korkutucu ve sürükleyici bi hikaye gerçek olaydır ama hikayenin bin yazarı hikayeyi yarıda bırakıp gibtirip gitmiş bi süre sonrada yeni hikayeler yazmaya başlamış atakana ne oldu ne bitti bilmiyoz biz kendi çabalarımızla Hikayenin final partını yazdık gece buraya paylaşıcam rezerveleri alın
Edit :
http://inciswf.com/quanttum.swf
Edit2: 06.08.2013 saat en geç 6 da hikayenin final partı paylaşılacaktır reservedleri alın
Not: Hikayenin final partları var burda sadece ilk partlarını (bkz:
korkunç hikaye anlatıyorum capslerle kanıtlarla) burdan okuyup final partını burdan okuyabilirsiniz beyler
Edit3 Final Part: gözlerimi kapattım açtım, karşıma baktım direk girdim sağ tarafa zaten küçük bir ahırdı, elimi uzattım ne var ne yok kucakladım çıktım hemen, terin içinde kalmıştım ama o 1 dakikada, yere indirdim elimdekileri evet aynalardı bunlar, 5 tane ayna vardı, rahatlamıstım aynaları alıp çıkınca, birden köpek zincirini koparacak derecede tedirgin oldu havlıyordu bana değil ama karşı tarafına bakıp havlıyordu, hemen arkasından kapı açıldı çocuk beni çağırdı gel çabuk dedi, sonra köpeğin baktığı yere baktı ve sustu, o oraya bakınca ben de direk kafamı kaldırıp refleks olarak oraya çevirdim, ve görünüyordu, loş ışıkta oradaydı, köpeğin karşısındaydı, yüzü yere eğik biçimde duruyordu, kendi sıfatındaydı kimse gibi değil direk o idi, ne annem babam ne arkadaşlarım kılığında değil, saf doğal benliğiyle köpeğin karşısında duruyordu, kadının bahsettiği benimle gelen bumuydu, evden çıkmayan çocuk nedense bana doğru koştu, kolumdan tuttu, bakma diyordu, onun olduğu tarafı eliyle kapatıp beni çekiyordu hadi diyordu, çekti kolumdan eve doğru, bakma diyordu, bunu belki yüzlerce kez tekrar etti, birden irkildim koştum çocukla eve doğru aynalar arkada kalmıştı, köpek havlıyordu aşırı tedirgindi, eve girdik kapıyı kapadık, çocuk bana baktı özellikle alnıma doğru bakıyordu iyisin dedi, kimdi o niye burada diyordum sorular soruyordum çocuğa, çocuk hiç cevap vermiyordu bir taraftan onu takip ediyordum, kadınların olduğu odaya girdik, ancak onlar yoktu, 2 adet saç teli vardı upuzun kadınların oturduğu yerde, çocuğa baktım direk, korkma dedi otur, kimsin sen dedim, otur anlatacağım dedi, hala oturmuyordum sonra selam verdi bana arapça, seldıbını aldım, kötü biri selam veremez değil mi dedi, çok olgun konuşuyordu küçük bir çocuktu ama konuşması hareketleri yaşlı bir adam gibiydi sanki, oturdum, gözlerini kapatır mısın dedi, niye dedim, zahar ve tilmun'u yani onları çağıracağım lakin sen bu anı görürsen aklını yitirirsin senin iyiliğin için dedi sadece kapat aç bir anlığına dedi, zahar ve tilmun onların adıdır tam isimleri الزهار تيلمون - الزهار تيلمون - الزهار تيلمون - الزهار تيلمون - الزهار تيلمون kapattım açtım gözlerimi, kadınlar oturuyordu tekrar o saç tellerinin olduğu yerde ve bana bakıyorlardı, odadan çıkarken benimle konuşan kadın gördün mü dedi, kafa salladım evet manasında, birden kapı çaldı, çocuk sessiz ol dedi bana, ses duyuldu hocamın bana söylediği kelimeyi söyleyen bir sesti bu, çocuk kapıya yöneldi, biraz sonra içeri geldi yanında atakan ve tuğba vardı, seni merak ettik dediler, direk ayaklarına baktım normaldi beni aramaya çıkmışlar, tuğba yalnız gelecekmiş tahmin etmiş burada olduğumu ancak hocam tuğbayı yalnız yollamamış o yüzden atakanla gelmişler, hocanınkine en yakın ev bu olduğu için ilk buraya gelmişler, dışarda dedim birşey gördünüz mü, ikisi birbirine baktı hayır dediler, tamam dedim, tuğba niye dedi ne oldu birşey mi görmemiz gerekiyordu, yok dedim önemli değil, kadınların ikisi de yere bakıyordu hiç konuşmuyorlardı tuhaf olan şu idi atakan ve tuğba kadınlara doğru hiç bakmıyorlardı sanki onlara göre odada ben ve çocuk vardık, bu düsünceleri kafamdan direk attım, hadi gidelim dedim, çocuğun bana anlatacakları vardı aslında merakta ediyordum çok bilgili bir çocuktu veya çocuk suretindeydi bilemiyorum, sonradan konuşma fırsatım oldu onunla tekrardan, herneyse, çıktık dışarda bıraktığım yerde duruyordu aynalar, köpek yatmış sakince dışarıyı izliyordu, biraz önceki hırcınlıgından eser kalmamıştı, ama ben biraz öncekini yani onu bir kere görmüştüm, gözümün önünden o sureti gitmiyordu, aynalardan üçünü ben aldım ikisini atakana verdim