Hafta sonu yapacağım dağ gezisi için vera ile konuşmaya karar vermiştim geziyi anya aklıma düşürmüştü o benden istediğini aldığı için hafta sonunu onunla geçirmeme gerek kalmamıştı. Vera ile görüşmemde kendisi içinde iyi olacağını ama dağları ve dağ yollarını bilip bilmediğimi sormuştu birkaç defa demirin mekanına gitmiştim o da dağlarda idi ama başka mekan bilmiyordum.
Demirle görüşüp mekanlar ve gidilebilecek ıssız yerler için fikir almam gerekiyordu ayrıca oraya gidebilecek birde araba bulmam gerekiyordu demirin arabası için davernasım (arabayı kullanma izni sahibinin dışındakilerin kullanabilmesi için gerekli olan belge) vardı ama onun arabası oraya çıkabilecek bir araba değildi yolda kalacağımız belliydi yazın sorun olmazdı ama kışın o karda kıyamette oraya 4 x 4 bir araç olmadan çıkamazdım.
Allahtan gündüz vardiyasında olduğu için demirle bütün bunları değerlendirmiştik bana gidilebilecek mekanları harita üzerinde göstermiş kendi dağ evinden yola çıkarak bazı krokiler çizmişti gidilebilecek mekan fazlası ile mevcuttu sadece oraya çıkacak bir araç gerekliydi param vardı alabilirdim ama daha mal alma ve satma iznim yoktu bu yüzden birinin arabasını onun verdiği izin ile kullanabiliyordum.
Araçsız gidemezdim geziyi planlamak yetmiyordu. Her zaman aklımda araba almak vardı ama alma iznim olmadığından bir şey yapamıyordum.
Demirle birlikte anos ve ruka iz ruka adlı ilan gazetelerini inceliyorduk amacım kiralık araba bulabilmekti Rusya’da pek rent a car firması görmemiştim belkide hiç yoktu şuanda bile bir bilgim yok aslında. Demirde benim gibi yabancı idi bu konuya sonuçta araba kiralama olayını hiç anlamıyordu. Bana idare edebilecek bir araba almamı isterse kendi üzerine yapabileceğimi söylemişti ramsesden sonra güvendiğim tek insan oydu ve fikir hiçte kötü durmuyordu 1500$ 2500$ dolar arası bir suv bulabilirsek neden olmasın alabilirdim fazlasını almaya gücüm vardı ama gerek olduğunu düşünmüyordum.
Biraz araştırma yaptıktan sonra bir 1994 model mitsubishi pajero hoşuma gitmişti biraz yaşlı bir arabaydı 12 yaşında idi ama fiyat olarak 2400$ fiyatı ile alına bilecek bir rakama sahipti sanırım bana kalsa direk gider parasını verir alırdım ama demir pazarlık etmeden almayız biraz daha aşağı bir fiyata çekeriz dur bakalım arayalım şu aracın sahibini son teklifi nedir ?

Aracın sahibiyle sıkı bir pazarlık ettikten sonra 50$ gibi saçma bir indirim ile arabayı 2350$ a satın almıştık tek yapmamız gereken satış işlemini bitirmek ve adamın parasını vermek için elemanla buluşmaktı gün içerisinde yapılabilecek bir işti ve ben fazla bekleme taraftarı değildim fakat demiri vardiyasından çıkartamazdım o olmasa vardiya züt olurdu saat 4 de kadar bekleyecektik.
Bu zamanı değerlendirmek için arabanın sahibini fabrikaya çağırmıştım aracı getirmesini ve gerekli belgeleri hazırlayacaktık daha sonrası noterde bitecekti bu arada arabayı deneyecek yakında gözmelyebilecektik.
Arabanın sahibi saat 2 gibi fabrikaya gelmişti biraz arabayı incelikten sonra birkaç test sürüşü yapmış karlı yollarda ne yapmam gerektiğini dağa çıkarsam başıma gelebilecekleri nasıl atlatabileceğimi adamdan öğreniyordum. Nede olsa uzun zamandır 4x4 kullanan birisi benden fazlası ile tecrübeliydi.

