1. 1.
    0
    arkadaşlar pgiboloji hikayelerini okumayı seviyorsanız sizin için bir tane hikayem mevcut . okumak isteyenler kendini belli etsin . sonra da anlatmaya başlıcam.
    ···
  2. 2.
    0
    beyler öncelikle ; bu hikaye ne tamamen gerçek , ne tamamen kurmacadır.
    hikayeyi takip eden arkadaşlar pişman olmayacaklar . anlatacağımız hikaye pgibolojik bir hikayedir. bunun için içinde gibiş veya komedi aramayın .
    sadece benim entryleri okumak için link : http://inci.sozlukspot.co...aşlar/@kiliseyesicanhaci
    az sonra başlıyorum anlatmaya . okumak isteyenler yavaştan toplansın.
    ···
  3. 3.
    0
    sabah uyandığımda heryerim buz gibi olmuştu . beni uyandıran aslında üşüme değildi . çünkü ne çok geceler buz gibi havada incecik elbiselerle uyumuştum. soğuk sanki göz kapaklarıma ağırlık veriyordu.
    dışarıdaki gürültü , beni yatağımdan sıçratan şey olmuştu. hızlıca pencerenin kenarına gelip dışarıya baktım. kavga oluyordu, silah patlamıştı . fakat diğer insanlara göre bu olağan birşeydi. günde binlerce kişi hastaneye kaldırıyordu. halbuki benim gözümde insanların hepsi aynı değerdeydi . sefil hayat yaşadığımdan mıdır acaba , yufka yürekliydim sanki .
    ben dışarıya dalmış , insanlığın bu derece düşmesi neden oluyor acaba diye düşünürken kapı çaldı.
    ···
  4. 4.
    0
    gelen ev sahibiydi . sanki ev harikaymış gibi fiyatını artırmaya gelmişti.
    -ismetçiğim durumları biliyorsun , savaş çıktı çıkacak . benim de paraya ihtiyacım var . haa istersen ki ben savaşın ortasında kalmak istiyorum, tamam kabulümdür yarın çıkarsın. yok eğer kalacaksan fiyatı biraz artırmam gerekecek. tamam mı güzel kardeşim ? yarın gelir alırım yeni kirayı ona göre hahaha.
    diyerek gitti domuz herif .
    kendisini adam yerine koyup ta cevap vermeyince bozulmazdı. hatta sevinirdi bu akıllanmış cevap vermiyor diye . kendi kendine konuşur konuşur , sonra isteğini söyleyip defolur giderdi.
    aramızda kiracı evsahibi ilişkisinden ziyade, iki düşman insanın soğukluğu hakimdi.
    ···
  5. 5.
    0
    hemen giyinip çıktım. giydiğim şeyler de o kadar lüks değildi zaten. üç yerinde yaması olan pantolonla kendi kendime söküklerini dikmeyi denediğim hırkam vardı.
    paraya ihtiyacım olduğu belliydi. adama domuz diyorum da , sanki o da haklıymış gibi geliyor gözüme. memleketin hali belli. iç savaş çıkınca ki zamanı yakındır, o karışıklıkta telef olur giderim kalacak yerim olmazsa.
    peki parayı nerden bulacaktım? ben de istemez miydim düzenli bir işim olsun, fakat olmadı işte. tutunamadık istanbul'da .
    geçen haftaki tütün satma bozgunum yüzünden nezarethanede bitlendim zaten. zabıtlar yakalamıştı beni. aslında hızlı koşarım. ama açlıktan olacak ki yarı yolda düşüp kalmıştım.
    ···
  6. 6.
    0
    yolda bunları düşünerek yürürken , şarapçı kılığında biri yanıma yaklaştı:
    -para versene abi
    -param yok kardeşim hadi işine
    -abi benim de şarabım yok ne olursun
    - vallahi yok kardeşim görmüyor musun pantolonum yamalı , elbisem bile yok doğru dürüst. bende para ne gezsin?
    gerçekten de kılığımı gören şarapçılar , sokaktaki dilenciler bile benden sadaka dilenmezdi. hatta hatırlıyorum da caminin köşesinde yaşlı bir dilenci amca bana para bile vermişti git karnını doyur diye, şerefsiz kiracı paranın kokusunu nasıl aldıysa adamcağızın verdiği bütün parayı benden almıştı.
    - abi o zaman şunu al sende dursun
    diyerek pantolonumun cebine birşey koydu ve uzaklaştı.
    ···
  7. 7.
    0
    bu adamın amacı neydi böyle ? cebime ne koyduğuna bakmak için elimi cebime atıp verdiği şeyi çıkardım. bu bir tabancaydı!! şarjör de doluydu.
    neden cebime silah koyduğunu anlamadım ama geri vermek için arkamı döndüğünde çoktan uzaklaşmış olduğunu gördüm.
    silahı gizlice cebime koyup oradan uzaklaştım. çünkü masum bir kitap bile anarşi malzemesi sayılabiliyordu.

