/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +49 -1
    282 gün 7 saat sonra gelen edit: Tüm hikayelerim için (bkz: bir bine bende binem hikaye serisi)

    Edit:Kazanan açık ara farkla (sadece 1 kişi Leyla demiş) Merve sonu Katılım için teşekkürler.

    DEV EDIT: Buradan modları kınıyorum. Çaylak yedim amk.

    Herkese merhabalar (bkz: uyandığımda insanlık yokolmuştu) başlığıyla bir kere trende. çıkmıştım. Şimdi yeni bir hikayeyle daha sizlerle birlikteyim. inşallah hoşunuza gider. Neyse başlıyorum.

    k-“Nasılsın? Uzun süredir görüşmüyoruz” Yüzünü net göremiyordum.
    b-“Kimsiniz? Sizi hatırlayamadım?”
    k-“Beni unuttun mu? Seni suçlamıyorum. Pek güzel bir tanışmamız olmamıştı”
    b-“Özür dilerim seni unuttuğum için”
    k-“Bu kadar üzülmene gerek yok. Beni kimse kolay kolay hatırlamaz. Senin beni görmen bile bir mucize.”
    b-“Mucize derken? Çok önemli biri misin?”
    k-“Hayır, aslında çok değersiz biriyim. Onun için beni görmen bile bir mucize. Eminim tekrar buluşacağız... ”
    b-“Dur bekle” diyerek yataktan uyandım. Çok garip bir rüyaydı. Uyandığımda heryerim sırılsıklamdı. Çok korkmuştum ama neyden? Nedenini bilmiyordum. Üstümü değiştirmek için yataktan kalktım. Kalktığımda sanki birinin eli omuzumdan düşmüş gibi hissettim. Bu korkumu 2 ye katladı. “Çok fazla içmemeliydim” diye düşündüm ve üstümü değiştirip geri yatağıma yattım.

    Sabah Fatih’in (erkek kardeşim olur tam bir abi düşmanıdır) yanımda ses bombası ile (bilirsiniz işte küçük yuvarlak olur ses girişini bağlarsınız telefonunuza sesi 2-3 katına çıkarır) asi stayla çalarak uyandırdı. Amk belası nasıl hığaaaaağaaağağa diye bağırdıysa akşamki korkuda eklenerek camdan aşağı uçtum.(Bu arada cam hemen yatağımın yanında) Aşağısı Allah’tan yumuşak toprak. O da olmasa ayağı kıracağım. Eve kapıyı çalarak girdin annem:
    A-“Sen neredeydin oğlum?” dedi. Oradan bin kardeşim atladı (aq beni birgün öldürecek)
    F-“Bütün akşam karılarla mı dolaşıyordun abi yoksa?” Beni resmen evde playboy ilan edecek. Zaten annem saolsun hemen inandı ve verdiği tepki
    A-“Neredeydin bütün gece he ben uyumadım gece odanda yoktun” (Klagib anne yalanı sizin de başınıza gelmiştir sizi sanki gördüğüne inandırıp doğru söyletir) benimde hemen cevabım:
    b-“Anne saçmalama lütfen üstüm başım hep çamur oldu baksana kardeşim saolsun camdan düştüm” dedim
    F-“Anne camdan düşse ayağı falan kırılır hadi onu geçtim burkulurdu baksana sapasağlam. Yoksa abi otel bulamadın yerde mi?”
    b-“Allah belanı versin senin it herif. Anne Allah aşkına benden öyle birşey bekliyor musun?”
    A-“Ben sizden öyle şey bekler miyim oğlum?” (Daha yeni evde değildin diye azar sayan annem şu an itibariyle herşeyi unuttu taktik bunlar hep :D ) “Git duş al üstünü giyin yemeğe gel bugün yola çıkacağız” dedi.
    b-“Tamam anne” dedim kardeşimin pis sırıtışını seyrederek yukarıya çıktım.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +18
    Sonra “yolculuk mu? Ne yolculuğu” derken kendimi buldum. Annem ise “Seninle küçükken kaldığımız bir köy vardı oraya gidiyoruz.” dedi. “Tamam” demekle yetindim ama hiç hatırlamıyorum köyü.
    Duşumu alıp üstümü değiştirip aşağıya indim. bin Fatih yumurtanın hepsini yemiş.
    b-“Lan o yumurtayla 3 aile doyardı 3 aile hayvan herif” dedim.
    F-“Ne yapayım yemeyenin malını yerler” dedi ve bin bin sırıttı. Nasıl kardeş olmuştum bu malla anlam veremiyordum. Annem odaya girdi. “Yemeğinizi bitirdiyseniz hazırlanın da gidelim” Ben daha yemedim diyemeden kardeşim sesimi bastıracak biçimde “Tamam anne” diye bağırdı. Annem üstünü değiştirmek için odaya girdi. Gidip yanına yemek yiyemediğimi söyleyemedim de. Bende yumurta yoksa peynir zeytin gömerim diye düşündüm ama kalmamış.(Bilirsiniz tatiliniz uzunsa peynir zeytin falan bozulur dolapta, kalan peynir zeytinlerle ya pasta yapılır ya da kahvaltıda bitirilir) Bari ekmek vardı ekmek kemiririm dedim o da yok. 3 ekmek vardı lan 3 ekmek midesiz herif. Sırf bana binliğine çalışıyor. Bende bari dışarda dürümcü var oradan yiyeyim dedim annem çıktı ve “Hadi hazırsanız gidelim” dedi. “Dur bavulumu hazırlamadım” demeye kalmadan kardeşim “Seninkiler benim bavulda” dedi. Çok mutlu oldum lan. Belki kardeşim iyi yöne gidiyordur (Pek inanmıyorum içimden ama) dedim “Aç bavulu göster” O da hemen açtı. Kıyaferlerim gerçekten de varda üst tarafa koymuş. Sonra “Tamam gidebiliriz” dedim
    ···
  3. 3.
    +14
    Aklımdan anlam veremediğim resimler geçmeye başladı ve başımın ağrısı daha da arttı. Ben bir ölüm mü görmüştüm? Bu nasıl olurdu? Hiçbirşey hatırlamıyorum. Emre ağlamaya başlamıştı. Ben de istemsizce ağlıyordum.

