rusya maceralarımı anlatıyorum lan piçler

dıbına koyim bu aralar herkes bişiler anlatıyor.
ben de anlatayım bari.
başlıyorum binler.
gece yaşadıklarımı anlatayım ki aksiyonu bol şeyler anlatmış olalım.

st. petersburg'ta ikinci günüm. enteresanbi şehir dıbına koyim. hava kararmıyor. haziran ortasda gittiğimden "beyaz geceler" zamanına denk gelmişti. hava bildiğin kararmıyor arkadaş. gece 11'de dışarı bi çıkıyosun, öğlen gibi ve hava güneşli. gece hayatı gece 1'den sonra başlıyor. 1'e kadar bütün mekanlar boş, ama sokakta hayat var tabi. kızlar afet.

ilk iki gün dikkatiçi çeken şey hiç esmer erkek olmamasıydı.
rusya'da esmer erkek yok.
biz de esmeriz ya hani. kızların hepsi gibecekmiş gibi bakıyor.
bildiğin kızların tacizine uğradım amk rusya'da bulunduğum sürede. zütüm nasıl tavan yapıyor görmeniz lazım.
"ulan şu karıyı ne giberim varyaa" diyeceğiniz kılar gözünüzün içine baka baka "gel beni gib" diyor resmen.

dıbına koduğumun memleketi öyle bi yer ki her yerden afet karılar çıkabiliyor.
haziran ortasında hava baya soğuktu. ben ceketimi çekmişim üzerime, yolda tir tir titreyerek yürüyorum.
rus bıldırcınların hava gibinde bile değil, çekmiş minisini, üzerine bir badi. victoria's secret defilesinde gibi rahat rahat yürüyorlar. ben de kafayı yiyorum tabi.

neyse gece 1 oldu dıbına koyim. orda okuyan bir tane türk arkadaşım var. binin önde gideni.
özerki diye bi yere zütürdü, ikinci gecem.
xxxx bar diye bir yere gittik.
sonradan öğrendim ki bu bar st. petersburg'un her yerinde varmış nerdeyse. biz özerki'de olanına giriyoruz.
500 ruble bayılıyoruz kapıda. giriyoruz içeri.

mekanda metrekareye 5 hatun falan düşüyor.
nasıl bir yer anlamadım arkadaş.
dışarda kapıda kızlar falan sırada bekliyor, erkekleri önce alıyorlar.
çünkü içerisi karı kaynıyor dıbına koyim.

girer girmez, barın sağ tarafından oturan kızlarla direk gidip konuşmaya başladım.
bu tarz yerlere gittiğinde direk kızlarla konuşmaya başlıcaksın ki özgüven gelsin amk biraz.
sarhoş olduktan sonra özgüveni alıp kızlarla konuşmaya başlarsan ne olduğunu anlamazsın, gibi tutar kalırsın öyle.
gittim kızların yanına konuşmaya başladım.
kızlar mal mal baktılar, ne diyor lan bu gibilerinden.
dıbına koyim, ilk iki kız ingilizce bilmiyolardı. giberler dedim gittim yanlarından.

200-300 kadar kişi vardı içerdi. kızlı erkekli grup yok kadar azdı. bütün kızlar gibiş için gelmiş belli.
dans pistine kadar ilerliyorum. şöyle bir yokluyorum mekanı ne var ne yok diye. bazı hatunlar ikili üçlü şekilde oturuyorlar. karanlık ortam. gelsin de biri benle konuşsun diye bekliyorlar. yaklaşıyorum kızlara.

