psikoloji içeren bir hikaye

Ece ile ilk defa dans ettik, ilk defa bir ilişkimde sevgilimle dans ediyordum, teknik olarak dans etmek bana hep çok saçma gelmiştir romantizm adına ayak hareketleri yapmak olarak nitelendirmişimdir. Sevgilini kollarınla sarmak, onun nefesini hissetmek yanındayken bile heyecanlanmak, o çok sevdiğin dudakların tekrar tadına bakmak işte romantizm bu olmalıydı bunu ancak yaşayarak kavrayabilirdim işte kavradım aslında saçma olan sadece benim düşüncemmiş.

Ece film hazırlıkları için mutfağa mısır patlatmaya gitti, bende Ayşegül’ün bilgisayarında ki filmleri incelemeye başladım “Karagöl” isimli korku filimde karar kıldım zaten kayda değer başka filimde yoktu toplamda 3 film vardı bilgisayarda. Tipik Amerikan filmiydi, büyük bir timsah onu yakalamaya çalışan profesör, şerif vs. sıkıcı bir filimdi ama film kimin umurunda yârim dizlerimde uzanırken.

Günü bu şekilde tamamladık, akşama doğru Ayşegül ve sevgilisi geldi, çocuğun ismi Eren’di beraber oturduk akşam yemeğini öğle yaptığım yemekleri ısıtıp yedik, yemek sonrası çay ve öğleden kalmış tatlıdan yedik. Eren muhabbeti olan bir çocuktu uzunca sohbet ettik saatin akşam 10 olmasıyla Eren’i yolcu ettik. Evine gitmesi 40-45 dk süreceğini söyledi bu nedenle erken kalkmıştı. Ayşegül’de Eren gittikten sonra yorgun olduğunu söyleyip odasına gitti bizde Ece 1 saat kadar tv izledik sonra uyku zamanı geldi diyerek odaya geçtik.

Ben salonda uyuma niyetindeydim ama Ece yanlış anlar diye bir şey söylemedim odaya geçtik üstümüzü değiştirmemiz gerekiyor Ece’ye “ben dışarıya çıkayım sen üstünü değiştir” dedim ama “çıkma” dedi bu durumun böyle gelişmesini istemiyorum ama yanlış anlaşılmaktan korktuğum için yine şey diyemedim sevgili olarak bazı konuları aştık ancak cinsellik anlamında önümüzde büyük kapılar var. Bir erkek olarak utanmamam lazım ama ikimizde utanarak da olsak üstümüzü değiştirdik. Aslında Ece’yi bana çeken en büyük özelliğim bu hallerimdi yani ona her zaman saygı duymam, bu konuda bile gerek ona gerekse ailesine duyduğum saygı nedeniyle elimden gelen hassasiyeti gösteriyordum her zaman. Yatağa geçtik Ece’nin üstünü güzelce örttüm yanına oturdum hiç konuşmadık sadece birbirimize baktık, saçlarını okşamaya başladım artık benim için çok kesin bir şey vardı o da ben Ece’ye aşık oluyordum. Uzun-uzun seyrettim onu saçlarını okşadım bir baba bir sevgili şefkati ile, elini tuttu avucumdan öptü, eğildim alnından öptüm sonra dudaklarından, nasıl oldu bilmiyorum ama ileri gitmeye başladık duygular ve dürtüler birbirine karıştı kendimize hâkim olamıyorduk, üstümüzü çıkardık Ece’yi öpmeye devam ettim, ellerim benden bağımsız davranıyordu kısa bir an göz göze geldik Ece “seninle her şeye razıyım” diye fısıldadı, sevdiğim, âşık olduğum ileride karım olarak düşündüğüm karım olarak görmek istediğim kız kollarımda hayatta ki en müthiş duyguyu ilk defa birbirimizde tadacağız o an o kadar farklı ki beyninle düşünemiyorsun, kendini sadece olağana bırakıyorsun ama nasıl başardım nasıl düşünmeyi becerdim bilmiyorum ancak yapmadım “bu doğru olmaz olacaksa da olduğu gün zaten evlendiğim insan olacaksın” sözleri bir anda dudaklarımdan süzüldü.

