Yürü be arthur gibine kuvvet

suaREZ devam panpa

filmde ki sevişme sahneleri zaten tavan seviyede olan özgüvenimi daha da yükseltmiş resmen uzay boşluğunda ki bir meteor edasıyla süzülmemi sağlamıştı. o kadar kolay değil o söylediğin dedim. ne demek bu dedi ve ben hemen atladım lafını bitirmeden. son 10 dakikadır sürekli dudaklarını yalıyorsun sence bunun nedeni havanın sıcaklığı mı yoksa bedeninde ki yaşanan ısı artışı mı. bakışların bile tahrik olmanın son raddesine gelmiş bir kadın gibi ve sen hala kendini zorluyorsun, olmaz deyip duruyorsun. kendi aklınca geçmişin bir hata olduğunu ikimizin de çocuk olduğunu beynime enjekte etmeye çalışıyorsun ama o öyle değil dedim. kendini kandırmaktansa, beni içinde ki dişi şeytanla tanıştır ve günahların en büyüğüne birlikte şahitlik edelim dedim. ya ateşler içinde sırılsıklam olsun bedenlerimiz yada hemen şu anda bu odadan defol git dedim ve devam etmeme izin vermeden yerinden kalktı beyler. aha dedim şimdi sıçtım amk. elimde ki tek fırsatı da teptim dediğim an...

Rez devam

Panpa seri yaz amk

suratıdma bir acı ve dudaklarımda bir ıslaklık hissettim. acının sebebi en iyisinden bir tokat yememdi. ama şu an acıdan ziyade yıllardır olmasını beklediğim öpüşmenin zevkine odaklanmıştım. bir insan öyle böyle öpüşemez beyler. bir öpüşme öpüşme olalı böylesine bir şehvet ve zevkin doruklarına ulaşmamıştır. o kadar kızla öylesine yerlerde yaptım bu öpüşmeyi ama bu resmen sasha grey'in midesine kadar sakso çekmesi kadar zevkliydi. onun dudaklarını hissettikçe resmen gibimde gidip gelen bir şeyler vardı ve her saniyesinde bütün iliklerime kadar boşalıyordum. kıpkırmızı ruju bütün dudak çevremi kaplamıştı ki, dudaklarımız ayrıldı

Kalktı duruyo devam panpa

Rez ulan

Ucunda Kaldi Rez Devam

o an neden tokat attığının sebebini sordum. bu kadar zeki olmak zorunda mısın. beni bana karşı tarif ettiğin her kelimede her cümlede seni içimde hissetmek istedim. nerede ne zaman nasıl konuşman gerektiğini neden bu kadar iyi biliyorsun ki dedi. her kelimede savaşta esir düşmüş bir asker gibi teslim oldum sana ama eğer o tokatı atmasaydım hiç mücadele vermeden teslim olmuş gibi hissederdim dedi. bakışlarına ve bana karşı o an oluşa n o hayranlığında dayanamadım beyler. incecik belinden tutup kendime çektim ve rengarenk saçlarını elime doladım. hissettiği acı yüzüde ki ifadeden belli oluyordu ama artık bu bir sevişme değil, Kral Arthur'un huzuruna getirilmiş bir savaş casusunun cezalandırılma sahnesiydi.

Rezerve

Okurum sonra

artık yaşanacakları tahmin edemiyordum, bu kadar şehvetle dolacağımız aklımın ucundan geçmemişti ama bildiğim tek şey saniyeler sonra saçlarından tuttuğum kızın dudaklarını kopartırcasına öpmeye başladığımdı. bu sefer daha heyecanlı, daha erotik hareket ediyorduk ve onun tek yaptığı kendini bana teslim etmiş olmasıydı. sokakta zurna çalan hintlinin dans ettirdiği kobra gibi kucağımda kıvranıyordu ve her bel hareketinde bedenim daha fazla kan üretip gibime doğru yol veriyordu. zevkin şiddetiyle bedenim titrerken, kuzenim zaten kısacık olan şortunun içinde olimpik havuzu dolduracak kadar ıslanan dıbının zevkinden çığlıklar atıyordu. duruşumuzu hiç bozmadan kucakladığım gibi yatağa fırlattım iki farklı ruha sahipken bir olan bedenlerimizi ve bu sefer altta olan oydu. ellerim artık şortundan taşan kalçalarında geziyordu. hayal edin o anı, kapatın gözlerinizi ve hayallerinizde oluşturduğunuz mükemmel fiziğe sahip kadının altınızda olduğunu ve bütün bedeninin size sunulan altın kadehte ki fransız şarabı olduğunu düşünün. elinizin temas ettiği her noktasının size bahşedilen kasa kasa altın olduğunu düşünün ve neler yaşadığımızı hayal edin

