rus kızla sikiş hikayemmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm

yaşanan olumsuzluklar bununla sınırlı değildi. annemin arkadaşı sinemadan çıkarken bizi el ele görmüş hemen anneme söylemiş amk. annem de dersler kötü bırak şu kız işlerini falan deyip bozuk olan moralimi daha da bozuyordu. çok sinirimi bozmuştu annem. ağır şakirtti. damarına basmak için , kız ateist yaşıyorum hayatı deyip kestirip atmıştım. bir kavga da öyle oldu. anlayacağınız herşey kötüydü. valeria'ya hafta içi okuldan kaçalım mı diye bi teklif sunmak geldi aklıma.

ben : valeria bi gün okuldan kaçalım mı ? sahilde gezer denizi izleriz =)
valeria : olmaz annem okula gelecek hocalarla konuşmaya hem sınav haftası.

valeria ilk defa reddetmişti beni moralim daha da bozukken aklıma dahiyane bir fikir geldi. bilal abime mesaj atıp ondan taktik alacaktım. hemen aradım bilal abiyi.

not : beyler ergenlik zamanlarıydı ameleydik haliyle şuan tecrübe akıyo üstümüzden gibiş sokuş veya aşk işlerinde olan özelden yardım isteyebilir.

bilal abiye durumu anlattım kahkalarla güldü. üzülme olm biz de geçtik o yollardan biz de az sürünmedik ışık var sende merak etme takma kafana sen şimdi beni iyi dinle diyerek başladı ve taktikleri sıraladı ardı ardına. kızdan uzak dur bi süre soğuk davran mesaj atma bikaç gün böyle takıl. sonra bana haber et durumları dedi. eğer dediğimi iyi yaparsan kız yapışcak sana rahat ol sen. ben de bilal abimin dediklerini harfiyen uyguladım.

okulda yanına hiç gitmedim valeria'nın. son tenefüs yanıma geldi sınıfıma.

valeria : niye hiç gelmedin bugün yalnız bıraktın beni ?
ben : hep ben gelecek değilim senin de ayakların var
valeria : tamam ( kızgın bi şekilde gitti )

o gece hiç mesaj atmadım. valeria da atmadı. ertesi gün okulda da gitmedim yanına o da gelmedi. o gece de mesaj atmadım. tam yatağıma yatıp uyuyacakken valeria'dan mesaj geldi.

valeria : seni özledim

ben de seni yazacaktım ki... bilal abi aklıma geldi. atmamalıydım mesaj. hem saat 1di. uyumuştum ben derdim. vurdum kafayı yattım. sabah olunca

ben : günaydın , uyuyakalmışım da =)
valeria : günaydın canımmm =) bir an önce şu servise binip de okula gelsem aşkımı görsem =)
ben =)) ( içimden sövmüştüm aşkım ne amk 7. sınıf terk )

neyse beyler valeria bana çok yakın davrandı o gün. tenefüslerde yanıma geldi falan.

valeria : dışarda yiyelim mi öğlen
ben : olur nerde ?
valeria : sahilde bi yerde yeriz işte önemli olan beraber olmamız
ben : tamam bakalım

sahilde yedik yemeğimizi dönüşteyken biraz yakınlaşmak istedi bana ama ortam müsait olmadığı için pek fırsatını bulamadı ve ardından

valeria : haftasonu buluşalım
ben : cumartesi arkadaşlara sözüm var pazar olabilir
valeria : benim de pazar vardı ama neyse iptal ederim sorun değil

böyle bi konuşma geçti beyler. buluşmanın ayarlanması üzerine yannanım yine harekete geçmişti ve bilal abiyi anıyordu. onun sayesinde bi buluşma ayarlamıştık ve aramız çok iyiydi artık.