    aç karnına etrafta gezinmek beni çok yormuştu. zaten niye dolaşıyordum ki? bana bu kılıkla kim iş verirdi?
    oturdum bir köşeye . dileneyim bari bir hayır sahibi beni görür de karnımı doyuracak kadar para verir diye düşünmeye başlamıştım ki , ara sokaktan iki adamın bana doğru yaklaştıklarını gördüm...
    ···
  8. 8.
    0
    kimler burda arkadaşlar devamı gelsin mi
    ···
  9. 9.
    0
    kimler bırda gececiler tam size göre bir hikaye
    ···
  10. 10.
    0
    yaklaştıklarında üniformalarını gördüm . bunlar polisti. belki de bana acıdılar diye düşünürken birden bire yaka paça sürüklemeye başladılar , tutuklusun diye.
    karakola zütürmüşlerdi beni. ordaki en rütbelisi olacak heralde ,ki herkese emir verip duruyordu, beni sorguya çekmeye başladı.
    -terörist misin sen!
    -niye ki amir bey ne yaptım ben size?
    -o silahla kimi vuracaktın?
    o an anlamıştım işte. bu adam bana silahı uzatırken birisi bizi görmüş, belki de can güvenliğinden endişe duyup polise ihbar etmişti.
    ancak polisin hesaba katmadığı birşey vardı . o silah başıma bela açacak diye korkup ara sokakların birinde çöpe atmıştım. yerini biliyordum. ama polisler silahı üzerimde bulamayınca ve kılığım da hint garibinden farksız olunca benim anarşiyle işim olmadığını anladılar.
    ve amir bey sağolsun, beni salmışlardı. ama karakoldan çıkınca yapacağım ilk şey belliydi...
    ···
  11. 11.
    0
    karakoldan çıkınca , silahı sakladığım yere geldim. ve aniden bir hırsla silahı kapıp eve doğru koştum.
    bir anda gözüm dönmüştü sanki . ev sahibinin kapısına dayandım. kapıyı açtı. benim sinirli halime aldırmayıp alaycı bir tavırla:
    -oo beyefendi parayı buldun mu sonunda ?
    - hayır ! dileniyordum sayende yeterli para çıkmadı.
    sinirli olduğumu görünce herzamanki gibi laf sokmaya başladı:
    - aa niye dilendin ki istesen sana para verirdik ama faiziyle haha
    haa bide soğan yemişsin sanki . pardon senin ağzın açlıktan kokuyordu değil mi hahaha
    o sözler benim gururumu incitmişti ve geldiğim niyetle işimi bitirdim.
    normalde karıncayı bile incitemem ama o an şeytana uyup bir delilik yaptım.
    belki de haklıydım çünkü sürekli benim gururumla oynuyordu. ama bu bana bir insanın canını alma hakkı vermiyordu.
    sinirlenip , sadece başına silahın kabzasıyla vurdum ve yere yıkıldı...
    yere eğilip kontrol ettim yaşıyor mu diye , fakat nefes almıyordu !
    çok telaşlanmıştım. bir yandan cesedi ortadan kaldırıyor, bir yandan da söyleniyordum:
    - bir vurmayla adam mı ölür ? bir vurmayla nasıl ölür?
