/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 76.
    +1
    RIFAT

    b-“Çocuklar. Artık eve dönebiliriz.” Kahverengi bir ejderha üzerimize doğru koşmaya başladı.

    Rıfat-“Bu tahminimce Luka. Kaçmamızın bir yolu yok mu?”

    Anka-“Ruhun yıpranmış halde. Konuşabildiğine şükretmen lazım.”

    b-“Kaçışımız yok. ikiniz de çok şey yaşadınız. Eve dönünce bana anlatırsınız.” Dedi ve ayağa kalktı.

    Luka-“Bir Bine, Bir Bine” diye koşuyordu. Tam bir çocuk gibi. En sonunda önümüzde durdu ve bizi yalamaya başladı. Iyy. Her tarafım salya oldu. Arkamı döndüğümde fark ettim ki Halis gitmiş. Onunla beraber siyah bir ejderha da. Herhalde o da eve gitmeye kendini hazır hissetmiyor. Ben de öyle.

    Luka-“Seni çok özledim.” Dedi ve ağlıyordu. Demek kavuşmak istediği ailesi buydu. Galiba ben de arkamda bu kadar büyük bir çocuk bıraksam ben de durumunu merak ederdim.

    b-“Ben de sizi özledim. Hepinizi.” Luka’nın yanında bir ejderha daha vardı.

    b-“Linonia ile Alduin nerede?”

    Rıfat-“Bu isimleri koyarken çok düşündün mü merak ediyorum.” Beni duymamazlıktan geldiler.

    Luka-“Linonia yumurtlamak için en üst katmanda hazırlık yapıyor. Alduin ise… O pek kendinde değil.”

    b-“Ne oldu?”

    Charizard-“Yumurtlayan kişi oydu ve yavrusu ölü doğdu. Alduin bunu sindirmeye çalışıyor.” Babam gözlerini yere eğdi. Üzüldüğü her halinden belliydi. Bir an düşündüm. Gerçekten de oradaki ejderhalardan bir farkı yok. Tamamen saf bir adam. Biraz kendimden utandım. Benim aklımda hep bir tilki dolanır. Hatta buradakileri bile etkileyebilir, istediğim her şeyi yaptırtabilirim. Hem de yarım günde. Ama böyle bir şey yapmayı düşündüğüm için bile kendimden utanıyorum. Buranın saflığı bozulmamalı.

    b-“Umarım yakın zamanda kendine gelir. Evlat acısını bilirim. Yakın zamanda ben de çocuklarımı kaybetmiştim. Şimdi buradalar… Halis nerede?”

    Rıfat-“O gitti. Siyah ejderha ile. Sanırım o da benim gibi eve dönmeye hazır değil.”

    b-“Nasıl yani? Geri dönmeyecek misiniz?”

    Rıfat-“Şu an olmaz. Halis ve ben dünyaya dönmeye hazır değiliz. Fla-en. Kendini göster.” Dedim ve göğsümden kafasını çıkardı. Sonra geri girdi.

    b-“O da neydi? içgüdüm ile bile hissetmedim.”

    Rıfat-“Bir anka. ismi Fla-en. Artık normal bir aile değiliz baba. Hepimizin kendince sorumlulukları var. Ve hepimizin bir sonraki saldırı için güçlenmesi gerek.”

    b-“Size zamanında ulaşamadım. Elim kolum bağlıydı. Kim bilir nasıl acılar çektiniz.”

    Rıfat-“Emin ol çok acı çektik. En çok da Halis çekmiştir. Yaralarını gördün. Savaşma biçimini de görseydin o kadar güçlenmek için ne kadar acı çektiğini anlardın. Hatta biz anlayamayız. Ve sana da bir özür borcum var. Senin üzerinden iki kere kumar oynadım. ilki Rian Diyarı’nda ve Miras Styla’nın yanında olmama rağmen sana söylememesi için Miras’ı uyardım. Çok endişelendin bizim için biliyorum ama gelişmeni istediğim için yapmıştım. Şu an çok pişmanım. ikinci kumarım ise sen bu diyara girdiğinde bir enerji hissettim. O enerji sen de olmayabilirdin ama yine de kara zırhlının karşısına geçip oyalamaya çalıştım. Ölebilirdim ama yine de bu tehlikeye girdim.” Babam sandığımdan daha fazla sinirli bakıyordu. Pek hoşuna gitmemiş belli ki. Zaten gitmesini de beklemiyordum. Yanıma geldi ve bana bir tokat attı.

    b-“Kendini feda ederek bir şeyler kazanmayı umuyorsun. Evet bu zafer getirir ama mutluluk getirmez.”