hafta içi epey iyi geçmişti beyler valeria ile sürekli okulda beraberdik. cuma günü öğle tenefüsü yanıma (sınıfıma) iki yarıma döner iki cola ile geldi. canımm hadi beraber yiyelim falan dedi. döneri yemeye başladık kısık sesle bana

valeria : serhatları falan çıkarsana sınıftan baş başa kalalım.
ben : =) ( sadece gülümsedim )

ardından serhata seslendim aga bi 10 dakika falan gezseniz ya dedim ve güldüm o da durumu anladım tamam reyiz dedi ve çıktılar sınıftan. valeria ile sınıfta baş başa kalmıştık.

bir yandan yemeğimizi yiyiyor bi yandan muhabbet ediyorduk. ben de yüz vermeye başlamıştım artık valeria'ya. hakketmişti çünkü. yemeğimiz bittikten sonra saatine baktı ve

valeria : 4-5 dakika kalmış derse bgideyim ben canım
ben : tamam o zaman iyi dersler
valeria : görüşürüz canım muahhh... bu haftasonundan önce bi prova olsun =)
ben =) görüşürüz

valeria dudaklarımdan öpmüştü. ince narin dudakları beni benden almıştı adeta. bir de sınıftan çıkarken hafif cilveli yürüyüşü vardı ki akıllara zarar... öğle saati cuma namazına gitmediğimin üzüntüsünu çoktan unutmuş haftasonu yapacaklarımı düşünüyordum.

beyler bi sigara yakıp geliyorum affınıza sığınarak.

geldim beyler devam.

cumartesi günü arkadaşlarımla buluştum nargile içtik ps3e gittik gezdik tozduk. klagib ergen faaliyetleri işte naparsın. arkadaşlarıma valeria'yı ve olayları anlattım hepsinden başarılar koçum aldım. akşam olduğunda kendimi bu büyüye o kadar kaptırmıştım ki kaç tane am yalamalı p0rno varsa hepsini izledim. am yalama ustası oldum. o gece aklımda bütün planları yapmıştım. bir an önce pazar olmalıydı , buluşmalıydık ve beklenen patlamayı yapmalıydım.

pazar sabahı olduğunda güne mutsuzlukla uyandım. hava yağmurlu ve rüzgarlıydı. insanın içini bayıyordu. ama ben moralimi bozmamalı hedefe odaklanmalıydım. duşumu aldım , güzelce giyindim , parfüm banyomu da yaptım ve evden çıktım. minibüse binip valeriam'la buluştum. valeria'yı gördüğümde gözlerime inanamadım. son zamanlarda bana iyilik perisi kesilen güzel kız bu sefer giyinişiyle bir peri gibiydi. beyazlar içinde değildi ama çok ciksiydi. siyah kot bi mini etek , siyah çorap harika bi makyaj ( siyah kalem , koyu kırmızı ruj ) , harika bi üstle karşımdaydı ve beni büyülüyordu. benden önce gelmişti buluşma yerine. beni görünce yanıma hızlı adımlarla geldi öpüp sarıldı. beni çok sıcak karşıladı. sanki o gün yaşanacakların bi göstergesiydi bunlar.

valeria : sahile gidelim demiştik ama hava yağmurlu ne yapalım ?
ben : bi cafeye gidip nargile mi yapalım yoksa yağmura ve rüzgara baş kaldırıp böyle bi hava kimsenin olmadığı sahilde içelim mi başbaşa sen söyle ?
valeria : ne içiyoruz =)
ben : tamamdır =)

büfeye gittik votka veya viski zor olağından soğuk havaya rağmen aldık biralarımızı vurduk sahile. kimsecikler yoktu gerçekten. havanın ve biranın soğukluğu bizi fiziksel olarak birbirimize daha da yakınlaştıracaktı.

havamda olmadığım için 3 carlsberg aldım ben o da 2 kırmızı tuborg aldı. bi rustan votka alması beklenirdi ama votka almaması benim lehime idi. bu rusların kanında var ne kadar votka içerlerse içsinler sarhoş olmuyorlar ne de olsa. valeria'mla sahilde düz bi kayanın üstüne gazete serip oturmuş hırçın dalgaları izleyerek içmeye koyulmuştuk. bizden başka kimse yoktu nasıl olsa. bikaç apaçi grupları vardı o kadar. karı kız vardır belki keseriz diye gelmişlerdi ama onlarda aradığını bulamayıp geri dönmüşlerdi. artık valeria'mla baş başa idik. sohbetimiz başlamıştı bile...

