rüya

ruh bedeni'nin dünyevi beden ile birlikte yaşadığı hayatın simülasyonudur rüya. rüyanın başını hiç bir zaman hatırlamayız, aynı şekilde doğduğumuz günü de hatırlamıyoruz. veya bir mühlete kadar dünya üzerinde ne yaptığımızı hatırlamıyoruz. rüya ve insanoğlu'nun yaşadığı dünya aslında aynı mesajı veriyor. ölüm bir son değilse eğer muhtemelen uyandığımız yerde de "bir rüya mı gördük biz" diye soracağız kendi kendimize. bir rüya ortalama 40-50 saniyede gerçekleşiyor beyinde fakat rüya içindeyken sanki saatlerce o anı yaşamışız gibi hissediyoruz. aynı şekilde ölümden sonra ruh, gideceği yerde de aynı hisleri hissedecektir. doğum nasıl bir mesaj veren simülasyon ise rüyalar da aynıdır.

aslında kainattaki her madde'de bu geçerlidir. ilk an hiç bir zaman hatırlanmaz, görülmez. sanki bir güç bir şeye ol der ve sonrasında şekillenen madde bilmesi gereken kadar bilir.

zaten gerçeğe dönüşebilir. Zor olan onu rüya olarak korumak.

dün gece gördüğüm tak. rüyamda kız arkadasımın odasına giriyordum. yuzunde garip bir telaş vardı. gardrobundan ses geldi birden ve açtıgımda gözlerime inanamadım. atın teki cıktı ve yuzume bakıp odayı kişneyerek terketti amk.
ayrıca

(bkz: rüya tabirleri)

Berrak bir suda yüzüyordum, su o kadar şeffaftı ki derinliğine rağmen en dibi bile en ince ayrıntısına kadar görünüyordu. Güzeldi.

Her adım anladım seni bana bağladı,
Adı mutluluktu ağladım,
Nerdesin bitmesin buraya kadarmış sevgilim,
Elveda diyen senmisin Gitme dur sakın,
Acıyor içim sensiz gitme sevgilim,
Mutlu olsanda bensiz,
Belki bende hata yaptım,
Seni sevdim tek biran pişman olmadan,
Çok düşündüm çok yalvardım,
Tanrım alma canımı,
Teniyle bir gün buluşmadan,
Belki şimdi belki asla,
Ya ölüm ya aşk istedim dudağından,
Uyuyorsam bırak lütfen,
Sen kal aşk ben giderim,
Buralardan sabah olmadan…

bugün biraz duygusalım pijler, ellemeyin.

Bugün gördüm.
Tekrar uyumak istedim ama olmadı.
Ne güzel bir şeydi o öyle.

gözümden siyah kemik çıkıyordu
kötüydü

hande yener ve ciksendört'ün ırzına geçtiği muhteşem şarkı. tayfun ünlü nasıl izin verdi aklım almıyor arkadaş.

tek mutlu olduğum yer.

Aya gittim lan ciddi ciddi aya gittim. değişik şekillerde gezegenler gördüm.

Ağlattı...

Savaştaydık ve kaybettik. Yanımdaki son adam ölünce kafama sıktım. hissettim, vurulduğumu hissettim. Başta ufak bir saniyelik bir cızırtı sonra pıts sesi ve ardından gözlerim kapandı.

Uyandım sonra ilerde yerde yatan yarı uyanık babamı gördüm sarıldık. Yerden kalkıp ilerdeki sağlık ocağına gittim sarışın bir hemşire vardı. saçıma şampuan falan sürüyordu. Ben de ona hayatım boyunca kurabileceğim belki de ne karizmatik cümleyi kurdum'saçımdaki şampuanla uğraşacağına kafamdaki mermiyle uğraş aptal sarışın'

Saçımdaki şampuanla uğraşacağına kafamdaki mermiyle uğraş aptal sarışın

uh bedeni'nin dünyevi beden ile birlikte yaşadığı hayatın simülasyonudur rüya. rüyanın başını hiç bir zaman hatırlamayız, aynı şekilde doğduğumuz günü de hatırlamıyoruz. veya bir mühlete kadar dünya üzerinde ne yaptığımızı hatırlamıyoruz. rüya ve insanoğlu'nun yaşadığı dünya aslında aynı mesajı veriyor. ölüm bir son değilse eğer muhtemelen uyandığımız yerde de "bir rüya mı gördük biz" diye soracağız kendi kendimize. bir rüya ortalama 40-50 saniyede gerçekleşiyor beyinde fakat rüya içindeyken sanki saatlerce o anı yaşamışız gibi hissediyoruz. aynı şekilde ölümden sonra ruh, gideceği yerde de aynı hisleri hissedecektir. doğum nasıl bir mesaj veren simülasyon ise rüyalar da aynıdır.

aslında kainattaki her madde'de bu geçerlidir. ilk an hiç bir zaman hatırlanmaz, görülmez. sanki bir güç bir şeye ol der ve sonrasında şekillenen madde bilmesi gereken kadar bilir.

Görüyor yazık..

Na giren onca yüzün yalanına uyanmak...

bunların hepsi bir gerçeklik payı yok ama yine de seviyorum bunu

Rüyamda yarım şişeden daha fazla şarap tüketiyordum. Bir an gerçek sandım. ilk bir şey olmadı sonra bir ayağa kalktım nasıl başım dönüyor. Ağzımdan cümleler dökülmek istiyor dökülmüyor. Sersem gibiydim vay be. Gerçek kafası da öyle mi acaba. Hoşuma gitti rüyamdaki hali xd

Yoruyor beni.

2-) latif diye bi arkadaş vardı. Ben o ve 3-4 kişi daha sokakta yürüyoruz. Eski bir mahalle ama. Latif diyor ki gelin kitap alalım. Bir depo gibi bir yere giriyoruz. Kapısı açık bırakılmış. içerde geçen yıl 150 tl verip aldığımız kitaplar var. Hepimiz alıyoruz birer tane. Dışarı çıkıyoruz latif bağırıyor geliyorlar kaçın diye. Kaçıyoruz ama nasıl kaçmak amk. Onlar 3'ü başka yola sapıyor ben eve kaçıyorum. Hepimiz aynı evde yaşıyormuşuz meğer. Ben gidiyorum eve. Ev dediğimde bizim korkutelideki eve benziyor. Evde babaannem var. Hoşgeldin bennet diyor. Hoşbulduk babaanne diyorum tam eve gireceğim bi kedi sesi duyuyorum. Babaannem diyorki baksana kedi ağlıyor. Neden ki diyorum. Kimse sevmiyormuş baksana diyor. Kedi bayağı ağlıyor amk. yanıma geliyor beni sev diye tekrar ediyor.tam seveceğim yılan gibi bişeye benzetiyorum korkup dokunamıyorum. Kapıdan girene kadar kovalıyor beni. Kapıda annemle karşılaşiyorum anne şu kediyi az sevsene bak ağlıyor diyorum. Annemle sarılıyorlar. O arada evi adamlar basıyor amk. Hemen kitabı saklıyorum. Adamlar arıyorlar evi kitabı bulamıyorlar. Tam adamlar giderken bababaannem pişi yapmış adamlara veriyor. Adam en son evden çıkıyordu sonra uyandım.

Edit;imla