1. 101.
    +2
    Kafede bir adam dikkatimi çekiyor, oynanan her oyunda birinci bozulan hata veren her bilgisayarın başında her şeyden ama her şeyden haberi ve bilgisi var gibi o adamın. adı Demir o zamanlar 22 yaşında çok iyi bir bilgisayarcı tahmin edebileceğiniz üzere bir bilgisayar korsanı. Çok bilgili olduğu bu işin piri olduğu her halinden belli ilk konuşmamız bir konuda bana kızması ile oluyor benden bir bilgisayarı kapatmamı istiyor bende kapatmakta gecikince fırçalıyor, ilk başta kendisine sinir olsam da ara sıra okuldan sonra gittiğim kafeye daha fazla gitmeye başlıyorum. Demir abiye okulda öğrendiğim gördüğüm ya da okuduğum konular da sorular sormaya başlıyorum ilk başta başından savursa da sonradan merakımı o da hissedip görüyor ve bana cevaplar vermeye sorular sormaya başlıyor. Ben sürekli onun yanında takılan peşinde dolaşan bir nevi yardımcı bir nevi ayakçısı oluyorum.
    ···
  2. 102.
    0
    reserved güzel gidiyorsun aga devam et
    ···
  3. 103.
    +3
    Sigarası bitince almaya gidiyorum, içeceği bitince doldurmaya gidiyorum ama her zaman yanında oturuyorum, yaptığı her şeyi izliyorum param oldukça internetten araştırıyorum okul kitaplarımı karıştırıyorum bana verdiği bilgisayar dergilerini ve dokümanları okuyorum araştırıyorum. Bozulan her bilgisayarın başına gittiğinde peşinden geliyorum şu tornavidayı tut, şu vidayı sık ile başlıyoruz gün geliyor şu bilgisayarın şu parçası bozuldu al para git al ve tak, şu makineye format at, şu makineye şu programları kur yeni bilgisayar alınıyor parçaları toplamada gel izle şunu sen tak demeye başlıyor. Lise 2 dönemine geldiğim zaman kendime bir tane bilgisayar aldırıyorum uzun uğraşlarım sonucunda. Kendime araştırma yapacak içini açıp bakacağım parçalarını kurcalayacağım bozacağım kendi başıma tamir etmeye çalışacağım yapamayınca alıp Demir abinin yanına koşacağım bir bilgisayarım oluyor..
    ···
  4. 104.
    +1
    “Öğrendiklerim ve yaptıklarım için fazla detaya girmeyeceğim ve bu konuyu elimden geldiğince üzerinden anlatmaya çalışacağım nedeni konusunda ileride anlatacaklarımın bana göre iyi bir gerekçe olacağını düşünüyorum..”
    ···
  5. 105.
    +2
    Bir gün Demir abiye hack yapmakla ilgili sorular sormaya başlıyorum o da bana bazı hikayeler anlatıyor o zamanlar bu işler öyle büyük bir güç öyle büyük bir cazibe olarak geliyor ki hayretler içinde dinliyor inanılmaz heyecanlanıyorum abi bende öğrenmek istiyorum diyorum ilk başta karşı çıksa da sonradan bir gün bilgisayarımı getirmemi istiyor;

    - “Sana fedora işletim sistemini kuracağım.”

    -“abi ben daha xp kullanmaya çalışıyorum, onu nasıl kullanacağım”

    -“oğlum öğrenmek istemiyor muydun, işte sana fırsat, kuracağım öğren”

    Fedora sistemi kuruyuz, kendimi 90 yıllarda bilgisayar kullanmaya çalışan bankacılar gibi hissediyorum (bilgisayar dersinde ms dos sistemlein resimlerinde bunlardan bolca vardı oradan biliyorum)
    ···
  6. 106.
    0
    -“abi şunu nasıl açacağım?”

    -“onu açman/çalıştırman için şu komutu yazman gerekiyor”

    -“ abi bu nedir? Ne işe yarar”

    -“onun ne olduğunu anlaman içi şu kodu yazman gerekiyor.”

    ….