valeria : özlemişim seninle baş başa kalmayı. bu aralar soğuksun sanki bana karşı ?
ben : ( soğuk bi tavırla ) yoo sınavlar falan işte. pek mesaj atamadım bide annemle kavgalıyım ondan pek pas vermedim moralim bozuk. hem dünki jestinden sonra artık o soğukluk kalmadı önümüze bakalım.
valeria : haklısın canım. ( havanın da vermiş olduğı soğuklukla omzuma yattı ve onu sarıp sarmaladım kollarımla )

valeria : 7 yıldır türkiye'deyim. senden önce de sevgilim oldu , daha önceki sevgililerimden bi farklısın ama sen sana bi güven besliyorum.
ben : çok tatlısın
valeria : canımmm

ardından ben de yanağını masumca öptüm kokusunu içime çekerekten. parfüm kokusu yannanıma gerekli mesajı göndermişti bile.

ikimiz de ilk biralarımızı aynı anda bitirmiştik. ama onunki tuborg kırmızıydı. hem daha alkollü bi biraydı hem de kana daha çabuk karışacaktı. hareketlerinden de bu açıkça belliydi. benim pembe amlı valeria'm yavaş yavaş kendine bana teslim ediyor , bi yandan da denizi izliyor bi yandan içiyordu. tabi bana sevgi sözcükleri ve bağlılığını anlatmayı da ihmal etmiyordu. bense o anın büyüsünü bozmamak adına hiç cevap vermiyor saçlarından öpüyor ve yanaklarını okşuyordum.

valeria 2. tuborg kırmızının sonuna gelmişken ben daha 2. carlsberg'in başındaydım. valeria'da git gide kafa olma belirtileri seziyordum. valeria ve annesi rus babası tarafından terkedildi beyler. ardından annesiyle türkiye'ye yerleştiler. neden türkiye diye sormadım anne azeri olduğundan akarablar var heralde türkiyede. annesi burda türk bi adamla evliydi. yani valeria'lara üvey babası bakıyordu. bunlar aklına gelmişti benim valeriam'ın bunları anlattı bana dertli bi ses tonuyla. hüzünlenmiş ve kendini huzurlu kollarda hissetmiş olacak ki 2. tuborg kırmızısını da bitirip benim diğer açılmamış carlsberg'imi aldı. onu da hızlıca içti. valeria çakır keyf'den sarhoşluğa doğru ilerliyordu...

kafasını çevirip mahmur gözlerle bana baktı ve seni seviyorum dedi valeria'm. ardından sarı ve uzun saçlarımı parmaklarının arasına alıp beni kendine doğru çekti. dudaklarımız birleşmişti.

ateşli bi öpüşme başlamıştı. dillerimiz adeta dans ediyor french kiss denen şeyi layığıyla yapıyorduk. öpüşmekten dudaklarımız kuruduktan sonra boynuna daldım valeria'nın. kulak altını çok hafif öpüyor burnumdan sıcak hava üfleyerek onu azdırmaya çalışıyordum. ve valeria hafif bi ahh sesi çıkardı. bu onun azdığına işaretti. etrafta insanların olmaması sadece benim değil onun da aklına aynı şeyi getiriyordu. biraz daha ileri gitmek... daha da yakınlaşmak...

sevişmenin dozuyla birlikte kalp ritimlerimiz de artıyordu. aklıma zekice olmayan ama güzel bi fikir gelmişti. valeria mini etek giymişti. bence ordan başlanmalıydı. elimi dizine koydum valeria'mın. yavaşça ilerlemeye başladım. am ufuktaydı. valeria da azmış olacak ki artık saçlarımı daha da sıkı tutuyor beni kendine doğru çekiyordu.