Saat 15:30 a kadar adamla oyalandıktan sonra demirin vardiya teslimini yapmasını bekledik ve demirin gelmesi ile birlikte notere doğru yola çıktık. Yolda arabayı demir deniyor ses vs.. kontrol ediyordu pek anlamam arabalardan sürerim ama motordu sesdi gibimde olmazdı.

Notere saat 16:20 gibi girdiğimizde bizim önümüzde tek kişinin olduğunu fark ettik şanslıydık pek kimse yoktu o saate.
Noter memuresinin başının üst kısmını görebiliyordum tepesinde güneş gözlüğü ile deliler gibi bir şeyler yazıyor mühürlüyor tekrar imzalıyor çiziyor karalıyordu amk karısı resmen kağıtlarla kavga ediyordu. içimden bunlar ne kadar çok seviyor kağıt evrak işin amk diye geçirdim ve sıra bize gelmişti.

Demir ve satıcı adam araç için satın alma işlemlerini yapıyor bende arkadaki koltukta oturmuş bunları bekliyordum birden demir bana seslenerek parayı getirmemi söyledi ayağa kalkıp yanlarına gittiğimde masanın arkasında duran hatunun afeti derya bir hatun olduğunu anlamıştım memeleri ve yüzü çok güzeldi ama aşağıları fazla göremediğim için standar içi veya dışı diye bir eleştiri yapamıyordum demir arasıra gözümün içine bakıp karıyı işaret ederek dil atma hareketini yapıyor dikkatimi dağıtıyordu bu binle bir dakika bile ciddi bir iş yapılmazdı aslında neyse hafızama yazmıştım o hatunu kontrol etmem gerekiyordu.

Aracın satın alma işlemleri sonrasında demirin yazdığı davernas ile arabanın anahtarlarını alıp demiri eve bırakmak için yola çıkmıştım bin yolda eve gidene kadar noterdeki karıyı nasıl gibeceğinin 20 farklı yolunu benimle paylaşmıştı. gib sonrada bana gibtir diye önlerden yerimi ayırtmıştım.

Araba ile veranın evine giderek ona bir sürpriz yapmıştım arktık arabamız var malışka istediğimiz zaman istediğimiz yere gidebiliriz taksiye son diye eklemiştim vera benim ve kendisi adına çok sevinmişti artık arabamiz var dediğinde onunla paylaştıklarımın sadece yatak olmaması nedense beni etkilemişti zaten onun dışındaki hiçbir hatun o cümleyi kurmazdı. Ben araba seven bir adam değildim hani ihtiyaç olmasa gibimde olmazdı ama verada kullanabileceği için her ikimiz içinde iyi olmuştu.

Hafta sonu için hazırlık yapmaya başlamıştım ruslar pek koyun eti yemezler koktuğunu söylerler ama ben seviyorum mangalda yapması daha güzel oluyordu .
Arap bir kasaptan helal 3 kilo helal koyun eti almıştım biraz kuyruk yağı ile birlikte.
Eti terbiye edecek ve 2 gün sonraki gezimiz için hazırlamalıydım ramsesten yardım almıştım çok fazla bildiğim bir konu değildi oda ebemi gibmişti etin tüm sinirlerini temizletmiş bir kilo kefir biraz ay çiçek yağı ve biber salçası (memodan kalma bir kavanoz vardı Türkiye’den getirmişti adam karı gibi yemek yapıyordu) hepsini et ile birlikte karıştırıp buz dolabına koydurmuştu 2 gün beklemez ama diye ekledi ve buz dolabının derecesini sonuna kadar açtı zaten dolapta fazla bir şey yoktu amk çoğu içki.