    E-“Onu nasıl koruyamadın? Yıllardır sana bunun hesabını sormak için bekledim ama sen hatırlamıyorsun bile” dedi. Ama gerçekten hatırlamıyordum. Beni biriyle karıştırıyor olmayasın demek istedim ama adam adımı dahi hatırlıyordu. Hiçbirşey söylemeden oradan uzaklaştım. Eve geldiğimde annem uyuyordu. Anneannem yanına çağırdı. Annelerin de hata yapabileceğini falan söyledi kalkınca özür dile falan. Anneanneme şu soruyu sordum:

    b-“Ben küçükken birinin öldüğünü gördüm mü?” Anneannemin suratı düşmüştü
    An-“Gördün mü görmedin mi bilmiyorum ama yakın arkadaşın leyla öldüğünde sen ordaydın diye söylentiler duymuştum.” dedi. Ben kendimi daha kötü hissetmeye başlamıştım. Karnım da ağrıyordu artık.

    b-“Peki ben bu köye geldiğimi dahi neden hatırlamıyorum?” diye sordum.
    An-“O zamanlar çok küçüktün. Unutman normaldir” dedi teselli eder gibi söylüyordu. Anneannemin hisleri kuvvetlidir. (Kapıdan girerken aç olduğumu bilmesi gibi) Hemen teselli moduna geçti. Biraz daha lafladıktan sonra yatağa yattım uyudum bende.
    ···
  4. 4.
    +12
    Birden uyandım. Uyandığımda evdeydim. Anneannem birkaç kocakarı ilacı yapmış bana içirecekti kendimi toparlamak için. Annem elimi tutuyordu. Nasıl bir kabus görmüşsem annemin eli mosmor olmuştu. Direk elimi çektim ve kısık bir sesle

    b-“Anne özür dilerim ellerin... ”

    A-“Birşeyi yok oğlum alt tarafı küçük bir morarma” dedi. “Anne benimle gelir misin?” dedi anneanneme. Anneannemle geçtlier mutfağa. Kendimi toplarlayıp gizlice dinleyecektim. Belki bana ipucu verirlerdi.

    A-“Anne sana söylemiştim hiç buralara gelmemeliydik”

    An-“Gelmeyip de ne yapacaktınız? Paranız mı var şehirde yaşayacak? Kocan öldükten sonra tekrar evlenmem diyen sendin. Şimdi bana burada laf söyletme” dedi. Mutfaktan çıkmaya hazırlanıyorlardı birden yine öngörüm çalıştı. Annemler mutfaktan 8 saniye sonra çıkacaktı. Bu arada önümdeki masadan dolanırsam 3 saniye geç kalırım ama üstünden zıplarsam 2 saniye fazladan zamanım olur yatmak için. Bende masanın üstünden atladım ve yattım 2 saniye sonra çıktılar. Tam da hesapladığım gibiydi. Bu köyde hoşuma giden tek şey bu yeteneğim olmuştu. Daha sonra annemler girdi içeriye anneannem kocakarı ilaçları dayadı ağzıma dayadı ağzıma. Tadı güzel olan kocakarı ilacı keşfedilmediği için kötüsüyle idare ettik.

    Edit: Muhtemelen bu günlük bu kadar. Zaten fazla okuyan yok gibi. Yarın devam ederim artık okuyan herkese teşekkürler.
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa çabuk devam et meraktan çatlayacam aq
      ···
  5. 5.
    +12
    Beyler uyandım ve geldim bir rüya gördüm abovv çok güzeldi sayesinde 2 hikaye daha çıktı size bu hikaye bitince takipte kalmaya devam edin yeni hikayeyi ilk ve son enrty ye (bkz: ) şeklinde atacağım. (Pek kolay bitmez bu hikaye ama neyse :D)

