/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
http://images.8tracks.com...98&fm=jpg&fit=max
  1. 1.
    +1
    sabah kalktığınızda gördüğünüz şeyin gerçekten bir rüya olmasıdır. özellikle mutlu olabileceğimiz herhangi bir şeyi görmek güne birkaç dakika da olsa mutlu başlamamızı sağlıyor, değişiyor tabi bazen. sadece yazacağım beyler, yazmam gerekiyor çünkü atmam gerekiyor kalsın burada, okunsun diye atmıyorum zaten. eminim vardır benimle aynı durumu yaşayan.

    kafama yıllardır -abartmıyorum, gerçekten yıllardır- taktığım kadının adı Ceren. Biz Ceren ile aynı okuldaydık, o benden bir yaş küçük, toplamda üç sene okuduk birlikte. Ceren\'e karşı olan hislerim ben ta üçüncü sınıftayken başlamıştı, o senenin yazında sevgilim beni aldatmış, büyük çaplı bir bunalımın içine girmeme müsade etmişti. Anlayacağınız işler kötüydü, bilen bilir o duyguyu, aldatılmak yannan gibidir. Kız bir de çirkef ise durum zehir zemberek olur sizin için. Öyle de oldu, kız elini ayağını çekti benden, ben ise duygusal bir insanım bu tarz şeylerde tasım tarağım yoktur. Ne halin varsa gör diyerek bıraktım, ondan sonraki aylarda her gecem ağlamakla geçti. Kaldıramıyor insan çünkü, her ne kadar kızdır gibtir et gelir geçer desen de zaten insana koyan şey bunu nasıl hakettiğini düşünmektir.

    bu anlattığım olay 2013 yazında gerçekleşti, yani benim şimdiki ve gelecekteki yıllarımın, pgibolojimin darmadağın olmasının sebebiydi o yıl.

    gel zaman git zaman okul vakti geldi, üçüncü sınıftayım. lisenin en güzel dönemidir üçüncü sınıf, bilen bilir az çok. ne büyüksündür ne de çok küçük. tam gençliğinin doruk noktalarına geldiğin yaştır, dünya bir oyun hamuru ve sen o yaşına kadar sadece o hamuru keşfetmek için nefes alıp veriyorsun. 17den sonra o hamuru şekillendirmeye başlıyorsun, veya seni hamur niyetine koyup şekillendiriyorlar ki ben birinciyi hiç yaşayamadım.

    üçüncü sınıfın başlarında Ceren ile okulda sık sık karşılaşıyorduk, hatta bazen atölyelerde takılıyor, bildiğiniz sohbet ediyorduk. Ceren çok farklı bir kızdı benim gözümde, bambaşkaydı diğer yaşıtlarıyla alakası yoktu. Gözleri çok güzeldi, gözleri beni hep üzer, ne zaman aklıma gelse üzer. Bana her baktığında aslında birbirimizin arasında uçurumlar olduğunu ima ediyordu sanki, belki de bu belirsizlik beni kendisine bağlıyordu, bilmiyorum. Çok aşıktım ona, şıpsevdi değildim, gerçekten o dönemlerde yannan gibi hissettiğim ve Ceren bana iyi davranan tek kız olduğu için ona çok güçlü duygularla bağlanmıştım. üçüncü sınıfın birinci dönemi onunla geçti, sonra bir şey oldu ve araya soğukluk girdi. olan şey de onun sınıfındaki bir kızın gerginlik yaratması, benimle görüştüğü için dik dik bakması yani klagib ergen kız tavırları. Ceren\'in daha fazla rahatsız edilmemesi için araya biraz mesafe koymuştuk, yani bunu kasıtlı yapmadık ama bir süre sonra belliydi mesafe olduğu. Biz yapmıştık onu, ama nasıl yaptık hala anlayamıyorum, keşke yapmasaydık.