Rusların şampur dedikleri kebap şişleri vardı ama bildiğin dana asıp pişire bilirdiniz normal bir et tikeleri yoktu adamların bir kebap şişinde300 400 gr et oluyordu bu şişlerle mangal yapamazdım bende fabrikadaki mekanikçilere şampurları insani standartlara getirmelerini söylemiştim 20 adet şişi kullanabileceğim bir bir seviyeye getirmişlerdi aksi halde at gibine konmuş kelebek gibi duracaktı etler.
Artık her şey hazırdı cumartesi sabah 8 gibi yollara düşmüştük ilk hedefimiz demirin eviydi çükü haritadan çok onun verdiği krokileri anlayabiliyordum her ne kadar rusça bilsemde kril alfabesini çok fazla okuyamıyordum. Demirin evinden referans alarak güzel bir nokta bulmuştum hiç kimsenin olmadığı yazları piknik yapmak için dizayn edilmiş taş ve tahta masaların olduğu bir alandı.
Geldikten sadece 10 dakika sonra orman korucularını görmüştüm amk yanlızdık hani lan kimse gelmezdi buraya diye içimden geçirdim.
Bizi gören koruculardan birisi gelerek kimliğini gösterip bize kendisini tanıtmıştı adam buralarda piknik yapmanın tehlikeli olduğunu 2 hafta önce bir kurtların piknikçilere saldırdığını anlatınca korkmuştuk adam haklı olabilirdi kışın o karda kıyamette mangal yakacaksın ve ıssız ormanda hiçbir yırtıcının ilgisini çekmiceksin bunu hiç düşünmemiştim adamları davet edip eti beraber yerdik ama beim amacım sadece et değildi.

Vera ile bir birimize bakıyorduk birden demirin evi aklıma gelmişti oraya gidebilirdik o bekçinin söyledikleri yüzünden korkmuştum evin etrafı da ıssızdı ama bir şey olsa içeri kaçabilir koruna bilirdik fakat anahtar yoktu 60km geri dönüp şehre gidip anahtarı almam bir sürü zaman kaybına neden olacaktı.
Şansımızı denemek için dağ evinin yolunu tutmuştuk.
Eve geldiğimizde tahta kapıyı açabileceğimi ama kilide zarar verirsem geri dönüşümde kapının açık kalabileceğini fark etmiştim biz orada iken sorun yoktu kapının arkasına bir şeyler koyup kapalı kalmasını sağlaya bilirdim.
Demiri arayıp olayı anlattığımda tereddüt etmeden kır demişti sonra iple bağla ama sabah arabayı bana ver gidip tamir edeyim gelemiyordu kışın o arabadan başkası zor çıkardı oraya.

Kapıyı kırıp içeri geçtik ve malzemelerimizi yerleştirip evin önüne içerideki masayı çıkardık hava soğuk ama güneşli idi güneş olduğu sürece hem güvende hem,de ısına biliyorduk ben ellerimle veraya hazırladığım etleri pişiriyor o ise omuzlarımdan bakarak nasıl pişirdiğimi anlamaya çalışıyordu ilk defa koyun eti yiyecekti kokmasından korkuyor ama bana,da güveniyordu.
Beklediğim gibi olmuştu etleri çok beğenmiş ve güzelce yemişti bende rahattım o huzur ve özgürlük beni kendime getirmişti dışarıdaki masada oturmuş temiz hava güneş ve şarabın tadını çıkartıyorduk.
Aslında o çıkartıyordu ben ise onun tadını çıkartmak istiyordum sandalyesinden kaldırıp kucağıma oturtum ve öpüşmeye başladık uzun süreli sevişmemizden sonra ayağa kalkıp pantolonunu aşağı

