Olay 1798 yılında eski bir köy olan Rohtasa da, yeni evlenmiş bir çiftin başına gelir.

http://www.imgim.com/41676.jpg

Zubeyd ve fatma 6 senelik sevgililerdir. zubeyd ne zaman ailesine fatmayı sevdigini ve onunla evlenmek istedigini söylese ailesi bunun imkansız olduğunu böyle birseyin gerceklesmesi sonucu onu ailesine ihanet etmis olacağını söylüyorlardı. Zubeydin ailesi bir yönden haklıydı çünkü fatmanın ailesi büyü ve muska işleriyle haşır neşır bir gelenekten gelmesi zubeyd in ailesini kendilerinen uzaklaştırmaya hatta nefret etmeye yetmişti. Fakat zubeyd bu konuda karalıydı. ne olursa olsun fatmayla evlenmeyi düsünuyordu. Bir süre sonra zubeyd ve fatma ailerinin rızası olmadan evlenmeye karar verirler ...

Zubeyd köyün imamı olan muhafazid beyle bu konuyu konuşmaya başladı. imam aile hususunda biraz kararsız kalmısti. Fakat gençlerin birbirlerine olansevgisini daha ağır bastığı için olumlu bakıyordu evlenmelerine. Imam persembe günü yanına gelmelerini ve nikahlarını kıymak icin dua getirmelerini istemisti. Zubeyd mutluydu fakat ailesinin tepkisi onun icini kemirmeye baslamisti. Fatmanın ailesi de buna kızacaktı cunku zubeydin aileside onlara ters geliyordu. Zubeyd ve fatma evlerine gitmek uzere ayrıldılar ...

Fatma ailesine zubeydele evlenmek icin imamla görüstüklerini ve bu konunun ciddi olduğunu anlattı. Annesi fatmaya tokat atıp "sen nasıl böyle bir şey yaparsın! bizi dinlemedin bununun hesabını soracağım" der ve onu odasına gönderir. Zubeyd ise ailesine bunun acikladiğinda kıyamet kopar abisi o nu döver annesi perisan bir halde lanet okumaya başlar. Babası o na artık bu evde yaşamamasını ve kendi başının çağresine bakmasını söyler. Zubeyd ayağa kalkar ve esyalarını alıp 4 ev assağida ki eski bir harabeye yerlesir. Sabah olduğunda fatmayla bulusur ve imamın yanına gider. yasananları anlatmamisti daha zubeyd mutlu görünmeye çalışıyordu. Imam nikahlarını dini olarak kılar ve artık onlar beraber yaşamak icin karar alırlar . Zubeyd isssizdir parasi pulu yoktur. Simdilik harabede kalmalarini calisinca duzgun bir ev yapip orda yasayacaklarini soyler . Fatma onaylamistir. Ve beraber harabede kalmaya baslarlar...

Zubeyd sabah erken saatte dışarı cıkar ve kapının eşşiğinde bir not bulur bu notta arpça birseyler yazmaktadır. Ne olduğunu anlayamaz ve yanına alır . Caminin yoluna düser ve merakını gideremez o an. Direk imamı aramaya başlar . Fatma bir kac saat sonra uyanır .yataktan kalkarken sol kolunda bir morartı farkeder ve eliyle ovdukça canı yanar. Fatma bu duruma anlam verezken zubeyd imami bulur . O na bir kapının eşşiğinde bir not bulduğunu ve okuyamadıgını soyler. Imam " nerede o kağıt göster bakalım" der. Zubeyd heyecanlı ve meraklı bir sekilde elini cebine atar ve cikartir kağıdı Uzatir imama. imam kağıdı açar açmaz elinden atar ve Kuvvetli bir besmele çekip kağıdı yerden alır. Biraz durduktan sonra okumaya başlar...