    iki yıl beyler. Liseden mezun olacağım yıl da dahil buna, tam iki yıl Ceren\'i bekledim, Ceren\'i izledim. Bu zamanda uzun süreli sahte ilişkilerim oldu, çok gelen giden oldu. Ama hiçbirine Ceren\'e baktığım gibi bakamadım, hiçbirinin Ceren\'inki kadar güzel gözleri yoktu; baktıkça baktıran. Hep uzaktan izledim, klişedir ki sosyal medya hesaplarına her gün baktım. Her gün, her hafta ve her ay. Ceren\'in hayatı devam ediyordu, yaşadığı sıkıntılar problemler elbette vardı her insanda olduğu gibi. Ama devam ediyordu işte benimkinin yanı sıra. Onun da hayatına insanlar girip çıkıyordu, o da tüm yaşıtları gibi hayatını yaşamaya devam ediyordu. Ceren izlemeye değer bir kızdı, hala izliyorum, hala bakıyorum. Saplantı veya takıntı değil de, saf olarak aşığım. Zaten bir erkeğin tam anlamıyla dıbına koyan şey de bu. Kapıları ardına kadar açık kale gibiyim birkaç yıldır, çok savunmasızım.

    Malum sınav zamanı, sınava girildi ve ilk sene hiçbir tak yapılmadı. Ben o sene iyice çöktüm, artık hayatıma giren insanların da sayısı sıfıra düşmüş, iyice içime kapanmış hale geldim. Her gün gördüğüm şeylerin arasındaki detaylardan biri bana mutlaka Ceren\'i hatırlatıyordu, mutlaka bir şey çıkıyordu bir yerden. Yolda ona benzeyen insanlar görüyordum, onun boyunda, onun saç rengine sahip olan, onun gibi yürüyen, onun gibi giyinen. Ona benzer kokular duyuyordum, onun sesi geliyordu ansızın kulağıma. Gündüzleri dışarı vurmamaya çalışsam da geceleri benim için cehennemin kendisi oluyordu.

    Ceren\'in son senesi, benim de mezun olduktan sonraki senem ve artık üniversite için sınavlara hazırlanmaya başlamıştım. O sene yeterli bir ygs puanı aldıktan sonra güzel sanatlar sınavına hazırlanmaya başladım. Çizim atölyesine gidiyordum her gün, kafam çok doluydu ve çok meşguldüm. Öyle ki Ceren\'in yarattığı pgibozlar bile iki üç aydır etkisini bir hayli azaltmış, artık Ceren\'in bıraktıklarını içimde sindirmeye başlamıştım. Kurtulmak değil, sonradan kurtulmak için sevmedim onu. Sadece alışıyor insan bir süre sonra, alışma evresindeydim. O güne kadar.

    Abim üniversiteden mezun oluyordu, sınıflarının yıl sonu sergisi vardı. Bildiğimiz sanat sergisi gibi, o kafada. Yıl boyunca yaptıkları işleri, vize olsun final olsun sergiliyorlardı son sene öğrencileri. Sergi salonuna gittim ve hiç ummadan, umarsızca etrafta geziniyordum. Abimin arkadaşlarıyla konuşuyordum, gülüyordum ediyordum falan koyu muhabbet işte. Salonun kapısıyla aramda nereden baksanız otuz kırk metre vardır, belki de daha fazla. Kapıdan Ceren girdi içeri. Çok uzun bir zaman sonra gördüğümün etkisinden olsa gerek ki etraf karardı ve sadece Ceren parlamaya başladı gözümde. Sınıfındaki arkadaşlarıyla sergiyi geziyorlardı, ben ise halen Ceren\'e fokuslanmış bir şekilde ritmi bozulan kalbimin normale dönmesini bekliyordum. Yanına gitmenin bir yolunu bulmalıyım diye düşünürken arkadaşlarının ayrı bir yere gittiğini gördüm ve direkt peşlerinden gittim. Arkadaşlarının yanında beni görürse belki yanıma gelebilir diye düşünmüştüm içimden, nitekim öyle de oldu. Gıcık aldığım ve kafasını gövdesinden ayırmak istediğim ancak sırf Ceren\'in arkadaşı diye bir şey yapmadığım çocuğun yanındayken Ceren uzaktan beni gördü. Uzun bir süre unutamayacağım gülümsemesiyle yanıma hızlı adımlarla geldi ve beni yanağımdan öptü. Ne yapıyorsun, ne ediyorsun nasıl gidiyor gibi muhabbetler döndü. O an keşke hiç bitmesin isterdim, Ceren konuşsun ben dinleyeyim, çevremizdeki insanlar terk etsin ortamı, ben Ceren\'in gözlerini izleyeyim diye.