    2 gün evden çıkmadım ama 3. gün dayanamadım annem ne kadar ısrar etse de çıktım dışarıya. Leyla 3 gündür girmiyordu rüyama. Biraz kendimi toparladım da. Sadece istediğim şey Leyla’yı gerçekten ben mi öldürdüm yoksa başka birşey mi oldu? Araştırmam lazımdı. Öncelikle Merve’yi bulmam lazımdı. Merve’nin telefon numarasını niye almamıştım merak ediyorum. Merve’nin adresini soracağım ama soyadını falan bilmiyorum. Neyse gittim parka oturdum belki gelir diye. Öğleye doğru bir çocuk bana yaklaştı ve birden suratıma yumruğu geçirdi. Ne olduğunu anlamamıştım. Birden kendimi yerde buldum. Tekmelemeye başlamıştı. “Leyla senin yüzünden öldü” diyordu. Son anda bir yaşlı kadın orada halimi gördü ve hem koşarak hem bağırarak “Mustafa oğlum yapma” diyordu. Son anda durdu ve oradan kaçtı. Yaşlı teyze nefes nefese “iyi misin oğlum?” dedi. Ben de “iyi değilim” diyebilidim. Teyzenin koluna girdim ve beni evine zütürdü. Evi çok tanıdık geliyordu. Sanki küçükken bu evi görmüştüm gibi.

    T-“Dur bir yaralarına bakayım oğlum”

    b-“Teşekkürler yardımlarınız için

    T-“Aaa oğlum olur mu hiç önemli değil sen bana kızımın emanetisin.” Kızımın emanetisin mi? Ağlamaya başladım. Düşündüğüm şey miydi yoksa.

    b-“Leyla’nın annesi misiniz?” dedim

    T-“Evet. Leyla’nın annesiyim.”
    ···
  6. 6.
    +12
    Dünkü olaylar hala aklımdan çıkmamıştı. Ve bu sabahki öngörü yapmam. Kendimi sharlok holmes gibi hissetmiştim. Kabloyu düşüreceğini nasıl anlamıştım? Aslında o kadar önemsemiyordum şanslı bir tahmindi sadece. Köyden ayrılmamızın nedeni benim yaşadığım olay olabilir miydi?

    Kahvaltımı bitirdim ve dışarı çıktım. inşallah emre ile karşılaşmam diye ümit ediyordum. Çünkü beni görse yine sinirleneceğini hissediyordum. Yoluma devam ettim. Bu sefer okulu da geçtim ilerisinde bir park vardı. Bayağı küçük bir parktı. Bir salıncağı vardı, bir tane tahtırevalli ve bir tane de bank vardı başka bişey yoktu. Geçtim banka oturdum öyle boş boş bakıyorum sokağa. Daha sonra arkamdan biri dokundu. (Amk birisi de önümde çıkmaz zaten) Arkamı döndüm ve Merve vardı karşımda.

    M-“Nasılsın bir bine iyi misin bugün?”

    b-“Nasıl iyi olayım senin dünkü söylediğin olay Leyla olayıydı değil mi?” dedim

    M-“Emre’den öğrendin değil mi?” dedi bana.

    b-“Kimden öğrendiysem öğrendim neden bana dün söylemedin?”

    M-“Söylemek istedim ama cesaret edemedim. Nasıl söyleyebilirdim ki senin Leyla’yı öldürdüğünü”

    b-“Bir dakika bir dakika ben mi öldürdüm?” diyebildim sadece. Sesim neredeyse çıkmamıştı. Boğazım düğüm düğüm olmuştu.

    M-“Biz senin yapmadığını biliyoruz ama köylülerin bazıları senin öldürdüğünü yaydılar. Bilirsin köyde haberlerin hepsi doğru olmaz”

    b-“Ben olayı hatırlamıyorum ki, ya gerçekten ben öld..” Bir anda tokat attı. Tokat atana kadar ne dediğim farkında değildim. Gözyaşlarım akmaya başladı. Ağlıyordum bağırarak. Bünyem kaldırmamıştı bu kadar haberi. Merve bana sarıldı. Mervenin omuzlarında ağladım en az 20 dakika kadar. Daha sonra “Tamam ben iyiyim” dedim ama kızın t-shirt hep salya sümük oldu. Kıza ayıp ettim. Hemde fena ayıp ettim
    .
    b-“Kusura bakma t-shirt ün bu hale geldi

    M-“Önemli değil ve merak etme sana bütün olanları hatırlamanda yardımcı olacağım” dedi ve gitti.
    ···
  7. 7.
    +10
    Eve doğru yola koyuldum. Sinirim geçmişti ve annemden özür dilesem iyi olur diye düşündüm. Eve doğru giderken benim yaşlarımda bir genç

    E-“Merhaba bir bine ne ararsın bu köyde” diye bir kafiye yaparak selamladı. Bu köyde ünlüydüm küçükken herhalde. Genç sarışındı çocuk ama saçlarını 3 e vurdurmuştu. Kot pantolonu bol geliyordu. 1980 modasını geri getirmişti sanki köye. Gözleri yeşil ama 2 metre boyu vardı. Benim boy 1.75. Beni nasıl görmüştü onu da anlamamıştım. Yani o boydaki bir adamın beni görebilmesi için merceğe ihtiyacı vardı.

    b-“Kimsiniz tanıyamadım” demekle yetindim.

    E-“Ben Emre hatırlamadın mı beşimiz beraber oynardık küçükken.” dedi.

    b-“Beşimiz derken?” diye sordum.

