ruhu şeytana satmak hakkında

merak eden varsa, talep olursa anlatacağım. resserveleri alın

@40 dan başladım

bu kadar mı beyler

hazırsanız başlıyorum beyler. kalp problemi olanlar, başına esrarengiz olaylar gelenler ve karanlıktan korkanların okumamasını tavsiye ederim.ben uyarımı yaptım.bu biraz ağır bir konu, spiritüalizm ile ilgilenmeyen veya parapgibolojik terimler hakkında bilgisi olmayan panpalarım işin olayı genişten alacağım ve biraz daha basite indirgeyeceğim. öncelikle dizilerde izlediğiniz sahneleri unutun(supernatural gibi).

önce biraz konu ve bazı terimler hakkında sizi bilgilendiricem, sonra yavaş yavaş olaya giricem.

inancınızı bilmem ama bildiğiniz üzre,ilk insanlardan ve dinlerden bu zamana kadar kötülüğü simgeleyen bir kavram vardır.bunun adına şeytan diyoruz.şeytan insanları kandıran ve onları tanrının emirlerinden uzaklaştırmaya çalışır,kötüdür.tüm bildiğiniz bu.bazı anlatılanlar üzerine şeytanın önceden büyük bir melek olduğunu biliyoruz ve çok güçlüdür.güçleri küçümsenmeyecek derecede fazladır.insanların hayal güçlerine ve sanrılarına bakılarak bu şekilde tasvir edilir http://upload.wikimedia.o...et.png/220px-Baphomet.png

bu tarz konulara meraklı bir arkadaşım vardı, tanışmam onun sayesinde oldu. yazın,biraz kapalı bir havada cafede oturuyorduk. parapgiboji üzerine konuşurken bana yaşadığı bazı deneyimleri aktarıyordu. gerçek isim vermiyorum mehmet diyelim. mehmet astral seyahat gibi deneyimlerinin yanı sıra ilk defa orada duyduğum Otomatistik Yazı olayını yaşadığını söyledi.ben o ne der gibisinden bi bakış attım.(otomastik yazı: Ne yazıldığını bilmeden, bilinçli bir kontrol olmaksızın anlaşılabilir mesajlar yazmak.).anldıbını söylediği zaman bakışlarım yerini şaşkınlığa bıraktı.

kusura bakmayın beyler tamamen sözlüğe odaklanamıyorum. biraz geç yazabiilrim ama sabaha kadar burdayım. küfür etmeyin yani.bi kahve yapıp geliyorum

mehmet biraz tedirgindi aramızda 1-2 boyunca hiç konuşma geçmedi.ben ince belli çay bardığından çayımı yudumlayıp durakta bekleyen kızıl kızı keserken mehmet bana seslendi ve ona döndüğümde. inanmıyor musun ? dedi. dedim bu tarz olaylar hakkında senin kadar bilgili değilim ama böyle bişey bana pek inandırıcı gelmiyor. peki biraz kafasını salladı.o anda biraz daha detaya ineceğini anlamıştım,ne kadar belli etmemeye çalışsamda bu konulara henüz alışmamış olan biri için fazlasıyla gergindim. tekrar kafamı çevirdiğimde duraktaki kızıl kız gitmişti.ve mehmet birşeyler anlatmaya başladı. olayın gelişimini anlattı.

aklımda kaldığı kadarıyla aktarıyorum "evde yalnızdım. gece yatağa yattım,o gün biraz yorgundum saatte yanlış hatırlamıyorsam 2 veya 3 filandı. yattıktan sonra 1-2 saat geçmesine rağmen yatakta dönüp durdum.2 gece önce yaşadığım astral deneyimimin baş ağrısı sanki hala kafamdaydı ama yinede canım istiyordu. astral seyahat yapmaya karar verdim. yaklaşık yarım saat boyunca denedim ama o gün kendimi rahat hissemediğim için bir türlü başaramıyordum.2 gün önce arkadaşlarımla ruh çağırmıştık. veya cin her neyse işte.ama bundan bi sonuç alamadık ve ben tekrar denemek istedim." ben bu söylenenden sonra biraz daha gerdildim tabiki.

peki denedin mi? diye sordum mehmete. o da "evet. ışıkları kapatıp çalışma masama bir kaç tane mum koydum. yere oturup .karton üzerine bir çember çizdim. içine harfleri yazıp ortasına bir fincan koydum(ayrtınsına girmiyorum denemeye kalkmayın ve kimin ruhunu çağırdını söylemiyorum)... sorusunu sorunca bir anda mumlar söndü.ve istemdışı olarak çalışma masamdaki kalemi tuttum.o anda masada duran kağıda birşeyler yazmaya başladım ama bunu yapan yemin ederimki ben değildim oğlum. yazdıktan sonra yere oturdum ve acaba rüya mıydı diye düşündüm.bir an delirdiğimi sandım. çünkü hala kağıtta ne yazdığına bakmaya korkuyordum." bende yavaşça hasgibtir şeklinde bi tepki verdim

