psikoloji içeren bir hikaye

-“Bunu çok düşündüm, ama kararımı verdim kararımdan önce de senden bir söz istiyorum.”

-“Hakan bunu daha öncede konuştuk, bu işin şartı sözü yok kararını verdiysen söyle ben yapamam dersen de alınmam bir şey demem dostluğumuza zarar gelemez.”

-“Senden bu iş için değil dostluğumuz için söz istiyorum.”

-“Hakan lütfen beni zorlama”

-“Hala anlamıyorsun bunu bana söyledikten sonra ben yapmışım sen yapmışsın başkası yapmış olay bu değil olan sana olacak bunca yaptığın şey bu yaşantın, Gizem, annen herkesi bir çırpıda görmezden gelemezsin buna engel olmak için senden bir söz istiyorum.”

-“Hakan beni istemediğim kararları almak zorunda bırakma seninle olan dostluğumuzu bitirmek zorunda bırakma beni.”

O an öyle bir baktı ki bana dehşete düşmüş gibiydi celladına bakan bir kurban gibiydi, birkaç dakika hiç bir şey demeden sustu.

-“Tamam o zaman istediğini yapacağım, ama dostluğumuza güvenerek seni düşünerek senden bir söz isteyecek bunu sana öyle söyleyecektim ama dostluğumuzun senin gözünde hiçbir önemi olmadığını gördüm. Tamam dediğini yapacağım senin istediğin gibi olacak kendi sonunu hazırlıyor olsan da sana yardım edeceğim sana borcumu ödeyeceğim gerçi bu borç ödemek değil seni kendi ellerimle ateşe atmak aslında. Keşke benim canımı isteseydin.”

-“Hakan bu sen olsan da olmasan da olacak bir şeydi ihtiyacım olan tek şey güveneceğim biriydi o da sensin. Emin ol dostluğumuzun benim acımdan önemi olmasa bunu senden istemezdim.”

-“Seni bu yoldan hiç bir şeyin alamayacağını görüyorum. Seni tanıdığımdan beri her zaman fikirlerine ve mantığına güvendim bundan sonrası içinde sadece bunu umut ediyorum.”

Nisan ayının ilk haftasında annelerimiz ve Gizem’le Karadeniz turuna çıktık. Açık ara hayatımda yaşadığım en güzel tatil haftasıydı. Bir tura katıldık önce Trabzon’u gezecektik, gerçekten ölmeden önce görülmesi gereken yerler gerçekten dünyada cennetti göre bileceğiniz nadir yerlerden biri, hele ki Uzungöl.

ilk gün Trabzon’u gezdik. Bir yemekleri bir lezzetleri var ki o hafta hepimiz herhalde kilo almışızdır,

Her çeşit pideler, tadı damağınızda kalacak mısır ekmekleri, yöresel tat olarak hele de hamsi seviyorsanız hamsi kuşu yemeğini harika bir lezzet.

ilk günden Ayasofya müzesini gezdik burası benim gerçekten çok ilgimi çekti 1200’lü yıllarda inşa edilmiş bir kilise kabartmalarının en tepesinde kartal kabartması var rehberin dediğine göre tek başlı olunca Trabzon Rum imparatorluğunu çift başlı olunca da Bizans’ı tasvir ediyor.

2. gün en heyecanla beklediğimiz yer olan Sumela manastırına gittik. Merkezden 1.40 dk bir yolculuktan sonra vardık ormanın içinden geçtikten sonra bir manzara ile karşılaşıyorsunuz ki hani tüylerinizi diken-diken edecek görür görmez hayran kalacağınız bir manzara.

Oraya ulaşmamız 30 dk sürdü annelerimiz biraz zorlandı gerek dik patikalar gerekse o sonu gelmeyen merdivenler nedeniyle sürekli mola verdik, onları zorlamamak için yavaş-yavaş ilerledik ama oraya vardığınızda bu yorgunluğa binlerce kez değdiğini göreceksiniz.

Arkadaşlar 1600 küsür yıllık bir yerden bahsediyoruz ormanın içinde o yüzlerce metre dik yamacın o kayaların tam ortasında muhteşem bir eser inanılmazdı.
Sonradan benim en büyük beklentim olan Uzungöl gezisi orada yaptığımız piknik ailemle geçirdiğim en güzel tatil anım oldu. Anneler tatil ortasında yoruldu biraz onları otelde bırakıp turdan bağımsız Gizem’le yine sumela gezisi yaptık.