"Sizi asla yalnız bırakmayacağız ölümünüze dek " imam okuduktan sonra bunun hayra isaret olmadigini anladi. Ve zubeyd e "size yeltenecekler onlardan uzak durun " der zubeyd korkusunu gizleyemez ve bunu fatmaya nasil aciklayacagini düşünmeye baslar. Imama tekrar yanina gelecegini simdi fatmanin yanin gitmesi gerektigini soyler ve aceleyle ayrilir. Kosarak evin yolunu tutan zubeyd kulağına bir ses takılır " ölüm yakın" bu ses defalarca tekrarlanir . Evin önüne geldiğinde fatmaya seslenir. Fatma kapıyı açar . Fatmaya iyi misin diye sorar . Fatma kolunu gosterir ve iyiyim der. Zubeyd telasla ne oldu koluna diye sorar. Fatma bilmiyorum anlamıyorum diye kestirip atar. Aksam çökünce çift birlikte olurlar zevkli bir gece geçiren zubeyd uykuya daldığında bir ses kulaklarında gezinir " Ölü adam uyuyamaz " diye. Zubey o gece uyuyamaz ...

Sabah yine erken saatte imamin yanina gitmeye karar verir. Camiye giderken sürekli aklinda bir soru işareti vardi. "Ölecek miyim" diye caminin önüne vardığında imam onu avlu da karşıladı. Ve o na "Selamın aleyküm zubeyd "dedi. Zubeyd şaşkındı. imamın neden onu avluda beklediğini ve bu saate geleceğini nerden bildiğini anlamamisti. Imam o na "beni oraya zütür" dedi zubeyd de zaten bunun için gelmisti. Yolda imama uyuyamadigini ve surekli kulaginda garim seslerin fisildadigini soyledi. Imam sorularini cevaplamiyordu. Susuyordu . Zubeyd bu durukdan iskillendi. Ters birseylerin oldugunu anladi. Harabenin önune geldiklerinde ,fatma kapinin eşşiğinde karşiladi. Zubeyd kagidi burada buldugunu ve dun gece birlikte olduktan sonra kulagina " ölü adam uyuyamaz " sozunun cinladigini soyledi. Imam onlara iceri girmelerini ve o nu beklemelerini söyler ...

Saatler gecmektedir. Fakat imam hala gelmez. Zubeyd meraklar icerisinde kalır . Ve dışarı çıkmaya karar verir imamı aramaya. Ammavelakin imam ortalıkta yoktur. Meydana gider sorar arar tarar yine bulamaz. Hava kararmaya baslar baslamaz harabeye döner . Ve karısına o nu hicbiryerde bulamadığını söyler. . Aradan 3-4 ay gibi bir sure geçer ve bu zaman zarfinda imam ortalikta yoktur. Gecen zaman da fatmanin karni büyümustur . Anne olmanin heyecani artip zubeydin uzerine büyük bir yük binmistir...

Sabah erken saatte ikili kapının sertce calinmasiyla uyanmistir. Sasirtici bir durumdu bu. Bu zamana dek evin kapisi hic calinmamisti yani harabe. Zubeyd kapiyi acinca karsinda imami gördü. Imam telasli ve korku dolu bir ifadeyle " Artık hepimizin sonu geldi. Yaşamak için değil ölmek için dua ediceğiz" der. Zubeyd ve karısı bu durum karşısında cok sasirir. Imami iceri alırlar ve herseyi konusmaya baslarlar. Zubeyd " siz neredeydiniz bunca zamandir" diye sorar.
Imam "beni aldılar size yardım etmemi engellemek için" diye cevap verir. Zubeyd " kim bunlar neden bahsediyorsunuz" der. Imam " senin o gun getirdigin kagitta buyu vardı. Size büyü yapılmış. sizi evlendirmemeliydim" diye ağlayarak cevap verir...