    diye. sanki azraile açıklama yapıyordum. bir vurmayla ölmez, bunun canını alamazsın diye...
    ···
  12. 12.
    0
    cesedi adamın evinde bulduğum bir çuvala koyup , odasındaki dolaplardan birinin içine bıraktım. çünkü girişte heryer kan olmuştu zaten onları temizlemeye vakit kazanmak için kısa süreliğine adamı saklamıştım. evinden birkaç temizlik malzemesi bulup kan lekesi bırakmadım.
    sanki bir seri katil gibi düşünüyordum. ama yaptığımdan büyük pişmanlık duyuyorum. çünkü ben oraya sadece adamın gözünü korkutup dersini vermek için gidiyordum. ya da ben kendimi böyle avutuyorum. çünkü silahı alırken gözüm kararmıştı , sanki öldürecekmişim gibi geldi ama eve doğru yürüyüp düşündükçe acıdım adama .
    şimdi ise olanların boyutu çok farklı.
    bu iş beni çok yormuştu . zaten sabahtan beri birşey de yememiştim. gün akşama dönüyordu.
    ben de açlıktan olacak ki ilk cinayetimin üzerine bir de hayatımda ilk defa hırsızlık yaptım.
    adamın cüzdanı vestiyerin üzerindeydi .yıllardır eve geldiğinde cüzdanını oraya bırakıyordu.
    birkaç kere gözüme kestirdiysem de vicdanıma yenik düşüp almamıştım.
    adamcağız da belli ki bana güveniyordu , cüzdanını oraya koyduğunu bildiğim halde bana bir şey demiyordu.
    şimdi de adamcağız oldu gözümde. az evvel öldürdüğün adama şimdi mi acıyorsun?
    düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordum ama
    açlığım yüzünden bir süre sonra düşünmeyi de bırakmıştım. parayı cüzdandan aldığım gibi karnımı doyurmaya gidecektim. hiçbirşey olmamış gibi evin anahtarlarını da çalıp, usulca kapıyı örtüp oradan uzaklaştım...
    ···
  13. 13.
    0
    yakınlarda bir lokanta bulup hemen içeri girdim fakat garsonlar beni dilenci zannedip dişarı atmaya çalıştılar (sanki dilenciden farklı bir kılığım varmış gibi) ancak ben müşteriyim deyince rahat bırakıp özür dilediler . oturdum bir yere .
    yedikçe yedim, yedikçe yedim. hayatımda hiç bu kadar fazla yemek yememiştim. parayı verip eve doğru yola çıktım. yalnız , aklımı kurcalayan şeyler vardı..
    lokantaya giderken telaştan kıyafet değiştirmeyi unutmuştum. ya garsonlar bu adamda bu kadar para ne geziyor diye şüphelendilerse?
    kendimce , çok büyük bir hata yaptığımı düşündüm .hatayı telafi etmeliydim. hemen geri dönüp benim oyuncu olduğumu , kostümümle gelip yemek yediğimi , yanlış anlamamalarını söyledim. gelgelelim bunlar zaten kendi aralarında konuşup , vallahi bu dilenciler bile bizden zengin , gibisinden laflar etmişler . bunu duyunca öyle bir rahatladım ki.
    girişte sert davrandıkları için tekrar özür dileyip yine beklediklerini söyledi.