doğru indirdim ve sandayeye ellerini uzatarak açılı bir pozisyona soktum açık havada olduğumuz için vücudumuzun dışarıda kalan yerleri üşüyor bir birimize değen yerlerimiz ısınıyordu bu ısı dalgalanmaları arasında ara sıra hapşursakta halimizden memnunduk vücudumuzdaki adranalin seviyesinin artması ile artık üşümüyor tam tersine yanmaya başlamıştık nefeslerimizden oluşan buharın artması buna en güzel örnekti farklı bir duyguydu açık havada eksi 5 derecede sex yapıyorduk ve ilginç bir deneyim olmuştu.
O akşam dağ evinde kalmaya karar vermiştik adamın kapısını kırmıştık ve sabaha kadar açık kalmasına gönlüm el vermiyordu.
Kalan erzaklar la birlikte eve geçmiştik ben dışarıda kırılmış olan odunlardan biraz evin içine depolamıştım gece dışarı çıkmayı pekte istemiyordum içerideki kuru odunlar yanar iken dışarıdan getirdiklerim ısınacak ve sabaha kadar içerinin ısısını korumama yardım edeceklerdi.

Dağ evinde tv radyo gibi teknolojik aletler yoktu saat 5 gii hava kararmıştı bile tek yapabildiğimiz oturup sohbet etmekti ayın ışığı gecenin karanlığını yarıyor evin içerisini aydınlatıyordu gaz lambalarımız vardı ama ay ışığı olduğu sürece yakmayı düşünmüyordum koltuklardan birisini kapının arkasına koyarak dışarıdan gelecek tehlikeleri önlemiştik.

Bir erkek ve kadın soğuk bir kış gecesinde ay ışığı altındaki sıcak kulübede ne yaparsa onu yapmaya başlamıştık bir birimizi azdırıyor küçük oyunlar oynayarak eğleniyorduk. Bu oyunların sonunda gülüşmeler ve öpüşmelerimiz oluyor bazen abartık sex yapmaya kadar yeltenip yeniden eski halimize geliyorduk direk sex yapmak bana eğlenceli gelmiyordu ama bu tür oyunlar ve birlikte geçen güzel zaman veraya olan hislerimin sexten öte daha derin olduğunu kanıtlıyordu bir yandan korkuyordum aşık olmak istemiyordum ama vera gibi bir kadın ve aşksız bir hayat uzaydaki yaşam gibiydi.

Gecenin ilerleyen saatlerinde bir çok kez deliler gibi sevişmiş birbirimizi tatmin etmiştik sabaha kadar bir çok kez uyanmış ve ateşi tazelemiştim onun üşümesine dayanamazdım ne oluyordu lan bana aşıkmı olacaktım bunu yapamazdım yapmamalıydım.

Sabah güneşin doğması ile birlikte onu öperek uyandırmıştım benim pekte uyuduğum söylenemez aslında sabaha kadar odun ve ateşle uğraşmış şöminenin sönmemesini sağlamıştım ortalama saat başı bir odun atarak içeriyi sıcak tutmaya çalışıyordum.
Etrafı toplayıp dışarı çıktığımızda çöplerin dağıldığını ve yerde bir çok iz olduğunu görmüştüm elime aldığım bir sopa ile verayı gerekirse canım pahasına koruyacaktım
Hayatım fazla oyalanma dün gece sanırım misafirlerimiz varmış ne ne oldu anlamadım diye dışarı çıktığında yerdeki izleri göstermiştim sanırım bekçinin söylediği kurtlar dün buradaymış ama nasıl hiçbir şey duymamıştım amk sinsileri.
Fazla oyalanmadan evimizin veranın evinin yolunu tutmuştuk bile yolda demire uğrayıp olanları anlattıktan sonra onuda alıp veranın evine gitmiştik bizi bırakan demir kardeşini ve av tüfeğini alacağını ve dağ evindeki kapıyı tamir etmeye gideceğini söyleyip uzaklaşmıştı.

