/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +67 -12
    Bundan 4 yıl önce bir rüya gördüm . Sabah saatlerindeydi ve mevsim yazdı . Sıcaktı hava bu yüzden evin arka balkonunun kapısının önünde uyudum . Arka balkonda çamaşır seriliyordu . Rüyamda annemin elinde çamaşır sepetinin olduğunu ve bana birşeyler söylediğini duydum . O kelimeleri suan hatırlamıyorum ama o an tamamen aklimdaydi ve bana kizdigini hatırlıyorum . Daha sonra uykumdan aniden uyandım ve gözümü açtığım an annemin karşımda ve elinde çamaşır sepetiyle rüyamda duyduğum kelimelerin aynısını söyledi . O an çok şaşırdım ama küçüktüm olayın üstüne pek düşmedim ama şu bir kaç haftadır bu olay beynimi yedi bitirdi ve bende detaylı bir şekilde araştırdım . merak eden 3-5 kişi varsa anlatmaya başlıyorum

    edit:anlatacaklarim bitti beyler beni dinlediğiniz için teşekkürler

    edit2:arastirmalarimin sayfa linkini isteyen özelden pm atsın

    özetle: Bana göre asıl gelecek insanların beynindedir , davranışlarında değil . Ne olursa olsun ölümden kacamayacagimiz gibi gelecekten de kacamayiz ve olacaklar olur . Beynimzin bulunamayan bir bölümünde gelecek var bence ve bu gelecek bölümü insanın kaderidir
    ···
  2. 2.
    +21
    dedigim gibi 3-4 hafta önce sabahın erken saatlerinde otobüsteydim ve gözüm kapalı bir şeyler düşünüyordum biranda bu olayı hatırladım garipti ve elime telefonumu aldım ve google amcama "rüyada geleceği gormek" yazdım ve özellikle iki kişi ilgimi çekti john w. Dunne (özellikle bu) ve cayce . Dunne rüyasında kendisini bir adadaki dağın yamacında görmüştü. Dağın üzerindeki çatlaklardan duman ve buhar sütunları yükseliyordu. Bu manzara karşısında: “Tanrım bütün dağ infilak edecek” diye bağırmaya başlamıştı. Rüyanın daha sonraki bölümünde W. Dunne kendisini başka bir adada bulmuştu. Ölüm tehlikesindeki adalıları taşıyarak gemiler aramakla meşguldü. Kendisine yardım etmeyen Fransızlarla kavga ediyordu.
    Bu rüyayı gördüğünde Afrika’nın tenha bir köşesinde bulunuyordu. Oraya gelen gazetelerde şu satırları okudu: “Martinigue’deki yanardağı patlamasında 40.000’den fazla insanın öldüğü tahmin ediliyor…” W. Dunne yazının geri kalan bölümünde patlamanın rüyasında gördüğü şekilde olduğunu okudu. Rüya gerçeğe uygundu… Bu olay üzerine uzun zaman düşünen W. Dunne, seneler sonra ikinci bir
    rüya gördü…

    dinleyen varsa belli etsin
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      Gerizekalı gitmiş bu kadar araştırmış beyin yokki işte tek nedenini ben söyliyim derin uykuda dış ortam etkilemiş seni yani annen sepetle falan gelirken veya bişeyler söylerken senin duyuların harakete geçmiş tesadüfen kalktıgındada annen bişey söylemiş veya kızmış bu hep olan bişey amk ben müzik açıp yattıgım zaman rüyamda youtubeye facebooka falan giriyom
      ···
    2. 2.
      0
      @pileykoy haklisin aq bu gerizakida bi tak sanmiş
      ···
  3. 3.
    +24 -1
    Dunne Bu rüyasında: “Yüksek demir parmaklıklarla çevrili iki tarlanın arasındaki yolda yürümekteydi. Aniden tarlanın birindeki bir at kişnemeye ve hiddetle tepinmeye başladı. Parmaklığa göz atan W. Dunne’nin içi rahatladı. Hayvan bunun üzerinden atlayamazdı. Fakat birkaç dakika sonra arkasında nal sesleri duyarak başını çevirdiğinde, azgın atın arkasından geldiğini gördü.”
    Ertesi gün mühendis kardeşi ile balığa çıkmıştı. Yolda giderken bir aralık kardeşine: “Şu ata bak” diye haykırdı. Etrafına bakındığında, rüyasında gördüğü yerde atın durduğunu hayretler içinde farketti. Yüksek parmaklığın arkasında da rüyasında olduğu gibi bir at çılgınca tepinmekle meşguldü.