    Sistem neredeyse kod ile çalışıyordu bir şey yapmak için kodunu yazmak öyle yapmak gerekiyor ve neredeyse hiçbir kodun nasıl yazıldığını ne işe yaradığını bilmiyorum..
    Yaklaşık 1 yıl boyunca sürekli aldığım ve Demir abinin verdiği dergiler, internetten yaptığım araştırmalar ders çalışır gibi gece gündüz bunlarla uğraşmam sonucunda çok çabuk yol kat ediyorum. Okulda derslerle bu kadar alakasız olmamın bir nedeni de bu aslında bu konular olmasa da yine alakasız olacağım ama bu bir nevi kafamı dağıtıyor…
    Bu kadar çabuk gelişmemde hafızamın güçlü olması lise 2 de “istediğim her şeyi başarabileceğimi keşfetmem” ve kafamı nasıl kullanacağımı az-çok çözmem en büyük etken oluyor…
    ···
  7. 107.
    +2
    Lise sona geçtiğim dönem de Demir abi ile fikir alışverişi yapabilecek, sen onu unutmuşsun şöyle oluyordu diye bilecek bir seviyeye gelmiştim ama oturup bir siteye veya bir kişiye karşı hiç hack yapmıyorum.. Bu konularda ki bilginin sahilde ki kumlar kadar olduğu kumsalda bir avuç kumu elime alacak bilgiye sahip oluyorum sonradan Linux, unix kullanmaya başlıyorum exploit, ( Local - Remote) vulnerability konusunda çok geliştiriyorum kendimi. Söylediğim gibi kumsal da bir kum tanesi olsam da en azından şu komutun şu scriptin ne olduğunu biliyor yada tanımaya çalışıyordum…
    ···
  8. 108.
    0
    “Bu sırada kazaya neden olan kamyon şoförü ile olan mahkeme devam ediyor adam zaten içeri girip hemen sonrasında salıveriliyor 6 yıl sonunda, en son duruşmada da mahkeme adamı 50.000 TL tazminat ödemeye mahkum ediyor ve adam o karardan sonra ortadan kayboluyor, yani kaçıyor..

    Bu ülkede sorumsuzca araç kullanmanın ya da bakımını yapmadığın külüstür aracın insanları öldürmesi için herhangi bir ceza vermemesi bir yana ölen canlar için fiyat belirleyip bunun da bir kişi için 25.000 TL olması benim için ağlanacak sizler için gülünebilecek bir durum oluyor sadece. Keşke o canların bedeli değil 25.000 TL 25 milyon TL olsaydı da geçe gündüz çalışıp gerekirse köpeklik yapıp o parayı toplar o canları geri kazanırdım… O adam öylece kaçıp gidiyor, para konusu aklımın ucundan bile geçmiyor o parayı almış olsaydım kendime araba mı alacaktım ya da yeni bir ev alıp içinde mi oturacaktım bunu nasıl yapacaktım? O paranın gözümde hiçbir değeri yoktu aksine üstüne kan bulaşmış bir para olarak kaldı. O günden sonra da hiçbir paranın pul kadar değeri olmuyor gözümde hiç zaman da para önceliğim olmayacaktı ve paraya hiç tapmayacaktım!”
    ···
  9. 109.
    +2
    “işte bu kararın ardından benim hayattan öç alma hedefim kafamda artık daha da netleşiyor yaşadığım her an da yanlış olarak gördüğüm her şeyi değiştirmeye çalışacaktım, bir gün ülkemde ki yanlışları değiştirinceye kadar.”
    ···
  10. 110.
    +2
    Bilgisayar konusuna kendimi geliştirme hevesim devam ederken mahallede ne zaman yürüsem birilerin beni izlediğini hissediyorum, sürekli rahatsız oluyorum sanki bir çift göz sürekli beni takip ediyor, bundan rahatsız olmaya başlıyorum ve o bakışların sahibini yakalamaya karar veriyorum..

    Lise 2 dönemlerimin sonundayım, mahallemiz de ki kızların içinde 2 tane kız var sürekli beraber gezen her şeyi beraber yapan çok yakın iki arkadaş apartmanları da yan yanaydı bu kızlardan bir tanesi farkında olmadan ilgimi çekmeye başlamıştı, ismi Toprak’ dı. Çok güzel bir kızdı bu sadece benim için göreceli değildi diğer arkadaşlar ve kuzenimde birkaç kere gördüğünde kızın güzelliğinden bahsediyor bir şekilde irtibata geçmeye çalışıyorlardı ama kız o güne kadar hiç birine yüz vermemişti, benimde sadece dikkatimi çekmiş farkında olmadan hoşlanmaya başlamıştım.. Diğer arkadaşının adı Ece’idi. Ece’de güzel bir kızdı ama Toprak’ın güzelliği onu her zaman gölgeliyordu yani ikisini bir arada görünce iki güzel kız görüyordum ama kendimi Toprak’a bakmaktan alı koyamıyordum.. Tüm samimiyetimle söylediğim gibi bilinçli olarak değil, farkındalılık da değildi ama Toprak’ı görmek çok hoşuma gidiyordu bir nevi nefretimden uzaklaşık bazen güzel şeyler hissediyordum ama bunun farkına çok sonradan vardım.
    ···
  11. 111.
    0
    adaletini gibeyim dünya 50.000 Tl nedir ulan
    ···
  12. 112.
    +2
    Üzerimde hissettiğim bakışların sahibini yakalamalıydım, çünkü bu beni rahatsız etmeye başlıyordu, mahalleden geçip eve girerken sürekli üzerimde olduğunu biliyordum,

    Derken çok geçmeden o bakışların sahibini yakaladım..