    Rıfat-“Zafer kazanılıyorsa mutluluk önemsizdir.”

    b-“Önemli tabi ki gerizekalı. Beynini gibtiğim tabi ki önemli. Sen kendini bile mutlu edemezsen başkalarını nasıl mutlu edeceksin? Bir süre sonra bu fedakarlıkların öyle bir hale gelecek ki boğazına yapışacak, seni kollarından bağlayacak, elinden geleni yapacaksın ama o kördüğümden çıkamayacaksın. Kendimden biliyorum lan. Ben de ejderhalar için fedakarlık yaptım. Gezginliğim elimden alındı. Huriye öldü, Süleyman abi öldü, siz kayboldunuz… Hiçbirinizi kurtarmaya gelemedim. Belki onlardan yardım alsaydım bu şekilde olmayacaktı. Onun için sadece kendini feda etmeyi bırak. Ben varım, belki arkadaşların vardır. Gerekirse onlardan yardım iste.” Babam yanlış konuşmuyor. Ama yapamam. Onları bu işini içine katamam.

    b-“Hala yapamayacağını düşünüyorsun. Yapacaksın. YAPACAKSIN.” içgüdü başa bela.

    Rıfat-“Ahh. Anladım anladım. Tam Süleyman abi gibi konuşuyorsun. Küfürleri ondan miras aldığın çok belli.” Arkamdaki ejderha ayağa kalktı. Bayılmıştı, sonunda kendine gelmiş.

    Rıfat-“Sen iyi misin?”

    -“Ben iyiyim. Bir daha sakın böyle bir şey yapma. Senin için çok endişelendim.”

    Rıfat-“Daha birbirimizi ne kadardır tanıyoruz ki? Neden benim için endişeleniyorsun?”

    -“Göstereyim istersen.” Dedi ve kafasını benim kafama değdi. O an düşüncelerinin içime aktığını hissettim. Beni nedensiz bir şekilde kardeşi gibi görüyordu. Herhangi bir nedeni yok. Sadece beni gördü, bana yardım etti ve o kısa süre içerisinde beni yavaş yavaş kardeşi olarak görmeye başladı. Görüşleri biraz garipti ama. Odaklandıkları şeyi direk görüyorlar, diğer şeyler bulanıklaşıyor. Şu anda da buradayız.

    Rıfat-“Siz ejderhalar salaksınız galiba. Herkesi bu kadar hızlı kardeşin olarak görüyorsan sana çok kolay ihanet edebilirler.”

    -“Ben seni bir tek vücut olarak görmedim. Kalbinin içini gördüm. Kardeşi için endişelenen, benim için endişelenen birini gördüm. Fla-en de benimle aynı. O da senin için endişeleniyor.”

    Anka-“Sa sana soran oldu mu küçük beyinli? Kafan kocaman ama içinde beyin yerine kas dolu.” Gülümsedim. Nedense aklıma Halis ile kavga ettiğimiz zamanlar geldi. Halis de ejderha gibi sessiz kalırdı. Bana cevap vermezdi. Ben de anka gibi üzerine giderdim.

    Rıfat-“Sana isim vermek istiyorum. Tabi sen de eğer istersen?”
    Tümünü Göster
    ···
  2. 77.
    +1
    -“Memnuniyet duyarım.”

    Rıfat-“Memnuniyet duyarım mı? Bu kadar mutlu gözükme. ismin öyle şatafatlı olmayacak. Seni Rüzgar diye çağırmak istiyorum.”

    Rüzgar-“Güzel bir isim. Neden bana bu ismi vermek istedin?”

    Rıfat-“Üzerinde ilk uçtuğumda hissettiğim şey rüzgarın tenime değip geçmesiydi. O yüzden sana bu ismi vermek istedim. istersen sen de bana isim ver.”

    Rüzgar-“Senin zaten güzel bir ismin var Rıfat. Benden karşılıklı bir ilişki beklemene gerek yok. Sen benim kardeşim sayılırsın. Senin ne olursa olsun yanında olurum. istediğin zaman tekrar gel.”Ağlamamak için kendimi iyi tuttum galiba. Ağlamak ne bileyim… çok utandırıcı olurdu. Hem bu kadar savaştan sonra pgibolojik olarak ağlamak geliyordu içimden bir de böyle şeyler söylenince tutması zor oluyor. Babam gülümseyerek izliyordu. Neden buraya gelmek istediğini asıl şimdi anlıyorum. Gerçekten de Rüzgar adında bir kardeşe sahip olmuşum gibi hissediyorum.

