski haline döndü. Herkes korku dolu gözlerle bakıyordu. “Mustafa’nın annesi ve babası; Mustafa ben kalp krizi geçirirken bu yeteneği çok kullandığı için hayvan dürtüleri onu ele geçirdi. Size zarar vermemek için ormanda kaldı 10 gün boyunca.”
v1-“Oğluma ne içirdiniz söyleyin hastane doktor ne olursa giderim yeter ki bu hastalığından kurtulsun” dedi babası. Bu tepkiyi hiç beklemiyordum. Daha çok “iyileşene kadar gözüme gözükme” derdi yani.
Mu-“Ben hasta değilim baba. Hem biz yıllarca yol aradık ama bulamadık. Bizim bu halimizin adı bile yok tıpta. Eğer 5 yıl sonra vücudum kaldırırsa bu yetenekle yaşacağım. Bu yetenek yokken hayvanlar sadece biz yiyelim diye yaşayan canlılar sanardım. Şimdi ise onların duygularını anlıyorum. Hatta bizim ineğin neden yıllardır süt vermediğini dahi biliyorum baba. Birden süt vermeye başlaması benim sayemdeydi. Şimdi benden bu yeteneğimi bırakmamı mı istiyorsun? Hayır. Aksine dört elle sarılacağım” dedi beni şaşırtacak biçimde. Mustafa’dan bu kadar duygusal bir açıklama beklemiyordum. Babası yanına gitti ve sarıldı.
v2-“Oğlum ya kurtulamazsan? Ya 5 yıl sonra ölürsen biz sensiz ne yaparız” dedi ve ağlamaya başladı annesi.
Mu-“O gün geldiğinde göreceğiz” dedi ve üçü sarıldı. Mustafa’nın annesi ve babası kabullenmişti durumu.
Emrenin anne ve babası zaten biliyormuş. Küçükken dayanamamış ve anlatmış olayı. Annesi ve babası sayesinde zaten öğrenmiş 20 yıl mevzusunu falan. Leyla’nın babası ağlayarak.
Lb-“Peki benim kızımın yeteneği neydi” dedi. içim yanıyordu. Birden aklımdan sesler gelmeye başladı. Leyla’nın sesiydi. Bana bayılmam gerektiğini ve babasıyla konuşacağını söylüyordu. “Çok fazla enerji gerekir” dedim içimden. “Önemli değil sadece 1 ay beni görmezsin o zamana kadar toparlanırım” dedi. “Tamam” dedim ona güveniyordu.
b-“Kızınız bunu size anlatsın” dedim ve Mustafa’dan o ottan getirmesini istedim. Hemen koşup getirdi. Tabi hızına da ayrı hayran kaldılar ve ben otu yedikten sonra bayıldım. -
41.
+3Bir sonuç çıkarmıştım. Demek ki o gün geldiğinde bize hem pgibolojik hem fiziksel olarak acı çekecektik. Buna hazırlanamamız lazımdı. Fatih bunu duyduktan sonra
F-“Abi sana itiraf etmem gereken bişey var.” dedi.
b-“Şimdi söyle ama beni bir daha düşünürken rahatsız etmemeye çalış” dedim.
F-“Pgibolojik baskı ve fiziksel acı mevzusunu ben hallederim” dedi. “Benim asıl yeteneğim ruhları göstermek değil halisülasyon oluşturmaktı. Seni dedemle kandırmak için öyle söylemiştim.” dediği an tokadı vurdum ona. Daha sonra
b-“Bir daha bana dedemle ilgili şaka yapma. Çok üzülmüştüm” dedim ve sarıldım sonra kardeşime. (gerçekten son zamanlarda sağım solum belli olmuyordu. Pgibolojik bunalıma gireceğim bu işler bittikten sonra muhtemelen.)
F-“Tamam abi bir daha yapmam ama sizi şimdi hazırlamam lazım. dedi. Size her türlü şeyi göstereceğim ama önce nelerden korktuğunuzu söylemeniz lazım. En kötüsüne dahi hazır olmalısınız Beni yeteneğimi ne kadar kullanacağımı bilmiyorum. Muhtemelen günde hepinize sırayla 20’şer dakika kullanmam şimdilik uygun. ” dedi. “Hemen başlayalım mı yoksa yarına kadar hazırlanmak ister misiniz?” dedim.
b-“Yarına kadar hazırlanalım. Hem zihinsel hem bedensel olarak” dedim.
F-“Abi size iyi davranmayacağım. Pgibolojik bunalıma girmemeye çalışın yoksa 5 yıl sonra ölebilirsiniz” dedi. “Tabiki kendime de 20 dakika uygulayacağım bunu. Ama kendime belli aralıklarda uygulayacağım çünkü benim daha çok günüm var” dedi.
b-“Tamam Merve hariç harkes kendini hazırlasın. Yarın sabah buluşalım” dedim ve Fatih
F-“Merve abla yarın sen gelme” dedi.