    Tahmin edebileceğiniz üzeri bu bakışların sahibi Ece’di. Ne zaman evden dışarı çıksam ne zaman yürüsem o bakışlar üzerime yoğunlaşıyor artık o bakışları görebiliyorum, ama bundan fazlasıyla rahatsız oluyorum..
    ···
  13. 113.
    +5
    Bazen bakkala gitmek ya da arkadaşla dolanmak için yürümeye başladığımda bunları arkamda görüyorum peşimden geliyorlar, bilmiyorum ama bu durum beni rahatsız eder genelde kur yapma amcacı bile olsa belirsizlik beni hep rahatsız etmiştir, bu böyle biraz devam ediyor ama o gizlenen bakışlar artık gizlenmiyor. Şu peşinden dolaşma olayı ve bakışların üzerimde olmasının üzerimde bıraktığı tek olumlu yanı Toprak’ın da orada olması oluyor yani Ece ile beraberken Ece bana baktığında Toprak’ta bana bakıyor Ece peşimden yürürken Toprak’ta geliyor ve bu da benim hiç içimde olmayıp da beynime kazınmaya başlayan Toprak için ümitlenmeme neden oluyor.
    ···
  14. 114.
    +1
    Belki de o bakışların sahibi Toprak’tır (olmadığını biliyorum ama olması için ümit ediyorum sadece)

    Bir karar alıyorum bir fırsatını bulup Toprak ile tanışıp ondan hoşlandığımı beklide aşık olmaya başladığımı ona söylemeliyim çünkü yaklaşık 3 seneden sonra ilk defa birine Buse’ye hissettiğim duygulara benzer bir şeyler hissetmeye başlıyorum sanki, bu da içimde taşıdığım nefreti dizginliyor bana o kaybettiğim heyecanı yeniden getiriyor…
    Evet söylemeliyim…
    ···
  15. 115.
    0
    anlat hele
    ···
  16. 116.
    +4
    Ece ve Toprak ile daha önceden hiç konuşmamıştım zaten binalarda çok yakın değil birbirlerine ama ortak arkadaşlarımız var, Ali diye bir çocuk onlarla takılan hemen alt komşuları olan bir çocuk benimle de arası iyi görüştüğüm bir çocuktu. Bir gün binanın önünde tek başıma oturuyorum Ece ve Toprak’ın ortada olmaması şüphelendiriyor beni adım gibi biliyorum her günden farklı olarak bu gün bir şey olacak, derken Ali soluğu yanımda alıyor, ne haber nasılsın diye muhabbete giriyor, gel biraz turlayalım diyor

    iliklerime kadar hissediyorum başıma gelecekleri ve Toprak için geç kaldığımı..

    -“biri var senden çok hoşlanıyor.”

    - “nasıl yani” diyorum (bilmiyor ayağına yatacağım ya)

    -“biri var işte, senden hoşlanıyor, hoşlanmaktan ziyade aşık oldu"

    - “açık konuşsana kim den bahsediyorsun?”

    Kalan son umutlarımı bitiren isim çınlıyor ulaklarımda, Toprak’ın üstüne onu her gördüğüm her seferinde attım kaçak katların bu çınlamayla titreyip umutlarımla çöküyor, enkaz altındayım çığlığımı duyabilecek tek kişi varken..

    -“Ece”

    Ve ben bu abondane halim ile tarihi soruyu soruyorum,

    -“hangi Ece?” (II.Ece salağa yatmanın doruklarını yaşıyorum, bunu neden sordum bende bilmiyorum..)

    -“kaç tane Ece tanıyorsun, mahallede ki Ece işte sende biliyorsun”

    -“evet biliyorum aslında anlamıştım ne zamandır” (sıvama)

    -“ iyi-iyi bak güzel kız işte kaçırma fırsatı hem bende tanıyorum çok iyi bir kız”

    -“bilmiyorum ki”

    -“kız mısın sen naz yapıyorsun? Cevabın söyle kız bekliyor söyleyeceğim”

    -“bilmiyorum biraz düşünmem lazım bunu”
    ···
  17. 117.
    +1
    Tamam sen bilirsin ben kıza söyleyeyim hemen diyor ve bir sevinçle yanımdan uzaklaşıyor, bu sevincin nedeni olay oldu bitti yani olacak bu iş sevinci.

    Benim aklımda tek bir soru var neden geç kaldım?