    E-”Sen, ben, Mustafa Melike Leyla” Leyla adını duyduğum anda başıma bir ağrı girdi. Birden içimi korku kapladı. Sanki Leyla’da bir yanlışlık vardı. Hemen sordum

    b-“Leyla nerede şu anda?” dedim. Emre beni itti yere düştüm.

    E-“Benimle dalga mı geçiyorsun Leyla öldü hatta sen de yanındaydın.”

    Edit: Bu arada okuyan belli etsin kendini yeni başlık açmayacağım muhtemelen buraya yazacağım ne yazacaksam. Amacım trend değil sadece hikayelerimi birilerinin görmesi.
    ···
  8. 8.
    +9
    Dışarıda çok sinirliydim. Sağı solu yumrukluyordum. Nasıl annem sadece onu koruyabilirdi? Sinirden çıldıracaktım. Biraz yürüyeyim bari sinirim geçer hava alırım dedim ve yürümeye başladım. Yürürken yolda bir okul gördüm. Eski bir okuldu ama hala ders veriyordu. Okulun bahçesindeki çeşmeyi görünce birden iki arkadaşımla oradan su içtiğimiz zaman aklıma geldi. Biri kızdı diğeri ise erkek. Ama kim olduklarını hatırlamıyordum. Hatta küçükken bu köyde olduğumu dahi hatırlamıyordum. O çeşmeye dalmışken arkama bir kız dokundu ve

    K-“Merhab... aaa bir bine sen misin?” dedi. Kızın saçları siyah ama gözleri siyaha yakın bir renkte maviydi. Sanki köyde güneşin altına yatmış da bronzlaşmış gibi bir hali vardı. Yani bronzluğun yeni olduğu belli oluyordu. Düşük bel kot giyinmiş, Sadece göğüslerini kapatan (Çatallarını kapamamış) göbeği açıkta duruyordu. Yani bir piercing i ekgibti. Hiç köylü biri havası yoktu o kızda.

    b-“Evet ama sizi tanıyamadım”

    M-“Ben Merve okulda sınıf arkadaşındım hatırlamadın mı?” dedi.

    b-“Ben daha önce bu köye geldiğimi bile hatırlamıyorum” dedim

    M-“Çok normal o olaydan sonr... ” derken sözünü yarıda kesti.

    b-“Ne olayı” diye sordum ama “Acelem var sonra konuşuruz bay bay” diyerek koşarak gitti. Hiçbirşey anlamamıştım. Ama tekrar karşılaşırsam hemen soracaktım.
    ···
  9. 9.
    +8
    Geldim bakın daha üstümü değiştirmeden entry yazıp paylaşıyorum kıymetimi bilin :D

    L-“Gerçeğe çok yaklaştığını görüyorum.”

    b-“Seni görebilmemin nedeni ölmeden önce zihnime girmiş olman değil mi?”

    L-“Çok çabuk buluyorsun cevapları. Aslında zihnine parçamı bırakmıştım. Daha tam girmesini bilmiyordum. Zaten öğrenmek de istemiyordum. Senin yaşın büyüdükçe benim zihin kontrolüm büyüdü. Rüyana girecek kadar genişledi.”

    b-“O zaman olayları unutmamın nedeni de sendin.”

    L-“Evet. Senin zihnin iki yeteneği birden kullanmayı kaldırmadı. Ben uçurumdan düşerken sen o yeteneğini kullanıyordun. Ben de zihnine saldırınca unutkanlık olmuş olabilir. Bu arada babam için senden özür dilemeliyim sanırım.

    b-“Her baba evladı için yapar bunu. Seni geçen rüyamda gördüğümde ağlıyordun. Bana dokunabilmek için. Neden ben? Seni bu yeteneğim ile yanımdayken koruyamadıysam sana layık değilim demekki. “

    L-“Hayır ben sana layık değildim aslında. ilerde anlayacaksın. Bütün cevapları bulduğunda bir seçim gelecek önüne. Umarım doğru yolu seçersin” dedi ve uyandım.
    ···
  10. 10.
    +8
    Benim (Bir bine) Görüşüm

    Bembeyaz bir zeminde yürüyordum. Heryer alabildiğince ışıktı. Ben ise yanlızca yürüyordum bir yere varacak gibi. Her yerde yansımam vardı. Gözlerimin biri kırmızı diğeri sarıydı. Umursamıyordum. Sanki bu dünyada çok rahat gibiydim. Kimse benim ne yaptığımla ilgilenmiyor, kimse bana kin gütmüyordu. Yolda yürümeye devam ederken 2 kişinin konuşmasını duydum. (Birine 1 diğerine 2 diyeceğim.)

    1-“Hadi hızlı hazırlanalım bedenin sahibi yakında burada olur”

    2-“Tamam be anladık sanki benim bedenim. Dayanıksız hemen öldü”

    1-“Sende kendininkine iyi baksaydın yanımda parazit gibi yaşamana gerek kalmazdı.”

    2-“Fedakarlık kendi seçimiydi” dedi. Ne konuştukları hakkında hiçbir fikrim yoktu. Zaten düşünmek de istemiyordum. Daha sonra beni farkettiler.