imam bu durumun ciddi boyutlara ulaştiğını ve onlarla artık iletisıme gecebileceklerini söyledi. Fatma durumu anladığında karnindaki bebegini dusunerek "bebegimize zarar verirler mi" diye sordu imama. Imam bebegin daha dogmadigini ancak dogduktan sonra onunda zarar gorebilecegini söyledi. Aksama kadar bu konuyu tartisip cikar bir yol bulmaya calistilar. Aksam olunca kapi 3 kez caldi. Imam kapiyi acmaya yonelirken zubeyd "sen dur imama efendi ben acarim "dedi. Bunun uzerine imam yerine oturdu. Zubeyd kapıyı acti. Fakat ortalikta kimse yoktu. Zubeyd bir sure bakindiktan sora kapiyi kapatmaya hamle yapamadn bir kadin gozuktü. Simsiyah uzun elbiseli bir kadin .
Kapinin essigine kadar yaklasti. Ve o cocugu istediğini söyledi. Zubeyd kadina cevap vereceği sira kadin gozden kayboldu...

Zubey kapiyi kapatip imamin yanina gider ve oturur. Karısına odaya gecmesini soyler. Zubeyd imama" biraz once kapi caldiginda ortalikta kimse yoktu gakat birden bir kadin gozuktu ve bana yaklasip bebegimizi istedi" der. Imam zubeyd e doğacak cocuğun bir cin olabilecegini soyledigi an karisi disari cikar. Fatma " bu cocuk ne olursa olsun bizim cocugumuz onu kimse bizden alamaz " diye bağırır. Imamla zubeyd zor sakinlestirir fatmayi. Imam buna bir cozum bulmak icin kitaplari incelemektedir. Zubeydin getirdiği kagitta yazanlari kitapta karsilastirdiginda yazilanlarin bir cin tekvesi olduğunu anlar ve Zubeydle fatmanın basina musallat edilen cinlerin kabilesini bulur. Bu kabile şeytani cinlerden olan tebûr kabilesi cinleridir. Zubeydle bu durumu konusurken hafif bir ruzarla birlikte acik olan camdan iceri bir kağıt daha girer. Imam kagidi alir ve okumaya baslar; "yeúkneydiiûcinnivesfasıl... " okuduktan sonra imamin gozleri kan canagina doner. Imam konusamayacak haldedir zubeyd imama su icirmeyi denesede içiremez . Imam aniden yere düşer. Ve o anda dış kapı uzun bir gıcırtıyla açılır Gecenin karanlığında . Fatma can havliyle zubeydin yanina kosar. Ve ona sımsıkı sarilir . Zubeyd korkusunu gizleyemez. Karısına odaya girmesini ve kapiyi kitlemesini soyler. Zubeyd kapiya dogru korku dolu adimlarla yaklaşır...

Geliyor beyler

Zubeyd kapının önune geldigi an o kadın belirir ve zübeyde " o çocuk iblisin çocuğu onu alıcagız" der. Zubeyd bunun olmayacağını ve onlardan korkmadığıni titreyerek söyler. Kadin sinirlenir ellerini zubeydin bogazlarina zütürür. Zubeyd nefes almakta zorlanmaktadır. Imam kendine gelmeye baslar o anda fakat elinden hicbirsey gelmez. Bu esnada yan odada kendini kitleyen karisi fatma butun olan biteni dinler. Fatma korkudan ne yapacagini bilemez . Kadın zubeydi birakir ve o na su sozleri soyledikten sonra gider " bu cocuk doğup onu sizden alana dek sizi rahat birkmayacagiz" der. Zubeyd çaresizce ve korku dolu bir ic cektikten sonra iceri gecer . Once kilitli odadan karisini cikarir. Sonrada imamin yanina gider. Imam yerden sekerek kalkmaya calisir. Imamin bacaginda fatmanin kolundaki gibi bir morluk vardir . Ve kaniyordur ayni zamanda . Imam kendine geldikten sonra zubeyde arkadasi olan Nizam efendiden (hûddam dır bu adam) bahseder . Zubeyd imama " onu nasıl bulabiliriz" der. Imam " o koyun disinda palamut agaclarinin arkasindaki bir kulübe de yasadigini soyler. Zubeyd Imama karisina sahip cikmasini ve o nu korumasini soyler. Imam kabul eder. Zubeyd kendisi gidip hûddam olan Nizam efendiyi getirmeyi planlar. Imam o na cinlerin her an karsina cikip onu esir alabileceklerini veya öldürebileceklerini soyler. Fakat zubeyd ne olursa olsun bunu yapmasi gerektigini söylemektedir...