beyler şukularınızı ve rezlerinizi bırakın, sigara içmeye gidiyorum ve bir yandan yazmaya devam edecem. şimdiye kadar ki en destansı gibiş hikayesindesiniz. boşalmadık peçete kalmasın!

bREZzers

Rezz devam

ben bedeninin her noktasını yeniden keşfederken bu bir yandan artık sesinin kısıklığı ile acele etmemi söylüyordu. bu anı ben 13 yıldır bekliyorum. tadını çıkarmadan bitireceğimi zannediyorsan yanılıyorsun dedim ve üzerinden kalktım. artık nefeslerimiz o kadar hızlanmıştı ki yavru geyik peşinde koşan bir çita gibiydik adeta. tişörtünü çıkarmaya başladım yavaş yavaş. gözlerinin en derinlerinde kaybolurken hala suratımda o bin gülüşü vardı. o ise artık gülüşümü umursamıyor birazdan tarihin nasıl tekerrür edeceğini düşünüyordu. nasıl böyle oldun dedi. anlamadım dedim. nasıl bu kadar kadın ruhundan anlar hale geldin, nasıl her hareketinde beni sadece sevişmekten öte yıllardır aradığım şehvete kavuşturdun, nasıl bu kadar heyecanla doldurdun kalbimi dedi. sen bir parça kağıtsın ben ise kalem. şimdi de en mükemmel şiirimi yazıyorum dedim ve o esnada sütyenini de çıkarmış göğüsleri ile karşı karşıya gelmiştim.

şu zamana kadar gördüğünüz bütün memeleri unutun beyler. çünkü o an bende öyle yaptım. hayallerimin ve izlediğim tüm ferreların sınırlarını zorlayan göğüsleri vardı tutamadım kendimi anında boynuna yapıştım. bütün gücümle emdim, bütün şevkimle emdim. yavaş yavaş, ağır ağır indim aşağı. sıcaklığı dudaklarımı yakıyordu. kokusu burnumda bayram havası yaşatıyordu ve nefesinin sesi kulaklarıma ninni gibi geliyordu. her aldığı nefeste yükselen göğsü dudaklarıma baskı yapıyordu ve ben dayanmakta zorluk çekiyordum. ama bu anın uzun sürmesi için her şeyi yapardım. ilk defa böylesine doluydu içim, ilk defa bu kadar kan pompalıyordu kalbim.

göğüslerinde dudaklarımın keşfetmediği yer kalmamıştı artık ve ben göbeğine doğru indim. ordan şortunun üzerinden dıbına... bacaklarının arasında öpülmedik, dokunulmadık yer bırakmadım, ellerim bir yandan göğüslerini sıkarken dudaklarım şortun üzerinden erotizme şuku basıyordu. dediğim gibi şortu çok kısaydı ve bacaklarının arasında ki kısmı kenara doğru çektim. bakımlı bir kız olduğu her halinden belliydi zira amında tek bir pürüz tek bir kıl yoktu. lazer epilasyon yapılmış bir amı yalamak, ısırmak ne demek bilemezsiniz. kırk yıllık afrikalıların iskendere saldırdığı gibi iştahla yumuldum dıbına. o yumuşacık dudakları, o dudakların arasında ki klitorisi yalamak, ısırmak, emmek hiç bu kadar mükemmel olmamıştı.

benim her hareketimde odamda çığlıklar yankılanıyordu. her çığlıkta o ana olan şevkim doruklarına ulaşıyordu. zirveye ulaşan erotizm daha fazla kana, daha fazla kan ise daha fazla ereksıyona neden oluyordu. yaşanan her saniye, yaşananlara daha fazlasını katıyordu ve tüm bunlara rağmen biz doymak bilmeyen sülükler gibiydik. hep daha fazla emmek istiyorduk sanki kanımızı.