    1-“Hoş geldin ortak. Seni insan formunda karşılayabildiğim için şanslısın. Şu yanımda duran sarı çeşme gibi de olabilirdim” dedi sırıtarak. Tıpkı bana benziyordu. Yanındakinin ise belli bir cismi yoktu. Sadece sıvıydı ve akıyordu.

    2-“Ben ne yapabilirim. Onu karşında duran çocuk koruyamadı”

    1-“Korusaydı da ben mi bedenimden olsaydım” dedi. Olanları yavaş yavaş anlamaya başlamıştım. Biri benim bedenimdeki yaşayan kişi diğeri ise Leyla’nın. “Ortak kendini fazla zorluyorsun. Birimizi kapayıp diğerimizi kullanmak dahi zorken şu anda ikimizi birden kullanıyorsun. Bedenine fazla güveniyorsun galiba” dedi.

    b-“Nasıl kapatacağımı bilmiyorum.” Sesim zar zor çıkıyordu.

    1-“Ortak beni kapatmak istiyorsan sadece odaklanman yeterli.”

    2-“Beni kapatmak istiyorsan da uyanman yeterli. Diğer bedende iken farklıydı. Sadece birine bakması ve istemesi yeterliydi açıp kapaması için.” dedi. Bende ilk dediğininki gibi yaptım. Odaklandım ve kırmızı gözüm gitti. Geriye birtek sarı kalmıştı. Uyanmam lazımdı ama uyanamıyordum.

    1-“Ortak beni kullanmak istersen yalnızca odaklanman yeterli. Eğer çok kullanırsan beyninde kalıcı hasar olabilir veya felç kalabilirsin. Bu bedene geçebilme ihtimalim var. O zamana kadar zarar verme” dedi.

    2-“Beni kullanman için biraz daha büyümen lazım. Eğer ölmezsen tahmini beni 3-4 sene sonra azar azar, 10 sene sonra diğer bedenimin kullandığı gibi kullanabilirsin” dedi. Dostlar mıydı yoksa düşmanlar mı anlamamıştım. Arkalarında Leyla belirmişti.

    2-“Benliğinin bir kısmı benimle birlikte gelmişti. Her azarladığımda niye öldün diye özür dilemekten başka birşey yapmayan bir benlik.”

    L-“1000 kere özür diledim işte daha ne yapmamı istiyorsun ki?”

    2-“Hayata geri dön ben de bedenime geri kavuşayım.”

    L-“insanlar öldüğünde hayata geri dönemezler” dedi.

    b-“Leyla haklı. Eğer geri getirebilseydim yapardım tabi eğer sizde geri dönderme gibi bir yetenek varsa bilemem.” dedim.

    2-“O zaman bu bedende 3 kişi yaşacağız.”

    1-“Siz ikiniz tam parazitsiniz ben bu bedeni eğer alabilirsem ilk işim sizi atmak olacak. Zamanın doldu ortak kendine dikkat et” dedi ve uyandım.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    +8
    bu sefer hikayeyi detaylı bir şekilde uzun uzun anlatacağım geçen sefer kısa kestim bir yığın laf yedim :D
    ···
  12. 12.
    +8
    Yola koyulduk ama ben çok açım. Anneme söyledim “Şuradan dürüm falan alsak olur mu?” dedim hemen bin kardeşim “Ne dürümü abi zaten sabah benim hakkımı da yedin” dedi. Annem saolsun “Evet oğlum fazla yeme bünyene zarar” dedi ve ben hiç yiyemedim bile demedim. 6 saat yolculuktan sonra vardık sonunda köye. Ama ben nasıl kötüyüm bayılacağım neredeyse. Anneaneem gillere gelmişiz. (saolsunlar herşeyden en son haberim oluyor) içeri girerken anneannemin ve dedemin elini öptüm. Anneannem hemen aç olduğumu anladı. Zaten anlamazsa gözlük taksın yani bayılacağım neredeyse. Yolculuk + açlık bünye mal oldu. Anneannem hemen anneme kızdı “Sen bu çocuğu niye aç bırakıyorsun?” Annem cevap verecekken her seferinde onu susturuyor ve üzerine üzerine laf sayıyordu anneannem bana döndü ve “içeride yemek hazır git ye” dedi. Nasıl koşarak gittim masaya oturdum yedim hatırlamıyorum. Böyle bir rahatlama yoktu. Baktım hala üstümdekiler yolda geldiğimle aynı. Dedim üstümü değiştireyim. Üstümü değiştirmeye çıkarken Fatihle karşılaştım. Yine bin bin sırıtıyordu. “Lan bu sefer ne yaptı acaba” dedim içimden. Yukarı çıkıp bavulu açtığımda gördüm gerçeği. Puşt herif. Sadece üst tarafa bana 2 tane t-shirt koymuş. Alt taraf hep kendi kıyafetleri. Yani tatile 2 tane t-shirt ile gelmiş oldum. Arkadaş şakanın da bir sınırı var. Aşağıya indim ve Fatih’e herkesin yanında
    b-“Lan şerefsiz hani benim kıyafetlerimi kendi bavuluna koymuştun” dedim
    F-“Ee koydum ya” dedi
    b-“Lan 2 tane t-shirt koymuşsun”
    F-“Ne kadarını koyduğumu söylemedim” dedi bin bin sırıtarak. Artık tepem atmıştı bir vurdum ona ronaldo zamanında orta sahadan gol atmıştı ya hah o mesafe uçtu duvara yapıştı çocuk. Annem de geldi bana tokat attı. Anneannem de annemi tutuyordu. Annem “Ne vuruyorsun çocuğa” falan laflar söylüyordu. Ben de “hep ben suçluyum değil mi tek o masum sabah yemeğimi yedi 6 saat aç yolculuk ettim sesimi çıkarmadım ama sen hala bana vur” dedim ve dışarıya çıktım.

