-
1.
+171998'de başlayan ve Dünya çapında milyonlarca insanın bildiği Resident Evil serisinin resmi ve gerçek hikayesini anlatıyorum.
Herşey nasıl başladı ?
Resident Evil serisi Buz dağının görünmeyen kısmını ve hiç bilinmeyen gerçeklerini bu hikayede bulacaksınız.
Başlıyoruz. -
2.
+5Başlıyoruz,
Yıl 1962
Brooklyn, New York, Amerika Birleşik Devletleri.
2. Dünya savaşının ardından yaşanan büyük ekonomik buhran ve sonuçlarını doğru analiz ederek fırsata dönüştüren ve kısa zamanda ülkenin en zengin ve saygın işadamlarından biri olan Lord lakaplı Oswell A. Spencer, uzun zamandır yeni, gözlerden uzak bir malikane yaptırmayı planlıyordu, bu işin altından kalkacak en uygun isim New York'un önde gelen mimarı George Trevor'dan başkası olamazdı. -
3.
+3
Lord Spencer, büyük hırsları olan ve asla yetinmeyen bir işadamı olarak tanınırdı. Bu hırsları uğruna Washington DC ve Maine'de çok yüksek profilli konvansiyonel silah şirketleri kurmuş, ancak uluslararası pazarda pastanın büyük payını çoktan almış olan S-Max ve Kendo gibi piyasada belirli bir ağırlığı bulunan markalarla yarışamayarak iflas etmişti. -
4.
+4
Hemen hiçkimse Lord'un kafasındaki planların aslından haberdar değildi, elbette zenginliği ve hırsları ülke genelinde ona hakettiği popülarite'yi sağlamıştı ancak o daha farklı amaçlar peşindeydi, kimsenin düşünemeyeceği şeyleri düşünüp, söylemeye cesaret edemeyeceği şeyleri teker teker not ediyordu kara kaplı defterine. Bu defter çok uzun yıllar sonra geçmişi aydınlatacak, ancak şimdi hikayenin başlangıcına dönelim. -
5.
+3
Mimar Trevor yeni malikhane'nin yapım görevini 1962 yılında 1,4 milyar $ karşılığında kabul etti.
Arazi seçmek için Lord ile birlikte 2. bir görüşme gerçekleştirdi ve bu görüşme sonunda Raccoon City yakınlarındaki Arklay dağları üzerinde mutabakat sağlandı.
Trevor vakit kaybetmeden inşa çalışmalarının başlatılması için ekibini toplarken, Lord ise 1939'da Üniversite'den beraber mezun olduğu Biyokimyacı dostu Edward Ashford ile kurduğu gizli laboratuarlarında Progenitor Virüs geliştirme projesine hız verdi.
Bu virüs, Batı Afrika'daki Ebola virüsü'nün genetiği değiştirilmiş bir benzeriydi. -
6.
+1
Yıl 1963
Raccoon City, ABD.
Trevor'un yakın bir dostu olan Elektrik Mühendisi Michael Warren bu yılın ortasında devlet teşviğinden faydalanmak ve ülkenin doğusundaki sanayileşme hamlesine destek vermek için Raccoon City'e yerleşmeye karar verdi.
Tutkulu ve çalışkan karakteri sayesinde zamanla şehirde büyük bir çevre edinen Warren 1977 yılına gelindiğinde kentteki tüm raylı sistemleri artırmış, yenilemiş, çağa uygun hale getirmişti.
Otomasyon sektörünün henüz zirve potansiyeline ulaşmadığı bu yıllarda Raccoon City adeta döneminin silikon vadisi olmuştu Warren sayesinde.
3 Yıl sonra aday olduğu valilik seçimlerini ezici bir zaferle kazandı ve 1998'deki büyük felakete kadar görevini başarıyla sürdürdü. -
7.
+2
Yıl 1966
New York, ABD.
Lord ve Ashford uzun zamandır üzerinde çalıştıkları Progenitor Virüs projesini başarıyla sonuçlandırdı. Bu bir son değil başlangıçtı zira Pro-V yeni nesil genetik çalışmalar için sadece bir veritabanı görevi görmesi amacıyla üretilmişti, bu yeni genetik yapı; insan hücrelerinde bulunan ve zamanla kısalan Telomerleri revize ederek multiplasyondan bağımsız bir şekilde varlığını sürdürmeye zorluyordu.
Lord bunu farkettiğinde büyük bir yatırım yaparak Afrika'dan ebola örnekleri toplatmış ve bu uğurda birçok Amerikan askerinin yerel güçlerle çatışmalara girerek geri dönememesine neden olmuştur. -
8.
