1. 151.
    0
    rezerved
    ···
  2. 152.
    +2
    hiçbir şey diyemeden o gidiyor ve ben sadece arkasından bakıyorum, Cuma akşdıbına kadar bekleyeceğim zaten onun için yaptığım en iyi şey bu değil mi? Beklemek…

    Eve gidiyorum msn de öyle bakınıyorum , o dönemler bir hack programı var meşhur onu inceliyorum windows 98 sürümü ve öncesi için yapılmış service pack 1 in açığı üzerine yapılmış bir program sp1 olan bilgisayarlar üzerinde etkili ve o bilgisayara girebilen/girebilecek bir program ama artık kullanılmıyor yani pek bir işlevi kalmamış ama çok merakımı çekiyor belki işime yarar…

    Msn de takılırken Ece online oluyor, kafam çok karışık sinirlerim tepemde ve maalesef korktuğum başıma geliyor bunun böyle olmasının nedeni olarak Ece’yi görüyorum o olmasaydı belki de Toprak ile mutlu olabilirdim belki normal hissedebilirdim, belkiler yeniden çoğalıyor…

    Ece dosta selam yazıyor bende dostça karşılıyorum ama kendime hakim olmaya çalışıyorum ama kısmet Ece o gece bana yeniden aşkını hissettirme niyeti taşıyor ve ufaktan
    dokundurmaya başlıyor,

    Tüm bunlar neticesinde hiçbir zaman unutamayacağım o hatayı yapıyorum o saf temiz kalpli, yüreğinde tertemiz bir aşk besleyen kızı kırmaya başlıyorum..
    Önce dokundurarak sonra açık açık ileri giderek sanki tüm bu olayların sorumlusu oymuş gibi sayıyorum kıza.

    Üstün zekamla , öyle milleti red edersen hep yalnız kalacaksın diye aptalca bir ton laflar ediyorum kendimce dalga geçiyorum.

    Ece defteri şu anlık kapanıyor ve Cuma gününü beklemeye başlıyorum.
    ···
  3. 153.
    +1
    Okul ve uğraşlar devam ediyor ve beklenen akşam geliyor,

    Toprak karşımda kafası hala çok karışık ama bu sefer daha cesur ve daha acımasız olacak.

    -“ Ben bazı şeylerin içindeyim ve bunlar kafamı çok karıştırıyor.”

    -“Kafanı karıştıranı sor bende söyleyeyim cevabını”

    -“ Benim için sorması çok zor.” (o zamanlar düşünmüyorum bunları ama bu tavırlar tam türk kızı tavırları, hem sormak istiyor hem de sormuyor hem kendi bug da kalıyor hemde beni bug da bırakıyor)

    -“emin ol cevaplaması da zor olacak, yalnız değilsin.”

    -“kafam gerçekten çok karışık, gidecek misin? Yani artık hayatımda olmayacak mısın?”

    -“ öyle olması gerekiyor”

    -“neden?”

    -“baksana haline nedeni gayet ortada”

    -“sen gidersen Ece çok üzülecek”

    -“ sen Ece için mi endişeleniyorsun?”

    -“bilmiyorum” (bir şeyi de bil artık!)

    -“ben gidersem sen üzülmeyecek misin? Senin için değişen bir şeyler olmayacak mı?”

    -“hayır olmayacak, üzülmeyeceğim”

    -“bundan bu kadar eminsin demek”

    -“hayır değilim, belki de çok şey değişecek, keşke bu noktaya kadar gelmeseydi”

    -“daha söyleyemediğin halde pişmansın bir de kalmamı bekliyorsun”

    -“ama en azından kafamı kurcalayan şeyin doğru olup olmadığını bilmeliyim”

    -“sorarsan öğreneceksin”

    -“böyle bir şey nasıl sorulur bilmiyorum”

    -“ama geçen akşam bildiğini ima ettin.”

