/i/İnanç

İnanç
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +5 -1
    Oruçlunun orucunun sevabını kaçırmamak ve asıl olan da Allah’ın emrine aykırı davranmamak için gözlerini haramdan koruyacak. Yoksa akşam iftar ettiğinde sadece aç kalmaktan başka menfaati kalmamış olur.

    Çünkü Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlar:

    Nice oruç tutanlar vardır ki kendilerine kalan ancak açlık ve susuzluktur. Neden böyle bir duruma düşüyor?

    Çünkü Allah’ın yasakladığı davranışlardan kendisini korumamış oluyor. Orucun farz kılınmasının gayesi neydi, kulu Allah’ın emirlerine uygun yaşamayı öğretmekti.

    işte bunun için oruçlu olmakla beraber hiç oruç tutmamış gibi oluyor. Rabbimiz bizleri böyle durumlardan korusun.

    Gözü Allah’ı unutturan şeylerden korumalıyız. Bilhassa şehveti tahrik eden, cinsel arzuları harekete geçiren ve sonunda günah deryasına daldıran davranışlardan nefsimizi korumalıyız.

    Peygamberimiz sav:

    Şehvetli bakış, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Allah korkusundan dolayı şehvetten sakınan, kalbinde imanın lezzetini bulur.

    Diline sahip olmak,

    Oruçlunun amelini sonuçsuz bırakan organlardan en önemlisi dildir desek yanlış olmaz. Sevgili Peygamberimizin bildirdiği ve uyardığı kötü huylar hep dildendir.

    işte onlar:

    a-Yalan söylemek

    b-Söz taşımak

    c-Gıybet etmek

    d-Yalan yere yemin etmek

    e-Kötü şehvet isteği ile birine bakmak.

    Yukarıda saydığımız fiillerin orucun ve abdestin sevabını yok ettiğini bizlereEfendimiz sav bildiriyor.

    Öyleyse en çok dikkat edeceğimiz iş dilimize sahip olmak. Diline sahip olan insan büyük bir iş başarmış olur.

    Hatta bazı veliler, yanlış söz ve haram söylememek için dillerine sahip olmayı öğreninceye kadar değişik metotlar denemişlerdir.

    Bazıları dilinin altına çakıl taşı koyarak her söz söyleyeceğinde önce düşünür sonra söylermiş. Yanlış yaptıklarında kendilerini cezalandırırmış.

    Sayılan kötü amellerin dört tanesi de dille olması ne kadar önemli. Demek ki oruçlu diline sahip olsa büyük ölçüde mutlu sona kavuşacak.

    Diline sahip olmayan da kaybedecek.

    Yine Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor:Oruç sadece yemeyi ve içmeyi bırakmakla olmaz; asıl oruç, boş sözü ve kötü sözü bırakmakla olur.

    Bu konuda söylenebilecek çok söz olmakla beraber sözün özü:Ya güzel, hayırlı bir söz söyle ya da sus.

    Kulağı korumak,

    Söylenmesi uygun olmayan sözüdinlemek de uydun olmaz. Allah’ın razı olmadığı sözleri dinlemek onu söylemek gibi insanı sorumlu kılar. Birinin gıybeti yapılırken onu dinlemek gıybete ortak olmak demektir.

    Öyleyse yalan gıybet, iftira vb kötü sözlersöylediğinde söyleyeni uygun bir dille engellemeli, buna gücümüz yetmiyorsa oradan uzaklaşmalı ki onun günahına ortak olmamalıyız.

    Diğer organlara sahip çıkmak,

    Oruçlu eline, ayağına ve diğer bütün organlarına sahip olmalı, Allah’a isyan ettirmemelidir. Eli harama değmemeli, ayağı harama gitmemeli.

    Çünkü bunlarında günahı olduğundan hem orucun sevabı gider hem de ahirette bizi kötü sonuçla karşılaştırır.

    Haram ve şüpheli şeylerle iftar etmemek,

    Allahın emrine uygun yaşamaya alıştırma çalışması olan orucu haramla açmak çok büyük bir kayıptır, edepsizliktir. Orucun gayesiyle uyuşmaz. Allah ile dalga geçmek gibidir ki çok büyük bir felakettir.

    Rabbimiz bizleri böyle yanlı işler yapmaktan korusun. Amin.

    Hatta helal olandan bile az yemeli ki asıl gaye gerçekleşsin. Rabbim bizlere yardım etsin de bu yolda sevdikleri gibi amel etmeyi nasip eylesin.

    Bizim iftarlarımız bir acayip. Gün içinde yiyemediğimiz öğünleri telafi edercesine kendimizi telef ediyoruz. Sıhhatimiz bozuluyor, ibadetlerden haz alamıyoruz.

    Sonuçta oruçla elde edilecek nice hayırdan mahrum kalıyoruz. Çözüm, Sevgili Peygamberimizin yeme içme adabına uygun yeme içme alışkanlığı kazanmak.

    Bu gün birçok hastalığın asıl sebebi yanlış beslenmede olduğunu işin uzmanları söylüyorlar.

    Kalp kırmamak,

    En çok dikkat edilecek davranışlardan biri de insanların gönlünü kırmamak.

    Sevimli geçimli Müslüman olmak, bizim gayemiz ve hedefimiz olmalı.

    Hele oruçlu iken duygularımıza hakim olamayarak gönül kırmak ne kötü bir iştir. Kabe’den kıymetli olan müminin gönlünü kırmak oruçluya yakışan bir davranış değildir.

    Çok defa şahit olduğumuz bir durum, özellikle ikindiden sonra oruçlunun yanına yaklaşmak tam bir cesaret işidir. Çünkü bazı tiryakilikleri sebebiyle iyice asabileşir ve kimse yanına yaklaşamaz.

    Allah cc bu tür müminleri sevmiyor. Efendimiz sav insanların kendinden sakındığı, çekindiği kimsede hayır yoktur buyurmuş.

    Kendimizi kontrol etmeli, çevremizdekilere sormalı eğer bizde böyle bir durum varsa düzeltmeliyiz.

    Gönül kırmak ne kadar kötü ise, tamir etmek, kazanmak da en az o kadar kıymetlidir.

    Bizler bu mübarek ayda gönül kazanan, yıkık gönülleri tamir edenlerden olmaya çalışalım. Allah gönül kazanan kullarını seviyor.

    Biz de Allah’ın sevdiği kul olmak için hemen harekete geçelim. Allah’ım bana bu hayrı işleme fırsatı ver diye de duaedelim.

    Bu yazı Ramazan'ı Nasıl ihya Ederim Kitabından alınmıştır.
    ···
  1. 2.
    0
    Özet: Oruç
    ···
  2. 3.
    0
    gibsen okumam zamquie
    ···
  3. 4.
    0
    Tamamdır
    ···
  4. 5.
    0
    yararlı bilgi şuku
    ···
  5. 6.
    0
    trend kokusu
    ···
  6. 7.
    0
    yengemi gibtim başlığı trend olacağına bu olsun amk.
    ···
  7. 8.
    0
    up up up.
    ···
  8. 9.
    0
    hayrina up.
    ···