+1
fenerbahçe spor kulübü 1907 yılında i̇stanbul'da kurulan bir profesyonel spor kulübüdür. renkleri sarı ve laciverttir. özellikle futbol branşı ile türk sporunun önde gelen kulüplerindendir. futbol takımı i̇ç saha maçlarını uefa'nın beş yıldızlı stadları arasında yer alan ve 2007 yılında yenilenmesi tamamlanan fenerbahçe şükrü saracoğlu stadyumu'nda oynamaktadır. son kez oynan uefa kupası 2009 finali de bu stadyumda oynanmıştır. kulüpteki diğer branşlar basketbol, voleybol, atletizm, taks, kürek, yelken, eskrim, yüzme, masa tenisi, dağcılık, kriket ve atıcılıktır.
fenerbahçe atletizmde üç kere avrupa şampiyonu olmuştur, bu aynı başarıyı yüzme branşında tekrakladı ve burda iki kere avrupa şampiyonu oldu. ayrıca fenerbahçe taks branşında çeşitli sporcular çeşitli kategorilerde avrupa ve dünya şampiyonu olmuştur. fenerbahçe acıbadem sayesinde türk spor tarihinde ilk kez bir türk takımı şampiyonlar ligi'nde final oynamıştı
1899-1907
erken tarih
fenerbahçe'nin esas kuruluş tarihi 1899 [1]'lara dayanır.i̇lk zamanlar sadece futbol kulübü olan kulüp 1910 yılına kadar böylece kalmış, 1910'da kuşdili kulübü'nün kendisine katılımıyla spor kulübü haline gelmiştir. ii.abdülhamit döneminde müslüman türklerin herhangi bir derneğe üye dahi olmaları yasaklanmıştı. buna karşın gayrimüslimler dernek kurabilmekteydi. fuat hüsnü, eski hariciyecilerden reşat danyal ve mehmet ali'yle 1899 yılında black stocking fc [1] (siyah çoraplılar futbol kulübü)‘nü kurdular.
aradan geçen birkaç yıl içinde aynı gençler yeni katılanlarla birlikte kurbağalıdere köprüsü’nün yakınındaki hurşit ağa’nın kahvehanesinde toplanıyor ve 1901 yılında da, bu kez isim de değiştirerek kadıköy futbol kulübü[2] ismindeki bir yeni takımı daha kurabilmenin çalışmalarını yapıyorlardı. bunun sonucunda bu külübü 1902 yılında kurmuşlardır. fakat günlük yayınlanan fransızca servet gazetesi bu haberi hafiyelere sızdırmış ve durum ii.abdülhamit'in kulağına gitmiştir. böylece bir kez daha kadıköy'lü gençlerin kurduğu futbol takımı dağıtılıyordu.
1907-1923
resmî kuruluş
takvim yaprakları 1907 yılını göstermekteyken ii.abdülhamit döneminin son günleri yaşanmaktaydı. saltanatının son zamanlarını yaşayan ii.abdülhamit'in baskı rejimi her alanda azalmıştı.bu azalma futbola da yansımıştı. artık türk gençleri de açıktan futbol oynuyordu.
fenerbahçe müzesi'nden bir mumya
bu durumdan yararlanan kadıköy’lü gençlerden, hariciye nazırı asım ve server paşa’ların torunu londra sefareti başkatibi nuri bey’in oğlu ziya bey ile harekat ordusu feriki şevki paşa’nın oğlu ayetullah bey ve de ünlü edebiyatçı sami paşazade sezai bey’in yeğeni enver necip (okaner) bey, necip bey’in moda başpınar sokak 3 numaralı evde yaptıkları görüşme neticesinde kuracakları takım hakkında fikir yürütüyorlardı. görüşmeler sonucunda maddi destek sağlayan dönemin zenginlerinden saint joseph mezunu mühendis nurizade ziya bey’e kulübün kurucu başkanlığını, osmanlı bankası memurlarından ayetullah bey’e katiplik görevini, bahriye subayı necip bey’e de kaptanlık ve veznedarlık görevini verildi.[3].yine görüşmede varılan fikir birliği ile de ; kuracakları kulübün adını oturdukları semtten esinlenerek fenerbahçe yapacaklar, amblemlerini fenerbahçe burnu’ndaki ışık saçan fenerden, formalarındaki renkleri ise fenerbahçesi’ndeki papatyaların kıskançlık ve temizlik sembolü olan renklerinden yani sarı ile beyazdan alacaklardı.
kulüp kısa sürede bir kadro semtteki gençlerden oluşturmuştu.1908 yılında i̇kinci meşrutiyet'in ilanı ile tanınan dernek kurma serbestliği i̇stanbul’da birçok türk kulübünün kurulmasına vesile oldu[4].kulüp sayısındaki artış i̇stanbul’da yeni bir ligin kurulması ihtiyacını doğurdu.bu nedenle de o dönemlerde ülkede resmi tatil günü olan cuma günleri oynanacak bir lig olan, cuma ligi adıyla yeni bir lig kuruldu.
kulüp kuruluşunda sarı-beyaz olan renklerini 1909 sonbaharında sarı-laciverte çevirmiştir.1909-1910 sezonuyla birlikte de i̇stanbul futbol ligi'ne katılmıştır. fenerbahçe–galatasaray kulüpleri arasındaki ezeli rekabet[5], ilk defa 17 ocak 1909 tarihinde galatasaray lisesi öğrencilerinin takımı ile, yeni kurulmuş bir semt takımı maçı şeklinde başlamıştır.bu tarihten itibaren de o dönemlerdeki i̇stanbul futbolundaki şampiyonluklar genelde bu iki türk takımı arasında paylaşılmıştır.
fenerbahçe kulübü’nün ilk amblemi olan fenerbahçe burnundaki ışık saçan beyaz feneri, renkleri ise sarı ile beyaz olmuştu[3]. ancak, kulüp yöneticileri bunu tatminkar bulmadıklarından, ve içinde bulundukları monarşi rejimini tehdit edici sayılacağı endişesi ile kısa sürede iptal etti. 1910 yılında futbolcu solaçık hikmet’in çizdiği amblem herkesin beğenisini kazandı ve kabul edildi.