    Cevap alamıyorum. Onu seviyordum ama, ama en yakın arkadaşı beni severken onunla nasıl olabilirdim, bu benim kişiliğime ve değerlerime de yakışmazdı keza ona da hem Ece bunu hak edecek biri de değildi..

    -“gitme” sadece gitme dedi,

    -“mecburum yoksa hem sana hem kendime eziyet edecek bu durum ama sen neden gitmemi istemiyorsun bunun gerçek cevabını verecek misin ?”

    -“bilmiyorum gitme işte”

    -“bir neden söyleye bilir misin kalmam için var mı buna cesaretin?”

    -“senin söyleyecek cesaretin var mı?”

    Söyleyeceğim galiba, ama bana yakışmayacak, ideallerime hedeflerime, olmak istediğim adama yakışmayacak bu söyleyeceğim, sen nasıl adamsın diyorum kendime seni seven kızın en yakın arkadaşına ilanı aşk mı edeceksin bu mu lan senin karakterin hadi söyledin kız kabul etti sen nasıl kendini ikna edecesin!
    ···
  4. 154.
    0
    Şimdi aynı durumu ben yaşıyorum, galiba söyleyemeyeceğim..

    Ve kararımı verdim,

    -“ bu durum ne bana nede sana yakışmaz, ne benim ne senin ne de onun suçu yok, kendine iyi bak.”

    Döndüm arkamı gittim, bu kadarı artık ağır gelmişti ilk defa şu gönül işleri mevzusu için neredeyse ağlayacaktım, mutsuzluk cezam devam ediyordu.
    Bu depresifliğin getirdiği bunalımla hayatımın en karmaşık en garip 2 ayını yaşayacağım, bu kargaşanın izlerini yıllar sonra bile taşıyacağım..
    ···
  5. 155.
    0
    Hangisi benim?

    Toprak’a ettiğim vedanın ardından ne mahallede, ne telefonda ne de msn üzerinde görüşmüyoruz.. Mahallede denk gelmemek adına bütün arkadaşlarımdan ve ortamımdan feragat ediyorum, benim için hayat okul-ev-Demir abi ve mahalle dışında arkadaşlarım, okul arkadaşlarım ortamında dönüyor. Kendime yeni bir msn adresi açıyorum (onu silmeye kıyamıyorum) ve yoluma devam ediyorum.. o dönemde de lise son sınıftayım gerek bu durumun pgibolojisi gerek içimde hala büyümeye devam eden nefretim ve gerekse o dönemlerin getirdiği asabilik sinirlerimi had safhaya çıkarıyordu.

    Sinirimi bir yerlerden çıkarmalıyım, hayatıma yeni bir renk katmam gerekiyor o dönem okuldan bir kızla bir ilişkim başlıyor ama isminin ilişki bile olmaması gereken bir durum bu, kıza karşı hiç bir şey hissetmiyorum, o dönemde yapılabilecek sinema, kafe de buluşma , arkadaşlarla takılma vb. durumların hiç birini gerçekleştirmiyorum.. gün geçtikçe o kızdan neredeyse nefret etmeye başlıyorum, kız bu durumdan sürekli şikayet ediyor ama peşimden de ayrılmıyor.. bu durum haneme bir kişinin daha kalbini kırıp hayatından çıkar eksi puanı olarak yazılıyor..