    Rıfat-“Ben biraz daha buradayım. Toparlanınca geri Rian’a döneceğim.” Bir an gözüme bir şey çarptı.

    Rıfat-“Baba. Şu yerdeki iki şeyi getirir misin?” Babam gitti ve gösterdiğim yerdeki şeyleri aldı. Düşündüğüm gibi.

    b-“Burada pili ne yapacaksın?”

    Anka-“PiL! BUNLAR PiL! SONUNDA!”

    Rıfat-“Buraya bunları sen getirmedin mi?”

    b-“Hayır. Neden buraya pil ile geleyim ki? Hem pil burada ne işe yarayacak?” Aklımda bir fikir oluşmaya başladı.

    Rıfat-“Baba. O pilleri bana ver. Fla-en. Rian Diyarı’na geri dönecek gücümüz kaldı mı?”

    Anka-“Yarım saate o gücü toparlarım. Yaklaşık bir saate de tüm gücümü toparlarım.”

    Rıfat-“Anladım. O zaman bir saat daha buradayız.” O bir saat içinde babam ve diğer ejderhalar ile sohbet ettik. Gerçekten hayatımda en eğlendiğim bir saatti.

    Anka-“Gitmek için hazırız. Ama Rian’a gitme şansımız çok düşük. Tabi geldiğimiz yeri tam olarak bilseydik kesin geri dönerdik.”

    Rıfat-“Nereden geldiğimizi hatırlıyorum.”

    Anka-“Sen ciddi misin? Burada her yer birbirine benziyor.”

    Rıfat-“Aslında benzemiyor. Senin de daha öğrenecek çok şeyin var. Rüzgar. Beni geri zütürebilir misin? Ben seni yönlendiririm.”

    Rüzgar-“Nasıl istersen.” Sesi üzgün geliyordu.

    Rıfat-“Bu kadar üzülecek bir şey yok. Sana geri geleceğim diye söz veremem ama hazır olduğumda gelmeye çalışacağım.”

    Rüzgar-“Gelmeni bekleyeceğim…”

    Luka-“Sakın o ümitle bekleme. Onu da zor duruma sokarsın, kendini de. Gerekirse vedalaşın. Benim yüzümden Bir Bine ailesiyle çok kötü zaman geçirdi. Bana verdiği sözü tutmak için. Sizin de aynı şeyi yaşamanızı istemiyorum.”

    Rıfat-“Öncelikle ben babam değilim, ikincisi ise o yaşarken geri gelemesem bile üzerine basacağım bir toprak olduktan sonra gelir, üzerinde diğer ejderhalar ile oynarım, üzerinde uyurum ve sonra da geri dönerim. Bu sizin onurunuz değil mi?” Rüzgar gülümsedi.

    Rüzgar-“istediğin zaman gelebilirsin. Merak etme, Luka gibi senin her gün gelmeni beklemeyeceğim.”

    Rıfat-“Zaten böyle olmalı.” Dedim ve gülümsedim. Daha sonra kafasını eğdi ve tırmanmamı bekledi. Yine mi? Yine tırmanmaya çalışmaya başladım ama vücudum hala yorgun. Babam geldi ve arkadan destek verdi. Sayesinde bu sefer çıkmam 15 dakika sürmedi. Ve biz uçup gittik. Babam da birden kayboldu. Gezginlik böyle bir şey demek. Ben de ilk geldiğim yere geldim ve tüm vücudum yanarak kayboldu. Ne kadar acıttığını unutmuştum.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 78.
    +1
    HALiS

    Havada uçuyoruz. Alduinin üzerindeydim. Hedefim babamı öldürmek ama değil öldürmek şu anki halimle bile yanına yaklaşamam. Bu yenilgi canımı çok yaktı.

    Alduin-“Şimdi ne yapıyoruz?”

    Halis-“Bilmiyorum. “

    Yun-“Ama ben biliyorum. imdan’a geri dönüyorsunuz. ikiniz de.” Karşımda belirdi.

    Halis-“Sen buraya nasıl geldin?”

    Yun-“Hmm. Gelmem pek zor olmadı. Denge’nin yardımı ile buraya geldim. Ama kendisi biraz kızgın onun için sizi hemen geri zütürmem lazım.”

    Halis-“Neden kızgın?”