1910 yılında kuşdili kulübü'nün kulüp bünyesine katılımıyla fenerbahçe kürek, avcılık, kriket ve tenis sporlarına sahip olmuştur.
kadrosunu gençlerle güçlendiren bu fenerbahçe 1911 - 1912 liginde hiç yenilmeden şampiyon oldu. şampiyonluğun en önemli yanı ise, fenerbahçe’nin bu şampiyonluğu ile i̇ngiliz ve rum takımlarının şampiyonluklarının tamamen sona erdirmesi ve bu tarihten itibaren de türk futbolunda şampiyonlukların artık türk takımlarının olmasıydı. bu şampiyonluk, kulübün itibarını bir anda yükseltti, imkanlarını arttırdı. altıyol’da bir kulüp lokali kiralandı, lokalin açılışı ile üye sayısı çoğaldı.bu arada futbol dışında diğer spor dallarında da faaliyet gösterilmesine başlandığından, aynı yıl fenerbahçe futbol kulübü adı , fenerbahçe spor kulübü’ne dönüştürüldu.
kulübün kuruluş günü olarak gazi mustafa kemal paşa'nın kulübü ziyaret tarihi olan 3 mayıs kabul edilir.
kuruluş amacı
kulübün amacı kuruluş tüzüğünün 2. ve 3. maddelerin şu şekilde belirtilmiştir: "kulübün takip ettiği amaç:memlekette bedenî ve fikrî terbiyenin yayılmasını sağlamak. vatan gençlerini vatanın korunmasına, zorluklara ve askerî seferberliklere hazırlamaktır." [6]
"kulüp, özellikle askerî beden eğitimlerinin yapılması, millî oyunların yaygınlaştırılması ve disiplinli bir hâlde geliştirilmesiyle uğraşacak. kaybolan tecrübelerin kazanılmasına uygun amatör şubeler kurulması ve açılmasına çalışacaktır."[6]
i.dünya savaşı
i.dünya savaşı başlangıcıyla genç nüfus silah altına alındı.i̇ngiliz takımları i̇stanbul'da yaptığı maçları bıraktı.1914-1915 yılında fenerbahçe ve galatasaray'ın arasında çıkan anlaşmazlıktan dolayı lig, iki ayrı küme halinde oynanmıştır.i̇stanbul şampiyonluğu ligi'ni kazanan fenerbahçe ile i̇stanbul futbol birliği ligi'nde birinci olan galatasaray takımları, gerçek i̇stanbul şampiyonunun belirlenmesi amacıyla 11 şubat 1916 günü i̇ttihatspor sahasında (bugünkü şükrü saracoğlu stadı) karşılaştılar. muzaffer’in golüne karşılık said selahaddin’in 2, galip kulaksızoğlu’nun da 1 golüyle ezeli rakibini 3-1 yenmeyi başaran fenerbahçe, hem 1914-15 sezonu şampiyonluğunu hem de i̇ngiltere’den özel olarak getirtilen ve 10 yılın sonunda en çok şampiyon olacak takıma verilecek olan tarihi şildi kazandı[7].
i.dünya savaşı sonrası kulübü ziyaret eden mustafa kemal paşa'nın stadyumdaki resmi
1910 yılında galatasaray'a kardeş kulüp olarak kurulan progress international, 1914 yılında altınordu spor kulübü adını almıştır. dahiliye nazırı'ni başkanlığa getirerek hem mali destek sağlamış hem de hükümetten destek alarak cepheye asker yollamayan tek kulüp olmuştur. mali olarak gelişmesine paralel olarak iyi futbolcuları kadrosuna katmıştır. bunlar içinde 7 tane fenerbahçeli futbolcu da bulunmaktaydı. fenerbahçe bunun üzerine genç ve hırslı futbolcuları kadrosuna katmıştır. genç fenerbahçe ilk lig maçına 17 kasım 1916'da anadolu üsküdar'a karşı oynamıştır. kulübün kurucusu ve başkanı olan burhan felek tecrübesiz,toy fenerbahçe takımına alınan 7-0'lık hezimetten sonra istifa etmiştir[8].
fenerbahçe, çanakkale savaşları boyunca birçok oyuncusunu kaybetmiştir. kulüp 3 mayıs 1918 tarihinde çok önemli bir misafiri ağırladı: mustafa kemal atatürk. atatürk kulübün kuşdili'ndeki lokaline ziyarette bulundu.bu tarih daha sonraları kulübün kuruluş günü olarak görülmüş ve kuruluş tarihi 3 mayıs 1907 olarak kabul edilmiştir. atatürk kulüp şeref defterine şunları not düşmüştür:
“ fenerbahçe kulübünün her tarafa mazhar-ı takdir olmus bulunan asari mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. bu vazifenin ifasi ancak bugün müyesser olabilmiştir. takdirat ve tebrikatımı buraya kayd
Tümünü Göster