    Başka bir renk başka bir renge ihtiyacım var ve kararımı veriyorum ilk hack yapma girişimimde bulunacağım.
    ···
  6. 156.
    +1
    “Bu konu hayatımda gerçekten çok hassas olduğum bir konu, neden bu kadar hassas olduğumu buna neden olan olayları gerçekten anlatmak istiyordum ancak bu satırları yazarken yazmamaya karar verdim. Nedeni olarak eğer yazarsam asıl anlatmak istediğim özneden çok farklı bir karakteri anlatacağım, başlığımda da bahsettiğim hangisi benim ikilemini yaşayacağım.. Bu başlı başına unutmayı ve hiç yaşamayı dilediğim bir takım olayları besliyor ve ben hayatımın sonuna kadar da bunları unutmak için çaba göstereceğim. Öyle insanlar öyle karakterler öle olaylar gördüm ki benim bunları anlatacak cesareti kendimde bulamıyorum, bu sözlerimin çok bir anlam taşımadığını biliyorum ama bende öyle etkiler bıraktı ki hiç bir zaman hiç bir kimseye anlatamayacağım gösteremeyeceğim izlerim oldu yazarken cesaretim vardı ama yazmaya başlarken bu cesaretim kırılıyor.."
    ···
  7. 157.
    +1
    ilk olarak deneme yapmalıydım, hiç alakası olmayan hiç hit almayan yabancı bir siteye ilk deneme atışını yaptım, bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiştim son aşamada index bile hazırlamadığımı fark ettim, benim indexim de boş siyah bir sayfa oldu..

    Elime ne geçmişti? Hiç bir şey ama beni çok rahatlattı, biraz heyecan hissetmek iyi geldi ama sonradan pişman oldum ve siteyi eski haline getirip olay yerinden uzaklaştım.

    Neden pişman olduğum konusunda, yaptığım çok saçmaydı hiçbir hedef hiçbir amaç göstermeksizin bir hareketti bu da bana yanlış geliyordu bu nedenle kendime amaç ve hedef edinme fikri çok geçmeden beynime yerleşti.
    ···
  8. 158.
    0
    En başta amaçsız, hedefsiz ve en önemlisi kendi merakım ve heyecanım için hiçbir şekilde bu işleri yapmayacaktım ve kendi menfaatimi gözetmeyecektim. Bir hafta sonra gündeme çocuk istismarı ile ilgili haberler geldi, o dönem bu haberler çok arttı ve çok iğrenç olayları haberlerden duyar olduk bu durum benim inanılmaz sinirime dokundu bir haber vardı ki duyunca sinirden ağlayacak noktaya geldim. Hedefim artık belli oldu o gece (içinde Türkiye’de de isim yapmış yerli sitelerin olduğu) 62 ferre sitesini hackledim indexlerinde de bol-bol küfür ettim ve kendime belirlediğim nickname ide en alta iliştirdim (bu dünya üzerinde ki gerçek hacker isimlerine olan saygımdan hiçbir zaman nickname başına hacker, hacked by gibi bana göre yazması gereken sayılı kişilerin dışında yazan herkesin hak etmediği bir unvan kullanmadım ancak burada hiçbir reklam yapma ego tatmin etme ben yaptım deme çabam olmadı zone-h de afişe etmedim..
    ···
  9. 159.
    +1
    Nasıl olduğunu anlatmayacağım bir gelişme yaşadım ve yukarıda bahsettiğim programın sp2 revizesi ile elime büyük bir koz geçti ve ben bu yöntemle iyi işler çıkarıyorum.

    Saldırı gecelerine katılmaya başladım (o günleri yazmak detayları ile birlikte neredeyse 20 sayfa daha süreceğinden ve benim artık o günleri unutmak istemem nedeni ile anlatmayacağım)

    Bu vesileler ile biriyle tanışıyorum, benden yaşça çok büyük müthiş derece de bilgili bir grubun sorumlusu bir abi.
    ···
  10. 160.
    +1
    Detaylandırmadan 2 ay süren müthiş bir maceram oldu bu grupla, orada saldırı grubunda sorumlu olana kadar ilerledim ama hoş olmayan bir biçimde aralarından ayrıldım (bana büyük bir haksızlık yapılıyor, çok kısa bir süre sonra bu haksızlık ortaya çıkıyor ama benim için o defter çoktan kapanmış oluyor.)