Bu sözümle sanki bir anda rüyadan uyanmış gibi kendimize geldik panik havasıyla hemen üstümüzü giydik Ece çok utandı o giyinirken daha fazla utanmaması için yatağın diğer ucunda arkamı döndüm üstümü düzeltmeye koyuldum, şimdi hem yanlış anlaşılmaya durumunu hem de bu utangaçlığı ortadan kaldırmak için konuşmamız gerekiyordu. Ece üstünü giymişti, yatakta başını önüne eğmiş oturuyordu yanına doğru yaklaştım karşısına geçtim bağdaş kurup oturdum kafasını hala kaldırmadı suç işlemiş ve yakalanmış çocuklar gibi utanmış, kafasını eğmiş parmakları ile oynuyor bu hali istemsizce çok hoşuma gitti, sağ elini yakaladım avucumda sıkıca tuttum, avucunun içinden öptüm elini sol yanağıma koydum, sağ elimi çenesine uzattım kafasını kaldırdım gözlerini yakalayınca elimi sol yanağına koydum. Şefkatle yanağını okşadım, o da yanağımı okşadı uzandım alnından öptüm elini yeniden avucuma alıp gözlerinin içine baktım,

-“Ece bu kadar ileri gittiğim için senden özür dilerim. Şunu bilmeni istiyorum duygularımı, mutluluğumu, cinsel birlikteliliğimi yaşamak istediğim tek kişi sensin ama bu şekilde olmasını ikimizde istemeyiz ben böyle bir yükü senin omuzlarına yükleyemem. Bu akşam buradasın yanımdasın ancak annen seni burada arkadaşın ile sınav hazırlığında biliyor bir an kendimi ailenin yerine koyunca kötü hissettim bu onlara karşı yapılmış bir hata, saygısızlık olacaktı bunu istemiyorum annenin yüzüne bakıp bu geceyi böyle hatırlamanı utanmanı istemiyorum, bencil davranıp seni bunlarla yüz yüze bırakmak istemiyorum. Ben seni seviyorum, ben seni çok seviyorum, ben sana âşık oluyorum Ece aramıza bu kadar erkenden büyük yükümlülükler koymak istemem inan seni çok sevmesem bu kadar detaylı düşünmezdim ve çoktan ileriye gitmiş olurduk.”

Ece’nin gözleri doldu ağlayacak gibi oldu bu sözlerimin onu gerçekten çok etkilediğini biliyordum,

Boynuma sımsıkı sarıldı “seni çok ama çok seviyorum” dedi öylece kaldık bir süre, biraz üşümeye başladığımızı (boynumun yeniden ağırdığını) hissedince, bu havayı dağıtmak için muziplik yapıp “hadi ya üşüdüm uyuyalım artık” dedim gülümseyerek o da gülümsedi benim içeri gideceğimi sanıyordu ama gitmedim beraber yatağa uzandık sımsıkı sarıldım ona sabaha kadar uyumadık birbirimizi izledik, öptük, kokladık, sarıldık, konuştuk sabahı ettik.

