1. 176.
    0
    feyk la tabi. gerçek olsa msn adresini söylemezdim. o kadar da muallak değiliz.
    ···
  2. 177.
    0
    pyretic kim lan?
    ···
  3. 178.
    0
    oyun hamuru gibi gahpe bi o yana bi bu yana.
    ···
  4. 179.
    0
    Reklam-ı evvelde ya tellalların yardımına başvurulurdu, ya da dükkanın duvarına işe uygun bir işaret asılırdı. ilan vermek yakışıksız bir davranış sayılırdı. Tevekkül, ağırbaşlılık önemliydi. ilan bir çeşit teşhirdi. Teşhir de en azından ayıplanacak bir eylem.

    Reklamla ilgili geleneksel düşünce Cumhuriyet'in ilk yıllarıyla birlikte değişti. Artık işaretlerin iç içe yaşadığı günler geride kalmış, amblemin gerekliliği, logotaypın vazgeçilmezliği dayatmaktadır.

    Reklam tarihimizde yolculuk ihap Hulusi'nin çalışmalarında başlar, Atıf Tuna ve klişenin altın çağının son temsilcisi Artin Boyacıyan'ın çalışmalarıyla devam eder. Aynı zamanda 'reklamverenler'le çıkılan yolculuk, dönemlerine öncülük etmiş önemli markalara zütürecektir bizi:

    Sinemacılık tutkusuyla yanan Cemil Filmer'den, cep kitapları meydan muharebesine; Cumhuriyet'le birlikte pabucu dama atılan sakalın acımasız kıyıcısı jiletlerden, geleneksel süslenme malzemelerine karşı kadınları kendi saflarına çekmeye çalışan yerli-yabancı 'teknoloji' harikası kozmetik ürünlerine; alafrangalaşmamızın işareti biradan, kendini insanlığın hizmetine adamış bir prensese ve Ameli Elektrik adlı dergiye kadar...
    ···
  5. 180.
    0
    ay iyice takunu çıkarttınız. bir daha açıcam camı. ne yazıcaktım kağıda?
    ···
  6. 181.
    0
    göbeğindeki yağlardan tiksindim. höhhhgg.
    ···
  7. 182.
    0
    Adam genç kadına seslendi:
    - Bana gözyaşı borcun var!

    Genç kadın sordu:
    - Nasıl öderim?

    Adam gözlerini kırptı;
    - Haydi gülümse!

    Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi.
    Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu.

    Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde.
    ikisi de bahar kokuyordu...
    Biri ilkbahar, diğeri güz.

    Adam, seslendi yine;
    - Bana mutluluk borcun var!

    Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu:
    -Nasıl ödeyebilirim?

    Heyecanlandı adam
    - Haydi yat dizlerime!

    Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca.
    Adam, şefkatle saçlarını taramaya başladı kadının.
    Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret hiç yaşanmamış baharlara benziyordu.
    Çaresizliğini ördü sırasıra.
    Sonra saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam.
    Yetmedi, gizli düğüm attı... Ağladı.
    Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu delice.
    Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu.

    Genç kadının gözlerinin içine baktı;
    - Bana yürek borcun var!

    Borcunun farkındaydı sanki genç kadın, şaşırmadı.
    - Bu borcumu nasıl ödeyebilirim?

    Adam kollarını uzattı
    - Haydi tut ellerimi!

    Sümbül kokusu sinmiş ellerini uzattı genç kadın.
    Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde.
    Genç kadın gitmek üzereydi.

    Adam son kez seslendi;
    - Bana can borcun var!

    Kadın irkildi;
    - Can mı?

    Sigarasından derin bir nefes çekti adam;
    - Evet... Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni!

    Hoşuna gitti sözler kadının
    - Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsun?

    Adam, biraz daha yaklaştı;
    - Yum gözlerini!

    Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini.
    Adam da yumdu gözlerini, masumca bir öpücük kondurdu
    kadının titreyen dudaklarına.

    - Bu ne şimdi yaptığın? diyerek çattı kaslarını kadın...

    Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi. Kekeledi;
    - Hayat öpücüğüydü!

    Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle...

    Adam, şaşırdı;
    - Ya senin bu yaptığın neydi?

    Genç kadın kapıya yöneldi;
    - Veda öpücüğü!

    Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik
    ve bir de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın.

    Adam koştu peşinden sümbülleri geri verdi kadına.
    - Ne olur iyi bak umut çiçeklerime, solmasınlar...

    Genç kadın sümbülleri aldı:
    - Merak etme, gün aşırı sularım çiçeklerini!

    Adam sevindi:
    - Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter!

    Kadın gözden kaybolurken haykırdı adam,
    - Umutlarımı kefil yaptım. Unutma, bana aşk borçlusun!

    Haykırışı yağmura karıştı.
    Kadın, yağmuru hissetmeyen kalabalığa...
    Tümünü Göster
    ···
  8. 183.
    0
    Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında
    sevdalanmış onun deli dalgalarına.
    Hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
    yüreğindeki duruluğa
    Demiş ki suya:
    Gel sevdalım ol,
    Hayatıma anlam veren mucizem ol...

    Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa
    al demiş;
    Yüreğim sana armağan...
    Sarılmış ateşle su birbirlerine
    sıkıca, kopmamacasına...

