-
251.
-1adamın dibidir panpam
- 252.
-
253.
0#128267138
-
254.
0al ulan sana kanıt o.çTümünü Göster
hangi padişahlar içki içerdi?
soner yalçın geçmişten gelen bir polemiği yeniden alevlendirdi: "hangi osmanlı padişahları içki içerdi?" işte nedeni ne olursa olsun, yasağa, cezaya rağmen, haram olduğunu bile bile içki içen padişahlar!
hangi padişahlar içki içerdi?
soner yalçın / hürriyet
tbmm plan ve bütçe komisyonu'nda ulaştırma bakanlığı bütçesi görüşülürken, şaraptan alınan yüksek vergi tartışma konusu oldu.
bakan binali yıldırım, "insanların ayık gezmesi lazım" diyerek yeni bir içki tartışması başlattı. bugün devletin üst sivil kadrolarında içki içen kimse yok; herkes ayık."ayık olmak" bir devlet politikası haline geldi. bu nedenle devlet seremonilerinde bile kadeh kaldırılmıyor. bazı çevreler, "osmanlı devleti de böyleydi" diyor. öyle miydi değil miydi; gelin bir göz atalım.
adi: osmanzade taib ahmed (1660-1724). şairliği, padişah özel kátipliği ve tarihçiliği vardı. 11 kitap yazdı:
"hadikatü'l-müluk" adlı eserinde; sultan i. osman'dan ii. mustafa'ya kadar 22 padişahın hayatını kaleme aldı.
"hadikatü'l-vüzera" adlı kitabında ise, ilk osmanlı veziri alaaddin paşa'dan, rami mehmed paşa'ya kadar 108 sadrazdıbının hal tercümelerini yazdı.
bizim yararlanacağımız kitabının adı ise "telhisü mehasini'l-adab".
kitabın adından da anlaşıldığı gibi taib ahmed efendi'nin bu eseri; meşhur arap ilahiyatçı/edebiyatçı cahiz'in (776-868) "minhacü's-süluk" ile tarihçi mustafa ali efendi'nin (1541-1600) "mehasinü'l-adab" isimli kitaplarının sadeleştirilmiş bir özetiydi.
sadrazam damat ibrahim paşa'ya takdim edilen bu eser 15 bölümden oluşuyordu. 3'üncü bölümde, islam halifeleri ve osmanlı padişahlarının özel hayatlarına ilişkin bilgiler mevcuttu.
bayezid'i içkiye eşi aliştiriyor
"telhisü mehasini'l-adab" adlı esere göre, osmanlı'nın ilk sultanları ağızlarına içki koymamışlardı.
ilk padişah osman gazi, dini bütün şeyh edebali'nin damadı olduğundan "kadehin gül rengine rağbet etmemişti".
ancak: bu eserin aksine, bazı tarihçilere göre, osman gazi bizanslı beylerle (tekfur) şarap içmişti. taib ahmed'e göre, osman gazi'nin oğlu orhan da içkiden uzaktı.
her iki padişah da içmiyordu ama toplantılarında komutanlarına iltifat etmek maksadıyla içki/"dolu" sunmuşlardı. bu adet, yıldırım bayezid, çelebi sultan mehmed ve sultan i. ve ii. murad döneminde de devam etmişti.
taib ahmed'e göre, "fatih sultan mehmed han ve sultan bayezid-i veli, komutanları ve vezirleriyle arada sırada iyşü nuş (içki álemi) ederlerdi. hatta bayezid-i veli, sadrazam gedik ahmed paşa'yı işret (içki) sırasında katletmişti".
yine kitabın aksine, bir iddiaya göre, yıldırım bayezid içki içiyordu. padişahın içki ve bezm (içki meclisi) düşkünlüğünün sebebi, eşi sırp prensesi maria despina (olivera) idi.
lakabi 'sarhoş' olan padişah
dönelim tekrar taib ahmed efendi'nin kitabına:
yavuz sultan selim içki kadehine fazla iltifat etmezdi, ancak ara sıra içerdi. heyhat, çabuk sarhoş olup şiir okurdu. bir gün bir eğlence sırasında yine sarhoş oldu; ayağa kalktı; elindeki kadehi öne doğru uzattı ve üzümden ilk şarabı çıkardığı iddia edilen iran şahı'nı anımsayıp şiir okudu:
"bint-ül inebin bikrini cem etti izale."