ilerliyorduk dört tane ayna lazımdı fazlasıyla bulmuştuk yani, cevabını biliyordum ama yine de sordum, atakan dedim o odada kaç kişiydik, sen ve kücük cocuk vardı niye sordun dedi, boşver dedim sadece, gözlerim dolmuştu bu cevabı duyunca, artık görülmeyenleri gören birine mi dönüşüyordum, tuğbanın sesiyle irkildim, herşeyi hazırladım dedi, sadece aynalar kaldı bir de şekillerin çizimi, tamam dedim, hocanın evine varmıştık artık, hocam içerde yere birşeyler çiziyordu, elinde bir tas vardı içinde ise kül, şekli tarif ediyorum iç içe gecmiş üçgenlerden oluşan bir şekildi üçgenler büyükten küçüğe doğru gidiyordu hoca önündekilerle uğraşırken atakana baktığımda onun içinde yine bir binlik gördüm yine birşeyler çevirecekti ama sesimi çıkarmadım
Edit4 Final Part 2 Son : Herşey yolunda gidiyordu artık elimden tüm bunlardan biran önce kurtulmak için dua etmekten başka birşey gelmiyordu. Hoca şekilleri çizdi. Atakanla aynaları hocanın dediği gibi yerleştirdik. Birtane ayna yerdeydi diğer aynaları duvara yaslamıştık. Hoca herşey hazır dedi ve perdeleri çekti gidip kapıyı kontrol etti ve yere oturdu. Hepimiz yerdeki aynanın etrafına toplanmıştık hocam külleri arapça birşeyler söyleyerek yerdeki aynanın üzerine serpti. O yerdeki aynanın üzerine külleri serptikçe diğer aynalar kararıyordu. Hoca sanki kontrolünü kaybetmiş gibi arapça sözler edip bağırıyordu.Birden susup atakana çevirdi aynada olan gözlerini atakanın gözlerinden ise sadece korku görülebiliyordu. Hoca tekrar aynaya dönüp arapça bağırmaya başladı. Artık yerdeki aynada kararmaya başlamıştı. Ben diğer aynalara baktığımda hiçbirşey gözükmüyordu tamamen kararmışlardı. Camın önünden alaycı bir şekilde gülme sesleri geliyordu. Sesimi çıkaramıyordum çünkü yine başıma bir bela daha ekleneceğindem korkuyordum. Tam o sırada.. Duvara yaslı aynalardan çatlama sesi geldi. Dönüp baktığımda biraz önce bahsettiğim hocanın çizdiği iç içe gecmiş üçgenler şeklinde çatladığını gördüm tek farkı üstünde arapça bir kelime yazıyordu o karanlıkta pek seçemedim ne yazdığını. Aynalsr çatlayınca camın önündeki sesler ciddileşmeye hatta kızgınlaşmaya başladı sanki bir telaş içindeydiler. Hoca durup gözlerini kapattı ve aynaya doğru yaklaştı konuşmuyordu fakat yüz mimiklerinde çok ani değişimler oluyordu ve birden yerdeki aynada kırıldı parçalar heryere savrulmuştu haliyle hocamında yanağına bir parça cam saplanmıştı ama kan akmıyordu. Onu burda kelimelere nasıl dökerim bilmiyorum. Çok değişik birşeydi rengi desem renk yoktu sanki şeffaf bile değildi birşeyler yapmaya çalışıyordum ama sanki kaslarım işlevlerini yitirmiş gibiydi ne konuşabiliyordum ne hareket edebiliyordum sadece izliyordum. Hocam cam parcasını yanağından çıkarmamıştı. Yüzü kanı çekilen bir insan gibi morumsu bir renge bürünmeye başladı. Hocam derin bir nefes alıp yerdeki kırılmış aynaya tükürdü. Tükürüğün aynaya düşmesiyle atakanın gırtlağını yırtarcasına bağırması bir oldu. Hocam gözlerini atakana dikti yavaşça arapça bir kelime söyledi ve elini yumruk yapıp havaya kaldırdı söylediği kelimeyi şiddetlendirerek tekrar ediyordu. Hocam bağırdıkça atakan ağlamaya daha çok bağırmaya başlıyordu dışarıdaki sesler kesilmiş yerini acı bir inilti kaplamıştı. Atakanın sesi incelmeye nefesi tükenmeye başlıyordu. Ve sesi birden kesildi olduğu yere yığıldı. Hocam gözlerini yukarıya dikip birşeyler söylemeye çalışıyordu ama söyliyemiyordu sonra bana baktı ve bir tokat attı o tokat beni kendime getirmişti. Bu arada sonradan fark ettimki gelin gitmiş oturduğu yerde sadece bir gül vardı. Hocam bana atakanı gösterdi boynuna dokunduğumda nabzının çok zayıf olduğunu hissettim. tüylerim diken diken olmuştu başım dönüyordu ayağa kalktım gözlerime hakim olamıyordum hayat kararmaya başlamıştı ve gözlerim kapandı.. Uyandığımda hastaneseydim yanımda babam ve annem vardı hemen ayağa fırlayıp hocamı ve atakanı sordum. Babam atakanın öldüğünü söyledi. Kalp krizi tehşisi koymuşlar. Hoca ise artık ne yazabiliyor nede konuşabiliyormuş. Hocanın bana yaptığı onca iyliğe rağmen bidaha hiç yanına gitmedim. Çünkü korkuyordum. Artık herşeyden korkar olmuştum... Hala bağzen banyoda bağzen apartman boşluklarında bir kahkaha işitirim. Ama artık alıştım o duyduğum kahkahaya şükrettim. Kazanmıştım..