+1
Yıl 1967
Raccoon City, ABD.
5 Yıllık çalışmalarının ardından George Trevor ortaya çıkardığı adeta bir sanat eseri değerindeki Spencer Malikhanesini gururla Lord'a takdim etti.
Bu malikhane şatafat ve ihtişamı yansıttığı kadar Arklay Dağlarının ortasında gözlerden ve basından uzak olmasıyla da insanların ilgisini çekiyordu.
Her görkemli yapı şehirlerin en yoğun ve değerli bölgelerine inşa edilirken böylesine pahalı ve ihtişamlı bir yapının gözlerden kaçırılması elbette akıllara soru işaretlerini de beraberinde getirmişti. -
9.
+1
Yıl 1968
Raccoon City, ABD.
Lord ve Ashford bu yıl içerisinde Raccoon City'nin ortabatısında Umbrella Biyokimya AR-GE laboratuarını kurdular. Aynı zamanda Raccoon City elektrik hatları şehrin artık enerji ihtiyacını karşılayamadığı için Warren tarafından başarıyla yenilendi.
Umbrella'nın ilk deneyi P-12A adlı bir bitkiyi virüsle enfekte etmek oldu, bu deney başarıyla sonuçlanırken, artık virüsün sadece insanlar değil tüm canlı organizmalar aracılığı ile taşınabileceği kanıtlanıyordu. Bu korkunç bir haberdi, zira üretim ve test maliyetleri azalan Biyokimyasal fabrikalar çok daha ucuza aşırı tehlike arz eden çalışmaları gündeme alabileceklerdi. -
10.
+1
1971 yılına gelindiğinde Umbrella Corps. Arklay Dağlarındaki Malikhane laboratuarları ile ortak ve senkronize çalışmalara başladı.
Bu dönem çok hızlı gelişmelere sahne olurken, Umbrella kurucu ortağı Edward Ashford'un oğlu Alexander Ashford malikhane'deki çalışmalarında kız kardeşi Veronica Ashford'u başarı ile klonladı, bu hükümet dahil herkesten gizli tutulması gereken bir olaydı. Sonuçları tüm Dünya'yı kasıp kavuracak çalışmaların ayak sesleri artık iyiden iyiye küçük Raccoon City kentinde duyulmaya başlıyordu. -
11.
+1
1974 yılının soğuk kış günlerinde New England bölgesinin Boston kentindeki 43 numaralı sokak 12 no'lu evde Jill Valentine adında bir kız çocuğu dünya'ya geldi.
Bu kız ileride başta kendi ülkesi olmak üzere Dünya'nın saygısını ve sevgisini kazanacak, gerçek bir amazon kadını olacak, ancak bu yıllarda hızla büyüyüp ilköğretimi Cambridgeport town'da tamamlıyor ve ardından lise öğrenimi için girdiği sınavda başarılı olarak Washington DC'ye bağlı Raccoon City Polis Akademisinden burslu öğrenim teklifi alıyordu.
Ailesinden ayrılmakta kararsız kalan Genç Jill Valentine ideallerini gerçekleştirmenin tek yolunun bu yolculuklara çıkmaktan geçtiğini de biliyordu, kader artık onu uzun ve çetrefilli maceralara çağırmaktaydı. Jill sonunda valizini topladı ve yola koyuldu. -
12.
+1
Bu sırada Umbrella Corps. yeni recruitment çağrısı yayınlayarak genç ve geleceği parlak bilimcileri istihdam etme projesini hayata geçirdi. Yıllar 1977'yi gösterirken Albert Wesker ve William Birkin adındaki iki hevesli laborant bu çağrıya karşılık vererek işbaşvurusunda bulundular.
Görüşme için davet edildikleri yer ileride çokça adını duyacağımız şu ünlü Spencer Malikhanesiydi.
ilk görüşmede Lord bu iki genç ve azimleri gözlerinden belli olan laborant'ı görev için yeterli bulup işe aldı ve Umbrella Corps. kadrosu 1977'de yavaş yavaş şekillenmeye başladı. -
13.
+1
1981 yılına gelindiğinde işler artık değişmeye başladı, Arklay dağlarındaki araştırma merkezinde son 3 yıldır sürdürülen t-virüs geliştirme programı ilk meyvelerini verdi ve virüs stabil hale getirildi, sonuç olarak birkaç test zombisi yaratıldı ve bir süre gözlemlendi.