    bu beni oldukça rahatlatmıştı. ancak hemen eve gidip cesedi zütürmeliydim buradan . zira , mümtaz bey çok sosyal bir insandı , dışarda onun ekgibliğini herkes hissederdi.
    cesedi zütürmeliydim ve yanıma aldığım herşeyle defolup gitmeliydim buralardan...
    ···
  14. 14.
    0
    eve vardığımda hava çoktan kararmıştı . yatak odasına girdiğimde ,üzerime bir ağırlık çökmüştü. fazla yemekten midir nedir , uykum gelmişti.
    bu ne kadar yüzsüzlüktür ki öldürdüğüm adamın yatağında yatacaktım. kendi kendime söylendim:
    -ceset kaçmıyor ya , yarın alır zütürürüm . şimdi iyi bir dinleneyim de .
    diyerek kendime bahane uydurdum ve düştüm yattım.
    sabah kalktığımda ceset hafif kokmuştu. ama yine de dışarda pek farkedilemeyecek bir kokuydu. özellikle de istanbulun hafif isli kokusu , adeta insanı burnundan ediyor , koku almanıza mani oluyordu.

    adamcağızın evinde bulduğum bavula ( herşeyi de ondan temin ediyordum. öldürdüğüm adamdan tabiri caizse bir tek cinsel yolla faydalanmadığım kalmıştı ) cesedi yerleştirip kapının önüne koydum.
    dikkat çekmeyeyim diye de dolabından bana göre birşeyler giydim. yoksa dilenci kılıklı bir herifin bavulla çantayla ne ilgisi olur?
    sonra da yükte hafif , pahada ağır ne kadar şey varsa; para , gümüş yüzük , ölmüş karısının bilezikleri , ve yine karısının değerli takıları , ne varsa ufak bir çantaya doldurdum. tabi ki bir de silahı aldım ne olur ne olmaz diye. ve bir daha geri gelmemek üzere evden çıktım...
    ···
  15. 15.
    0
    devam mı panpalar?
    ···
  16. 16.
    0
    bavulla çantayı kaptığım gibi bir taksi durdurdum ve sahile doğru inmeye başladık. bu sırada koku bir miktar daha artmıştı. taksinin içi havasız olduğundan kokuyu almamak imkansızdı. taksici birşeylerden şüphelenmiş olacak ki çantaya bakıp duruyordu . ve sonunda sessizliğini bozdu:
    -abi hayırdır çanta filan il dışına mı çıkıyorsun?
    -tatile gidiyorum . birkaç gün sonra geri döneceğim herhalde . burada işlerim yoğun da biraz.
    halbuki iş falan yoktu . adam kaçtığımı anlamasın diye geri döneceğim dedim . ama bununla kurtulamadım tabi ki . adam o zor soruyu en sonunda sordu:

    -abi hayırdır tuhaf bir koku geliyor çantadan, yiyecekler mi bozulmuş ?
    -evet , yiyecekler küflenmiş de
    -benim kayınço ,sizlere ömür , bizimle çok sık görüşür , misafirliğe falan gelirdi. nasıl olsa hanımın abisi diyerek rahatsız olmazdım. sonra birdenbire ortadan kayboldu . bekar adam sonuçta biraz özgür bırak çocuğu dedim ama hanım ısrar etti yarın evine git diye . ertesi sabah evine uğradım. niye haber vermemiş , bizi neden telaşlandırmış onu soracaktım.

    adam konuyu nereye bağlayacak kestirememiştim doğrusu. ama klagib taksici muhabbetleri diye düşünürken ağzından şu sözler döküldü:

    -kapıyı çaldım açmadı , yengende zaten vardı anahtar . vermişti bana . kapıyı bir açtım ki adam ölmüş.
    - ne ölmüş mü
    - ya evet . bu kokuyu duyunca hatırladım. aynı o gün ki evdeki kokuya benziyor .

    adamın bunu söylemesiyle bende de artık şüphe kalmamıştı . adam anlamıştı bavulda ceset olduğunu...
    ···
  17. 17.
    0
    devammm mııı
    ···
  18. 18.
    0
    kimler okuyor arkadaşlar ses verin önemli yerleri aydınlatcaz daha :d
    ···
  19. 19.
    0
    taksicinin olaya uyanması beni korkutmuştu .
    ani bir refleksle hemen silahı çıkarıp kafasına dayadım :
    - çabuk kuytu bir yere çek !!
    diye bağırdım.
    o da korkmuş vaziyette yalvararak :
    -ne olur abi bırak gideyim çoluk çocuk var evde benim getirdiğim paraya bakıyorlar
    -kes sesini çek kuytu bir yere herkesin çocuğu var lan bir tek senin değil !!
    gözüm dönmüştü sanki . artık o yufka yürekli insan değildim ben. zaten bir cinayetim vardı . yürek mi kalır buna . taş gibi katılaşmıştı kalbim.