M-“Nedenmiş?”
F-“Çünkü onlar ne yaşarsa 20 dakika içinde aynısını siz de izleyeceksiniz.” Dedi
M-“Sorun yok daha sonra bir bine ağlarsa dite t-shirt almıştım onları deniyeceğim” dedi ve güldü.
F-“Bu ciddi bir konu abla”
M-“Bende ciddiyim. Zaten size yardımcı olamıyorum. Eğer biriniz delirirse ben ilgileneceğim onunla. Sen de gireceksin zaten bu teste herkese yardım edemezsin”
F-“Tamam abla sen bilirsin sonra neden demedin deme.” dedi. Daha sonra hepimiz evlerimize dağıldık.
Geceleyin düşünüyordum. Başıma ne gelecek diye. Dayanabilirdim. Daha sonra uykuya daldım. -
42.
+3b-“Öncelikle emre biz bu yetenekleri nereden aldık hatırlıyor musun?”
E-“Küçükken köyün ormanında kaybolmuştuk. Daha önce hiç görmediğim renkte bir su vardı. Hepimiz içmiştik ve içtiğimiz anda su kaybolmuştu. Köyde efsaneydi o su. O suyu içen 20 yıldan fazla yaşamaz derlerdi”
b-“Nasıl yani? Biz o suyu kaç yaşındayken içtik?”
E-“6 yaşımızdayken içmiştik” Şu an yaşım 21 di benim. (işte işin taksa sırdığı kısım) Yani sadece 5 yılım kalmıştı yaşamak için. içim bir fena oldu.
b-“Efsanenin ne kadarı doğru?”
E-“Tam olarak bilmiyorum ama ölmesen bile seni ele geçirdiklerine dair bir söylenti duymuştum. O suda yaşayan her neyse canlıymış. insan vücudu kaldıramazmış. Kaldıran vücutlar da ya o yeteneği vücut işlevini yitirene kadar (yani ecel gelene kadar) kullanabilirmiş ya da vücut kaldırmazsa ölürsün veya bedenin kontrol edilir.” Bunları duymam bana fazlasıyla yetmişti. Olanları artık anlatabilirdim.
---
b-“Öncelikle size Leyla’nın nasıl öldüğünü anlatacağım. Olayı rüyamda gördüm muhtemelen hatırlamaya başladım. Öncelikle şunu sorayım. Leyla yeteneğini kullandığında gözleri sarı mı oluyordu?”
Mu-“Evet de konumuzun bununla ne ilgisi var?”
b-“Beni bayıltmanız veya uyutmanız lazım. Ben uyuduğumda veya bayıldığımda gözlerimi açın ve bakın.”
Mu-“istersen direk öldüreyim seni”(Valla benimle taşşak geçiyor sanki amk ciddi ciddi söylemese gülünecek bişey)
E-“Mustafa bu etkileri sağlayan bir bitki bulabilir misin?”
Mu-“Umarım ne yaptığını biliyorsundur yoksa ben sana ne yapacağımı biliyorum” dedi ve gözleri mavi parlamaya başladı. Hayvan modu açılmıştı ve çok hızlı bir şekilde koşmaya başladı. -
43.
+2 -1b-“Efendim Merv... ” Merve değildi. O kadar dalmışım ki Emre’nin geldiğini anlamamıştım.
E-“Ne yapıyorsun?” diye sormuştu.
b-“Gerçekleri bulmaya çalışıyorum” dedim. Zaten başka ne diyecektim ki.
E-“Gerçeği öğrenmek istiyorsan beni satrançta yen sana ipucu vereyim” dedi. Satrançla aram iyiydi.
b-“Tamam gel bakalım” dedim.
Öngörümü test etmek için büyük bir şanstı. Satranç tahtası falan kurduk ve oyandık. Öngörümü kullanmaya çalışıyorum ama olmuyor. Vezirim gitti 2 atım gitti 2 piyonum ve 1 filim gitti onun ise 1 atı 1 fili ve 3 piyonu gitti. O bilgiyi gerçekten almak istiyordum. Almam gerekiyordu ve bi anda öngörüm çalıştı. Onu yenmek için ayrı ayrı 25 bin adet yöntem gelmişti bile aklıma. Emre bana gülümseyerek baktı ve “Kaybettim” dedi. Daha oyun bitmemişti ki. Merve bana korku dolu gözlerle bakıyordu.
b-“Ne oldu Merve?” dedim
M-“Gözlerin hatta gözbebeğin kıpkırmızı” dedi.
E-“Bunu ben açıklayayım. Hepimizin aslında küçük yetenekleri var” dedi.
b-“Yetenek derken?” dedim. -
44.