Oldukça güçlü etkileri olan t-virüs'ün bağışıklık sistemi ile mücadele gücü 90% seviyesine kadar artırıldıysa da Lord bunu yeterli bulmadı ve William Birkin'e daha agresif bir genetik yapı oluşturulması talimatını verdi. -
14.
+1
Bu sırada Alexander Ashford'un kızı Alexia 10 yaşına gelmiş ve mükemmel zihinsel yetenekleri sayesinde bir Üniversite öğrencisinin yapabileceği düzeyde Bilimsel çalışmaları organize edebilecek kadar bilgiliydi. Ashford babasının da özel ricasıyla Umbrella Corps. bünyesinde genç yaşına rağmen AR-GE center'ın sorumluluklarını üstlendi. -
15.
+1
William Birkin ise bu durumdan rahatsızdı zira Wesker ve kendisine verilen sorumlulukların neredeyse çocuk denebilecek yaşta birinin iki dudağı arasından çıkacak sözlere bağlı kalması o'nu rahatsız ediyordu. Durumu Wesker ile paylaştı ve ikisi de bu aptalca duruma bir çözüm bulmaları konusunda fikir birliğine vardılar.
Fakat sorun çetrefilliydi zira henüz ikisi de yeteri kadar fasilite içerisinde nüfuzlu olamadıklarından sözleri Ashford ailesinin etkisi altında kaale alınmayacaktı. Bu durum işleri daha da içerisinden çıkılmaz bir hale sokuyordu. -
16.
+1
Alexia'nın ilk çalışmalarından biri babası Alexander Ashford'u kendi geliştirdiği t-Veronica virüsü ile enfekte etmek oldu ancak bu çalışma başarısızlıkla sonuçlandı.
Artık Wesker ve Birkin için bir umut ışığı belirmekteydi zira Alexia'nın başarısızlığı onların başarısına dönüşebilir bu da Umbrella Corps.'daki dengelerin değişmesi ve Wesker-Birkin ikilisine daha fazla olanak sağlanması anldıbına gelebilirdi.
Hiç şüphesiz ki ikili bu fırsatı iyi değerlendirecek kadar donanımlıydılar. -
17.
+1
1984 yılının ilk aylarında Raccoon City hayvanat bahçesi gösterileri büyük bir kalabalığa sahne oldu zira kentte ilk defa bu kadar çeşitli tür canlının varlığı gözlemleniyordu, kent halkı bu durumu olumlu yönde yorumlasa da işin aslı bu kadar tür canlının kent'teki varlığının asıl amacı getirilmesi için büyük yatırım yapan Umbrella Corps.'un ajandasında saklıydı.
Bir müddet sonra tüm halk bunu öğrenecekti zira gerçeklerin birgün mutlaka gün ışığına çıkması gibi kötü bir huyu vardır ancak bu durum onları pek mutlu etmeyecek, mutluluktan da öte onların felaketinin başlangıcına dönüşecekti. -
18.
+1
Bu arada tabiiki Alexia ve kardeşi Alfred başarısızlıkla sonuçlanan t-Veronica çalışmalarının üstünü örtmek ve daha da ötesi bunu beklenenden bir adım daha ileriye taşıyabilmek amacıyla amansız bir çalışma temposuna giriştiler. -
19.
+1
Raccoon City'nin kısa sürede bir hayvanat bahçesi kentine dönüşmesinin nedenini kabaca ifade etmeye çalıştık, ancak şimdi gelin biraz daha bu meselenin detaylarına inelim. -
20.
+1
Albert Wesker henüz ilk yılları olmasına rağmen Umbrella Corps. bünyesinde büyük atılımlar gerçekleştirmiş ve t-virüs modellemesi, geliştirilmesi projesini Birkin'le beraber üstlenmişti.
Asıl amacı Alexia'nın t-Veronica çalışmalarını gölgede bırakacak derecede devrimsel bir bilimsel çalışma ortaya çıkartarak fasilitede sarsılması imkansıza yakın bir nüfuz yaratmaktı zira Wesker asla kendisini sıradan bir laborant olarak görmüyordu, o kendisinin doğuşunu Dünya'ya hükmetmeye bağlıyordu. O tıpkı Lord gibi yetinmeyi bilmeyen bir güç delisiydi. Eninde sonunda da çıkarları çatışacak ve bir noktada karşı karşıya gelmeleri kaçınılmaz olacaktı, peki gerçekten bu olabilir miydi ? Amerika'nın ve en nihayetinde Dünya'nın geleceği bu iki çıldırmış Bilimadamı'nın insafına terkedilebilecek kadar değersiz olabilir miydi ? Herşeyi zaman gösterecekti.
başlık yok! burası bom boş!