    Edit: Akşama geleceğim hemen seri seri paylaşırım. Arkadaşı sınava çalıştıracağım o yüzden akşama devam.
    ···
  13. 13.
    +7
    Mustafa’nın Görüşü

    Deli gibi koşuyordum. Kesin çita modundaydım. Normalde köylülerin yanında kullanmazdım ama kullanmak zorunda kaldım. Gözlerimi görmesinler diye kapalı olarak koşuyordum ve yarasa gibi sinyal göndererek yerimi buluyordum. Hastaneye vardım. 20 saniye geçmişti dağdan hastaneye kadar gitmem. Hastaneden içeri girdim. Kendime hemen “Aptal onu neden buraya taşımadın” dedim Kendi kendime. Çok pişmandım yaptıklarım için. Çocukken benim için çok dayak yemişti. Ama ben yıllardır ona kin duymuştum. Kokusunun peşinden gitmeyi istemiştim ama gidemezdim. Köyden ayrılacak kadar param yoktu. Hastaneden içeri girdim ve bir doktor buldum. Doktor tanıdıktı ve benim hayvan gibi davrandığımı söylerdi hep.

    Mu-“Doktor acilen gelmen lazım dağda kalp krizi geçiriyor” diyebildim. Aceleden ne diyeceğimi şaşırmıştım.

    Do-“Hemen geliyorum arabaya bineyim”

    Mu-“Araba o dağa çıkmaz şimdi sen bana bin” dedim. Doktor şaşırmıştı. Daha fazla dayanamadım ve doktoru sırtıma zorla alıp koşmaya başladım. Gözlerim kapalı koşuyorum.

    Do-“Daha sonra bu olayı bana anlatacaksın”

    Mu-“Tamam ama acele etmemiz lazım” dedim ve hızlandım.

    Edit. Beyler ben yurda geçiyorum geç oldu kendinize iyi bakın yarın devam ederim duruma göre bitirebilirim de. Siz karar verin yarın bitireyim mi yoksa uzatayım mı? Neyse ben kaçar yarın yazarım.
    ···
  14. 14.
    +7
    Köyde neredeyse zombi gibi yürüyordum. Bembeyaz olmuştum. Ama Merve’nin tokadı biraz kendime getirmişti. Köylü beni katil biliyordu. Eve gitmek bile gelmiyordu artık içimden. Nasıl anneannem bana söylememişti dün? Tabi o da haklı nasıl söylesin “Bütün köy seni katil biliyor” diye. Sokakta boş boş yürürken birden gözlerim karardı ve bayıldım.

    Çocukluğuma dönmüştüm ama uzaktan izliyordum. Köydeydim. Sokakta koşturuyordum. Arkamdan da bir kız koşuyordu. Kendimi ona çok yakın hissetmiştim. Uçurumun kenarında güvenlik demirleri vardı. Orada oturuyor ve demirlerden ayağımızı sarkıtıyorduk. (benim küçüklüğüme kb diyeceğim)

    kb-“Leyla, benimle aynı okula gelsen olmaz mı?” Ne? Yanımdaki leyla mıydı? Ama neden hatırlamıyorum bu olayları

    L-“Bende çok istedim ama annemler oranın eğitim kalitesi kötü diyor”

    kb-“Kalite ne demek?”

    L-“Yani okulun kötüymüş”

    kb-”Hiçte bile bizim okul iyi bir kere merve var, emre var, melike de orada” Leyla birden ağlamaya başladı

    L-“Bende senin okuluna gelmek istiyorum” dedikten sonra ona sarıldım. Birden sahne değişti büyük Leyla karşımda belirdi ve “Sana yeniden dokunabilmek ve sarılabilmek istiyorum” diye ağlıyordu.
    ···
    1. 1.
      0
      Rez
      devam edeceğim
      ···
  15. 15.
    +7
    Ağlayarak dışarıya koştum. Dayaktaki acımı unutmuştum. Ağlayarak eve doğru koşuyordum. O anda Merve ile çarpıştım. Merve zaten hemen

    M-“Bir t-shirt daha gidecek desene” dedi gülümseyerek. Kendisi beni sardı. Ağlamam kesilene kadar öyle tuttu. Merve hemen ağlamam kesilince

    M-“Ne oldu bir bine çok sık ağlamaya başladın.”

    b-“Ne bekliyorsun ki bu kadar ağlamayım da ne yapayım. Daha ben Leyla’nın nasıl öldüğünü bile hatırlamıyorum ama herkes beni katil biliyor.” Ve başıma gelen olayı anlattım. Merve de teselli etti saolsun.