(üzümün kızının bekáretini cem yok etti!)
kanuni sultan süleyman'ın, ilk zamanlarında mugibi dinlerken içki içmişliği vardı. ancak daha sonra içkiyi yasakladı.
"osmanlı'nın yasağı üç gün sürer" deyimi doğruydu. kısa bir zaman sonra içki yasağı unutuldu, meyhaneler yeniden açıldı.
padişahlar arasında içkiye en düşkün isim ii. selim'di. lakabı "sarhoş" idi. bu dönemde sınırsız içki serbestliği vardı.
ilginçtir, ii. selim içkiye düşkün olmasına rağmen, beş vakit namazını da kaçırmazdı. ve sonra, halvetiyye şeyhi süleyman efendi'nin telkiniyle içki içmeye tövbe etti. hatta bir gün hastalandığında hekimlerin iyileşmesi için verdiği ilacı, "içinde içki vardır" diye içmedi.
içkiye karşı padişahlardan biri de iii. murad'dı. içki içmediği gibi huzurunda lafının edilmesinden bile hoşlanmazdı. bunun altında yatan sebep ise şuydu: şehzadeliği sırasında babası ii. selim bir gün kendisini içki sofrasına çağırdı. içki içmesine izin verdi. ama padişah daha önce harem kethüdası hekimbaşı kurdoğlu'na, şarap kadehinin içine baş ağrısına neden olacak bazı maddeler koymasını istemişti. şehzade bu oyundan habersiz şarap kadehini ardı ardına içince birkaç gün baş ağrısından duramadı ve içkiye tövbe etti.
bir diğer padişah, iii. mehmed de babasının yolundan gitti; içki içmedi. ama onun döneminde osmanlı kötü bir alışkanlıkla tanıştı: tütün.
allah'tan tütün günah değildi!
osmanlı padişahlarının içkiyle ilişkileri hep inişli çıkışlı oldu.
içki yasağı bazen şiddetle uygulandı, bazen ise görmezden gelindi.
bu uygulamalarda, padişahların kişisel yaşamlarının etkisi vardı:
örneğin, i. ahmed çok dindardı ve onun döneminde içki yasağı çok etkiliydi.
meyhaneyi öven şeyhülislam
osmanlı devleti için 17. yüzyıl, "duraklama" dönemiydi.
osmanlı savaş kaybettikçe gericileşti. içki yasakları bu dönemde arttı. tüm kötülüklerin sebebi bu uğursuz içkiydi!
iv. murad kendisi içmesine rağmen halka alkol, sigara ve kahve kullanılmasını yasakladı. içki içenler darağaçlarında sallandırılırken iv. murad'ın şeyhülislamı zekeriyazade yahya efendi bakın şiirinde ne diyordu:
"mescitte riyamişler etsin ko riyayı/ meyhaneye gel kim ne riya var ne mürai... " (bırak mescitte ikiyüzlüler devam etsin riyakárlığa/ sen meyhaneye gel ki orada ne riya var ne riyakár.)
eee, şimdi bu şiiri nasıl değerlendireceğiz?
neyse devam edelim.
sultan ibrahim döneminde yeni keyif verici maddeler ortaya çıktı: bunların başında, burundan çekilen enfiye (burun otu) vardı.
bir tür uyuşturucu olan enfiyeyi zamanla padişahlar ve sadrazamlar kullanacaktı.
bir sonraki padişah iv. mehmed, avcılığa ve eğlenceye çok düşkün olmasına rağmen içkiden uzak durdu. hatta yasakları katılaştırdı.
ve 17. yüzyıldaki içki yasağı, osmanlı'yı yeni bir alkol çeşidiyle tanıştırdı: rakı.
rakı, -görünürde sudan farklı olmadığı için-, içki yasağını delmek maksadıyla osmanlı'ya giriverdi.
görüldüğü gibi, bize ait zannettiğimiz rakı maalesef "milli içkimiz" değildi. "rakı" sözcüğü türkçe değil arapça'ydı. arap ülkelerinde "arak" denilmekteydi.
rakıyı osmanlı sarayı da pek sevdi. iii. ahmed, çoğunlukla geceleri hünkár sofasında, balkonda yumuşak yastıklar içinde yarı yatmış bir halde oturur, sadrazamı, şairleri ve dalkavuklarıyla rakı içerdi. -
255.