    W. Dunne: “Her şey rüyamdaki gibi olacak değil ya… Bu atın parmaklığı aşabileceğini zannetmiyorum” dedi. Fakat daha sözlerini bitirmemişti ki, at, parmaklığın üzerinden atladığı gibi üzerlerine saldırdı. iki kardeş zar zor kaçarak kendilerini kurtarabildiler. Bu olay W. Dunne’i çok etkilemişti. Atın saldırması değil, rüyasının gerçekleşmesi onu oldukça rahatsız etmişti…
    W. Dunne bu türden rüyalar görmeye devam etti. Rüyalarda şaşılacak bir şey yoktu… Şaşılacak olan bu rüyaların gerçekleşmekte olduğuydu!
    ···
  4. 4.
    +9
    Beyler dinleyen varmı duvara anlamak istemiyorum
    ···
  5. 5.
    +19 -1
    W. Dunne ilk önceleri geleceğe ait olayları görme duyusunun yalnız kendisine ait olduğunu zannediyordu… Ama bu tip olaylarla karşılaşan arkadaşlarım dinledikten sonra, bu olaylarla karşılaşan çok sayıda kişinin bulunduğunu farketti. Bu da onu araştırmaya ve olayın ardındaki gizemi çözebilmek için büyük bir çabaya yöneltti.
    ilk araştırmaları, insanın geleceği görmesine engel olan şeyin uykuda bazı şartlar altında ortadan kalkabildiği gerçeğiyle karşılaşmasını sağladı. Fakat herkes bu şekilde geleceği göremiyordu. Kaldı ki birçok kişi uykudan uyandıktan sonra rüyalarım unutuyordu. Bu da ayrı bir sorundu. Belki de birçok kişi gelecekle ilgili bilgiler almakta fakat daha sonra uyanınca bunu unutmaktaydılar…
    W. Dunne çalışmalarını sürdürürken rüyalarını unutmamak için kağıdını kalemini yatağın kenarında bulunduruyor ve gördüğü rüyaların tümünü uyandıktan sonra derhal not ediyordu. Tanıdıklarına da, rüyalarını bu şekilde kaydetmelerini söylüyordu.
    ···
  6. 6.
    +8
    Oxford Üniversitesi’nin öğrenceleri arasında yapılan bu tip deneyler; şaşırtıcı sonuçlar verdi. Geleceğe ait rüyaların geçmişe ait olanlardan çok daha fazla olduğu ortaya çıktı!…
    “Zamanla Bir Tecrübe” adlı eserini bu araştırmalara dayanarak yazdı. W. Dunne daha sonraları, rüyaların geleceği öğrenmek için tek yol olmadığına karar verdi. Çok geçmeden uyanıkken de geleceğe ait bazı kehanetlerde bulunabildiğini keşfetti. Örneğin bazen hiç okumadığı bir kitabı eline alarak bunun içindeki olaylardan bahsedebiliyordu.
    W. Dunne gördüğü rüyaların gerçekleşmesinden çok etkileniyordu. Bu olaylar, kendisine görünmeyen bir alemin görünmeyen bazı prensiplerini görünür kılıyordu. Ve sonunda insanın içinde büyük bir sırrın saklı olduğu gerçeğini kabul etti. Yaşamı boyunca çok sayıda insanın haberci rüyaları ile ilgili geniş bir araştırma yapan W. Dunne, özellikle kendisine anlatılan rüyaların içlerinden birkaç tanesini hiç ama hiç unutamadığını ifade etmiştir…
    ···
  7. 7.
    +3
    Cayceyi anlatmaya başlıyorum
    ···
  8. 8.
    +9 -2
    Medyumluk yeteneği ve psişik güçleri çok küçük yaşlarda ortaya çıktı . Edgar Cayce küçükken hastalanmış komaya girmişti . Köyündeki doktor tüm çabalarına rağmen onu komadan çıkaramamış , bu haldeyken Cayce konuşmaya başlamış: " Enseme bir beyzbol topu çarptı . Özel bir yakı yapın ve enseme kuvvetlice basın. Acele edin, yoksa beyin zarının zarar görme ihtimali var ." demişti. Sonra yapılacak yakının formülünü vermişti. Ailesi başka çare olmadığı için denilenleri uygular ve akşama doğru ateşi düşen Edgar, ertesi gün ayağa kalkar. Fakat komadayken söylediklerini hatırlamıyordu ve formül için isimlerini verdiği bitkilerin çoğunu tanımıyordu . [ 3] Cayce, Altı yaşındayken ailesine daha önce ölmüş olan akrabaları ile iletişim kurulabileceğini ve görüşülebileceğini anlatmıştı . Daha sonraları ise okul kitaplarının üstüne başını koyarak uykuya dalıyor, uyandığında hiç çalışmamış olduğu halde kitapta yazılanları ezbere biliyordu . [ 2] Bu garip yeteneğini giderek yitiren Edgar, ailesinin maddi yetersizliğinden dolayı on üç yaşında okuldan ayrılıp çalışmaya başladı. [ 4] Yirmi bir yaşında bir mektup kağıdı fabrikasının temsilcisi oldu ve o dönemlerde bir tür gırtlak felci geçirerek sesini kaybetti . Pek çok doktora gittiyse de hiç biri bu durumu düzeltmeyi başaramadılar ve son çare olarak hipnoza başvuruldu
    ···
  9. 9.