Beyler 12. Part 2 saat sonra geliyor bilginize

Zubeyd derin derin düşünür o gece. Geri de bıraktıklarına mı ailesinden ayrilmasına mı yoksa dogacak çocugunun elinden alınmasına mı hangisine üzulmesin. Ağlıyordu sessizce kimse duymadan . Ama içinde de onu hala ayakta tutan bir ümit yeşertmişti. O da Nizam efendiydi. Ne olursa olsun ölüm bile olsa sonunda yapacaktı bunu. Hızlı bir sekilde toparlanıp ayağa kalkar. Ve uyuyan karısını son kez görecekmis gibi öper. Imama o na kendi kardesi gibi sahip cıkmasını ve korumasını bir kez daha söyler. Sabaha karşı lacivertin maviye döndüğü saatlerde evden çıkar. Yol boyu düsündüğü karısı ve cocugu olur. 1-2 saat yürüdükten sonra koyden uzaklasmaya baslar. Sık ağacli yollardan gectikten sonra dinlenmek icin bir cesme basina oturur. Elini yüzünü heran ölecekmis gibi temiz bir titizlikle yıkar. Büyük bir söğütün dibine uzanır. Ayakkabılarını cıkartir. Yirtik coraplarini duzeltir ve nikahindan sonrası hersey gozunden film seridi gibi gecer. Hırslanıyordu zubeyd karisi , cocugunu dusundukce . Sonra bir anda yolda 3 kisi belirir. 3üde siymsiyahtı zubeyd tahmin etmisti . Onların (cinler) olduğunu ve onlara " gelin buraya beni alın karimi ve cocugumu rahat birakin" diyerek onlerine diz çoker. Ağlar zubeyd herseyin onlar icin son buldugunu düşünerek. Fakat kötülerin önünde diz cökmenin fayda etmeyeceğini bilmiyordu. Denedi o ne olursa olsun deneyecekti. Onlardan (cinler) biri zubeyd in kafasını kaldırmasını istedi...

Zubeyd kafasını kaldırır. Ve karşısında o kadını görür. Zubeyd " ne olursun... " cümlesini bitiremezken omzuna bir tekme yer. Ve yığılıp kalır. Kadın diğerlerine onu kaldırmasini ve sıkıca tutmasını söyler. Zubeyd direnmeye ve kurtulmaya çalısır . Fakat başaramaz . Kadın isaret parmağını zubeydin sol gözüne zütürür. Ve o na " bunu görüyormusun diye sorar" zubeyd "görüyorum" der. Kadın kolunu havaya kaldırarak arapça kelimeler söyler . Ardından kolunu bir yay gibi kullanıp parmağını zubeydin gözune saplar. Zubeyd nefesinin sonuna kadar acı bir sekilde bağırır. O esnada arkan birisi yaklaşmaktaydı. Onlar bunu farkedince ortadan kaybolur. Yaklaşan uzun sakallı bir adamdı. Kosarak zubeydin yanina gelir. Ve zubeyd e " senden ne istiyorlar" der. Zubeyd konusamıyordu adam onun koluna girer ve cebinden bir mendil cikarip zubeydin gozune tutmasî gerektigini soyleyerek o nu az ilerideki baraka tarzi bi eve zütürür...