0akp'nin 2002 den beri sattığı şirketlerden gelen para nereye gitti diye sormak lazım aslında bu şakirte mi desem barzoya mı desem .bunların toplamı 1000 anıtkabir eder 100000 de olabilir bunların hesabı bir verilsin ilk önce de sonra konuşulacak en son şey olan anıtkabire harcanan para konuşulsunTümünü Göster
1-taksan,
2-gerkonsan,
3-seka afyon işletmesi ,
4- seka balıkesir işletmesi,
5- seka çaycuma işletmesi,
6- seka kastamonu işletmesi,
7- seka aksu işletmesi,
8- seka taşucu tersane alanı,
9- seka’ya ait 4 taşınmaz,
10- tzd sakarya işletmesi,
11- thy usaş,
12- tdi trabzon limanı,
13- tdi dikili limanı,
14- tdi kuşadası limanı,
15- sümer holding’e ait merinos halı fabrikası,
16- sümer holding’e ait eryağ,
17- sümer holding’e ait adıyaman işletmesi,
18- sümer holding’ e ait 117 adet taşınmaz,
19- kbi’ ye ait 103 arsa, 89 lojman,
20- ebüaş-meybuz,
21- ebüaş’ a ait 54 taşınmaz,
22- tekel kaya tuz,
23- tekel ‘e ait 30 taşınmaz,
24- esgaz,
25- bursagaz,
26- eti bakir,
27- eti gümüş,
28- eti krom,
29- eti elektrometalurji a.ş,
30- çayeli bakır işletmeleri a.ş,
31- kbi samsun işletmesi,
32- kbi 65 adet taşınmaz,
33-div-han a.ş,
34- amasya şeker fabrikası,
35- kütahya şeker fabrikası,
36- sümer holding’ e ait tümosan,
37- sümer holding malatya işletmesi,
38- sümer holding bakırköy işletmesi,
39- sümer holding diyarbakır işletmesi,
40- sümer holding çanakkale deri işletmesi,
41- sümer holding’e ait 108 adet taşınmaz,
42- sümer holding ortadoğu teknopark a.ş,
43- seka karacasu işletmesi,
44- seka ankara alım satım binası müdürlüğü,
45- seka ardanuç işletmesi varlıkları,
46- tügsaş,
47- tügsaş gemlik gübre san. taş,
48- tügsaş-igsaş hisseleri % 100,
49- tügsaş urfa depoları arazisi,
50- tügsaş’ a ait 23 taşınmaz,
51- igsaş kütahya gübre varlıkları ,
52- tekel alkolü içkiler san. a.ş,
53- tekel’ e ait 60 adet taşınmaz,
54- tekel inegöl kibrit fabrikası t.a.ş,
55- tekel gemlik sun.ip.mües. t.a.ş,
56- tekel tuzluca tuzlası,
57- tekel sekili tuzlası,
58- ebüaş samsun soğuk hava deposu,
59- ebüaş manisa kombinası,
60- ebüaş manisa arsası,
61- ebüaş’ a ait 101 adet taşınmaz,
62- tdi ankara feribotu,
63- tdi samsun feribotu,
64- petkim 2adet taşınmaz,
65- tedaş 1 arsa, 1 adet trafo binası,
66- tedaş 1 adet taşınmaz,
67- ataköy turizm a:ş,
68- ataköy otelcilik a:ş,
69- ataköy marina ve yat işletmesi,
70- sümer holding beykoz işletmesi,
71- sümer holding istanbul imar ltd. şti,
72- sümer holding 2 adet taşınmaz,
73- tdi karadeniz gemisi,
74- tekel kristal tuz rafinerisi,
75- tekel kağızman tuzlası,
76- tekel’ e ait 49 adet taşınmaz,
77- tüpraş 2 adet taşınmaz,
78- tdi 1 adet taşınmaz,
79- seka 5 adet taşınmaz,
80- köy hizmetleri genel müdürlüğü (tasfiye edildi),
81- ssk hastaneleri (tasfiye edildi),
82- ssk eczaneleri (tasfiye edildi),
82- seka kocaeli fabrikası ve arsası
83-sümer holding sarıkamış işletmesi,
84-sümer holding sivas dokuma fabrikası,
85- sümer holding manisa pam. men. a:ş,
86- sümer holding makine ve teçhizat,
87- sümer holding 32 adet taşınmaz,
88- tügsaş samsun gübre sanayi a.ş,
89- tekel 5 adet taşınmaz,
90- araç muayene istasyonları 1. bölge,
91- dsi erciyes sosyal tesisi,
92-bayındırlık ve iskan bakanlığı erciyes sosyal tesisi,
93- karayolları erciyes sosyal tesisi,
94-tekel sigara fabrikaları,
95-sümer holding bergama pamuk ipliği fabrikası,
96-tekel sigara fabrikalarına ait taşınmazlar,.