+3Edit:Günaydın millet. Şimdi size küçük bir duyuru yapacağım. Hikayeyi yarıda bırakıp gideceğimi düşünen kesim olmuş. Öyle bir şey olamaz. Kesinlikle bu hikayenin sonu gelecek. Neyse DevammmmmmTümünü Göster
Benim (Bir bine) Görüşüm
Sabah kalktım. Kahvaltımı yapıp hemen çıkacakken Fatih de benimle gelmek istedi.Ben de kabul etmek zorunda kaldım. Çok fazla ısrar etmişti. Uçurumun oraya gittik.
E-“Mustafa mesaj attı. Öğleden sonra geleceğini söyledi ve Melike’nın de kokusunu almış Ali abinin kaybolan ineği de gitti. Bu adam da kaybedip duruyor yoksa sürü beni yiyecek amk. Neyse Melike burada olduğuna göre Ali amcanın kaybolan ineklerinin parasına bir el atsın. Benim 4 ayrı ömür boyu biriktireceğim para borcum oluyor artık ama yapacak bişey yok öğleden sonra bu borcu kapatacak kadar bilgi topladım geliyorum” dedi.
Me-“Ben Amerika’da kozmetik alışverişimin 20 de 1 i bu para verip geleyim Ali amcaya” dedi ve gitti. Zenginlik böyle birşey amk. Neyse bizde oraya yakın bir yerde bank var. Oraya oturduk bekliyoruz.
F-“Abi sana bişey soracağım.” dedi.
b-“Tabi sor bakalım ama saçmalayacaksan şimdiden sorma” dedim. Şaka yapmıştım normalde de böyle şakalar yapardım ama bu sefer ciddiye almıştı.
F-“Saçmalamayacağım” dedi yüksek sesle.
b-“Tamam sakin ol şaka yaptım” dedim.
F-“Leyla’nın öldüğü sırada Leyla seni itmedi sen mi çekildin?”
b-“Bunu da nereden çıkarttın. Tabiki de o beni itti. Hem sen nereden duydun böyle bir şeyi”
F-“Rüyamda gördüm” olanları anlatmıştı.
b-“Ben öyle birşey yapmam” dedim ve sarıldım. Gerçekten inanması böyle bir şeye beni üzmüştü.Tam o anda Mustafa uzaktan gözüktü. Yine bütün kıyafetleri paramparçaydı ama geçen seferkine göre az yarası vardı.
Mu-“Bu sefer sürüm beni bırakmadı hemen. Ama iyi sonuç aldım. Bu arada Ali amcanın... ”
Me-“Ben hallettim. inşallah işe yarar bilgi bulmuşsundur. Yoksa seni yanımda Amerika’ya zütürüp kölem yapmayı düşünüyorum.” dedi.
Mu-“Zaten bende ayaklarını yıkamak istemem neyse konumuza dönelim. Kurt ile konuştum. Kendi hayvani dürtüleri ile onu bastırmış. 20. Senesine geldiğinde çok büyük bir güç uygulamışlar ona. Hem pgibolojik olarak hem fiziksel olarak acı çekmiş. O kadar ki kurt öleceğini bile düşünmüş. Ama daha sonra geleceği aklına gelmiş. Alfaların alfası olacağı günü düşünmüş. Hayali de oymuş. Bu hayale sıkı sıkı tutunup ayağa kalkmış. 2 gün boyunca bununla savaşmış. Sonunda ise normal halime döndüm ve yeteneğim hala duruyordu dedi” dedi. -
45.
+2 -1Emre’nin Görüşü
Herkesin bağırması ve küfür etmesi zoruma gidiyordu.
Do-“Bizim hastanede yeterli tıbbi malzeme yok şehirdeki hastaneye gitmeliyiz. Ambulansa zütürelim” dedi. Ben de “Tamam” diyebildim. Boğazım kupkuruydu. Pişmanlık vardı. Fazla üzerine gitmemeliydik. Eğer direk inansaydık böyle olmazdı. Kanıt bulmaya çalışmazdı. Kendini bu kadar zorlamazdı. Ambulansa doğru giderken mahallenin bebeleri önümüze barikat kurmuşlar. Yolumuzu kapatmak için. içlerinden biri “Emre bırak ölsün zaten bir katil” dedi. Ben sinirden çıldırdım neredeyse
E-“Eğer onu hastaneye yetiştiremezsem senin yüzünden sende katil olmaz mısın?” dedim bağırarak. Ağzımdan köpükler çıkıyordu. “Hayır biz katil olmayız aksine köyde kahraman oluruz gel yol yakınken dön” dediler. Karşı tarafta 8 kişi vardı. Elime 1 taş aldım ve
Do-“Sende mi?” diyebildi. Daha sonra taşı aldım ve sırasıyla herkesin şah damarına hafif baskı uygulatacak şekilde attım. Hepsi bayıldılar.
Do-“Öldürdün mü” dedi gözleri açık biçimde.
E-“Hayır sadece bayıldılar, Yolumuza devam edelim acele etmemiz lazım” dedim
M-"Bir taşla 8 kuş beyinli vurmak diye buna derim" dedi ve ambulansa binip şehir hastanesine doğru gittik.
başlık yok! burası bom boş!