0
1. Açlık sınırının altında asgari ücretle yaşamak zorunda olduğunu unutma
Son verilere göre 4 kişiden oluşan bir aile için açlık sınırı 1283 Lira, yoksulluk sınırı 4057 Lira. Kişi başına düşen “milli gelir” ise aylık 1900 Lira, yani yine 4 kişiden oluşan bir aile için bu 7600 Lira demek oluyor. Fakat asgari ücret açlık sınırının altında ve sadece 1000 Lira.
Oy kullanmaya giderken unutma; iktidar açlık sınırının altında bir asgari ücretle sana “aç kal” dedi.
2. Ayakkabı kutularında istiflenen paraları unutma
Yıllarca beraber çalıp çırpan AKP ve Cemaat birbirine düştüğünde, her iki tarafta birbirinin zayıf noktalarının üzerine gitti. ilk kılıcı Cemaat çekti ve AKP’li bakanların çocuklarına ve Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a kadar uzanan bir yolsuzluk operasyonu başlattı. Operasyonda ayakkabı kurularına özenle istiflenmiş paralar ortaya saçıldı. Hırsızlıkla elde edilmiş paraları saymaya üşenenlerin para sayma makineleri kullandığı ortaya çıktı.
Sandığa giderken hırsızları unutma…
3. Soma’yı unutma
Bu ülkede yaşanan iş cinayetleri adeta bir savaş bilançosunu andırıyor. Taşeron denilen kölelik şartları işçileri her gün ölüme yolluyor. AKP iktidarı ve patronlar işçilerle savaşıyor ve yüzlerce işçi ekmek parası kazanmak için yaşdıbını yitiriyor. AKP döneminde ise, iş cinayetlerinin sayısı %200 artış gösterdi. Sadece Soma’da resmi sayılara göre 301 işçi yerin derinliklerinde yaşdıbını yitirdi. Çok basit önlemlerle hayatları kurtarılabilecek işçiler, göz göre göre öldürüldüler. Ermenek’te, Torunlar GYO’da da aynısı yaşandı. insan hayatı yerine, bir avuç zenginin çıkarını düşünenler binlerce işçiyi ölüm pahasına çalışmaya zorluyor.
Oy kullanırken unutma, bir ekmek uğruna ölünebilecek kadar pahalı olmamalı…
4. Yüreğine yediğin tekmeyi unutma
Soma madenlerinde akrabalarını yitirmiş olan bir yurttaş dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müşavirlerinden olan Yusuf Yerkel tarafından yerde tekmelenmişti.
Unutma, bu tekme sanaydı…
5. Şifreli, torpilli sınavları unutma
Cemaatle kol kola iken sınavlarda torpiller yapan, sorulara şifreler karıştırarak öğrencilerin geleceğiyle oynayanları unutma. Unutma ayrıcalıklı bazılarının bu şifrelerle savcı, hakim, vs yapılmak istendiğini.
Unutma eğitim diye parayla gelecek satıldığını ve sorulara şifreler yerleştirildiğini…
6. Berkin’in annesini meydanlarda yuhalatanları unutma
Gezi Direnişi sırasında Okmeydanı’nda ekmek almaya giderken polisin attığı gaz bombası ile vurulan 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın günlerce komada kaldıktan sonra 16 kiloya düşerek yaşdıbını yitirdiğini unutma. Unutma, sadece AKP döneminde en az 240 çocuk polis, asker, korucu tarafından öldürüldü.
Ve dahası 15 yaşında 16 kiloda yaşama gözlerini yuman Berkin Elvan’ın Erdoğan tarafından terörist ilan edildiğini, annesi Gülsüm Elvan’ın bizzat Erdoğan tarafından miting meydanlarından yuhalatıldığını unutma.
7. Kalbimiz kurumaz mı Roboski’yi unutursak
TSK’ya ait savaş uçaklarının Roboski’de 34 insanı bombalayarak katletmesinin üzerinden dört yıl geçti. Peki, 28 Aralık 2011 günü yaşanan katliamdan bu yana sorumlular cezalandırıldı mı? Dört yıl sonra adalet açısından hangi noktadayız? Başladığımız noktadayız… Failleri belli, ama hiç biri üstlenmiyor.
Oy kullanmaya giderken unutma…
8. “inşaat lobileri”nin yıktıklarını unutma
“Kentsel dönüşüm” denilerek yoksullar şehir merkezlerinin dışına atılmaya çalışıldı. HES’lerle doğal yaşam ağır tahribata uğratıldı. Koca koca plazalar, AVM’ler yapılsın diye ağaçlar, parklar söküldü.