97-tekel puro fabrikaları,
98-tekel alkol işletmelerine ait taşınmazlar,
99- tercan ayakkabı işletmesi,
100-tcdd mersin limanı,
101-adapazarı şeker fabrikası,
102-ereğli demir çelik fabrikası,
103-iskenderun demir çelik fabrikası,
104-ereğli limanı,
105- iskenderun limanı,
106-yarımca limanı,
107- yarımca porselen fabrikası,
108- romanya’daki silisli sac fabrikası,
109- divriği demir madeni,
110- hekimhan demir madeni,
111- kırıkkale çelik çekme boru fabrikası,
112- borçelik,
113-tüpraş,
114- petkim,
115- türk telekom,
116- kibris türk hava yollari,
117- tügsaş toros gübre fabrikası,
118- tügsaş tekirdağ, tarsus, fatsa depoları,
119- seydişehir eti alüminyum a.ş,.
120- oymapinar baraji,
121- eti alüminyum’a ait madenler,
122- emekli sandığı ankara emek işhanı,
123-emekli sandığı istanbul hilton oteli. -
256.
0özet
afedersinde gibim başına dönücek geri suriyeliler. orosbu çocuğun amacı belli her gelen suriyeli + oy demek adamın gibindemi zannediyosun siruye felan tamamiyle ego hastası dediğini esada yaptıramadı abd ye sakso çeker bundan sonra ne olucak aha pkk da geri çekilmeyi durdurdu sen gidip adamın iç işlerine karişip adamın ülkesindeki mualefeti slahlandırıp eğitim verirsen sonuçlarına bizler katlanırız nemi olucak iyi oku yarın ordada kamplar kurulacak hemde pkk dan daha fazlası destek desen destek silah dersen silah ilaç dersen ilaç eee türkiyeye ozaman abdmi yardım edicek zannediyorsunuz dıbınakoduğumun züt kılları sizi
• **
yaşanmışlık
kısa ve özet geçicem şimdi olayın savaş siyaset o.ç dexter kısmına girmeden çok basit bi yerden giriyorum panpalar son 1 haftada yaşadıklarım
şimdi ben istanbulda yayla bahçeli evlerde kalıyorum sözleşmem bittiğinden yeni bir eve taşınmam lazım 1 aydan beri ev bakıyorum oda ne anasını gibeyim memlekette ev kalmamış adamı arıyorum gidiyorum hooop bi suriyeli diğerini arıyorum eve gidiyorum evden suriyeli çıkıyor yok faşist bi adam olsam dicem ki kendi ülkemizde mülteci olduk orosbu çocukları neyse gene bugün
bir eve gittim adamla araştık felan ev anasının amında 12 ci daire kat 7 asansörsüz 30 senelik bina bina kalmadı memlekette giderimki ne göreyim toplu mulakata girdik ev kiralamak için 5 kişi orda bekliyor
muhabbetleri aynen yazayım bu o.çları devletten 750 tl kira parası alıyolarmış vay anasını gibim vay anasının dıbına patlıcan sokayım ulan bu ülkede o paraya günde 12 saat çalişan 1 ay yardıran insanlar var vay anam vay vay bababm vay işin asıl yıkıcı bomba olayına geliyorum
mahalleye girdim eve dönücem ki yeni bir tükkan açılmiş bi yemek yeri gireyim bakayım dedim adam girer girmez 4 kişi kalktı hoş bulğunuz gibi bişiler dedi menüye baktım anlatmaya başladı ama konuşamıyor bin dur dedim bi dakka hayırlı olsun yeni açtınız sanırım nerelisiniz ?
suriyeliyiğ biz abi dedi
vay ananı gibeyim lan 32 yaşındayım yüksek lisan yapmişim askeri maaşla çaliştiğim zamanlar çok eski değil anamız gibiliyor ama adam kalkıp gelip hiç bi gibim yapmadan sadece oy hakkını birileri kullansın diye gelip mekan açıyor gaspp ediyor ne lan bu - 257.
-
258.
0din ve siyaset hakkında hiçbir şey bilmediğimi farz edin.
bana islamda kin beslemenin, şiddetin,vs. her halükarda günah olduğunu öğretiyorlar.
sonra gezi parkında insanları öldürenlerin dindar olduğunu söylüyorlar.
ben de zütümle gülüyorum. - 259.
-
260.