Adam kapının önüne geldiğinde arapca kelimeler soyler ve kapı açılır. Zubeyd i iceri kadar omzunda tasimak zorunda kalir. Çünkü zubeyd kendinde değildi. Sabaha kadar adam zubeydle ilgilenip onu kendine getirmeye çalısır. Sabahın ısıklari ile zubeyd inleyerek "su" diye seslenir. Ve masada uyuya kalmis adam sesine uyanip suyu zubeyde verir. Zubeyd " sende kimsin " diye sorar. Adam " beni arıyormussun bende seni buldum " der. Fakat zubeyd sasirir. "Senin nasil haberin oldu" diye sorar. Adam cevap vermez hafif bir tebessum eder o kadar. Zubeyd " onlar tehlikeli bize zarar vericekler buraya gelebilirler" der. Adam " buraya baska cinler giremez sadece benim cinlerim girer" diye cevap verince zubeyd sasirir. Fakat zubeyd adamın hûddam olduğünu unutmuştu. Ertesi gün zubeyd ayaga kalkmis ve gozune sargisini sarip üzüntülü bir bicimde" gözümü neden aldı " diye sorar. Adam "seni izlemek için aldı bundan sonra ne yapip ne ettiginden haberdar olacak" der. Adam basina nelerin geldigini sorar zubeyde. Zubeyd bir bir anlatır . Adam cantasini alır ve zubeyde derhal orya gitmelerini söyler...

Bazı binler mesaj atmis huddam ne diye? Onu bi acıklayayım öncelikle ;

Hüddam, cinleri ve şeytanları kontrol etmeyi amaçlayan bir öğretidir. Günümüzde bu ilimi öğreten resmi bir kurum yoktur. Büyücüler bu ilimi gizli öğrenirler ve çok iyi bilirler. Antik Mısır'a kadar dayanan bir öğretidir. islam dini geldikten sonra Mısır'da Hüddam, cin çağırma, cinlere tapma gibi tüm eylemler yasaklanır. Dinlerin çoğu Hüddam konusuna değinir. Tüm dinlerin kutsal kitaplarında Süleyman'ın cinleri kontrol ettiği ve emrinde çalıştırdığı yazar. Bu çok tehlikeli bir ilimdir. Cinleri tutsak etme, onlara hükmetme ve istediğini yaptırmayı amaçlar. Cinler büyüler ve tılsımlarla insanların kontrolü altına alınır. işte Hüddam bu tılsımları ve büyüleri bildirir. Hüddam, islam inancına göre Müslüman cinleri kontrol altına almayı isteyen bir ilimdir ve günahtır. Yahudilik ve Hristiyanlıkta ise şeytanları kontrol altına almayı isteyen bir öğretidir ve günah değildir.[ Hristiyan ve Yahudi öğretilerinde insanların Tanrı'dan aldıkları güçle cin ve şeytanları kontrol altına alacağına inanılır.

Zubeyd ve Huddam yola koyulur. Adam yolda hicbir türlü durmayacaklarını , hızlı bir sekilde koye varmaları gerektigini soyler. Zubeyd onaylayarak yol alırlar. Koyün yakınlarında bir bebek sesi duyulur. Ama öyle bir ses ki bebek parcalanasıya bagiriyor. Zubeyd duraksar ve huddama durmasini soyler. Duydugu sesi soyleyip bu nedir diye sorar. Adam " sakın olaki aldırış etme bu bir oyun seni yanlarına çekmeye çalısıyorlar" der. Zubeyd şaşkındı. Ve daha hızlı adımlarla koye girerler. Harabeye doğru giderler. Dışarıda imamin cansiz bedenini görürler . Taşın üstünde kanlarla yazilmiş kelimeler ve saýılar vardır. Zubeyd direk iceri girer fatmaya bakınır. "Fatmaaaaa" diye bagirir. Ses soluk cıkmaz . Tam herşey bitti derken yan odanin kapi kolundan gicirti sesi gelir . Zubeyd aniden kapiya yonelir. Fakat kapi kitlidir . Zubeyd kapiyi kirarak girer odaya . Yerde yatan karisini görünce dizlerinin ustune dusuverir o an. Huddam gelir içeri ve fatmayi kaldirir. Zubeyd ise bitkin dusmus kendini suclayip agliyordu. Fatmayi iceri yatiran huddam kolundaki yarayi fark eder ve o na bir muska yazar onu yastiginin altina koyar. Zubeyd e kendini toparlamasini soyler. Zubeyd karisinin yanina gider. Ve suyla kolundaki yarayi temizler. Fatma inleyerek ağır agır konusur ve der ki " biz iyiyiz" Zubeyd bunu duyunca bi nebze olsun rahatlar...

