rasim ozan ın kirli serveti'ndeki Sır Perdesi Aralanıyor-Açık istihbarat
Medya dünyasına gökten zembille inen Rasim Ozan Kütahyalı ve eşinin kısa sürede edindikleri servetin kaynağı, yaşanan "iç savaşların" kılıç şakırtıları arasında aydınlanmaya başladı...
Medya dünyasına gökten zembille inen Rasim Ozan Kütahyalı ve eşinin kısa sürede edindikleri servetin kaynağı, yaşanan "iç savaşların" kılıç şakırtıları arasında aydınlanmaya başladı.
Hükümet-Cemaat çarpışmasında hükümet safına düşen ve Taraf gazetesindeki köşesinden Fethullah Gülen cemaatine salvo atışlar yapan yeni nesil istihbaratçı Emre Uslu, bugünkü yazısında Kütahyalı ailesinin şaibeli servetine şimdilik cılız da olsa bir ışık tuttu.
"Bu fitnenin arkasında kim var"
http://taraf.com.tr/emre-...nin-arkasinda-kim-var.htm başlıklı yazısında; Zaman gazetesi yazarı ve Fethullahçıların gayrıresmi sözcüsü Hüseyin Gülerce ile arasındaki polemiği sürdüren Uslu, cemaat-hükümet kapışmasında Rasim Ozan Kütahyalı'nın oynadığı rolü ifşa etti.
AKP hükümeti ile 2009 yılından itibaren dış politika ve PKK gibi konularda ayrıştığını belirten Uslu, kendisini "cemaat ile hükümet arasına fitne sokmakla" suçlayan Gülerce'ye cevap verirken, bu görevin Rasim Ozan Kütahyalı tarafından ifâ edildiğini yazdı.
Uslu'nun verdiği bilgiye göre Kütahyalı, üç ünlü köşe yazarını arayıp, cemaat aleyhine yazı yazmalarını istedi. Bazı internet sitesi yöneticilerini de arayan Kütahyalı,“Cemaat ile AK Parti arasında kavga var. Bu kavgada tarafınızı seçin" talimatını iletti. Uslu, yandaş medya kulislerinin son günlerde bu konuyla "çalkalandığını" belirtti.
Emrullah Uslu'nun konuyla ilgili en can alıcı sorusu ise şu oldu:
"Bu fitnenin arkasından kim var? Bu fitneden, Kütahaylı’nın patronları Serhat Albayrak ve Osman Gökçek’in haberi var mı yoksa gerçekten de Kütahyalı’nın muhataplarına hissettirdiği gibi Başbakan mı var arkasında?"
Twitter'dan yayımladığı bu soru üzerine Osman Gökçek'in kendisini "panik halinde" aradığını ve iddiayı reddettiğini kaydeden Uslu, Serhat Albayrak ve hükümet cephesinden ise ses çıkmadığını bildirdi.
Uslu, Kütahyalı'nın böyle bir girişimi "kendi adına" yapamayacağını ima ederek, aksi takdirde Sabah grubundaki yükselişinin söz konusu olamayacağına değindi.
Uslu'nun yazısında bir can alıcı soru da Hüseyin Gülerce'ye geldi:
"iş tuttuğunuz ve savunduğunuz Rasim Ozan Kütahyalı’nın anlattığım faaliyetlerinden haberiniz var mı? Herkes sizi Cemaat sözcüsü bilir. Beni fitnecilikle suçlayan Gülerce, diyelim anlattığım faaliyetlerinden haberiniz yok, Kütahyalı’nın yukarıda yer verdiğim fitneciliğini itiraf ettiği yazısına bir çift sözünüz yok mu?
Bu nasıl bir ilişki ağıdır, nasıl karanlık ve karmaşık bir durumdur. Bu duygudaşlığın asıl motivasyonu nedir?"..
Görüldüğü gibi, ortaya çıkan tablo oldukça karmaşık ve daha çok su zütürecek nitelikte...
Peki, bütün bu olanların, Rasim Ozan Kütahyalı ve karısı tarafından kısa sürede biriktirilen muazzam servetle ilişkisi ne?
Yandaş medya kulisleri sadece cemaat-hükümet kavgası etrafında üstlenilen vazifelerle "çalkalanmıyor"..Üstlenilen vazifelerin "liste fiyatları" da kulaktan kulağa dolaşıyor...
Örneğin, en büyük rant kapılarından birinin, yasal bir hükümetin açıkça bulaşamayacağı tehdit, şantaj, karapara taşıma, mesaj zütürme, pazarlık yürütme gibi faaliyetler olduğu bizim kulağımıza kadar geldi..
Öyle ki, Pakistan ve Afganistan'a gizlice gidip bazı temaslarda bulunmanın karşılığının aniden 3 milyon dolarlık bir yalı;
Misal, köşesine çekilmiş bir siyasetçi veya üst düzey bir askere "Filanca davada müdahil olmazsan, seni sanık yaparız" tehdidini iletmenin, "askerlikten muafiyet" kazandırdığı konuşuluyor..
Elden ele dolaşan bu "fiyat listesine" göre televizyon programları ve köşe yazıları vasıtasıyla karalama, isim kirletme, operasyonlara zemin hazırlama gibi vazifelerin karşılığı ise çeşitli kanallarda yüksek ücretlerle program bağlamak...
Bu programlardan öyle yüksek ücretler kazanılıyor ki, programlarda tuzluk vazifesi görerek "dayak yiyen, susup kalan Atatürkçü" numarası yapacak olanları bile boğaz tokluğuna, kendi cebinizden kiralayabilecek kadar paranız kalıyor...
Tabii, bu paralar tek bir kişi veya "aile"ye değil, oraganizasyonun diğer elemanlarına da paylaştırılıyor...
Emre Uslu, yazısını şu "ikazla" bitirdi:
"Kiralık fitnecinize söyleyin adımı fitnelerine malzeme yapmasın yoksa faaliyetlerini de fitnelerini de işte böyle deşifre ederim. Fitnelerine adımı karıştırmasa sessiz ve derinden devam edecekti. Ama şimdi deşifre oldu demagoji yapıp fitnesini bastırmaya çalışacak. Bundan sonra daha akıllı fitneciler bulun sert kayaya çarpınca planlarınız bozuluyor sonra... "
Biz de yazımızı şu özlü sözle bitirelim:
Nereye dönerseniz dönün, enseniz arkanızdadır..Ve bir gün ensenizi mutlaka kaptıracaksınız...