0neden yoksuluz = belgesel çin
-
261.
0kur'an müslümanlığı ile bir ilgisi olmayan emevi saltanat dinciliği yapıyorsunuz. allah'ın sevgisinden yarattığı yaşama en küçük bir saygı duymuyorsunuz! insanları kadın, erkek, din, mezhep üzerinden ayırıyorsunuz. bilimi hayatınızdan dışlıyorsunuz. bu yüzden korkunç derecede cahilsiniz! allahı da kendiniz gibi rüşvet(ibadet)ile satın alınabilecek bir varlık olarak görmeniz yüzünden başınız pislikten kurtulmuyor! yaratılışa karşı her türlü melaneti işledikten sonra istediğiniz kadar namaz kılın, kurban kesin, hacca gidin islam coğrafyası sayenizde kan ve gözyaşından kurtulamayacak!
-
262.
0kur'an müslümanlığı ile bir ilgisi olmayan emevi saltanat dinciliği yapıyorsunuz. allah'ın sevgisinden yarattığı yaşama en küçük bir saygı duymuyorsunuz! insanları kadın, erkek, din, mezhep üzerinden ayırıyorsunuz. bilimi hayatınızdan dışlıyorsunuz. bu yüzden korkunç derecede cahilsiniz! allahı da kendiniz gibi rüşvet(ibadet)ile satın alınabilecek bir varlık olarak görmeniz yüzünden başınız pislikten kurtulmuyor! yaratılışa karşı her türlü melaneti işledikten sonra istediğiniz kadar namaz kılın, kurban kesin, hacca gidin islam coğrafyası sayenizde kan ve gözyaşından kurtulamayacak!
din ve siyaset hakkında hiçbir şey bilmediğimi farz edin.
bana islamda kin beslemenin, şiddetin,vs. her halükarda günah olduğunu öğretiyorlar.
sonra gezi parkında insanları öldürenlerin dindar olduğunu söylüyorlar.
ben de zütümle gülüyorum. -
263.
0ADAMIN HASIDIR ADAM gibi müslümandır
not:ateistim -
264.
0#130255998 sevdim kendisini.
- 265.
-
266.
0"Haziran Direnişi için Eylül tezleri" başlığıyla son aylarda Türkiye’deki eylemlere ilişkin 18 maddelik bir bildiri yayınladı.Tümünü Göster
TKP Merkez Komite tarafından hazırlanan 18 maddelik açıklamada Gezi eylemlerinin çıkış nedenlerinden Türkiye’deki siyasal atmosfere ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yer almakta.
BU GÖRÜŞTEN VAZGEÇMEK ÜLKEDEN, HALKTAN VAZGEÇMEKTiR
Değerlendirmenin 12’inci maddesi ise Türk bayrağına ilişkin. “Ay yıldızlı bayrağın Haziran direnişinde tuttuğu yeri bir arıza, bir bilinç ekgibliği olarak görmek sadece direnişi anlamamak değil, direnişe sırt çevirmektir.” ifadesinin devamı ise şöyle: “Bayrakla simgelenen görüş, komünist şairimizin dizesinde saklı: Bu memleket bizim! Bu görüşten vazgeçmek ülkeden, halktan vazgeçmektir. Ülke aydınının, sosyalist hareketimizin, özgürlük ve eşitlik neferlerinin artık bu umutsuz ruh halinin eşiğinden bile geçmeye hakkı yoktur.”
iŞTE O AÇIKLAMANIN TAMAMI
“1. Türkiye, AKP’nin ülkeye biçtiği ikinci Cumhuriyet Modeli’ni yırtıp atmıştır. Bu, ülkemizin iç dinamikleriyle birlikte bölge ve hatta dünya gerçeklerinin bir sonucudur.
2. Haziran Direnişi, bu açıdan hem bir sonuç hem de bir etken oldu. Direniş, farklı toplumsal kesimlerde son on yılda birikmiş tepkinin patlaması olduğu için bir sonuç, AKP’nin düşüşünde, maskesinin indirilmesinde önemli bir yer tuttuğu için de bir etkendir.
3. Haziran Direnişi’nin benzersiz yönleri olduğu, otuz yıllık zifiri karanlığın içinden beklenmedik, görkemli bir patlama olarak ortaya çıktığı doğrudur. Öte yandan, aynı zamanda kitlesel yaratıcılıkla özdeşleşmiş direnişe “nihayet yüzünü gösteren bir ayaklanma modeli” olarak bakıp onu şablonlaştırmak, dondurup sabitlemeye, giderek aynı şekilde tekrarlamaya çalışmak büyük bir yanlış olur.