    "Bir sistem ne kadar iddialı hazırlanırsa o sistemin en büyük açığını yakalamak o kadar kolaydır, çünkü en zora yoğunlaşmak en basit açıkları hep göz ardı ettirir."
    Bu dönemde beni etkileyen olaya gelecek olursam, yaptığım işlerde kullandığım nickname benim başka bir kişiliğimmiş gibi davranıyorum zamanla bu bende farklılıklar göstermeye başlıyor.. Yani çocukken sahip olduğum karakteristik özellikler benim nickname karakterimde sanal olarak gösterdiğim davranışlar ve refleksler oluyor. Bunu şu haliyle anlatamıyorum ama yakın zamanda başıma gelen bir olayda bu gün yüzüne çıkacak ve anlatmak istediğimi bir örnekle şekillendireceğim…
    ···
  11. 161.
    0
    Gerek geliştirdiğim program ve gerekse bir şeyleri artık çok rahat yapıyor olmam bana büyük özgüven kazandırıyor…

    Bu zaman içinde ne Toprak nede Ece ile hiç görüşmüyorum olayı tamamen akışını bırakıyorum. Bu sessizlik Toprak’ın başına gelen bir olaya kadar devam ediyor. Toprak’ın msn adresini çalan (okulda ki arkadaşı, bunu sonradan öğreniyor) Toprak’ın bazı sitelerde bulunan üyeliklerini de çalıyor ve farklı bir mail adresinden mailler atıyor, bu sitelerden biri Toprak’ın okulu ile ilgili dökümanlarının bulunduğu bir site olunca ve Toprak çaresiz kalınca beni arayıp durumu anlatıyor artık bu işe çözüm bulmanın vakti geliyor..

    Sitelerin şifresini yukarıda bahsi geçen abinin renkli kişiliği ile (!) site yöneticilerine attığı mail ile geri alıyoruz geri aldığımız bir diğer bilgide bunu yapanın ip adresi oluyor şifre aldığımız 3 site yöneticisi de aynı ip adresini veriyor abinin o ip adresi hat sahibini bulması da uzun sürmüyor Tespit ettiğimiz ad ve soyadı Toprak’a iletiyorum ve bunu yapan kişi sınıf arkadaşı çıkıyor.. Çocuğun şifreleri çalma yöntemine hasta kalıyorum, okulda ki bilgisayar/internet odasında Toprak’ın üye olduğu sitelere ve mail kontrolü için Hotmail adresinde girdiği şifreleri kesmiş, bildiğiniz ortada dolanmış göz atmış her zaman pusu atmış ve 2 hafta uğraşa uğraşa öğrenmiş tabi bunda Toprak’ın her üyeliğinin şifresinin aynı olması da ekmeğine yağ sürmüş… Bu hack yöntemi kaşısın da ne kadar dehşete düştüysem de olay bu şekilde gerçekleşiyordu.. Çocuğun zaten asıl amacı da bu şifreleri alıp sonradan ben biliyorum bu işleri diyerekten Toprak’a yardımcı olmak ve asıl amacıda kıza yakınlaşmak çocukta kızdan hoşlanıyor anlayacağınız. Ama Toprak beni tanıdığı için anında bana haber veriyor ilk öğrenen ben olunca başka yardım isteyeceği kimse kalmıyor zaten olayı da çözüyoruz..
    ···
  12. 162.
    +1
    Bizim bu vesile ile Toprak ile aramız tekrar düzelmiş gibi 2 ay öncesinde ki olay hiç yaşanmamış en önemli değişiklik de Ece hiç yokmuş gibi davranıyoruz…

    Ece ile hala konuşmuyoruz hiçbir irtibatımız yok bir gün Toprak ile msn den yazışırken hiç istemeden de olsa Ece konusunu açıyoruz ve çok önemli bir şey söylüyor galiba Ece’nin hayatında biri var ve bence seni unuttu..
    ···
  13. 163.
    +2
    Bu benim için müthiş bir haber ama Ece ile bazen okul dönüşlerinde (önceden söylemedim ama Ece ve Toprak ile aynı okulda değiliz hepimizin okulu farklı hepimiz de lise son sınıftayız) karşılaştığımız da hiçte beni unutmuşa benzemiyor hala derin derin bakıyor bu bakışlar beni ne kadar üzüyor olsa da ek olarak hayatında biri olduğu konusuna da inanmıyorum (haklıda çıkacağım)

