Panpalarım işten geleli çok olmadı kusuruma bakmayın. Üst baş değiştim yemekte yiycem birazdan. Telefonuda şarja takim bi 20 25 dakikaya devam edelim. iyi okumalar herkese.

Kapıyı zorlarken bi yandan bağırıyordum. Bizim gıcık bi müdürümüz var. Sude arkamda belirdi. Müdür benim bağırma sesimi duymuş. Noluyo lan felan diyerek kapıya yaklaştı. Onu tam hissederken Sude kapıya yasladı beni. Tırnaklarını önce belimde gezdirdi sonra belimden içeriye doğru yavaşça sokmaya başladı. Son gücümle haykırıyordum. Yavaş yavaş iç organlarıma kadar hissettim. Artık emindim ölüyodum. Kendimi tamamen bırakınca yere yapıştım. Müdür biraz korkaraktan kapıyı açtı. Zor nefes almış yere yığılmıştım. Kulağımdaysa Sude'nin gülüş sesleri yankılanıyor. Belime elimi attığımda acıyordu ama kan yoktu. Sonra aklıma Derya geldi. Müdür beni yerden kaldırmaya çalışıyordu. Biraz destek alarak ayağa kalktım ve wc'den çıktım. Yakınlardaki sınıflar dışarı çıkmıştı. Ayakta zor duruyordum. insanlardan destekle Derya'nın sınıfına doğru koşturmaya başladım ama desteksiz yürüyemiyecek haldeydim. Herkes acıyarak bana bakıyordu.

isminin Sude olmasının sebebi bi gece rüyamda görmüş olmam beyler. Aynı zamanda hayali arkadaşımdı hep. Rüyamda normal bi ailenin normal bi kızı olarak gördüm onuda. Hikayenin sonunda herşeyi tam anlıycaksınız beyler.

Sınıfına ulaştığımda derya sınıfta tek başına oturuyordu.( Köşede, dizlerini omzuna eliyle çekmişti ve pür dikkat pencereye bakıyordu.)"Derya diye bağırdım." arkamda birsürü kişi birikmişti. Derya ayağa kalktı ve "Ama sen... Ordan... " deyip pencereyi işaret etti. Koşup yanına sarıldım ona. Müdür ailelerimizi çağırmış. Sonradan Derya bana olanları anlattı önce söylediklerini yazim:
"Deli, ben sınıfta tek başıma oturmuş müzik dinleyip anlattıklarını düşünüyordum. Sonra sen girdin içeri. Ben gülümsedim ama sen yüzüme sinirli bi şekilde bakıyodun. Biraz korkmaya başladım. Sonra gelip bana tokat attın ve anlattıklarım aramızda kalacak diye bağırdın. Beni alıp duvara doğru attın ve"deyip duraksadı. "Ve??" dedim " Pencereden atladın." bunları anlatırken hüngür hüngür ağlıyodu. Sonra müdür odasına çağırdı bizi.

Mobilden yazıyorum beyler sıkıntı çıkarıyor arada kusuruma bakmayın

Babamla müdür konuşuyodu. Babam "Tamam hocam. Merak etmeyin." tarzı bişeyler dedi. Derya hala köşede ağlıyordu. ilk günümüzden böyle olması canımı sıkmıştı. Okuldan çıktık. Arabaya bindik.

Ba:(ağlayarak) Oğlum artık anlat noluyo?
Be: Bilmiyorum baba. dedim ağlayarak.
Ba: Biraz daha evde dur gitme okula.
Be: Öyle yapıcam.

Çok konuşmadık ve eve gittik. Ben odama geçtim. Babannem gene bizdeydi. Odaya girdiğimde Sude karşımdaki yatakta oturuyordu. Sırıtarak "Ben seni uyarmıştım" dedi. Sadece ağladım. Saatlerce kapıyı kitleyip ağladım. Oysa durmadan önümde sırıtıyordu. Bi süreden sonra arkamı dönüp battaniyeyi üstüme çektim. Arkam ona dönük ağlamaya devam ettim.

Uyuyakalmışım. Gözümü açtığımda Sude yatağıma oturmuş bana bakıyordu. "Kalk gidiyoruz" dedi. "Nereye?" dedim. Sertçe yüzüme baktı. Ayağa kalktım ve peşinden gitmeye başladım. Hava karanlıktı. Annemler uyuyodu. O eve doğru gittik. Yolda gene o süt taşıyan adamı gördüm. Sude onu gösterdi "Bak bu benim, babam."dedi. Adam zorlanarak elindeki sütü taşıyordu. Yaşı vardı. "Onun iki kızı vardı." sonra yanımızdan koşarak ben geçtim ve adama doğru kaçması için bağırdım. Sude bana dönüp "O seni duyamazdı çünkü aynı zamanda yaşamıyosunuz." dedi. Dayıda zaten duymadan yoluna devam ediyordu. Bende koşmaya devam ediyordum. Evlerine yaklaştık.