    Zamanla su, buhar olmaya,
    ateş, kül olmaya başlamış.
    Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
    Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de
    yüreğindeki kederi de
    alıp gitmiş uzak diyarlara su...

    Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
    Aramış suyu diyarlar boyu,
    günler boyu, geceler boyu
    Bir gün gelmiş, suya varmış yolu
    Bakmış o duru gözlerine suyun,
    biraz kırgın, biraz hırçın.

    Ve o an anlamış;
    aşkın bazen gitmek olduğunu.
    Ama gitmenin yitirmek olmadığını...
    Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla.

    işte o zamandan beridir ki:
    Ateş sudan,
    su ateşden kaçar olmuş..

    Ateşin yüreğini sadece su,
    Suyun yüreğini
    Sadece ateş alır olmuş...
    ···
  9. 184.
    0
    white bi açıl olum muhabbet koymaya calışıyoruz.
    ···
  10. 185.
    0
    Kırık kalemimin gözyaşlarıyla ıslandı yalnızlık şatomun duvarları. Kanayan yüreğimin kan kırmızısı ateşini giyerken yitik düşlerimin silueti; kanadı kırılmış bir kuşun resmini çizdi aşk aynasına Leonardo Da Vinci ruhum. Uzakları yakın et; gel artık!


    Sensizliğin dayanılmaz karanlığında müebbet aşka mahkûm olmuş çilekeş kalbim sevda şarkılarının notalarını hücresinin duvarına yazdı, kanayan parmaklarıyla. Feryadı yükselirken mutsuzluktan şikâyet eden bestekâr gönlümün, umut sokağında yankılandı seni çağıran türkülerimin hazin nağmeleri. Uzakları yakın et; gel artık!

    Yediği kurşunlardan paramparça olurken düşler atölyemin pencereleri, kırık camları süpüren bir çöpçünün ezikliğindeki çocukluğum saklambaç oynadı sonsuza dek prens ve prenses kahramanlarıyla. Uzakları yakın et; gel artık!

    Zamanın ırak yalnızlığındaki ruhlar bulvarındayım. Hasret türküleri besteleyen kalbimin çığlıkları yankılanıyor çıkmaz sokakların kuytuluklarında. Unutulmuş şarkılar hatırına uzakları yakın et; gel artık!


    �Neşeli Günler� filminin sıcak atmosferindeyim, eski turşucu dükkânlarının özlemiyle yanıp tutuşan ruhlara yarenlik ediyorum milenyum çağının yalnızlığında. Uzakları yakın et, gel artık!

    Eski kitapların gizemi çekiyor kendine baharat kokulu kervansarayların loşluğundaki düşlerimi. Vuslatı özleyen hayallerim hatırına uzakları yakın et, gel artık!

    Evrenin beyaz karanlığında derin uykuya dalmış ırak umutlar ülkesindeyim. Ücra düşlerim fethedilmeyi bekliyor. Uzakları yakın et, gel artık!

    Hasret cehenneminde yanan şarap kızıllığındaki tutkularım, gözyaşları denizinde boğulmakta durmaksızın. Cennet gözlerindeki sevda ışıltısının hiç sönmemesi uğruna uzakları yakın et, gel artık!

    Eski fotoğraf albümlerine gizlenen mazinin ayak sesleri bölüyor siyah- beyaz rüyalarımı. Hani insan gecenin bir yarısı ağlayarak uyanır ya, sevgiye susayarak! Bir şeylerin ekgibliğini hisseder ya benliğinin en gizli köşelerinde. işte ben öyle gecelerin tutsağıyım. Azat etme mutluluğunu tatmak için uzakları yakın et, gel artık!

    Sensiz geçen günlerin anlamsızlığını duyumsuyorum, tüm benliğimle. Uzakları yakın et, gel artık!
    ···
  11. 186.
    0
    vay vayy neler olmuş sedat ya? melda vardı jane vardı onlar birleşti bu karı mı cıktı? ahah.
    ···
  12. 187.
    0
    ben siz ne isterseniz yapanım.
    ···
  13. 188.
    0
    kurcalayın daha ne yapayım inanmanız için. cam aç açtık ekran görüntüsü al o da burda. ee facebook o da orda. yeter artık. hepiniz bir adam etmiyrsunuz be.
    ···
  14. 189.
    0
    ya evet bişey yap anlayalım.
    ···
  15. 190.
    0
    yok hacı yapmıyo. ben de kameraya nah yap inanayım dedim ama olmadı.
    ···
  16. 191.
    0
    sfdaljksakhasfdfdlfs. afds alemsin haci
    ···
  17. 192.
    0
    http://imgim.com/2l946yu.jpg

    gibi bir resim olabilir .
    ···
  18. 193.
    0
    olm ne bileyim, boşluğuma denk geldi. bu saatte bu kadar çalışıyo kafa demek ki.
    ···
  19. 194.
    0
    zeykur nası bi adamsın ya millet videoya kaydederdi adam pscreen almamış amuna koyim.
    ···
  20. 195.
    0
    olm zaten gerçek değil dedik ya? ama bi printscreen versin, siz de görün ne çıktığını.

    edit: white, burayı bi sen ciddiye alıyosun sanırım dostum.
    ···