0
MiLLETVEKiLi SAYISI 550'DE 600'E ÇIKACAK
Milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkararak bir bakıma evet diyecek mevcut milletvekillerine yeniden seçileceklerine dair bir güven vermek suretiyle anayasa oylamasında evet vermelerini kolaylaştırdılar.
MiLLETVEKiLi SEÇiLEBiLME YASI 25'TEN 18'E iNECEK
Bir sorun teşkil etmiyor benim açımdan
TBMM VE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇiMLERi, 5 YILDA BiR AYNI GÜN YAPILACAK.
Yapılacak 2.tur seçimde seçilen başkan ve ve mecliste çoğunluğu yakalayan parti aynı partiden olmayabilir demişssin evet haklısın fakat bir şeyi gözden kaçırıyorsun. Seçilecek başkanın mensup olduğu siyasi parti mecliste çoğunluğu yakalayamasa bile herhangi büyük bir anlaşmazlık durumunda başkan meclisi fesh edip tekrardan seçimlere gidebilir. Dolayısıyla gelecek yeni sistemde meclisin işlemez ve yasama faaliyetlerini yerine getirmez hale geleceğini düşünüyorum. Şimdi bana şuanki mevcut anaysada da başkan meclisi fesh edebilir diyenler olacaktır ama bu bazı şartlara bağlanmış durumda bu durum anayasanın 116.maddesinde aşağıdaki şekliyle belirtiliyor:
“Bakanlar Kurulunun, 110 uncu maddede belirtilen güvenoyunu alamaması ve 99 uncu veya 111 inci maddeler uyarınca güvensizlik oyuyla düşürülmesi hallerinde; kırkbeş gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadığı veya kurulduğu halde güvenoyu alamadığı takdirde Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak, seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürülmeden istifa etmesi üzerine kırkbeş gün içinde veya yeni seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başkanlık Divanı seçiminden sonra yine kırkbeş gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Yenilenme kararı Resmî Gazetede yayımlanır ve seçime gidilir.”
Fakat yeni yapılacak anayasa şayet kabul edilirse Cumhurbaşkanı koşulsuz şartsız meclisi feshetme hakkına sahip olabiliyor.
Ayrıca başkanlık ile meclis oylamasının arasında 2 veya 3 yıl olmalı .Nedeniyse başkanın yönetiminden memnun kalmayan seçmenler en az 2 veya 3 sene sonra yapılacak meclis seçimlerinde başkanın partisine oy vermeyerek mecliste azınlığa düşürüp siyasal bir denge sağlar hale getirilmelidir. Böylelikle halka birnevi denetim mekanizması görevi yüklenmelidir. Bunun örneği çeşitli ülkelerde mevcuttur. O nedenle meclis ve başkan seçiminin aynı gün yapılmasına karşıyım.
.
CUMHURBAŞKANININ GÖREV SÜRESi 5 YIL OLACAK. BiR KiŞi EN FAZLA 2 KEZ BAŞKAN SEÇiLEBiLECEK.
Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Dolayısı ile görev süresinin dolmasına yakın olası bir meclis feshinde 3. Dönemde aday olabilecektir. Yani 10 yıl yaklaşık 14-15 yıl gibi bir düzeye çekilebilir.
CUMHURBAŞKANLIĞINA, SEÇiMLERDE GEÇERLi OYLARIN EN AZ YÜZDE 5'iNi ALAN PARTiLER iLE EN AZ 100 BiN SEÇMEN ADAY GÖSTEREBiLECEK.
Bu duruma olumlu bakıyorum. Ayrıca eğer demokrasiden bahsediyorsak başka bir düzenleme ile seçim barajının %10 seviyesinden %1.5-2 seviyelerine düşürülmesi taraftarıyım.
TBMM, BAŞKAN, BAŞKAN YARDIMCILARI VE BAKANLAR HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMASINI iSTEYEBiLECEK.
Tek adamcılık, saltanat falan hala göremiyorum demişssin ama mevcut anayasa ve yeni anayasada meclis soruşturması açılması için gerekenleri söylememişsin. Ben bir karşılaştırma yapayim. Mevcut anayasada Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılması istenebilir. Ama meclisten geçen yeni anayasada Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir.
Mevcut anayasada Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınırken. Meclisten geçen anayasada Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir.
Cumhurbaşkanı ve partisi yüzde elli bir ile seçimi kazanırsa böyle bir soruşturma açılamaz.
Farz edelim ki, birkaç iktidar milletvekili partisinin bu konudaki kararına aykırı davranarak muhalefetle birlikte 300 imza içine katıldı.
Bu kez soruşturma komisyonu kurulması için 360 oy gerekiyor. iktidar partisi katılmadan 360 milletvekilini bulmak mümkün değil.
360 da bulundu ve soruşturma açılması yönünde karar verildi diyelim, 15 kişilik soruşturma komisyonunda iktidar partisi çoğunluk olduğu için bir soruşturma raporu (iddianame) hazırlanması da çok zor.