Evleri görününce. "Şimdi git ve buraya gel, anlatıcaklarımdan sonra kendinden nefret ediceksin!" diyip. Yerde yatan ablasına baktı ve sertçe bana vurdu. Uyanmıştım yatağımdan düşmüştüm hemde. Etrafıma baktığımda Sude yoktu. Gidip elimi yüzümü yıkayim dedim. Yüzümü yıkamak için eğildim. Kalktığımda sessiz bi şekilde bana bakan Sude'yi gördüm aynada. Biraz irkildim. "Gel dediğim yere gel, yoksa seni öldürrüm!" dedi. Adeta gözünden kan fışkırıyordu.

Bu gece bitirmeye çalışıcam beyler. iyi okumalar.

Gidip yatak odasından sessizce anahtarları aldım. Yollar gecenin bi vakti olduğundan bomboştu. Bikaç sokak yürüdükten sonra karşıma iki kişi çıktı. Yolumu değişecektimki biri bana seslendi.
"Laaaan velet!". Dönüp "Ne var?" dedim. Biri diğerine "Bu zengin bişeye benziyor" dedi. Hızlıca yanıma doğru geldiler. Birinin elinde bıçak vardı. Bıçaksız olan "Bu saatte nerden?"deyip güldü diğeride bana bakıp "Dökül!" dedi. Sude yanımda kulağıma fısıldıyordu. "Gözlerinin içine bak!" dedi. Bıçaklı olanın gözlerine bakmamla kendini yere atması bir oldu. Avazı çıktığınca bağırıp üzerinde birşeyler varmış gibi itmeye çalışıyordu. Diğeri "Noluyo lan, bin in misin cin misin?" derken gözlerine doğru baktım. Koşup duvara kafa attı ve bayıldı. Ben ne olduğunu bile anlayamamıştım. Sude "Yürü!" diye bağırdı. "Neden bana yardım ettin?" dedim. "Lazımsın sen bana!"dedi.

Eve gittikçe yaklaşıyorduk. Karşıdan gelen dedemi gördüm. Genç duruyordu ve içmişti. Yanında bi arkadaşı vardı. Konuşmalarından anladığım kadarıyla adı Osman'dı. Biraz ilerde Sude'nin ablası belirdi. Dedemi ve arkadaşını görünce ürktü. Dedem gil kıza doğru yaklaştılar. "Fatma" dedi dedem. Kızda "Efendim Kemal?" diye karşılık verdi. Sude'ye dönüp nolduğunu sordum. izle dedi sadece. "Dedem bu saatte burda ne işin var?" dedi kıza. Kız bişeyler anlattı. Dedem kolundan tutup kızı kendine doğru çekti. Sonrada ağaca yasladı. Kız bağırıp itti dedemi. Dedem yere düştü. Osman denen arkadaşı "huur,gel buraya!" diye bağırdı. Kızsa koşmaya başladı.

Ağlayarak koşuyodu kız. Dedem yerde gibini düzleyip kalktı ayağa. "Yakalayak şunu!" dedi ve koşmaya başladı. Bağıra bağıra kızın arkasından koşuyolardı. Bende koşarak takip ediyordum. Yola çıktı kız. Ve boş bi tarafa doğru bakarak yardım istedi. Sonra etrafına baktı ve koşmaya devam etti. Arkasından dedem ve Osman koşuyolardı. Kızı biraz daha takip ettikten sonra ayağı takıldı ve düştü. Ardından dedem ve Osman başına geldiler ve kızın başını okşadılar. Dedem "Merak etme, işimizi halledip gidicez"dedi ve gülerek kızın kalçasını okşadı. Osmansa ellerini tutuyodu kızın. Sonra Sude'nin arkamdan ağlama seslerini duydum. Dönüp baktığımda "Üstelik o şizofrendi!" diyip bağırmaya başladı. Olayın etkisiyle bende ağlıyordum. Sude'nin sesi gittikçe yükseliyordu. En sonunda ter içinde yatağımda uyandım. Gerçekte gittim sanıyordum oraya o tinerciler bile rüyaymış. Dedemin yaptıklarını düşündüm. Kendimden iğreniyordum.

Sağıma baktığımda Sude'yi gördüm. Hala ağlıyordu. "Bu yüzdendi demek" dedim ağlayarak. "Evet"dedi. "Bende ablam oyun oynuyor sanıp arkasından atladım." dedi. Ikimizde ağlıyorduk. "Sende onun gibi misin?"dedi. "Hayır!" dedim. "Bana yardım etmen gerek!" dedi. "Nasıl?"dedim. Yarın sabaha bi kürek bul. Saat 7de evin oraya gel."dedi. "Tamam"dedim ve çıktı odadan. Dışarı çıktığımda onu göremiyordum.