    M-“Ağlayarak bir yere varamazsın. Gel seni Leyla’nın öldüğü yere zütüreyim belki hatırlarsın.” Kendimi toparladım ve

    b-“Tamam gidelim”

    M-“Üstümü değiştirmem lazım burada bekle hemen gelirim” dedi ve koşarak gitti.
    ···
  16. 16.
    +7
    E-“Mesela senin yeteneğin öngörüydü. Ne zaman öngörmeye başlasan gözlerin kıpkırmızı olur. Sadece beşimizde bu yetenekler vardı. Benim yeteneğim hedefi tam isabet vurmaydı. Onun için ben de basketbola gittim. Mesela melikeninki dikiş nakıştı. O da şu anda CotAll firmasının genel müdürü. (amk ben o firmaya kaç bin tl harcadım haberin var mı? En sevdiğim ve dünya devi bir markadır CotAll. Bilsem çoktan melikeye giderdim [hatırlamıyorum gerçi]) Çok nadir köye uğrar. Mustafanın yeteneği daha şekil. Avlanmaydı. Herhangi birinin kokusunu bir kere aldı mı o kokuyu tekrar unutmaz ve uzaklığını vs. anlayabilir.

    b-“Peki Leyla’nınki neydi?”

    E-“Onunki düşünceleri görebilmeydi. Nefret ederdi kullanmaktan. Herkesin kendi düşüncesi olduğunu düşünürdü. Başkalarının görmek istemeyeceği şeyleri görmeyi sevmezdi. Biz de bunları kontrol etmeyi öğrenmiştik. Ama sen unutmuşsun kontrol etmesini. Normalde küçükken beni 10 saniyede mat yapardın. Sana vereceğim ipucu buydu.”

    b-“Peki nasıl kullanacağım bunu”

    E-“Kendin bul” dedi ve gitti.

    M-“Herhalde artık sana ucube dememi istersin” dedi ve gülmeye başladı.

    b-“Dalga geçme” dedim hafif sırıtarak. “Bu yeteneğimin Leyla’nın ölümüyle ne ilgisi var onu anlamadım.” Sonra aklıma emrenin bana “Neden onu koruyamadın” diye ağlaması geldi. Yoksa bu yetenekle dahi onu koruyamamış mıydım? Kafam allak bullak olmuştu.

    M-“Hava kararacak hadi gidelim yarın devam ederiz” dedi.

    b-“Tamam” dedim ve dağdan aşağı indik.

    Edit: Beyler benim okul 2. öğretim bugün ve perşembe günleri derslerim erken başlıyor geç bitiyor. Akşam devam ederim artık yazıma. Okuyan herkese teşekkürler tekrardan.
    ···
  17. 17.
    +8 -1
    Merveyi gördüm ve yanına doğru yürümeye başladım. Zaten o da bana doğru geliyordu.

    M-“Erkeklere ellettiğini bilmiyordum” dedi (Ulan fatih ULAN FATiH)

    b-“Yok be kardeşim o yabancı değil” (yapacağım espriyi gibeyim) Kız bayağı güldü buna. Neyse ormantik bir alana girmiştik. Heryer ağaç ve çok sık sık dikilmişlerdi. Yürümeye devam ettim ve sonunda düzlüğe çıktık. Rüyamda gördüğüm yerdi burası. Tek farkı güvenlik demirlerinin yarısı kopmuştu. Merve’ye “nasıl öldü” diye sordum.

    M-“Uçurumdan aşağı düşerek öldü” dedi.” Korumaların kırılmasının nedeni senin onunla kavga etmen olduğu düşünülüyor sen onu çok sert ittin, zaten demirler dayanıksızdı Leyla’yı tutmadı ve düşerek öldü deniyor.”

