+2
Bugün sizlerle bir kavram üzerinde durmak istiyorum. "Aile"
ilk aile nasıl meydana gelmiştir, bir tahayyül ediniz. Rastlantıların sonucunda meydana gelmiş bir evren, o evrenin raslantı mahsullerinden biri de dünya gezegeni ve o gezegenin sıradan bir parçası ve canlısı olan insan... Başıboş dolanıyo ve kendi gibileriyle karşılaşıyor, sonra bu kendi gibi olanlardan iki farklı cinsiyetin olduğunu kavrıyorlar ve erkek kadını döllüyor. Diğer canlılara nazaran doğum sancısının en şiddetli halini yaşayan anne, nihayet bir bebek dünyaya getiriyor, fakat az ötede doğum yapan bir antilobun yavrusu, doğduğu ilk 3 dakika yürümeyi öğreniyor, beşinci dakika sürüyle beraber koşmaya başlıyor. Bu insan annenin kucağındaki zavallı ise öylesine korumasız ki. Onu bir gün yalnız bıraksan kesinlikle ölecek. Bırak yalnız başına koymayı, az biraz ilgilenme, yine ölecek. insanlık, sanıldığı kadar bu denli ilkel olsaydı o bebeklerin hepsi ölecekti. Bugün dahi böylesine hassas bir bebek isek, varın siz düşünün adaptasyonunu gerçekleştirememiş bir bebeğin hassaslığını. Dişiyi dölleyip yoluna bakmadı o erkek. Veyahut ayakları üstünde durmayı öğrendiği an git bu yuvadan denilmedi hiç. Bu hassas varlığı ölene kadar anne babalık iç güdüsüyle korumaya devam etti hep. Diğer canlılar amaçsız bir sebep uğruna çoğalmayı hedeflerken bu canlı, iki bireyin birbirine olan sevgisinin bir tohumu olarak nesiller boyu bu silsileyle varlığını sürdürdü. Sadece yavruları için değil, hem yavruları, hem eşleri, hem torunları, hem akrabaları, hem sevdikleri için bu sevgiyi besledi, birbirlerine bağlandı. Diğer turlerden farklı bu varlık, kendinden güçlü hayvanlara dahi hükmedebildi. Ve nihayetinde, insanı insan yapan yegane şeyin aile olduğu bir kez daha anlaşıldı. Bu bir raslantı değil, olsa olsa bir yaratıcının tasarısı olmalıydı. işte o tasarının adı. "insan"