ruh adam

Okumadım ve okumamda

Atsızın yazmış olduğu kesinlikle okunması gereken eser

baktım da uzun zaman önce okudum niye entry girmemişim amk her neyse bir askerin iç karışıklıklarını anlatan efsane bir kitap 2. kere okunacak derecede güzel bir kitaptır mutlaka okuyun sıkılmassınız
mutlak seveceksin beni, bundan kaçamassın

Ancak hayvanların milliyeti yoktur

Yok böyle başka bi kitap yok. Tarif bile edemiyorum beyler "mutlak okuyacaksiniz bunu bundan kaçış yok".

Mutlaka okuyacağım

Okuyun lan picler

Ben kimseye kötülük etmedim. Kimse hakkında kötü düşünce beslemedim. Ümitleri kırılmış bir insan olarak avunmayı içkide ve bir güzeli düşünmede buldum. içki fena ise üzümü neden yarattınız? Üzümden içki yapılacağını neden Levh-i Mahfuz’ a yazdın? Son peygamberin arkadaşları namaz kılarken ayetleri yanlış okumasaydı içki yasaklanacak mıydı? Çöldeki Bedevi ile bir kurmay subayın içmesi aynı mıdır? Biri sarhoş olunca her türlü herzeyi söyleyebilir. Öteki sarhoşluğun son merhalesinde bile temkinli ve iradelidir. Küçük bir kızı sevmek günahsa, son peygamber, Ayşe’yi neden sevdi de aldı? Tanrı adaletinin yürüdüğü bu mahkemede de böyle haksızlıklar yapılacaksa beni cehennemin en kötü yerine atın. Atın ki, tek içimde insanlığın erdemine ait son kırıntılar da yok olup gitmesin.

hiç ara vermeden okudum amk akşam üstü başladım yatana kadar devam ettim sabah 6:30 da kalkıp bitirdim sonunda ne mi oldu ? acaip bi uykusuzlukla ve kitabın verdiği hüzünle garip bi his girdi içime zaten hiç ara vermeden kitap okudum lan içime bi böyle kusma isteği geldi ne bileyim ağladım... evet lan ağladım amk...

Mutlaka okuyun
"insanlar tarihin yaprakları arasında kaldılar, bu gördüklerin karikatürden başka bir şey değil."

Güntülü nün güzelliğini hayal dahi edemiyorum.
bu kitabi yazdigin icin tesekkurler reis.

okumadan yorum yapabileceğiniz
okuyup kayıtsız kalabileceğiniz bir kitap değildir

Okuyup okuyabileceğiniz en güzel pgibolojik tahlil romanını bizlere sunduğu için Atsız Ata'ya binlerce kez teşekkür edilebilir. Kitabın kurgusu, dili, olayların işlenmesi, betimlemeler, sembolizm ve bir çok bakımdan müthiş bir zekayla yazılmış muhteşem bir eser. Okumayanlar için söyleyeceğim tek şey okuyacağınız muhteşem bir kitap var.

Güntülü ve Leyla'nın güzelliğini hayal dahi edemiyorum. Yazılan şiirler, Şeref' in ölümü, tanrıya verilen ayar ve daha neler neler. Beyaz perdeye aktarılsa ülke komple bunalıma girer.

Irkçılığın zeki insanların düşüncesi olduğunun en büyük kanıtıdır ayrıca.

Edit: Deli kurt romanını okuyanlar için: Leyla Mutlak, Deli Kurt (Şehzade Murat) un soyundan gelmektedir.

erteleyip duruyorum dıbına koyim araya onlarca kitap girdi şunu okuyasıya kadar. bakalım kısmet hangi güne olacak yine yazarım buraya.

Çogu kişi önyargıları nedeniyle okumuyor, belki de hata ediyorlar. belki az kişinin bilmesi daha hoş geliyor bana, ama buradaki 'geri gelen mektup'şiirini nazım hikmet falan yazsa * cihangir tayfasını tahmin edemiyorum. pelesenk ederlerdi dillerine.
Hele o duruşma sahnesi. böyle bir şey yok ya...

kitap icin soylenecek söz yok. atsiz atanin bize biraktigi cok guzel bir hediye.

okumayan çok şey kaybeder

Cebrail söze başladı:

- Selim Pusat büyük günahlar işledi. Ben görevi bitmiş bir melek olduğum, kıyamete kadar dinlenmek hakkını kazandığım halde bu hakkıma ilişti. Onun gönlünden geçen fırtınalarla rahatsız edildim. Halbuki bu fırtınalar yalnız ben peygamberlere zütürürken duyulurdu. Kendisinden yirmi beş yaş küçük bir kızı sevdi ve hepsinden daha kötü olarak bu sevgiyi açığa vurdu. Bir subay için en büyük günah budur.
Derin sessizliğin arasında heybetli ses sordu:

- Ne diyorsun Selim Pusat?

Selim, gözlerini kamaştıran ışığa bakmaya çalışarak subaylık zamanındaki sertliği ile cevap verdi:

- Doğrudur!

Mikail söze başladı:

- Selim Pusat benim haklarıma da ilişti. Ben en güzel ve iç açıcı yağmurları yağdırdığım gibi öldürücü kasırgaları da estirir, ılık güneşle beraber kavurucu güneşi de parlatırım. Bu sanık öyle bir sevgiye tutuldu ki gönlünde nisan esintileriyle birlikte karakış boraları da esti. Zaman zaman mayıs güneşiyle ısındı. Zaman zaman ağustos güneşiyle kavruldu. Bana rakib oldu. iradesini kullanamadı. Bir subay için en büyük günah budur.

Çıt çıkmıyordu. Heybetli ses yine sordu:

- Ne diyorsun Selim Pusat?

Selim daha da sertleşmişti:

- Doğrudur!

israfil söze başladı:

- Benzi vazifem kıyamet günü olacaktır. O güne kadar buyruk beklemeye mecburum. Selim Pusat’ın gönlünün içindeki feryatlar o kadar acı ve gürültülü idi ki insanlar duysa hep ölür, benim surumu öttürmeme lüzum kalmazdı. Bütün bunlar kendisinin günahından doğdu. Günahlarını araştıra araştıra ilk sebebe gidince bunu öğrendim. insanların türlü fikri çalkantısıyla boğuştuğu çağda o kırallık taraftarıydı. Ülkesinin kanunlarını tanımaz olmuştu.
Heybetli ses üçüncü defa sordu:

- Ne diyorsun Selim Pusat?
- Doğrudur!
- Bütün olanların ilk sebebi senin Kıralcı oluşun mudur?
- Evet!
- Bunu ilk günah diye kabul ediyor musun?
- Asla!
- Neden?
- Bütün o muhteşem kıralları sen yarattın!

o tanrı mahkemesini hangi kafayla yazmış lan atsız

mükemmeldi.

@37 senin kadar beyinsiz bir döl evladı görmedim. sen beyinsizin bayrak çekenisin.

siyasi fikrin zaten kürtçülük. atsız'ı karalamak için söylediğinde bas bayağı belli. şimdi gibtir git. huur lenin filan oku