    +8
    Edgar Cayce, Trans halindeyken geçmiş ve gelecekle ilgili bütün sorulan rahatlıkla yanıtlıyor; geçmişten ve gelecekten haberler verebiliyordu. Uyandığı zaman bunların hiç birini hatırlayamaması da konuyu daha ilginç bir hale getiriyordu. Bu da, onun gerçek anlamda bir transa girdiğinin en büyük göstergesiydi...
    Edgar Cayce 19011945 yıllan arasında transa girerek çok sayıda kehanetlerde bulundu. Buları toplayıp arşivleyen ARE Derneği (Association for Research and Englightenment, Virginia Beach) kayıtlarında tuttuğu Edgar Cayce'nin çok sayıdaki kehanetiyle ilgili çalışmalarına günümüzde halen devam etmektedir.
    I. Dünya Savaşı bittiğinde Edgar Cayce şöyle diyordu: "Eğer Ver say Konferansı başarılı geçerse, dünya barış dolu bir bin yıl geçirecektir. Eğer başarısız otursa; insanlık 1940 yılında ikinci ve çok daha dehşetli bir savaşa sürüklenecektir."
    ···
  10. 10.
    +5
    Gerçekleşen Kehanetlerinden Birkaçı
    Wall Street'in iflasını ve Ekonomik bunalımı, Hindistan'ın bağımsızlığını kazanmasını, Hitler'in düşüşünü, Sovyetler Birliği'nin güçleneceğini, Amerikan Başkanları'ndan Kennedy'nin görevi sırasında öldürüleceğini, Lazer ışınlarının kullanılacağını, Bimini yakınlarında tarih öncesi devirlerle ilgili (Atlantis) kalıntıların bulunacağını çok önceden söylemiştir.
    Gerçekleşen ve gerçekleşmeyi bekleyen kehanetleri arasında yeryüzündeki depremlerle ilgili açıklamaları da bulunmaktadır.
    Japonya'nın büyük bir bölümünün suya gömülmesi, San Francisco ve Los Angeles şehirlerinin depremler sonucu tamamen yerle bir olacağı, daha sonra New York'un yıkılacağı, Atlantik Okyanusu'nda kıtaların yer değiştirmesi ve jeolojik diğer değişimlerle birlikte Batık Ülke Atlantis'in yeniden suların üstüne çıkacağı ve böylelikle tarihin geçmiş dönemlerindeki birçok gizemin aydınlanacağı; gerçekleşmesi beklenen ciltler dolusu kehanetlerinden yine sadece birkaç tanesidir.
    Atlantis henüz suların üstüne çıkmadı ama suların altında olduğu ve aynen Edgar Cayce'nin söylemiş olduğu yerde bulunduğu geçtiğimiz yıllarda ispat edildi. Edgar Cayce 1940 yılında yine bir trans halindeyken: "Poseidia Atlantis'in yükselecek ilk kısımlarında yer alacaktır" diyordu. 1933 yılında ise, Atlantis'in yeniden keşfedileceğini söylerken, Poseida'nın Florida açıklarında Bimini'nin yakınlarında olduğunu ileri sürüyordu. Yıllar sonra Edgar Cayce'nin yine yanılmadığı ortaya çıktı. Bimini bölgesinde araştırmalar yapan Dr. J. Manşon, Jack Mayol ve Harold Climo 1968 yılında Okyanus'un altında yeralan; taşlardan yapılmış yollar, büyük bir duvar ve yapılar keşfettiler. Bimini Duvarı olarak dünyaya duyurulan bu haber yine Edgar Cayce'nin hatırlanmasına sebebiyet vermişti...
    ···
  11. 11.