Hediyelik eşya satan bir dükkandan Gizem için çember, yaşmak ve yazma aldık. Bunlar Trabzon’un yöresel kıyafetlerinden bayanların başını örtmek için kullandıkları eşyalar, hani resimlerde televizyonlarda Trabzon’un bayanlar için yöresel kıyafetlerini görürüz ya başlarında renkli yazmalar olur işte bunun kombinasyonu.

Dükkanda ki ablamız sağolsun Gizem’i bir güzel Trabzon kızı yaptı, güzelce başını örttü bizim Gizem meğerse içinde Trabzonlu güzelliği taşıyormuş da haberim yokmuş. Allah’ım bir insan bu kadar mı güzel olur bu kadar mı yakışır o gün başından onları hiç çıkarmadı o gün yarimun elini hiç bırakmadım bu güzelliği görenler olur kaçırırlar diye baya takıldım. Takılmak demişken bunu sözel söylesem de ciddi anlamda da takıntı yaptım ne olur ne olmaz elini bırakmadım (:

Deniz, kum ve güneş bu konsepte yaptığım tatille bu tatili kıyasladığımda gerçek anlamda tatil yaptığımız ilk defa hissettiğim. istanbul’a döndüğümüzde hepimiz tatilin getirdiği dinginliği yaşadık gerçek anlamda dinlenmiş tatil yapmıştık.

1 haftalık tatilli bitirip istanbul’a döndük.

Bizim Gizem’le evlilik kararını henüz bizimkilere açmamıştım,

Akşam eve gittikten sonra ananemleri alıp dayımlara gittik,

Hepimizin yüzü gülüyor, hayırlı bir haber vereceğimi anlamışlar gibiler (Gizem’in annesinin haberinin olduğunu dolayısıyla benim aneminde haberinin olduğunu biliyorum ama ben bu kararı açıklarken annemden ziyade ananem ve dayımın orada olması çok önemliydi benim için ama aslında bütün aile zaten biliyor durumu)

-“Biz Gizem’le yeni bir karar aldık, bu kararda yine önceliğimiz eğitim ve kariyerimiz olacak. Bizim bir hayalimiz vardı yurtdışında beraber yüksek lisans yapacaktık eğitimimizi tamamlandıktan sonra da evlenecektik ama zamanlar bu kararımızda değişiklikler oldu. Aramıza bu kadar engel koymanın bir anlamı olmayacağını gördük ve yurtdışına gitmeden önce evlenme kararı aldık. Ama şöyle bir durumda var benim iş konusu nedeniyle bu hayalim gerçekleşmeye bilir, buna göre ayarlamalar yapıyorum hani yurtdışı olmazsa bile eğitimimize burada devam etsek bile evleneceğiz bu da 2 yıllık bir zaman içinde olacak.”

Hepsi çok sevindi, işin bir de adet yönü var,

Yakın bir zamanda kız isteme merasimi sonrasında nişan…

Önceden bu tür olaylara çok soğuk bakardım bana göre saçma ve zaman kaybı gibi gelirdi ama bu heyecanı yaşamak insanların bu heyecanınıza ortak olması inanılmaz bir sevinç kaynağı oluyor.

Daha bunları yaşamadan bile sevinç tavan yapıyor.

Gece bunları düşünürken Gizem’i arayıp durumu anlatmayı düşündüm ama sonra vazgeçtim,
Her şey iyi güzel de ben henüz Gizem’e evlilik teklifinde bulunmadım. Söz yüzüğünü kendi aramızda taktık, isteme merasimi nişandır evliliktir düşünceleri ile en önemli ayrıntıyı göz ardı ediyorum.

Tamam ret edilecek değilim ama her genç kızın rüyası değil midir bu evlilik teklifleri?

En kısa sürede bunu yapmalıyım,

Hatta ilk iş olarak.

takibe aldım başlığı panpa

Ertesi gün sabahtan kuzenimi aradım akşam kız arkadaşını almasını yüzük bakacağımızı söyledim. Akşam iş çıkışı direkt yanlarına gittim bu yüzük seçimi öyle söylendiği gibi kolay bir olay değil 2 saat dolaştık 2 saatte bir sürü yüzüğe baktık. Bunları hepsi birbirine benziyor benim kafamda çok farklı çok özel bir şey var ama özel olarak gösterilen yüzüklerde diğerlerine benziyor ama tek farkları fiyatları.