SON 10 YILDAKi EYLEMLER GEZi SÜRECiNiN BAŞLAMASIN ÖNEMLi
4. Bir kere, yalnızca Haziran günlerinden değil, geride bıraktığımız on yılda, yaşanan farklı ölçülerdeki kitlesel direnişlerden geleceğe aktarılan, toplumsal kurtuluş mücadelemize ışık tutan pek çok unsur vardır. Tekel işçilerinin direnişi, liselilerin sınav protestoları, kadın cinayetlerine ve kürtaj yasağına karşı yaygın tepki, üniversitelerdeki eylemler asla göz ardı edilmemelidir. Toplumsal eylem, bir yandan yoğun bir şiddeti göğüslerken, bir yandan da meşruiyetini korumak, haklılığını sürdürmek zorundadır. Geniş kitleler için faşist terör ve şiddet karşısında boyun eğmemenin temel koşulu cesaret, korkusuzluk ya da gözükaralık değildir. Çoğu kez “duyarsız, uyuşturulmuş” yığınlar olarak görülen geniş toplumsal kesimler, yalnız kalmayacaklarını ve haklılıklarını kaybetmeyeceklerini bildikleri sürece her türlü saldırıyı karşılayabilir.
5. Farklı toplumsal kesim ve dinamiklerin duyarlılıklarının ortak bir potada eritilebilmesi, Haziran Direnişi’nin önemli bir avantajı oldu. Ancak farklı unsurların her birinin kendisini daha belirgin hale getirme yönündeki zorlamaları, toplumsal direnci sağlamlaştırmamakta, aksine dağıtmaktadır. Örneğin, Kürt siyasetinin “direnişe olumlu bakıyoruz, ama Kürt halkının kimlik ve özgürlük sorunlarının daha fazla altının çizilmesi ve öne çıkartılması gerekir” yönündeki zorlaması, “Kürt düşmanı” damar nedeniyle değil, direnişin siyasi doğrultusunun bu tür parçalı yaklaşımlara izin vermemesi nedeniyle bir sorun oluşturmaktadır. Kürt siyaseti yalnızca bir örnek. Benzer zorlamalar nereden gelirse gelsin aynı olumsuz sonucu yaratır.
YURTSEVERLiK HAZiRAN DiRENiŞiNDE iFADE BULDU
6. Direnişin güncel sorunu, daha Haziran ayının ilk günlerinde oldukça derli toplu bir biçimde belirginleşen ideolojik ve siyasal doğrultunun sürdürülmesi ve ileri taşınmasıdır. Yurtseverlik, aydınlanmacılık, özgürlükçülük ve eşitlikçilik ülkemiz tarihinde az görülmüş bir zenginlik, yaratıcılık ve bütünlük içinde Haziran Direnişi’nde ifadesini buldu. Direnişin biçim ve araçlarını da bu bütünlük şekillendirmiştir. Devlet terörünün kalabalık bir polis ordusu ve çirkin bir yandaş güruhu eliyle uygulandığı, acımasız cinayetlerin işlendiği anlarda bile, direniş saldırganlık ve şiddete hep sınır çekmişse, bunun nedeni kitlelerdeki “daha zamanı gelmedi” hissi değildi. Kitle hareketi, kendisini kolay hedef haline getirecek taşkınlıklardan uzak dururken, kabaca “ülke ve dünya kamuoyu nezdinde haklılığını korumak” gibi teknik bir uyanıklık göstermiş olmadı. Hareket, direnme gücünü, provokasyonları boşa çıkartma becerisini, aklını ve estetik yeteneğini, yaygınlaşma özelliğini yukarda sayılan değerlerine, aydınlanmacılığa, özgürlükçülüğe, eşitlikçiliğe, yurtseverliğe borçludur. Kitle sağduyusunun kaynağı bunların oluşturduğu bütünlüktür, bu bütünlüğe sahip çıkmaktaki ısrardır.
7. Direnişin simgelerinden biri haline gelen barikatlar, devletin terör örgütünün üzerine sürülen iş makineleri, bu tablo içinde anlam kazanmış, saldırganlık ve şiddetin değil, zorbalık karşısında boyun eğmemenin, şiddete direnmenin simgeleri olmuştur. AKP terörünün adeta bir düşman olarak gördüğü Hatay halkı bile hükümetin yarattığı savaş meydanında dişiyle tırnağıyla yerini alırken, andığımız sağduyuyu korumuş, bu sayede yurtseverliğine ve özgürlükçülüğüne halel getirmemiş, kavgasının meşruiyetini pekiştirmiştir. -
267.
