Kısa ve öz olarak rusyaya gidme olayımı anlatayım
2001 yılında askerlik görevimi icra etmek için ilk önce Hatay dört yol şoför okulundaki acemiliğimin ardından dilekçe vererek doğuya gitmeye gönüllü olduğumu bildirmiştim bunun üzerine mi yoksa şans eserimi bilinmez Mardin 70, mekanize piyade tugayına usta birliğim çıktı.

Bu askerlik hikayesi değildir sadece yokluğun yokluğunu nasıl çektiğimi anlatmak istiyorum 18 ay boyunca bir tane bile hatun göremedik azgınlık diye belirttiğimiz hormonsal değişimler nedeni ile inmek bilmeyen bir gibe sahiptim.

2003 yılında askerliğimi bitirip memleketime geri döndüm bu kendi işimi kurmak ve hayatıma girecek bir kadın bulup yaşamımı devam ettirmek istiyordum . bunları yapmam çok zamanımı almadı bir işim ve aşkımın olması 3 ayımı almamıştı bile.

Ama bir yerden sonra artık buralardan gitmem gerektiğini anlamıştım anlatmak istemediğim sebeplerden dolayı yurt dışına çıkmam gerekiyordu ve gitmeniz gerekirse nereye gitmek isterdiniz ?
Tabi,ki Rusya.
Birkaç dostumun sayesinde orada olan bir Türk firması ile kontak kurmuştum. Fiyatta anlaştık ve çalışmak için Rusya’nın yolunu tutum.

Atatürk hava limanından Kalkacak uçağımı bekliyordum sağda solda boeing 747ler , airbus lar vs.. varken gele gele yak 42 dandik rus uçağını görünce bir ürperti geldi içime
(bkz: )



Yapacak çok bir şeyim yoktu arkamda gemileri yakmış önüme bakıyordum geri dönemezdim hem en kötü ne olabilir,diki çok ,çok uçak düşerdi amk hayatından kurtulurdum.
Ve 2 saatli yolculuğuma başlamıştım uçaktaki hatunları kesiyor etrafıma bakıyordum. ilk defa yurt dışına çıkacak birisi ne yaparsa bende onları yapıyordum daha yaşım 24 idi.
Ve uçak krosnodar hava alanına iniş yaptı ilk önceleri bayağı bir şaşırdım sanırım yanlış hava alanına geldik burası askeri hava alanı galiba diye içimden geçirdim ama ilerleyen günlerde yanıldığımı anlayacaktım ruslar madalya rütbe gibi olayları aşırı abartıyor ve seviyorlardı 2 yıl çalışmış bir elemanın omuzunda 32 parça yemek seti vardı amk.
(bkz: )



Pasaport kontrol bölümüne geldik bize bir kağıt verdiler doldurun bunu diye az biraz çakma ingilizcemle doldurmaya çalıştım biraz zorladılar ama sonunda pasaport kontrolden geçmiştim ve beni bekleyen fabrika müdürünün ismim yazan kağdı tutuğunu gördüm ve yanına doğru gittim. Birkaç dakikalık muhabbetten sonra. Kalacağım şehre doğru yola çıkmıştık.

Sabah bir servisle evimizden fabrikaya doğru yola çıktı fabrika servisiydi bu aman Allahım sanki güzellik yarışması yapılan bir organizasyonda çalışıyordum her yer amlı doluydu arkadaşım ve ben hariç birde şoför hepsi hatundu .
Servis iyice dolmuştu artık gelenlerin hepsi ayakta yolculuk yapmak zorundlardı bende centilmen türk erkeği olarak ayakta kalan hatunlara yer verecek ilk teşebbüsümü yapacaktım. Gelen ilk hatuna buyur otur dedim Türkçe sanki beni anlıyordu ama el işaretimden olayı çözmüş olacak spasiba diyerek küçük beya poposunu kalktığım yere yerleştirmişti birazdan birisi daha binerse Mehmet yer verir her halde diye düşünüyordum.

Ama düşündüğüm gibi olmadı Mehmet ve sevgilisi yan yana oturuyorlardı servise binen hatunu Mehmet kırık hatta param parça Rusçasıyla itusuda diye çağırdı (idi suda buraya gel demek) ve kucağına oturtu lan noluyor amk mehmete bak karıyı kucakladı kucağına oturan daha sonra tanışacağım karı mehmetin sevgilisi ile sohbet etmeye başlayınca noluyoruz amk ben nereye geldim bunlar bu kadar rahatmı lan diye kendi kendime böbürleniyordum içimden neden yer verdim,ki keşke vermeseydim diye geçiriyor ama nereden bilebilirdim hay amk.