Önerilen her yüzüğü kuzenin kız arkadaşının parmağında baktık, Gizem’de nasıl durur hayalini kurdum, içime sinmesini bekledim ama cidden hepsi birbirine benziyor. Yani bunun olayı nedir? Tek taş olacak hepsi tektaş farklı bir şey istiyorum dediğimde de tektaşlara göre daha kötü şeyler gösteriyorlar 2 saatin sonunda pes ettim, sonuç olarak kuzenin kız arkadaşının çok beğendiği tektaş yüzüğü aldım.

Ama o gün orada içimde kaldı o durum kendime bir söz verdim boş bir günümde evlenmeden önce sadece bir günümü bu yüzük olayına ayıracağım ve bana en farklı en güzel olan yüzüğü alacağım.

Ertesi gün sabah erkenden Gizem'i alıp kahvaltı ve pazar gezmesi bahenesi ile evden alıp Bolu'ya doğru yola çıktık 3.5 saat sonra Gölcük'teydik. Doğa harikası Gölcük gölüne nazaran günümüzü geçirdik kiremitte alabalıklarımızı yedik o gölün karşısında Gizem'e evlilik teklifimi yapıp yüzüğünü sol parmağna taktım.

1 hafta sonra cumartesi akşamı bizimkiler ile Gizem'lere gidip kız isteme merasimini de gerçekleştirdik.

tuzlu kahve adeti vardır arkadaşlar,

Gizem bundan hoşlanmayacağımı bildiği için böyle bir sürpriz yapmadı (bir gün önceden gerekli uyarılarda bulundum)

ama bu sürprizi kuzenimin yapacağını düşünmemiştim, velhasıl bütün damat adaylarının kaderidir bu tuzlu kahve bende bu kaderden kaçamadım.

o akşam nişan yüzüklerimizi taktık, artık ailem çok daha büyümüştü.

yeni iş günüme parmağımda nişan yüzüğüm yüzümde ki mutluluk ile başladım,

hayatımda her şey yolunda beni çok seven ve benim kendisine her hali ile hayran olduğum insan ile nişanlıyım,
işlerim yolunda,
hedeflerime her an her saniye biraz daha yaklaşıyorum..

o sabah unutkanlık hastalığımın nüksettiği bir gün,

ama ben bunun hiç farkında değilim,
bütün konsantrasyonum ile işlere gömülmüş durumdayım.

telefonum çaldı,

ekranda kayıtlı olmayan bir numara,

numarayı hiç hatırlamıyorum daha önce görmediğime emin olarak telefonu açtım,

duyduğum ses bile yabancı,

-"Alo ve merhaba"

bu sesi daha önce hiç duymamış gibiydim,

ama bir sonra ki cümle ile bunca zaman unutmak istediğim ama unutmamaya yemin ettiğim o kişiyi o numarayı o sesi,

seneler öncesini herşeyi bir anda beynimin içinde buldum.

"Alo, merhaba ... Ece ben istanbul'dayım müsaitsen görüşe bilir miyiz?."

Yapma bunu eceye gittim deme :(

Bu arada sariyor hikaye yeri geldiginde uzuldum yeri geldiginde guldum.

Bi de soyle bi tahminim var su unutma olayi acaba yasadigin kazanin bir etkisi mi?

bitirmemişin daha bitir öyle okuruz

rizirvid

oha amk panpa var ya Gizem i bırakıp gidersen iki elim yakanda olur lan yapılmaz bu kıza. ama ece de hep icimde kaldı onada haksızlık ettin keşke onunla devam etseydın dıye he içimden geçiriyordum harbi çok kötü oldum şimdi merakla bkliyorum ne zmana yazcan??

devam reyiz takipteyiz.

takipteyiz

Kenks anladım senn nıyetn bızım amımza koymak sımdı varya su kızı bırakırsan sana cok büyük kufur ederım bu o kıza yapılmaz ama snnda guvenmıyorum bırakırsın sen yanı su unutma olayı ne ayak bıde hala oluyormu?

Ne zaman devam edecen bıde ıyıce dızı moduna gırdık mk senı beklıyoz

rezerved