0AKP’NiN ELi AYAĞINA DOLAŞTITümünü Göster
8. Direnişin güncel meselesinin, Haziran’daki nabzı sonbahara taşımak olduğu doğrudur. Öte yandan bunu iki farklı şekilde kavramak mümkündür. AKP hükümetinin, “direnişi sonbahara taşıma” konusunda kitleleri kışkırtmaya çalıştığı birinci kavrayış, salt Haziran’ın “savaşçı” ruhunu yeniden üretmekten ibarettir. AKP, karşısında bundan ibaret bir mücadele bulmak istiyor. Doğru kavrayış, siyasal doğrultunun her somut durumda yeniden üretilmesidir.
9. Örneğin Haziran direnişi, Yeni Osmanlıcılık kurgusuna güçlü bir tepkiyi barındırmıştı. Buradan sonbahara taşınacak olan, savaş karşıtlığıdır; AKP’nin eline ayağına dolaşmış olan, Suriye halkına dönük düşmanca uygulamaların hesabını sormaktır. Ortadoğu’da düşüşe geçmiş AKP’ye, bir tekme de halkın vurmasıdır.
10. Haziran direnişi, özgür düşünceyi ve bilimi baskılayarak dinselliği öne çıkartan, dinsel bağnazlığı ile toplumun yaşam alanlarını ve tarzını baskılayan laiklik düşmanı AKP politikalarına güçlü bir tepkiyi ortaya koymuştu. Sonbahara taşınması gereken, düşünce özgürlüğü ve özgür düşüncedir; eğitimin dinselleştirilmesine, tarikat ağları ile gençliğin kuşatılmasına, devlet yöneticilerinin halife ağzıyla konuşmasına karşı her alanda ve her somut durumda mücadele edilmesidir.
11. AKP döneminde azgınlaşarak devam eden ve ülkenin yağmalanması halini alan özelleştirmeci, liberal politikalar da Haziran Direnişi'nde ortaya çıkan öfkeden nasibini aldı. Sonbahara taşınacak olan, bu kamucu duyarlılığı AKP'nin her somut projesinde yağma ve talanının karşısına çıkartmaktır.
AY YILDIZLI BAYRAĞIN HAZiRAN DiRENiŞiNDE TUTTUĞU YER
12. Ay yıldızlı bayrağın Haziran direnişinde tuttuğu yeri bir arıza, bir bilinç ekgibliği olarak görmek sadece direnişi anlamamak değil, direnişe sırt çevirmektir. Bayrakla simgelenen görüş, komünist şairimizin dizesinde saklı: Bu memleket bizim! Bu görüşten vazgeçmek ülkeden, halktan vazgeçmektir. Ülke aydınının, sosyalist hareketimizin, özgürlük ve eşitlik neferlerinin artık bu umutsuz ruh halinin eşiğinden bile geçmeye hakkı yoktur.
13. Haziran direnişinin sürekliliğinin sağlanması her şeyden önce bir ideoloji meselesidir. “Sokaklar boşalmasın” paniği, AKP’nin yönlendirme ve kışkırtmaları ile beslenen bir kuruntudan ibaret. AKP, direniş saflarında bu kuruntunun güçlenmesini, direnişçilerin, yanıtlaması kolay adımlar atmalarını arzuluyor. Bu durumda asıl zayıflık sürüp gidecek ve hareket yorgun düşecek... Hükümet buna yatırım yapıyor. Oysa paniğe gerek yok. Yaklaşık iki ay boyunca direnişe katılmış, çeşitli biçimlerde onun parçası olmuş milyonlarca yurttaşın, direnişin ideallerinden uzaklaştığını düşünmek için herhangi bir neden bulunmuyor.
14. Bu aşamada yapılması gereken, Haziran ideallerinin zayıflatılmasına, bölünüp parçalanmasına izin vermemektir. Bunun yolu halkın örgütlenmesinden, örgütlü kılınmasından geçiyor. Sokak direnişleri, geride bıraktığımız aylarda bir “örgütlenme” biçimi de oldu. Öte yandan bu, olası tek örgütlenme biçimi olmadığı gibi şablonlara, biçimsel standartlara da indirgenemez. Sokak direnişindeki örgütlenmenin temel yönleri kitlesellik ve yaratıcılıktır.