    Günler ilerliyor biz Toprak ile Ece olduğu için hiç yüz yüze konuşamıyoruz ama gerek msn gerekse sms nimetlerinden oldukça yararlanıyorum, sanki gizli bir iş çeviriyormuşuz gibi bu benim de, gördüğüm kadarıyla onunda oldukça hoşuna gidiyor sohbetler derinleşiyor ben hislerimi elimden geldiğince yeniden gün yüzüne çıkarıyorum o da kısmen karşılıklar vermeye başlıyor ama içim hiç rahat değil. Bu Ece’nin varlığı ile alakalı bir şey değil ama Toprak’ın bu yaklaşımı bana samimi gelmiyor bana yakın olmak istiyor ama bunu isteyerek yapmıyor amacı sevgi değil başka bir şey ama bunu umursamıyorum yalanda da olsa mutlu olmak hoşuma gidiyor…
    ···
  14. 164.
    0
    rezerve
    ···
  15. 165.
    0
    5. sayfadan devam
    ···
  16. 166.
    +1
    Kelebeğin rüyası,

    Bir akşam msn üzerinden Toprak ile konuşurken hafta sonu için sinemaya gidelim mi teklifi yapıyorum, şaşırıyor ama diğer hafta sınavları olacağından dolayı kabul etmiyor ama diğer hafta sonu Pazar günü için olabilir diyor. Çok ama çok mutlu oluyorum ve o günü heyecanla beklemeye başlıyorum hafta içi Toprak’ın ve benim birkaç sınavım deneni ile hiç görüşemiyoruz, sadece günlerini bildiğimiz sınavlar için akşamları başarı mesajları atıyoruz birbirimize. Benim için her şey mükemmel gidiyor ve ilk defa bu kadar mutlu hissediyorum, mutluluk için uzaklaşmam gerekmiyor, nefretimi 1 hafta da olsa unutuyorum ama hedeflerimi beynime kazıdığımdan aklımın hep bir köşesinde…
    Ve beklenen gün geliyor Toprak ile Mecidiyeköy’de buluşuyoruz…

    Nisan ayındayız bir Pazar günü hava biraz kapalı ufaktan yağmur yağacak gibi ama havada kararsız, belki de düşünüyor bu sersemi ıslatsam mı ıslatmasam mı yoksa zaten sırılsıklam ıslak mı?
    ···
  17. 167.
    +2
    Toprak’ı görüyorum o geçen 2 aydan sonra arada konuştuğumuz birkaç haftadan sonra ilk defa karşımda ben ona dokunabileceğim onun gözlerine bakabileceğim yaklaşıyor yanıma onunda gözleri gülüyor (içim rahat değil ama o gün hiç bir şey düşünmeyeceğim ne kafamdakileri ne nefretimi ne de şüphelerimi bu gün benim olacak) ve beklenen an geliyor yanıma yaklaşıyor be ona o bana sımsıkı sarılıyor Allah’ım diyorum bu dünyanın en güzel anı aşık olduğun kişiye sarılmakmış..