Kışın gibseler daha çıkmazdım dağlara

Macera dolu bir hafta sonu atlatmıştık artık şehir hayatına dönüp önümdeki fırsatları değerlendirmem gerekiyordu vera ile geçirdiğim her gün ona olan bağlılığım ona olan duygularım değişiyordu. 1 Haftada bir görüşüyorduk bazen 2 haftada bir görüştüğümüz zamanlar oluyordu eğer her gün görüşecek olursam onunla evlenmeyi bile düşünebilirdim fakat daha gençtim 25 yaşlarında bıçkın bir delikanlının hayatını evlilikle sonlandırması kadar acı verici bir olay olamazdı. Yapmayacaktım yapamazdım önüme bakacaktım vera ile arama mesafe koyamazdım ama görüşme zamanlarımızı biraz daha kısıtlı bir hale getirmiştim.

Pazar akşamı demirden arabayı almıştım pazartesi işe arbayla gidecektim artık ulaşımla ilgili bir sorunum yoktu istediğim saate istediğim yere gidebilecektim.
Pazartesi sabahı ofiste anya ilegörüşüp yoga derslerinin nasıl gittiğini katılıp katılamayacağımı sormuştum biliyordum sabahın köründe hiçbir ayyaş erkek o dans okuluna gitmezdi tek erkek olma ihtimalim yüksekti ve yanılmamıştımda.



Anyaya sabah kendisini alıp beraber gideceğimi ama yoga yapma gibi bir derdimin olmadığını sadece merak ettiğim için gitmek istediğimi söylemiştim. En büyük avantajımın kadınların bizdeki gibi Kezban olmamasıydı Türkiye’de olsa ne işin var kadınların arasında delimisin sapık mısın vs.. aklınıza gelebilecek her türlü Kezban dilindeki lafları duyardınız oysa ben anyanın guru doluyürüyüşü ile salona girmiştim eşi ile hava atar gibi bir hali vardı genç yakışıklı arabası olan esmer bir yabancı fazlasına gerek yoktu gurur duymaktan öteye geçmiş resmen karılara hava atıyordu sevgilim bizi izlemeye geldi diye gururlu bir ses tonu ile önündeki guruba beni tanıtıyordu ben ise çoktan bir terminatör edasıyla etrafımdakilerin analizlerini yapıyor standart dışı olanları işaretliyordum aynı filimdekiler gibiydi gözüm hatunu baştan sona inceliyor hatalı bulduğu uzullarını kırmızı renk sağlam gibilebilirtesi yüksek kısımları yeşil olarak analiz ediyordum. Bu şekilde hayal ederek hatunları analiz etmek çok hoşuma gidiyordu onlar ise beni süzüyor bazıları kendi aralarında konuşuyor gülüşüyorlardı.


Tilki kümese girmişti 15 hatun tespit etmiştim bunlardan 10 tanesi +++ sınıfında 4 tanesi ++ 1 tanesi + sınıfında hatunlardı + ve ++ leri direk elemiştim onları gibmemi istiyorlarsa daha çok jimnastik ve yoga yapmaları gerekiyordu bu halde giderleri kesinlikle yoktu.

O zamanlar yoga pantolları yoktu yada vardıysa bile bunlar bir haberlerdi pamuktan yapılmış taytlar giyiyorlardı gerçi şimdinin yoga pantollarıda farklı sayılmazdı .

Bir kenara çekilmiş avını yemek için doğru zamanı bekleyen bir aslan gibi pusmuş hatunları izliyordum. Gözüme bir kaçını kestirmiş deliler gibi gözümle gibmiştim bile buraya uzun süre gelecektim hepsi ile arkadaş olana kadar gelecek ve standarta uyanların hepsini gibecektim artık sabah mekanım belliydi yoga olayından sonra anya ile birlikte işeyerine doğru yola çıkmıştık yolda anyanın arkadaşlarının profillerini oluşturuyordum kim bunlar ne iş yapıyorlar sorular sorup hatun analizi yapıyordum madem gibecektim her şeyi öğrenmem gerekiyordu asla bilmediğiniz eti yemeyin.