Oy vermeye giderken unutma, kapına dayanıp seni kendi evinden atmaya çalışanları… Unutma sakın, derelerde yüzen balıklara savaş açan inşaat lobilerini… Unutma doğal yaşamın dengesini alt üst edenleri…
9. Özgecan Aslan’ı unutma
oy kullanmaya giderken unutma; her gün en az 3 kadın erkekler tarafında öldürülüyor. “Erkek sevgisi” kadınları katlediyor. Kadınlar evde, işte, sokakta, karakolda, “hayatın” olduğu her yerde “öldürülüyor”. AKP döneminde kadına yönelik cinsel saldırıların da arttığını unutma. Katiller, taciz ve tecavüzcüler yargı tarafından cesaretlendiriliyor, “haksız tahrik indirim”leriyle hafif cezalarla yırtıyor.
Unutma, Özgecan Aslan’ı ölümüne katilleri ve tacevüzcüleri koruyanlar da ortaktır. Sandığa giderken unutma…
10. TIR’larla çetelere silah taşıyanları unutma
“Kobane düştü düşecek” diyerek barbar IŞiD çeteleri adına erkenden zafer ilan eden Erdoğan ve hükümetinin bu çetelere TIR’lar dolusu silah gönderirken suç üstü yakalandığını unutma. Unutma Reyhanlı’da onlarca yurttaşın öldüğü patlamada devletin parmak izleri çıktığını. Unutma, cihatçı teröristlerin Suriye’de Alevileri, Türkmenleri, Kürtleri katledenlerin Türkiye sınırlarında gizlendiğini, hastanelerde tedavi olduğunu.
Unutma bunları, ellerinde kan var…
11. Tutuklanan gazetecileri unutma
Muhalif olan herkese ayırt etmeksizin savaş ilan eden ve fikirleri nedeniyle tutuklananları unutma.
Gazetecileri, öğrencileri, sendikacıları, avukatları, işçi ve emekçilerin çıkarlarını savunanları, Kürtleri tutuklayanları unutma…
12. Buzdolabında bekletilen cenazeyi unutma
Bir kişi 400 vekil istedi diye bütün halklara savaş açıldı. 7 Haziran’dan bu yana yüzlerce insan öldü. Sokağa çıkma yasakları ilan edildi.
Erdoğan başkan olsun diye insanların öldüğünü unutma. Unutma, Cizre’de günlerce sokağa çıkma yasağı uygulandı diye kızının cenazesini buzdolabında bekleten annenin gözyaşlarını…
13. Kobaneli çocuklara oyuncak zütüren kahramanları unutma
Kaosla oy toplamak isteyenlerle katil sürülerinin tiyatrosu ilk olarak Urfa Suruç’ta sahneye konuldu. Kobaneli çocuklara oyuncak zütürmek üzere yola çıkan SGDF’li gençler Suruç’ta polis seyirciliğinde IŞiD çetelerinin hedefi oldu. 32 kişi bu alçak saldırıda yaşdıbını yitirdi. Erdoğan ve hükümeti orada ölenleri suçladı.
Unutma, oyuncakları bombalarla parçalayanları…
14. Gezi’de onların nasıl çılgına döndüklerini unutma
Unutma, unutulmaması gerekenleri unutma. Hrant Dink’i adım adım nasıl öldürdüklerini, karakolda işkenceden ölenleri, nefret cinayetlerine kurban edilenleri, Gezi’de yaşdıbını yitiren Ali ismail, Berkin, Ethem, Mehmet, Medeni, Ahmet, Abdullah’ı unutma. Çeteler tarafından öldürülen Hasan Ferit’i unutma.
Unutma muhtarlara miting yapan başkannın her gün tehditler savurduğunu. Unutma, oğlu Bilal’e paraları “sıfırla” diye talimat verdiğini.
Unutma bugün Başbakan olan Davutoğlu’nun, dışişleri konutunda MiT Müsteşarı ile yaptığı sohbette kendi ülkesine “3-5 füze” atmayı teklif edenleri “olgunca” dinlediğini. Unutma, taşeron işçiyle nasıl dalga geçtiğini…
Daha 10 Ekim günü ülkenin en “güvenli” yerinde, Barış Mitingi öncesinde en az 102 kişinin ölümüne yol açan, yüzlerce insanın yaralanmasına neden olan canlı bombaların devlet eliyle nasıl oraya kadar geldiğine şahit olundu. Geze geze katliama gelenleri ve onlara yol verenleri unutma. Unutma barış için ölenleri.
Evinde aramaya gelen polislere sadece evet sadece “galoş giyin” dediği için öldürülen Dilek Doğan’ı unutma.
Unutulmaması gerekenleri unutma…
Birleşince, kol kola girince Gezi’de onların nasıl çılgına döndüğünü hatırla… Eşitlik, kardeşik, özgürlük ve barış için oy kullanmayı unutma…
Tümünü Göster