    Öyle bir özlemişim ve daha önce hiç bu kadar yakın olmamışken ona o şimdi kollarımda hiç bırakmamayı dileyecek kadar.. Sonra ayrılıyoruz nasılsın iyi misinler den sonra sadece tükenmesi gereken lafları tüketiyoruz, en güzellerini sona saklayarak benim gözlerim gülüyor onun gözleri gülüyor biz gülüyoruz sonra sinema için avm ye gitmeye karar veriyoruz yolda karşıdan karşıya geçerken o insan ve araç kalabalığın içinde afaki gelişen bir anda ben elimi ona uzatıyorum o da elimi yakalıyor kalabalığı geçince iyice farkediyorum el ele yürüyoruz Allah’ım diyorum bu dünyanın en güzel anı aşık olduğun kişini elini tutmakmış..
    ···
  18. 168.
    0
    Avm ye girene kadar elimizi bırakmıyoruz ama hiç konuşmuyoruz içeri girince elimiz ayrılıyor film seçimi ve biletleri alıp 30-25 dk bekledikten sonra içeri geçiyoruz ve bizim filmimiz başlıyor.. yeniden elimi uzatıyorum Toprak’ın eli yeniden avuçlarımda bir daha bırakmamaya kararlıyım film bitene kadar bırakmıyorum filmden çıkarken Toprak’ın suratı biraz değişiyor bir problem mi var diye soruyorum cevap vermiyor dışarıya çıkıyoruz yeniden tutuyorum ellerini dönüyorum ona ama başını yukarı kaldırmıyor, gözlerinin içine bakmak için kafasını yukarı kaldırıyorum, gözlerini yakaladığım anda ellerini yeniden kavrıyorum ve gözlerinin içine bakarak soruyorum,

    -“problem ne?”

    -“bilmiyorum..” (yine başladık)

    -“ ne olur söyle”

    -“bu yaptığımız yanlış sende biliyorsun..”

    -“biliyorum”

    -“o zaman…”

    -“Toprak senden bir şey isteyeceğim”

    Merakla gözlerime bakıyor,

    -“bu gün sadece bu gün bizim olsun mu? Hiçbir şey düşünmeden sorun etmeden ve sonradan bugünü hiç yaşanmadığını varsayarak bu gün bizim olsun, sadece bugünlük benim ol, sadece bugünlük sana olan aşkımı göstermeme fırsat ver sana doya-doya bakayım doya-doya sarılayım, lütfen..”

    Hiç bir şey söylemedi, ama gözlerim doldu kabul etmese ağlayacağım beklide,
    Ellerimi sımsıkı sıktı hiçbir şey söylemeden, o an öyle bir huzurla doldum ki bunun evet olduğunu anlamıştım yeniden düşünüyorum, Allah’ım diyorum bu dünyanın en güzel anı aşık olduğun kişiden karşılık bulmak..
    ···
  19. 169.
    0
    Beşiktaş sahile inelim diyorum tamam diyor gözlerinde ki o gülümseme ile, iniyoruz sahile açıktın mı diyorum açıktım diyor canın ne ister diyorum, sen karar ver diyor ama sahilde oturalım diyor, ufak bir büfe iki karışık tost iki ayran bana dünyanın en güzel yiyecekleri gibi geliyor hiçbir şey konuşmadan tostumuzu yerken gözlerimiz birbirinden hiç ayrılmıyor… tostlarımız bitiyor yüzümüzü denize çeviriyoruz hafif bir esinti var Toprak biraz üşüyor elimi omzuna atıyorum o rüzgardan ve dünyada ki her şeyden korumak istercesine elini belime doluyor ve sarılıyor ve iyice sokuluyor orada öyle ne kadar kaldık bilmiyorum ama Toprak’ın “dolaşalım mı biraz” sesi ile kendime geliyorum..
    ···
  20. 170.
    0
    O gün gün boyu geziyoruz, karşıya geçiyoruz ama martılara simit atıyoruz karşıda 30 dk dolaşıp birer çay içip geç kalmayalım diye hemen geri dönüyoruz bu halimizle dalga geçiyoruz gülüyoruz, o anlarda hayatımda ilk defa hiçbir şey düşünmeden içimde bir şey taşımadan, kendimi çok çok normal ve o kadar huzurlu hissediyorum ki işte aradığım mutluluğu buldum diyorum yıllar sonra mutluluğu yaşamam için kaçmam gerekmiyor uzaklaşmam gerekmiyor mutluluk burada yanımda ellerimin içinde, kollarımın arasında biliyorum bu sadece bir günlük bir rüya , kelebeğin ömrü kadar, kelebeğin rüyası kadar kısa ama her şeye değer bunları düşünme sadece anın tadını çıkar..
    ···