    +8
    Bana göre asıl gelecek insanların beynindedir , davranışlarında değil . Ne olursa olsun ölümden kacamayacagimiz gibi gelecekten de kacamayiz ve olacaklar olur . Beynimzin bulunamayan bir bölümünde gelecek var bence ve bu gelecek bölümü insanın kaderidir
    ···
  12. 12.
    +8 -1
    Bu aralar beynimi kurcalayan bu konu beni daha da ileriye zütürecek ve eğer bu konuyu cozersem geleceği de çözmüş olurum
    ···
  13. 13.
    +5
    Bundan 2 veya 3 yıl önce de gördüğüm başka bir rüya şöyleydi okulda yanlışlıkla yok yazılıyordum ve ertesi gün okulda yok yazılmıştim bu da beni etkilemişti
    ···
  14. 14.
    +1
    Devam mı beyler ? Daha yazacak çok şeyim var ? Anlatacağım kahinler vs vs
    ···
  15. 15.
    +2
    Muhiddin Arabi
    islam düşünürleri ve alimleri arasında ayrıcalıklı bir yeri olan Muhiddin Arabi , geçmiş ve gelecek hakkında verdiği bilgilerle de kendisinden söz ettirmiştir. Geçmiş ve gelecekle ilgili bilgilerin de yer aldığı 500’den fazla eseri bulunmaktadır. Önemli eserlerinden biri olan “Fütuhatı Mekiyye”de ruhlarla görüşülebildiğini açıklar. Ruhlarla görüşmesinin nasıl olduğunu da üç maddeyle özetler:
    l- Rüya yoluyla,
    2- Onların ruhaniyetlerini davet edip görüşerek,
    3- Bedenimden ruhumu ayırıp, onların yanına giderek.
    “Tabutüs Sekine” adlı eserinde ise şöyle der: Allahü Teala bana öyle nimetler ihsan etti, bildirdi ki, istesem kıyamete kadar gelecek tüm velileri, kutubları, isim ve nesebleri, olayları bildirebilirim. Fakat bazıları inkar ederler de manevi kazançlarından kaybederler diye korkuyorum.
    ···
  16. 16.
    +2
    Ancak yine de gelecek ile ilgili bazı olayları kitaplarında bildirmiştir. Hatta Nostradamus’un Muhittin Arabi’nin bu kehanetlerinden alıntılar yaptığı da bazı araştırmacılar tarafından iddia edilmektedir. Yaşamı sırasında yoğun eleştirilere maruz kalan Muhiddin Arabi vefatından kısa bir süre önce şöyle bir kehanette bulunmuştu: Sin, Şın’a gelince, Muhiddin’in kabri ortaya çıkar. Sizin taptığınız, benim ayaklarımın altındadır. Bu sözleri dinleyenler hiç bir şey anlamadılar. Bu sözlerden kısa bir süre sonra 78 yaşında Şam’da vefat etti…
    Ona düşman olanlar, mezarının üzerini çöplerle doldurdular. Aradan yıllar geçti. Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Han Şam’a geldi. Kabrini buldurup üzerindeki çöplerden temizletti. Üzerine bir türbe yaptırdı. Muhiddin Arabi’nin ölmeden önce sizin taptığınız benim ayağımın altındadır dediği yeri kazdırdı. Kazılan yerden l küp altın çıktı. Böylelikle Muhiddin Arabi’nin “siz Allahü Teala’ya değil de paraya tapıyorsunuz” dediği anlaşıldı. “Sin, Şın’a gelince” sözünün de ne anlama geldiği böylelikle ortaya çıkmış oluyordu. Muhiddin Arabi Arapça olarak Sin harfiyle Selim’i; Sın harfiyle ise Şam’ı ifade etmişti. Kehanetinin tüm ayrıntıları böylelikle ortaya çıkmış oluyordu…
    ···
  17. 17.
    +1
    Araştırmalarımın sayfa linkini isteyen varsa özelden atabilirim . Gerek Türk siteler gerek yabancı siteler var ve ilginizi çekeceğine eminim dediğim gibi özelden isteyen varsa atabilirim
    ···
  18. 18.
    +2
    Son söyleyeceklerim şunlar beyler belki şimdi olmasa da gelecek nesillerde insanlar beyinleri tamamiyle çözebilirse geleceği gormek mümkün olacaktır . Gelecek geçmişe göre şekillenir ama geleceği bilerek hayatımızı da ona göre şekillendirebiliriz . Gelecek beyindedir . Yaşanacak olaylar önceden planlanmış şeylerdir . Benim soyleceklerim bu kadar kendinize iyi bakın
    ···