    Birden aklımda resimler belirdi. Kurt vardı resimde. Ama ne anlama geldiğini anlamıştım. Aklımda sanki o anı yaşıyordum. Diyelim ki onu sert ittim. Leyla’nın o zamanki cüssesi ile güvenlik demirlerinin yarısının kırılmasına imkan yoktu. Kırılsa kırılsa 3 tane kırıldı. Orada 16 tane vardı. Sertçe itsem ve yuvarlanarak düşse en fazla 6 tane kırılırdı. Güvenlik demirini kontrol ettim. ince demirlerden yapılmış ve kalın gözükmesi için güzel boyanmıştı. Yani bu demiri yapanların da biraz suçu var gibi. Düşerken belki diğer demirler beraberinde gitmiş veya daha sonra rüzgardan düşmüş de olabilirdi. Garip olan taraf şu. Neden demirler tamir edilmemişti? Ben bunları düşünürken arkamdan biri dokundu. (Gelen geçen arkamdan dokunuyor arkadaş biri önüme gelsin de konuşsun)
    ···
    1. 1.
      0
      yabancı değil devamlı müşterim dmcjdksjxlsjdk çıldırıyorum aq
      ···
  18. 18.
    +7
    Uyandığımda bu sefer rüya görmedim diye üzüldüm. Rüyayı görmememde tek iyi yanı kıyafet değiştirmek zorunda kalmadım ama son söylediği cümle aklıma takılmıştı. Gerçekleri öğrendiğimde mi? Gerçek neydi ki? Bunlar aklıma takılmıştı. Sadece rüya deyip geçemiyordum. Vicdanım da olabilirdi ama hangi vicdan birinin öldüğünü görüp de unutabilir? Bunları düşünürken kardeşim gizlice içeriye odama girdi. Elinde ses bombası vardı bende uyumuş gibi yapıyordum. Birden sanki ne yapacağını önceden görüyormuş gibi hissettim. ilk baş yanıma gelecek, ses bombasını koyacak, sonra tam takacakken kablo elinden kayıp düşecek. Yere eğilip kabloyu aldığında bende kafasına vuracağım. Plan buydu. Çok saçma bir şey vardı. Ben kabloyu elinden düşüreceğini nereden biliyordum? Neyse düşündüğüm gibi kardeşim geldi yanıma tam kabloyu takacakken düşürdü. Kabloyu yerden alırken bende kafasına bir vurdum 3 mahalle öteden duymuşlardır amk. Hemen “Ne vuruyorsun ya” dedi ağlamaklı bir sesle. Ses bombasını elime aldım ve “bunu sana geri vermeyeceğim istediğin kişiye ağla” dedim. Giderken “sen görürsün sana gösterecem” dedi. Köpeğe bak. Benim 2 gündür ağzıma sıçıyor sonra diyor ki sen görürsün. Asıl sen görürsün. Neyse bende aşağıya indim (ev 2 katlı köy evi) oturdum yemeğe. Fatih de saolsun anneme ağlamış annem de “Hakettin dünkü yaptıklarından sonra kırmadığına şükret git özür dile belki verir” dedi. Geldi yanıma “Abi özür dilerim ses bombamı geri verebilir misin” dedi bende “Hayır” dedim. (haahahaahahaha intikammmm) daha sonra ağlayarak odasına çıktı.

    Edit: Nedenini bilmiyorum ama karnım ağrımaya başladı amk ben biraz yatacağım bugün ara ara birkaç enrty girerim.
    ···
  19. 19.
    +6
    Yakında kızda kıyafet bırakmayacaktım. Ne zaman karşılaşsak bir t-shirt salya sümük ediyordum. Kendime kızamıyordum bile. Daha büyük dertlerim vardı. Birden arkamdan biri zütümü avuçladı. Kim diye arkamı döndüm ve tabiki Fatih’ti. Gözünün üstü morarmıştı.

    F-“Ne oldu sana abi”

    b-“Asıl sana ne oldu keko zütümü niye elliyon ve gözünün hali ne”

    F-“Abi arkadaş bulmaya çalışıyordum ama kimle oynamak istesem sen katilin kardeşisin diyor. Bende senden para isteyecektim top almak için belki oynarlar benimle. Abi sen katil misin?” dedi. içim acıdı lan. Benim sorumluluğumu kardeşim de çekiyordu ve ilk kez bu kadar ciddi bir soru sormuştu. Muhtemelen yaralarımı görünce ve ağladığımı anlayınca yapacağı şakadan vazgeçti.

    b-“Şu an bende bilmiyorum. Küçükken yaşadığım olayı hatırlamıyorum. Hatırlamak için biraz araştırma yapacağım. Gerçek sonuçları bulduğumda umarım katil değilimdir.” dedim.

    F-“Abi senden her tak olur. Hatta gider kerhaneye huur bile olursun erkek halinle gibini keser am deldirirsin kendine ama katil olamazsın” dedi. Sevsem mi sövsem mi bilemedim amk. Bu nasıl teselli amk.

    b-“Al parayı git ve bir daha beni teselli etmeye çalışma hiç başaramıyorsun” dedim

    F”Teselli etmeye çalışmıyorum ki” dedi zütümü avuçlayıp gitti. zütümle ne alıp veremediği varsa.
    ···
  20. 20.
    +6
    L-“Beni hatırlayabildin mi?”

    b-“Adın leyla değil mi?”

    L-“Sadece adımı hatırlıyorsun. Buna bile çok sevindim. Şu an çok mutluyum” dedi.

    b-“Nasıl öldün?” diye sordum. Neden sormuştum ki?

    L-“Ben sadece bir rüyayım. Sana gerçekleri ben buradan anlatamam. Kendin öğren. Öğrendiğin zaman umarım tekrar konuşabiliriz” dedi ve ben yataktan fırladım. Saat 03.00 dı. Annem ve anneannem hemen gürültüye koşmuşlardı. (Dedemi tanırım koltuktan kalkmaz gelip koşmaz böyle şeylere yani)

    A-“iyi misin oğlum birşey mi oldu” dedi ve koşup sarıldı

    b-“iyiyim anne sadece bir kabus gördüm ve senden özür dilerim sabah bu kadar çıkışmamalıydım sana” dedim.

    A-“Birşey olmaz oğlum sen yeter ki iyi ol” dedi. Sonra bende sarıldım. Sarıldığımda birşey farkettim yine heryerim sırılsıklam olmuştu. Üstümü değiştireyim dedim ama kıyafetim yoktu. T-shirt değiştirebildim sadece. Anneannem sağolsun dedemin pijamalarından ve bir tane de donundan (Sabah kalktığımda kardeşime bir tane daha çakacam) getirdi ve kıyafetlerimi değiştirip kirlilere atıp tekrar uyudum.
    ···