Ağlayarak, Derya gile gitmek için hazırlandım. Annem nereye gittiğimi felan sordu ama fazla umursamadım. Derya'nın yanına gittiğimi söyledim. Gitmememi istesede çıktım. Zillerine bastım. Abisi çıktı dışarı.

A: Evet kardeş?
B: Derya ile görüşebilir miyim abi?
A: Sen kimsinde? dedi kaşlarını çatarak.
B: Abi kabusları için ona yardım etmem gerek lütfen izin ver!
A: Lan gibtir git!
B: Deryaaaa!
Diye bağırdım. Koşarak derya ve annesi geldi içerden. "Noluyo oğlum?" dedi annesi. Derya'nın gözleri kıpkırmızıydı. Abisi yakama yapışıp "Serseri misin,lan sen?" diye bağırdı. Derya "Abi bırak Deli'yi, konuşmam lazım bana yardım edebilir!" dedi. Abisi çaresiz gözlerle kapının önünde konuşun dedi. Başımla onayladım. Merdivenden inemeye başladık. Derya'ya dönüp özür diledim. Direk bana sarıldı. Ağlamaya başladı. "Çok mu korktun?" dedim hafif sıkarak. "Sana bişey olucak diye çok korktum." dedi ve gözlerimin içine baktı. Gene büzüştürmüştü dudağını. Biraz eğildim öpmek için ama "Öhöm öhöm, erken sanki biraz?" dedi. Kıpkırmızı olmuştum.

Oturduk aşağıya abisi dik dik bize bakıyor balkondan. Olan biteni anlattım beyler. O kadar bana destek olucu cevaplar veriyoduki anlattıkça anlatasım geldi. Tek dert ortağım oydu. Biticeğini söyledim ona. Sarılırdım ama abim var dedi. El sıkışıp ayrıldım. Sonra eve gittim. Babannem ordaydı. Beni çağırdı yanına.

Ba: Gel oğlum konuşalım biraz.
Be: Olur babanne.
Ba: Ne görüyorsun?
Be: Hiçbişey geçti sanırım.
Ba: Bana doğruyu söyle!
Be: Fatma diye birini tanıyor muydun?
Ba: Ne? Ama aynı fatma mı ki?
Be: Yıllar önce intihar eden.
Ba: Sen onu... Nerden?
Be: Rüyalarımdan babanne.
Ba: Ama biz çok küçükken öldü o.
Be: Bu kadar yeter herhalde.
Ba: Nasıl gördün? Dedi. "Boşver" deyip odama geçtim. Uyudum.

Sabah kalkıp küreği aldım. Sude yanıma geldi ve gel dedi. Sorgulamadım ve peşinden gittim. Mezarlığa gitmiştik. Bi çocuk mezarının başına geldik. "Ne yapmam gerekiyo?" dedim. "Kaz!" dedi. Küreği saplamamla toprağın altından ağlama sesi geldi. Ben kazdıkça ses yükseliyordu. Bi kız çocuğunun sesiydi. Tahtaları kaldırdığımda altında hala yaşayan bi kız vardı. Elini elime attı. O Sude'ydi. Onu kucağıma aldım. "Abii" dedi. "Efendim abim?" dedim. Yüreğim ağzımdaydı. "Beni ablamın yanına zütürür müsün?" dedi. Ağlamaya başladım. "zütürrüm!" dedim. "Ama önce burayı kapayim" deyip mezara döndüm. Mezar yoktu. "Nereyi?" dedi gülerek. "Hiç, nerden gidicez?" dedim. Yolu tarif ediyordu bana bende dediği yerden zütürüyordum. Bana gülüp normal bi çocuk gibi yüz hatlarımla oynuyodu. Bense durmadan ağlıyordum. "Burası!" dedi bi mezarı işaret ederek. Sude'yi yere indirdim ve kazmaya başladım. Kazdıkça ablasının "Sude" diye haykırışını duyuyordum. Mezar tamamen açılmıştı. Fatma karşımdaydı. Ben hala ağlıyordum. Fatma yavaşça mezardan çıktı. Sude'yi kucakladı ve "Ağlama bu senin suçun değil, sana ne kadar teşekkür etsem az!" dedi. "Özür dilerim" dedim. Hala ağlıyordum. Sude ablasının kucağından inip bana sarıldı "Sen en iyi arkadaşımsın" dedi. Sonra birlikte mezara girip yattılar. Ağlaya ağlaya mezarı kapattım üstlerine. Saatlerce ağladım orda. Üstüne bir yıl kadar terapi gördüm. Şuan Derya ile nişanlıyız beyler ve en az 2 aya bir o mezara gideriz. Ben ağlarım Derya bana sarılır.
-Son-

Okuyan herkese teşekkürler beyler.