    Sergi sonunda ayrıldık, akşdıbına mesaj attım ve konuşmaya başladık. Öncesinde uzun bir süre bakındım sosyal medya hesaplarına. Ceren sevgilileriyle fotoğraf paylaşmayı severdi, düzenli bir ilişkisi varsa birden girip huzurunu yerle bir etmek istemiyordum. Erkek adam sevdiğini zorla alır klişesi yapmayın, giberim. Çünkü onun üzülmemesi için çok temkinli davranıyordum, hassas bir kızdı çünkü. Bir süre konuştuk, ona çok iyi davrandığımı, bir şeylerin olduğunu söyledi. Buraya yazdığım her şeyi ona da anlattım, bana geldi, çatıya çıktık koltuk falan atmıştım yukarı, hayatımın en güzel şarabını içtim, doluca mistik. Sınav hakkında konuştuk, ettik, o da atölyeye başlayacak diye kararlaştırdık. Tedirgindi bayağı, yapamayacağını düşünüyordu. Onu motive etmek o kadar güzel bir şeydi ki, emindim çünkü. Ceren yapardı, yaptı da.

    Hızlı bir şekilde özet geçiyorum buraları, bana unutamayacağım o günün ardından çok kötü darbeler vurdu. Dengesizlik anlamında olsun, tavır anlamında olsun, ama önemli değildi zaten. Okuyan varsa anlayacaktır zaten tepkilerimi, seviyorsun dıbına koyim işte dümdüz seviyorsun başka bir anlamı yok bunun, ne yaparsa yapsın ses çıkarmıyorsun. Atölyede çizerken yine aklımda Ceren oluyordu, sınav dönemi başka şehirlerdeyken yine aklımda Ceren vardı. Ceren hep vardı beyler, yıllar geçecek, etkisi azalacak, sindireceğim ama Ceren hep olacak. Ceren istanbul\'da, okulu kazandı. Ben izmir\'i kazandım, ama gitmek istemedim. Bu sene yine hazırlanacağım, birkaç opsiyonum var okul için, onlara çalışacağım.
    ···
  1. 2.
    0
    Bu başlığı da açmamın sebebi dün gece ile alakalı. Ceren, o ilk konuştuğumuz günlerden sonra benden hep kaçtı, hiç yazmadı, hep ben yazdım. Kafasının karışık olduğunu, hazır hissetmediğini söyleyerek uzak durmaya çalıştı hep benden, cümleleri üç dört kelimeyi geçmezdi. Dün gece rüyamda bana mesaj atıyordu, sohbeti kendisi başlatıyor, hatta komik bir şey atıp gülüyor ve sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Sabah uyandığımda gülümsediğimi farkettim, elim istemsizce kalkar kalkmaz telefona gitti, kapalıydı. Şarja taktım, mesaj falan da yoktu. Şimdi aynı, normal, monoton, depresif, bunalım dolu hayatıma devam ediyorum. Çok güzel sevdim, çünkü çok güzeldi. Halen bulunduğum şehirde bazı yerlerden geçemem, bazı dolmuşlara, otobüslere binemem onunla olan anılarım yüzünden. Bu kadar melankolik olmamın sebebi elbette sadece Ceren değil, sosyal statü olsun maddi manevi her açıdan sorun yaşadığım için kaçınılmaz bir durumun içindeyim. Ceren'i halen izliyorum, bakıyorum, arada son görülmesine bile bakıyorum. içimdeki gerizekalı bir ses halen umut olduğunu söylüyor ama bu kadar şeyden sonra bunu çocuğa anlatsan güler.

    Biz bu dünyadaki seyircileriz, birkaç yıldır kendini iyi hissetmeyen insanlar olarak perdenin ardındaki izleyicileriz. Bununla yaşamaya da mecburuz, süper güçlerimiz olmadığı için elimizden ne yazık ki bir şey gelmiyor.

    Okuduğunuz için teşekkür ederim, birilerinin kalbine ulaşabildiysem ne mutlu bana.

    edit: fotoğraf işini beceremedim özür dilerim, bilen bir moderatör varsa yardımcı olursa çok sevinirim.
    ···
  2. 3.
    0
    Hayaller mavi gerçekler siyah
    ···