DiRENiŞ DURMAMALIDIR VE DURDURULAMAZ
15. AKP'nin marjinalleştirme tuzağına düşülmemelidir. Direnişi sonbahara taşıma kararlılığı ile halk hareketi niteliğinin korunması tek bir bütündür. Direniş, devrimci kesimlere ve onu çevreleyen gençliğin militanlığına daralmamalı, son bir “onur kavgası” ile sönümlenmemelidir. Böyle bir sonucun, direnişin kazanımlarını kendine yontacak statükocu muhalefete yarayacağı unutulmamalı, buna izin verilmemelidir.
16. Direnişin dinamik gücü olan gençlik, direnişin tek ya da ana unsuru değildir. Ana-babalarının 30 yıl süren ataletini kıran gençlerin, onların yerine değil, onlarla birlikte mücadele ettiği de unutulmamalıdır.
17. Somut olarak, yukarıda saydığımız noktalar ihmal edilip direniş kendisini polisle çatışma, sokak barikatları ve havai fişeklerle sınırlamakta ısrar ederse, bunun sonucu, yurtseverlik, aydınlanmacılık ve özgürlükçülük ideallerinin sulandırılmış bir biçimde düzen muhalefetine teslim edilmesi olacaktır.
18. Direniş durmamalıdır ve durdurulamaz. Türkiye Komünist Partisi bunun için görev başındadır. Direnişin ideallerini, siyasal doğrultusunu ve oluşturduğu karşıtlıkları yeniden üretmek ve örgütlemek görevi bütün yoldaşlarımızın önünde durmaktadır. Anlatmak, kazanmak, örgütlü kılmak ve cesaretlendirmek zorundayız. Bunun için sadece vicdanı ve cesareti değil, aklı ve yaratıcılığı harekete geçirmek zorundayız. inanıyoruz, iddia ediyoruz ve biliyoruz: insanlık kazanacak. Sosyalizm kazanacak. Emperyalistler, savaş kışkırtıcıları ve uluslararası gericilik kaybedecek.” -
268.
+2Anan
-
269.
+1selam ben geldim bu adam iyidir takdiri hak ediyor
-
270.
-1içinizde zerre insaf adalet kalmamış.
“vaktiyle kendini beğenmiş bir adam, güzel elbisesini giymiş, saçını taramış, çalım satarak yürüyordu. allâh teâlâ, onu yerin dibine geçiriverdi. o şahıs kıyamete kadar debelenerek yerin dibini boylamaya devam edecektir.” (buhârî, enbiyâ, 54; müslim, libâs, 49-50).bunların alayı böyle amk üç kuruş parayla adam oluyolar.burdan inandığınız din ve rte arasında bağlantı kurun. bu sefer tamamdır hacı
http://tv.haberturk.com/b...eo/engelli-kiza-sok/95394
http://tv.haberturk.com/o...-gerceklesti-karari/97000
http://www.engellihaber.o...hastasi-kizi-aglatti.html
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 22 12 2024
-
elması neyle delebilirim
-
bakıp bakıp gülersiniz diye
-
oglu ddos atarken yan odada cekirdek
-
zalianzurt o tahinin tarifinibi daha de ile
-
kirk bitti mi bu akşam
-
memati kim şımartı sözlüktekilere sövüyor
-
doğru buluyor ve onaylıyorum
-
melek dayı neden sürekli şukulanmak istiyorsun
-
mentalcel salagindan sıkıldım
-
beyler p0rn0 film bağımlısıyım
-
mk sözlüğüne güvenlik önlemi alınamıyor mu
-
geyy öldürmekk
-
sözlüğü en son 2017 de
-
memati mod olsun kampanyası
-
soğuk 1 kış cumarte sisi ve 49 üye
-
memati seni sevmiyorum ama abin olarak uyarı
-
beyler amerika nın hangi eyaletinde
-
bayan pamir 3 5 foto at yolumuzu bulalım
-
beyler endonezyalı bir kızla evleneyim mi
-
hayasız insanların hayalarını alırsak ne olurr
-
indregannick ve kamyoncukamil ilişkisii
-
bigun hoca goldeymis yanina punk
-
nostaji arşivim
-
herkes en sevdiği üç yemeği yazıyor
-
kayranın femboylarla ne alıp veremediği var
-
şimdi biz gene de pkk demeyelim
-
her kadının içinde biraz vardır
-
bayan pamir
-
hala burası ezik insanlarla dolu
- / 2