    taksici sağa çekince bağırarak:
    -sakın sesini çıkarayım deme ! gebertirim seni !
    bavulları çıkarmak için arabadan çıkacaktım .
    o esnada tam ben kapıdan çıkarken taksici , silahı kafasından çekmemi fırsat bilip kapıyı açtı.
    tam kaçacaktı ki onu silahımla vurdum. kontrol ettiğimde öldüğünü anladım.

    o tetiği ben çekmemiştim sanki . birisi bana zorla tetiği çektirmiş gibi hissediyordum.
    kendi kendime lanet ediyordum. ama fayda etmezdi . yine şeytana uymuştum.

    artık arabada iki ceset vardı. ama sanki ben bilerek öldürmemişim gibi geliyordu . aklım iyice bulanmaya başlamıştı. keşke yürüyerek sahile inseydim de , kıyıdan açılıp bavulu atsaydım. kaçıp kurtulmuş olurdum.

    zaten toplumsal karışıklık içindeyiz, bana dokunmazlar herhalde diye düşündüm bir an.
    çünkü sağ sol birbirine girmiş, iç savaş çıkmak üzere. kimi öldürsem seslerini çıkarmayacaklar diye bir kurt girdi beynime . aslında burada olmamın nedeni de bu hastalıklı düşünce oldu.

    hiçbirşey olmamış gibi arabadan çıkıp yürümeye başladım. kuytu yer olmasına rağmen yine de çok ses çıkarmıştı tabancam. ama nasıl olsa kimse birşey demeyecekti ki bana .

    artık daha çok rahatlamıştım. özgürlüğün tadına varıyordum. iki cinayet işledim kimse ses çıkarmadı bana.

    bu düşünceler beynimi tamamen ele geçirmişti artık geri dönüş var mıydı ? bilmiyorum belki de ben geri dönüş olsa bile seçmeyecektim . kontrolden çıkmıştım ama bana gayet normalmişim gibi geliyordu .

    arabadan uzaklaştıktan sonra özgürlük hissi ile rastgele ateş açtım. kurşun bitene kadar sıktım.
    sonradan öğrendim ki o kurşunlardan üç kişi ölmüş.

    mermi bitince banka oturup bekledim. ... neyi bekledim bilmiyorum ama belki de kurtuluşu beklemişimdir , belki de ölümü . o an hatırlamıyorum ne beklediğimi.

    geçen dakikalardan sonra tek hatırladığım siren sesleriydi . ambulanslar ve polis gelmişti .

    polisler beni sorguya aldılar yine terörist misin diye. tek tek sorularına yanıt verdim . ve verdiğim yanıtlar da polisleri nedense dehşete düşürmüştü.

    katil misin dediler evet dedim. niye öldürdün dediler canım istedi öldürdüm dedim . böyle tuhaf tuhaf sorular sordular . sanki cevaplar tuhaf değilmiş gibi tuhaf soru diyorum.

    akli dengemin bozuk olduğunu düşündüler. fakat nedense hastaneye yatırmadılar. dünyadan bir pisliğin eksilmesi için , akli dengesi yerinde dediler , idam hükmü verdiler.

    bu sabah dar ağacına gideceğim. hatta gün ağarıyor bile.

    bu mektubu buraya, hücreme bırakacağım ve onu bulan kişi,
    vicdanın el vermediği şeyi yapma, bu mektubu sakla.
    elveda

    (bu şahıs sabah altı sularında dar ağacında ruhunu teslim etmiştir)
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    0
    okumayan kalmasın arkadaşlar
    ···