Huddam bu arada cozum yolu aramaya baslamisti. Fatmanin karni iyice sismisti. Artik dogurması an meselesi fakat karni sistikce gobeğı karariyor. Ve damarlanmaya basliyor. Huddam bu cocugu dogar dogmaz öldürulmesi gerektigini soyler. Fatma bunun olmasina izin vermeyecegini onunla birlikte kendininde oldurulmesini kabul ediyordu. Buna da zubeyd izin vermiyordu. Huddam cinlerine etrafta olmalarini ve herhangi bi tehlikede onlari haberdar etmelerini soyler. Huddam cocugu dogurtmayi soyler . Belki bir ihtimal kurtulabileceklerini ekleyerek. Fatma caresizce kabul eder. Zubeyd ise hala kararsizdir. Fatmanin gozyaslari karsinda huzunle kabul eder. Huddam cocugu dogurtmaya baslar . Fatma aci cekmeye basladiğı an bir kahkaha sesi gelir. Zubeyd " onlar... " der ve o esnada kapı 'çaaattttt' diye acilir. Soguk ve kuvvetli bir rüzgar girer içeri. Huddam cinlerini cagirir. Fakat gelen olmaz. Fatma aci cektikce sesler yukselir. Fatma can havliyle son bir ciğlik daha atar. Huddam cocugu cikartir. Gözleri simsiyah bir cocuk dunyaya gelir fakat bu cocuk aglamaz . Huddam ellerinin arasina aldiğı bebeğı basinin ustune kaldirarak arapca ayetler ve kelimeler soyler. O anda cin kadın görünür...

Kadın zubeyd in yanına yaklaşır. Ve o na" sizi rahat bırakmamız için bizimle geliceksin" der. Zubeyd biraz olsada rahatlamaya çalışır. Teklifi karisi ve cocugunun hayati icin kabul eder. Huddam zubeyd e " Sakın inanma yapma dediklerini bu bir oyun" der. Fakat zubeyd " belki bir şans vardır bizim için. denemem gerek ne olursun, beni anla" der. Cin kadın huddamın yanına sokularak iğrenç bir gülüş sergiler. Huddam kadına " bunun hesabını sana ve cinlerine soracağım. Bu saatten sonra müslümanların ve müslüman cinlerin düsmanısınız. Kabilenizin sonu yakın " der. Ama tebûr con kabilesinin büyük ve şeytani cin kabileleri arasında önde geldiğini biliyordur. Tebûr kadını huddamin sozleri uzerine uzun bir kahkaha atar. Ve zubeydi yanlarina alarak . Harabeden giderler. Fatma endişelidir . Zubeyde zarar vereceklerini düsünmektedir. Huddam elindeki çocuğu fatmaya uzatarak . "Zubeyd i onlarin elinden alicagiz merak etme sen" diye teselli etmeye calisir. Fatma cocuguyla ilgilenmeye baslarken , huddam olan nizam efendi diger müslüman cinlerle iletisime gecer. Durumu anlatır. Ve onlardan yardim ister.. Zubeyd ise tebûr cinleri ile büyük bir mağraya gelirler. Zubeyd korku dolu gözlerle kadına " burası neresi ? Ne yapicaksiniz bana" diye sorular sorar...