"selam kızlar, sizin gibi 3 tane güzel kız, ama hiç erkek yok yanınızda. neden" diye soruyorum gülerek.
ingilizce söylüyorum tabi bunları dıbına koyim.
neyseki bu karılar çat pat konuşuyor. biliyorlar konuşmayı. kendime hedef belirliyorum bir tane içlerinden. ama diğer hatunlarla samimiyet kurmaya çalışıyorum başlarda. hedef olarak belirlediğim kızın da ilgisini kaybetmiyorum bu arada. 15 dk. kadar muhabbet ettikten sonra barda takılan arkadaşımın yanına geçiyorum, o da başka kızlarla muhabbet kurmuş. takılıyor. gidiyorum onun yanındaki kızlarla da tanışıyoruz.

bu kızlar daha samimi, dans etmeye kalkıyoruz. benim tanıştığım kızlar nasıl bakıyorlar, görmeniz lazım. "social proof" denilen bir olay vardır. bilenler bilir:) social proof bizde tavan yapmış durumda, yanımızda üç kız dans ediyoruz. diğer karılar da kesmeye devam ediyor beni. bu karılarla barda oturuyoruz, takılıyoruz baya.
ben bi ara tuvalete gidiyorum. Kızlar içeride sütyenlerini, eteklerini düzeltiyor, kapının açık olması ve dışarıda erkeklerin olması hiç giblerinde bile değil.

tuvalete gittim ama giberler tuvaleti diyorum. tuvaletten çıkan karılarla konuşayım lan bari diyorum.
çıkan ilk taş gibi hatuna "hey hey hey" diye yaklaşıyorum ama kız giblemedi pek. ikinci kız duruyor. "hey stop!" diyince.
gülüyorum tabi bunu söylerken, mal gibi söylemiyoruz öyle. kız da gülerek karşılık veriyo.
seni neden durdurduğumu biliyo musun diyorum. gergin bir an yaratıyorum:) neden diyo baya şaşkın gözlerle bakarak. çünkü senden hoşlandım diyorum. gülerek karşılık veriyor. bende ahaha bu mal da düştü diye düşünüyorum içimden. kolumdan tutuyor, gel seni arkadaşlarımla tanıştırayım diyo ve yine bara doğru geçiyoruz. amk işeyemedik.

10-15. dk bunlarla muhabbet ediyorum, nerelisi kimsin muhabbeti. klagib geyikler.
sonra tekrarın arkadaşın takıldığı kızların yanına gidiyorum. takılıyoruz yine onlarla.
yarım saat sonra bu tuvaletten çıkan kızın yanına gidiyorum tekrar.
"1 ve 10 arasından öpüşmene not versen kaç verirdin" diyorum.
ben süper öpüşürüm tabiki 10 diyor.
hiç öyle durmuyorsun diyorum kıza. kolundan tutuyorum diğer kızların görmeyeceği şekilde kuytu bir köşeye zütürüyorum kızı.
seni öpmemek için kendimi zor tutuyorum diyorum. der demez kız yapışıyor dudaklarıma.
15 dk. kadar bir güzel sondaj yapıyorum kıza.
"yarın şehri gezdireceksin bana!"
hehe mehe tamam diyor, yapışıyor dudaklarıma. azgın karılar bu ruslar.

numarasını aldıktan sonra yanından ayrılıyorum hatunun.
çünkü farklı karıları eve atamayız dıbına koyim, aynı arkadaş grubundan olmalı hatunlar.
benim arkadaşın düşürdüğü hatunların yanına gidiyorum tekrar. diğer hatunu bırakmak zor geliyor ama giberler. yarın için ayarladım nasıl olsa. şehri gezdirecek bana. aynı öpüşme numarasını diğer kızlara da yapıyorum. bu kızda çok güveniyor kendine, 20 ederim ben diyor. en fazla 5 edersin diyorum. ahaha. şaşırıyor kız. 10 dk. sonra geliyor kız yanıma, yanıma karanlık köşede öpüyor beni. sanki kendini ispatlamak ister gibi:)

o sıralarda saat zaten 5 buluyor.
ama bu dıbına koduğumun st. petersburg'u öyle bir şehir ki. 42 tane adadan oluşuyor dıbına koyim şehir. her yerde köprüler var. bu köprüler de bizim istanbul'daki gibi değil. gemi geçerken köprüleri açıp kapatıyorlar. gib gibi kalıyorsun gidemiyorsun gitmek istediğin yere. illa köprünün tekrar kapanmasını bekliyecen.
bu hatunlarla neva nehrine bakıyoruz, köprülerin açılıp kapanmasını izlemek baya keyifli.
zom gibi olmuşuz ama nehri izlerken ve köprünün kapanmasını beklerken hala içiyoruz.