    Yun-“Grymin Shoum Bir Bine’ye gezginliğini geri verdi. Denge tamamiyle altüst oldu. Zaten bir ölümsüz olması sorun yaratıyordu bir de cezalı olmasına rağmen cezasının kaldırılması dengenin pek hoşuna gitmedi.”

    Halis-“Neden bize yardım ediyorsun?”

    Yun-“Işık tapınağı istemeden de olsa Denge ile iç içe çalışıyordu. Senin geri dönüp tekrar ışık tapınağını kurman ve başına geçmen lazım.”

    Halis-“Ben kimin öldürüleceğini nereden bileceğim?”

    Yun-“Direk listeyi benden alacaksın. Hem daha görevde olup yaşayan ustalar var. Onlardan yardım alabilirsin.”

    Halis-“Ustalardan biri başa geçmek isterse ne olacak?”

    Yun-“Ustaların hiçbiri limit aş kullanamıyor ve hiçbirinin de bir ejderhası yok. Senden daha iyi bir lider düşünemiyorum. Acelem var.” Dedi ve portali açtı. Başıma büyük bir iş aldım. Ama bu sefer boş durmayacağım. Güçleneceğim. Portalin içinden geçtik ve arkamızdan kapandı.
    ···
  4. 79.
    +1
    RIFAT

    Rian’a geri geldiğimde ilk yaptığım şey mahzene koşmak oldu. Mahzene vardım ve şimdi atariyi bulmalıyım.

    Rıfat-“Atari buradaydı değil mi? Sen geldiğinde falan yakmadın atariyi değil mi?”

    Anka-“Hayır tabiki de. Bu kadar mı canın oyun oynamak istiyor?”

    Rıfat-“Elbette ki hayır. Düşündüğüm şey olabilir.” Dedim ve gizli kapının önünde Rya ile Tennis’i gördüm. Beni görünce hemen koşup sarıldılar.

    Tennis-“Başına bir şey geldi diye çok korktuk. Miras bize yanıp öldüğünü söylemişti.” Dedi ve ağlamaya başladı. Rya sessizdi ama o da endişelenmişti.

    Rıfat-“Biliyorum sizi endişelendirdim ama şu an vaktim yok. Atari sizde mi?”

    Rya-“Evet, yanımda.” Dedi ve cebinden çıkardı. Ben de cebimden pilleri çıkardım ve atariye taktım. Çalışıyor. içinde sadece tetris var. 9999999 u geçince oyun sıfırlanıyordu. Ben daha farklı bir şey olacağını düşünüyorum. Rya ve Tennis yanımda oturuyor ve heyecanlı bir şekilde izliyorlardı. Tetris aslında görebilirsen kazanabileceğin bir oyun. Ve oyun hızlanmaya başladığı için de:

    Rıfat-“Fla-en. Gözlerini ödünç verebilir misin?” dedim.

    Tennis-“Fla-en burada mı?” Göğsümden kafasını çıkardı ve:

    Anka-“Buradayım. Oyunda hile yapman hoş değil.”

    Rıfat-“Şimdi bunu düşünmenin sırası değil. Vermen lazım.”

    Anka-“Anladım önemli durumlar falan filan.” Dedi ve gözleri verdi. Şimdi yavaşladılar işte. Şuan oyunu kaybetme şansım yok.

    Rya-“Bize onunla konuşma diyorsun ama kendin vücudunu paylaşıyorsun. Hiç adil değil.”

    Rıfat-“Şu oyun bitsin bundan sonra istediğiniz kadar Fla-en ile konuşabilirsiniz. Ama biraz sabredin. Hem acil bir durumdu. Ya ölecektim ya da Fla-en ile ortak olacaktım.”

    Rya-“Sana inanıyorum ama nedense inanmak istemiyorum. Sen de ilk gördüğünde onunla ortak olmak istemişsindir kesin.”

    Anka-“Hayır, biraz bile istemedi. Zor durumda kaldığında bile şüpheliydi ama yine de hızlı düşünüp kabul etti.”

    Rıfat-“Konuşmanız bittiyse biraz sessiz olun da odaklanayım.”

    Saatlerce macera filmi izler gibi oyunu oynamamı izlediler. Bir an bile sıkılmadılar. Dünyada olsam 2. dakikasında dikkatleri dağılırdı. Sonunda 9999999 yaptım. Son çubuğu da yerine koydum ve ekran tamamen kapandı. Atari ortadan ikiye bölündü ve içinden bir kağıt çıktı.