Bu aşama da geçildikten sonra başkannın Yüce Divan’a gönderilmesi için 400 milletvekili oyu gerekiyor.
Ayrıca Yüce Divan görevi yapacak Anayasa Mahkemesinin üyelerini Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanının başkanı olduğu çoğunluk partisi milletvekillerini seçeceğine göre başkannın Yüce Divan tarafından mahkum edilmesi olanaksız.
Yani kısaca seçilecek başkannın siyasi partisi %34 gibi bir oy oranına ulaştığı takdirde kendi partisinden fire vermezse yargılanma gibi bir ihtimali kalmıyor güzel kardeşim. Esas şuan ki sistemde soruşturma açmak mümkün değil demişssin şuanki sistemde bile zorken yeni gelen sistemde bunu imkansız bir hale getirmelerinin sebibi nedir?
HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMASINA KARAR VERiLEN BAŞKAN SEÇiM KARARI ALAMAYACAK.
E adamlar yukarıda anlattığım gibi soruşturmanın önünü o kadar tıkamışlar ki böyle bir düzenlemeden çekinmiyorlar. Cumhurbaşkanı sorgulanamaz tezinin çürüdüğü falan yok sadece sembolik olarak kağıt üzerinde sorgulanır gibi gözüküyor ama gerçekte imkansıza yakın.
CUMHURBAŞKANI, YÜRÜTME YETKiSiNE iLiŞKiN KONULARDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi ÇIKARABiLiR. ANAYASANIN iKiNCi KISMININ BiRiNCi VE iKiNCi BÖLÜMLERiNDE YER ALAN TEMEL HAKLAR, KiŞi HAKLARI VE ÖDEVLERiYLE DÖRDÜNCÜ BÖLÜMDE YER ALAN SiYASi HAKLAR VE ÖDEVLER CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi iLE DÜZENLENEMEZ..
Anayasamızın ikinci kısmınde yer alan kişinin hakları ve ödevleri 4 bölüme ayrılır yukarıda da bahsedildiği gibi birinci ikinci ve dördüncü bölümlerinde yer alan haklar ve ödevler cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile dünzenlenemiyor fakat bu kapsama dahil edilmeyen üçüncü bölümde hangi başlıklar var bir inceleyelim istersen (Ben bu metinden 3.bölümün düzenlenebileceği kanısına varıyorum yanlış çıkarımda bulunduysam isteyen arkadaş düzeltsin)
1) Ailenin korunması ve çocuk hakları
2)Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
3)Kamu yararı
a)kıyılardan yararlanma
b)toprak mülkiyetii
c)tarım, hayvancılk ve bu üretim dallarında çalışanların korunması
d)kamulaştırma
e)devletleştirme ve özelleştirme
4)Çalışma ve sözleşme hürriyeti
a)çalışma hakkı ve ödevi
b)çalışma şartları ve dinlenme hakkı
c)sendika kurma hakkı
d)sendikal faaliyet
6)Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt
7)Ücrette adeletin sağlanması
8)Sağlık, çevre ve konut
a) sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması
b)konut hakkı
9) Gençliğin korunması
10) Sosyal güvenlik hakları
a)sosyal güvenlik hakkı
b)sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler
c)yabancı ülkelerde çalışan türk vatandaşları
11) Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması
12) Sanatın ve sanatçının korunması
13)Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları
Bu kadar önemli kritik hak ve özgürlüklerin kararname ile düzenlenebiliyor olması beni düşündürmüyor değil.
ANAYASADA MÜNHASIRAN KANUNLA DÜZENLENMESi ÖNGÖRÜLEN KONULARDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi ÇIKARILAMAZ. KANUNDA AÇIKÇA DÜZENLENEN KONULARDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi ÇIKARILAMAZ. CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi iLE KANUNLARDA FARKLI HÜKÜMLER BULUNMASI HALiNDE KANUN HÜKÜMLERi UYGULANIR. TÜRKiYE BÜYÜK MiLLET MECLiSiNiN AYNI KONUDA KANUN ÇIKARMASI DURUMUNDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi HÜKÜMSÜZ HALE GELiR.
Şimdi farz edelim senin dediğin gibi başkann siyasi partisi mecliste çoğunluğu sağlayamadı. Cumhurbaşkanı bir kararname çıkarttı. Meclisteki siyasi parti grupları birleşti ve başkannın kararnamesine karşı bir kanun çıkarttı sonucunda ne olacak sistem çıkmaza girip işlemez bir hale gelmeyecek mi ? Sürekli kanunlar kararnameler değişip birbiriyle çatışacak hale gelmeyecek mi ? Böyle bir siyasi ortamda nasıl istikrar sağlanacak? Bir gün çıkan kararnameye karşı belirli bir süre sonra başka bir kanun çıkarsa devletin kurumları nasıl işleyecek ?
Tümünü Göster