köprü kapanıyor neyseki.
gibtimin şehrinde taksi denilen bir olay yok bu arada. otostop çekiyorsun dıbına koyim. elini kaldırdığın araba kesin duruyor zaten. baba diyorsun, şuraya gidecem ben atar mısın? herif tamam derse atlıyorsun, taksi görevi yapıyor o sana. baya ucuza zütürüyor yani seni istediğin yere. müthiş sistem dıbına koyim. o şekilde bile gibişme ihtimalin var yani. düşünsene karı durdurduğunu:) atlıyoruz eve gidiyoruz.

rusya maceramız hızlı başlıyor.
boş geçmiyoruz ikinci günümüzü. zaten boş geçme gibi bir ihtimali yoktu dıbına koyim. öyle bir memleket ki her yer karı kaynıyor. her an her yerden gibiş çıkma ihtimai var.
neyse natali ile ikinci gece süper geçiyor.
bir ara banyoya giriyor bu natali.
bizim arkadaş pata küte dalıyor masha'ya. ahaha vay hayvan vay diyorum. sesleri geliyor içerden.
kız "oh da" falan inliyor:) natali geliyor banyodan. bana bişi mi dedin diyor? ahahaha yok içerden geliyor o sesler diyorum. gülüyorum. güzelce yatağımıza uzanıyoruz, gerisini tahmin edersiniz zaten.

öğlene doğru kalkıyorum, kızların sesine.
bizim gitmemiz lazım diyorlar. lan bir durun nereye gidecekseniz, planlarınız ne falan demeye kalmadan gidiyorlar dıbına koyim. gibiştiniz ya gidin tabi dıbına koyim. ırıspılar.
gibimde bile değil, dün gece barda tanıştığım kıza mesaj atıyorum. hani tuvaletin önünde düşürdüğüm, bir süre sondaj yaptığım hatun.

"hey hey, this is cono2. the one who is better than you about kissing. remember?:)"

bazı binler ingilizce yaz bakim demiş arada, ingilizce yazayım o zaman o kısımları. böyle bi mesaj atıyorum kıza. cevap veriyor. " haha I remember, no way I'm better than you" diyerek. gibtir lan diyorum. neyse "you were going to show me the city, I need a good guide like you:)" diyorum. bu ingilizce işini gibtir edelim en iyisi dıbına koyim. senin gibi bir rehbere ihtiyacım var diyorum. tamam diyor hatun, buluşuyoruz nevski prospekt'te.

nevski, st. petersburg'un taksimi gibi düşünebilirsiniz. istiklal gibi ama arabalar geçiyor ordan.
nevski'de takılıyoruz baya, yemek falan yiyoruz.
dıbına kodumun rusları deli gibi suşi yiyor. bana suşi ye, süper diye tutturuyor karı.
hay suşini gibeyim.
söylüyoruz suşimizi. geliyor önümüze bişi, çubuklarlar yiyosun bir de.
yemeyi bırak çubukları tutamıyorız daha.

dıbına koduğumun yerine suşi restoranı açsan paranın dıbına koyarsın.
suşimizi zar zor da olsa yiyoruz. yediğim en gibik şey.
nevski'yi geziyoruz, barlarda takılıyoruz biraz. zaman süper geçiyor kızla. sürekli gülüyor falan.
galiba ben senden hoşlanmaya başlıyorum falan demeye başlıyor hatun.(hoşlanacaksın tabi ırıspı)
akşam görüşmek üzere ayrılıyoruz. bi hatun daha cepte.

burda bırakıyorum sonra devam ederim dıbına koyim.