haxball a daldım kusura bkamayın heyecan yapmak gibi bi amacım yoktu

garsona seslenim bi su istedim. mehmet biraz su içti. mehmetin yüzü kızarmıştı. korktum ama kağıtta yazan yazıyı merak ediyordum.ve bir yanımda mehmetin beni kandırmaya çalıştığını söylüyordu. mehmet anlatmaya devam etti."kendimi toplayıp ayağa kalktım. kağıtta yazı yazmıyordu. farkında olmadan bir şekil çizmişim ateşler içinde bir tomar para vardı dedi. çizimin çok ayrıntılı olmadığı ama resimdekinin para olduğunu söyledi." nasıl yani dedim. inanmıyordum ama züt korkusundan dolayı resmi görmek istemedim.ama bir yandan da mantıklı geliyordu mehmet fakir ve para düşkünü bir insandı. mehmet biraz terlemeye başladı saatte geç olmuştu tamam dedim dostum kalkalım evlere dağılalım. kalktık hesabı ben ödedim.ve minibüslere binip evlere dağıldık.(çağırdı ruha da para ile alakalı soru sormuştu)

neyse evlere dağıldık ben bilgisayara takıldım her zamanki gibi. hesabı ben ödedim derken vurgu yapmak istediğim şey mehmetin para konusunda hiç oralı olmamasıydı. yoksa ben ödemişim veya bir başkası bunu sorun etmem.her neyse mehmetin anlattıkları kafamı kurcalayıp durdu gece gece. sanırım ona inanmaya başladım. mehmetle arkadaşlığa devam edersem başıma kötü şeyler gelecek gibi bi endişem vardı.ama devam etmem lazımdı çünkü garip konularda ondan öğrenenmem gereken çok şey vardı.ben o gece astral seyahat yapmayı denedim ama başarılı olamadım. zaten daha önce de olamamıştım. sorun neydi bilmiyorum.1-2 gün boyunca mehmetle iletişim kurmadım.

çok uzatmıcam konuyu bundan sonrası fazla uzun değil. beyler supernaturale filan tak attığım yok sevdiğim dizilerdendir.ama o dizi yani demek istediğim aklınızdan çıkarın. @144 ben insan değil miyim amk sürekli bunları getirirsem aklıma kafayı yerim

3 sonra mehmet beni aradı.ona inanıp inanmadığımı sordu. ruhunu şeytana satmaktan bahsetti. bence güzel bi olaydı ama buna da inanmadım. haftaya bizde tekrar ayin yapıcam inanmıyorsan gel dedi. otomatik yazı olayı tekrar olursa görürsün dedi.bu arada sorusuna cevap olarak inanmadığımı ve geleceğimi söyledim. neyse bunların evıne gıtmeden 1-2 gün önce tekrar görüştük.bu şeytan olayından uzun uzun bahsetti ayrıntıya girmiyorum. kafama yattı denemekten bir zarar gelmeyeceğini düşündüm.ama önce ruh çağırmayı görmek istiyordum. aradan 1-2 gün geçti ve mehmetlere gittik.

ışıkları kapatıp bir kaç tane mum yaktık. mehmet aynı düzeneği kurdu. evden bahsedecek olursak. binalar yan yana geldiği için pek ışık almayan. eski püskü bir evdi. duvarları küflüydü. salondaydık.ve herşey o anda başladı. kalp atışlarımı duyar gibiydim. fincan kartonun üzerindeki harflere gidiyor ve mehmetin sorduğu sorulara cevap geliyordu. kalp atışlarım daha da arttı,mum ışığının yansımasıyla gördüğüm küflü duvar bulanıklaştı ve heryer karardı. bayılmışım.gözlerimi açtığımda mehmet karşımda sırıtıyordu.ne oldu inandın mı artık dedi.ben hala olayın etkisinde olduğum için konuşmadım, sadece kafa salladım.ve bir bardak su içtim. daha sonra eve gittim ve kafayı yastığa koyduğum gibi birbiri ardına sıralanan hayaller arasında uykuya daldım.

merak ettiğiniz şeye gelirsek. otomatik yazıyla ilgili bi olay yaşanmamıştı... uyandıktan sonra gece yaşanan parçaları bir araya getirmeye çalışıyordum. içimde korku ve merakla karışık bi duygu vardı.bir yandan üzerine git bir yandan da geri çekil diyen iki düşünce sarıyordu etrafımı.ama ben üzerine gitmeye karar vermiştim.

kahve yapıp geliyorum.

beklettim beyler madem ayrıntıları atlıyorum. ufak tefek olaylar geçti, 2 hafta sonra tekrar aynı ayini yapmaya karar verdik. mehmet bu sefer soru soran kişinin ben olmasını söyledi, bende kabul ettim. kendimde bunu yapabilecek cesareti görüyordum, korkmama rağmen.bir şeyler yeyip mehmetlere geçtik. yine salonda gereken herşeyi hazırlayıp oturduk mehmet talimatları bana anlatıp biraz uzağa geçti. olayı yönlendiren kişi ben olacaktım artık.

soru sordum, fincan harflerin üzerinde gezerken. hala gerçekleşen şeyin şaşkınlığındaydım. yine gözlerim bulandı kafamı çevirdiğimde mehmet üzerime doğru geliyordu ve bayılmışım.bu sefer uyandığımda evde herşey dağılmıştı. vitrinin camları inmiş. mehmet her yeri dağıtmıştı. kafamı mehmete çevirdiğimde bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama anlamıyordum. bana tokat attı. sanki mehmet bir şeyler geveliyordu ama konuşamıyordu. olanlara anlam veremedim. konuşamıyor musun deyince gözleri doldu ve kafasını salladı.

biraz soluklanayım ,elimden geldiğince hızlı anlatmaya çalışıyorum kolay değil bunları anlatmak anlayış gösterin