    Anka-“ATARiYE NE OLDUU!!!” Bu makineyi neden böyle tasarlamışlar ki? Ama içindeki kağıdı aldım ve açıp okudum. inanamıyorum. Eğer pilleri görmeseydim böyle bir bilgiyi kaçırmış olacaktım.

    Rya-“Orada ne yazıyor anlamıyorum.”

    Rıfat-“Bizim dilimizde yazıyor. Anlamaman normal.”

    Tennis-“Peki ne yazıyor?”

    Rıfat-“Tebrikler, oyunu bitirdiniz falan yazıyor.” Gerçeği söyleyemem.

    Tennis-“Ama neden kırıldı ki? Oyunu bitirince kırılması çok saçma. Ben de oynamak istiyordum.” Yerden taşı aldım ve içine koyup geri kapattım. Atari tekrar eski haline döndü.

    Anka-“ÇALIŞIYOOOR!!”

    Rıfat-“Biraz sessiz ol artık. içine ödül gibi bir şey koyduğunuzda kazanırsanız o ödülü alabiliyorsuzuz. En azından böyle çalışıyormuş.” Notta yazıyordu. Anka’nın sinirleneceğini bildiği için notun sonuna bunu eklemiş. Akşam olmuş zaten. Kalktık ve geri tapınağa döndük. Miras beni görünce şaşırdı.

    Miras-“Yaşıyorsun. Ama nasıl? Yanıp kül olduğunu gördüm.”

    Rıfat-“Sadece başka bir diyara gittim. Seninle konuşmam gereken özel şeyler var.” Dedim ve Miras’ın odasına girdik. Konuştuktan sonra da odama geri girdim. Sadece birkaç gündür yoktum ama sanki yıllardır yokmuşum gibi bir özlemle yatağıma yatıp uyudum.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 80.
    +2
    GRYMiN SHOUM (FiNAL SAHNE)

    Yer gök inliyor. Demek ki denge geliyor. Bu yaptığımın pek hoşuna gitmeyeceğini biliyordum zaten.

    Denge-“SEN HANGi GÜÇ iLE BiR BiNE’YE GEZGiNLiĞiNi GERi VERiRSiN? EVRENiN DENGELERi ŞU AN PARAMPARÇA.”

    Grymin-“Ondan gezginliğini hiç almamıştım ki. Sadece bir süre kullanmasına izin vermedim. Kendisini bana kanıtlayana kadar.”

    Denge-“Yine de bu dengenin bozulduğu gerçeğini değiştirmez.”

    Grymin-“Daha fazla konuşmana gerek yok. Ne istediğini biliyorum.” Dedi ve yanında bir ağız oluştu. Ağız onu yere tükürdü ve kayboldu.

    Kim-“Yaş ıyor muyum?”

    Denge-“Kim Styla. Bu senin eski ismindi. Artık benim için çalışıyorsun. Her ne kadar zamanında dengeleri sarsmış olsan da şimdi dengeleri toparlamalısın. Senin ismin bundan sonra Şimdi. Geçmiş de var, tek yapmam gereken geleceği bulmak.”

    Grymin-“istediğini aldıysan burayı terk et. Ve bir daha tehditkar biçimde de gelme.” Diyince kayboldular. Denge de işin içine girmek istiyorsa ortalık karışacak demektir.
    ---

    BÖYLECE BiR HiKAYEYi DAHA BiTiRMiŞ BULUNMAKTAYIZ. OKUYANLARA OKUDUĞU iÇiN TEŞEKKÜR EDERiM. BiR SONRAKi HiKAYE BAĞIMSIZ OLACAK. GÖRÜŞMEK ÜZERE KENDiNiZE iYi BAKIN..
    ···
    1. 1.
      +1
      1 saat 6 dakika varken yetiştim
      6da mı bitti oha be hacım. Ama emeğine sağlık bir ara beni bir yeşillendir bir fikrim var
      ···
  6. 81.
    +1
    bence de bağımsız hikâyelere dönmek iyi bir karar seriler ister istemez uzadıkça bayıyor. yine de diyar ın ti an dan daha iyi gittiği kesin
    ···
    1. 1.
      0
      Öyle ölmem roket at sjsjsjh

      Şaka bir yana yazması hoşuma gidiyor diye devam ediyorum. Seri uzayınca baydığının ben de farkındayım.
      ···
  7. 82.
    +1
    Yerimi şöyle kapayım, geç kaldım biraz ama olsun.
    ···