Fabrikaya gelmiştik hemen beni çalışma arkadaşlarımla tanıştırdılar elektronikçiydi ve makinelerin elektronik sorunlarını çözmem gerekiyordu ilk arızanın gelmesi fazla uzun sürmemişti üzerimi değiştirip hemen işe koyuldum.
Hem yazın verdiği sıcaklık hemde makinelerin ısısı yüzünden kadınlar kısacık şortlar ve askılı elbiselerle çalışıyorlardı amk ben böylesini kerhanede bile görmüyordum.
Bir yandan arıza yapıp bir yandan hatunları kesiyorken birden elim sigortanın açık klemensine çarptı ve tüfekle vurulmuş kuş gibi makinenin üzerinden aşağıya düştüm kızlar bakıyor gülüyorlardı ama öyle kezbanımsı ve hor görürcesine değil komikti amk ben olsam bende gülerdim .
Sırt üstü düşmüştüm kendimi toplamaya çalışırken birinin saçlarımı ve anlımı okşadığını fark ettim ellerimden tutup ayağa kaldırdı ve göz göze geldik iri mavi gözleri ve çilli tatlı bir suratı vardı benimle diyalog kurmaya başladı ama dediklerinden bir gibimi anlamadım.
ingilizce teşekkürler diyebildim usulca kafasını sallayıp işinin başına döndü bende dıbına koduğumun makinesi diye birde tekme attım makineye ve arızasını giderip bakım odasının yolunu tutum.

O günü başka arıza olmadan geçirmiştik ama gördüklerimden sonra birilerini artık gibmeliydim.
Akşam mehmete konuyu açtım ağa burada karı kız işleri nasıl oluyor seinin manita varmı filan konuya direk girdim beni gibiştireceksin diyede direttim azmış kudurmuştum.
Mehmet daha yeni tanıştığı birinin olduğunu fakat kendisinin buraya geldiğinde 2 ay hiç hatun bulamadığını benimde 2 ay beklemem gerektiğini 2 ay sonra bulurum istersen gibisine konuşunca dekllendim aga sana yol gösteren yoktu yap bir iyilik bak burada senin benden benim senden başka kimsemiz yok bir birimize sahip çıkalıp zart zurt ne kadar felsefe yapsamda yemedi züt.

Mehmetin eline bakar olmuştum o ne isterse o oluyordu dışarı çıkmak isterse çıkıyor evde oturmak isterse oturuyorduk genelde evde takılmayı seviyordu Mehmet manitasıyla yemek yapıp gibişiyorlardı paso ben gib gibi kalmıştım ortada .
Dil bilmiyor yol bilmiyordum. Dışarı çıksam eve dönemezdim öyleki bakkala yumurta almaya giderken yanımda yumurta kabukları zütürüp satıcı kadına gösteriyordum ve rabia işarti yapıp 4 yumurta istiyordum.
Ama bu dil yol bilmezlik beni yıldıramazdı Mehmet gibi bir adam gelipte burada am gibebiliyorsa benim hayli hayli yapmam gerekiyordu .

Bu arada ondan hiç bahsetmedim 160 boylarında bıyıklı göbekli kel bir tip ben onun yanında bred pit gibi duruyordum ama şans hiç gülmedi yüzüme.
Taki o güne kadar artık bir şeyler yapmalıydım


Bel çantamı boyunuma asıp yollara düştüm ne kadar zor olabilirdiki git gel yaparak numaraları ezberlemiştim hangi otobüs hangi durakta duruyor biliyordum artık şansı denemek için yola çıktım dolmuşa binemezdim çünkü dur demeyi bilmiyordum otobüs her durakta durduğu için rahattım.
Hedefim merkez partı ve 30 dk sonra parka gelmiştim ter temiz bir hava ve hatunların topuk seslerinden başka hiçbir ses yoktu huzur doluydu.
Ne kadar hatun varsa hepsine yazacaktım kafaya koymuştum tek tek gidiyor bel çantamdan pasaportumu gösterip türk olduğumu anlatmaya çalışıyordum iyi hoşta türk olduğumu anlasalar ne olacaktıki türküm diye bana verecek halleri yokya çaresizliğin boyutunu düşünün artık.
ilk küfürü orada öğrenmiştim daha doğrusu sonraları küfür olduğunu anlamıştım idi na huy Türkçe meali gibtir git demek o kadar çok gibtir duydumki hatunlardan artık ezberlemiştim aslında tek bildiğim rusça kelime buydu.
Sanırım bir tanesi bana acıdı ve iletişim kurmaya çalıştı ama pek anlaşamıyorduk yandaki kafeye beni zütürdü bir bira söyledik ben abazanlıktan kıza öyle sokuldumki neredeyse gibecem o safadayım kız sırıtıyor ara sıra ama pekte hoşnut olduğu söylenemezdi.
Birayı bile bitirmeden kaçtı gitti kız artık anlamıştım sadece türk olmak yetmiyordu.
Bu dil öğrenilecekti ve öğrenmem gerekiyordu.