    Eğer erken davransam Toprak ile konuşmuş olsam Ece’nin durumu nedeni ile zaten ret edecek beni Ece olmasa arada zaten biliyorum bu kız bana yine de bakmaz, ama belkiler yok mu o belkiler.

    belki erken davransam Ece’i hiç bilmiyordum diyerek bir ümit olur,

    belki Ece benim mutluluğum için kendi mutluluğundan feragat ederdi,

    belki Ece’in duygularını bir gün bu gerçeğin ortaya çıkması ile perişan olmasını engelleyebilirdim,

    belki belki belki...

    bunun gibi yüzlerce ihtimal beynime dolaştı, neden böyle durumlara mağdur kalıyorum neden bu durumlar peşimi bir türlü bırakmıyor? Normal bir şey yaşayamayacak mıyım? illaki sorun mu olması gerekiyor.

    Diğer bir düşünmem gereken konuda, neden zaman istedim neden olabilir türünde düşüneyim dedim..?

    Toprak’a açılmış olsam red edildikten sonra bu defter tamamen kapanacak bunu biliyorum, 3 sene sonra yeniden bir şeyler hissettiğim tek kişi Toprak oldu ve ben bunun bilincine vardığımda beklide çok geç kalmıştım Toprak’a bağlanmıştım..
    ···
  18. 118.
    +1
    Neden bilmiyorum dedim,

    Ret edersem zaten hiçbir bağım olmayacağından hiç başlamadan bitecek. Belki ona bu yönle yakın olmak için, onu tanımak için, kendimi tanıtmak için, biten ümitlerimi yeniden alevlendirmek için ama bunu yaparken kendimi çok alçalmış hissedeceğim, çünkü Ece’i kullanacağım onun temiz duygularını kendi menfaatim için alet edeceğim bu da olmazdı en azından bana yakışmazdı!

    Ama iyi ki düşünmek için fırsat istemişim, kendimce en doğru yolu buldum Ece’yi rededecek ama arkadaş olacaktım, ona hiç umut vermeyecektim ama Toprak’a yakın olmayı başaracak en azından deneyecektim bunu, belki Ece’nin içinde kiler biterse o zaman Toprak için bir ihtimalim olurdu.
    ···
  19. 119.
    +1
    Bütün gece bu sorular ile kafamı doldururken daha fazla dayanamadım, kaçmam uzaklaşmam gerekiyordu yeniden rahatlayabileceğim o nehir kıyısına uzandım, çok geçmeden uykuya dalmıştım…

    Birkaç hafta sessiz kalıyorum Ali sürekli ensemde ne zaman dışarı çıksam soluğu benim yanımda alıyor, haber bekliyor ama benden ses seda çıkmıyor. Ali en sonunda dayanamayıp soruyor;

    -“ Abi neden konuşmuyorsun kızla?”

    -“bilmiyorum Ali”

    -“eğer gönlün yoksa uzatma o zaman en azından kızı umutlandırma”

    -“haklısın Ali diyorum sen benim yerime söyle o zaman bu iş olmaz, hem başka biri var benim için (?)”

    Ali yüzüme öyle bir bakıyor ki görende diyecek, ablası ile nişanlıyım da nişanlımı aldatmışım.

    Ali o günden sonra selamı sabahı kesiyor benle zorunlu olmadıkça konuşmuyor sanki Ali’yi red ettim. Neden böyle yapıyor anlamıyorum..

    Ben yine okul-ev-arkadaşlar- bilgisayar – Demir abi arasında gidip geliyorum o zamanlar icq tahtı sallayan msn modası var. Benimde bir msn adresim var Ali’nin de ekli olduğu çok geçmeden, bir gün beni ekleyenler listesinde Ece’nin adını görüyorum Ali’den hem msn adresimi hem de telefon numaramı almış..
    ···
  20. 120.
    0
    Birkaç gün bir şey yazmıyor, bende oralı olmuyorum hem umut vermekten hem de duygularını incitmekten korkuyorum. Derken beklenen yazışma gerçekleşiyor,

    -“Selam”

    -“selam”

    -“adresini Ali’den aldım umarım senin için bir sakıncası yoktur”

    - “hayır yok neden olsun ki..”

    -“sadece konuşmak istiyorum seninle, en azından arkadaş olmak , seni tanımak için.”

    -“bir sakıncası yok arkadaş olmamızda” aslında benim niyetim de arkadaş olmak sadece arkadaş buna cesaret edememiştim ama bu hamle Ece’den geliyor yaptığımın yanlış olduğunu bile bile buna devam edeceğim…

    Nasılsın, havalar nasıl, hoş beş muhabbeti devam ediyor ama ben merak ettiğim soruyu sormaya kararlıyım,

    -“ Ece sana bir şey soracağım”

    - “tabi ki”

    - “Ece neden ben? Yani neyimden hoşlandın, bence ben beğenilecek biri değilim..”

    -“işte bu yüzden”

    - “nasıl yani?”

    -“işte sen farklısın, kimse gibi değilsin bunu biliyorum, kendini beğenenlerden değilsin, saygılısın efendi bir insansın... ”

    -“anladım gitmem lazım iyi geceler”

    -“iyi geceler”
    ···