Reserved
3 güne kadar hepsini yaz öyle okuyayım ak

(Ece ile neden birlikte olmadım? Aslında nedenimi yukarıda ki satırlarda tüm açıklığı ile yazdım bütün düşündüklerimi aynen aktardım peki bundan başka aktaracağım ne kaldı? Aslında bu satırlarda kendimi biraz daha iyi anlatacağımı, düşünce yapımı daha iyi yansıtacağımı düşünüyorum. Normal olarak yukarıda ki nedenlere bir yüzde verirsem %100 olmalı ancak ben bu nedenlere %49 veriyorum, çünkü benim önemli kararlarımı etkileyen unsur hep bahsettiğim o en derinde ki unsur bu kararı da bu unsura göre verdim. Daha açık olmaya çalışacağım ancak bunu nasıl anlatacağımı tam bilmiyorum. Bazı insanlarda bazı konularda bazı yargılarım var, bunlar zamanla oluşan bir şey değil sanki hep içimde o derinlikteymiş gibi hissediyorum, düşünce değil hissiyatta değil ne olduğunu bilmiyorum yani düşünce olarak aklımda olan bir şeyde değil bazen aklıma gelir bu böyledir böyle olacaktır da değil bunu düşünmüyorum o konunun ya da o insanın böyle olacağını zaten biliyorum gibi. Bakın bir örnek vereceğim, kuzenim için çocukluğumdan beri askerlik konusunda bir yargım var bu çocuk askere gidemez diye bunu böyle düşünmedim aklımda dolandırmadım, kimseye anlatmadım bu benim için anlatılacak üzerine düşünülecek bir şey değil sonucunu bildiğim bir şeydi işte. Zamanı geldi kuzenim askerlik işlemlerini yaptı gideceği yer belli oldu, gideceği gün geldi, yola çıktı havaalanı yolunda kaza geçirdi ciddi bir ameliyat oldu hayati tehlikesi oldu sonuç olarak askere hiç gitmeden çürük verdiler. Tam anlatamıyorum ama işte böyle bir şey üzerine düşünmedim anlatmadım sadece biliyorum. Bu konuda herkes için her konu için bu böyle dersem en büyük yalanımı söylemiş olurum şu ana kadar başımdan geçen ve sonuçlanan ve sonuçlandığında benim bunun üzerine düşünmemle ortaya çıkardığım bu konu ve insanlar bir elimde ki parmak sayısını geçmez. Ece konusunda da en büyük hayalim Ece ile mutlu olmak her şeyi onunla paylaşmak hatta evleneceğim kişi olarak onu görmeye başladım ama… işte bu ama benim %51’ lik nedenimi oluşturuyor.)

Sabah uyandık hazırlanıp dışarı çıktık kahvaltı yaptık, Ece tam bilmese de Ankara’yı bolca gezdik öğle yemeği yedik Ayşegül’e teşekkür hediyesi aldık biraz alışveriş yapıp akşam 5 gibi eve döndük hemen eşyalarımı topladım Ece ile biraz uzandık odada sarıldık birbirimize içeri geçip Ayşegül’e teşekkür edip hediyesini verdik onunla da biraz sohbet bir şeyler atıştırıp saat 8 gibi Ayşegül ile vedalaşıp evden çıktık. Ece ısrarla benimle birlikte otogara gelmek istedi ama gün içinde annesi ile konuştukları ve artık iyice şüphelenmelere yol açmaması için saat 9 gibi evde olması gerektiğini biliyordum. Büyük ısrarlarım sonucunda Ece’nin inmesi gereken durakta indik Ece’ye vedalardan nefret ettiğimi bunun bir veda olmadığını ve kesinlikle ağlamaması konusunda uyarılarımı yaptım. Zaten 1 ay sonra kurban bayramı tatili nedeniyle yeniden görüşecektik birbirimize sımsıkı sarıldık saçlarının ne teninin kokusunu ciğerlerime kadar çektim uzun-uzun öptük birbirimizi sımsıkı tuttum ellerinden avuçlarının içini öpüp uğurladım Ece’yi. Caddeye çıkıp zorda olsa taksi bulup otogarın yolunu tuttum. Yolculuk zamanı geldi otobüse bindim Ece’ye mesaj attım otobüste sadece Ece’yi düşündüm saat 04.30 gibi istanbul’a vardım kuzenim arabası ile gelip otogardan alıp eve bıraktı bu yolculuğu da böyle tamamladım.

Fakülte yılları,

Ece ile yaşadığım süreç duygusal anlamda geçirdiğim süreden bağımsız olarak fazla detaylandırmadan sadece 1. sınıf döneminde üniversitede yaşadığım ve ilginç bulduğum bazı durumları paylaşacağım.
Bana göre üniversite hayatı artık yetişkin bir birey olduğunu kavradığınız ilk andır. Amfinin havasını solumak o ortamları yaşamak bunu size hissettiriyor. Genel olarak hemen-hemen herkesin farklı olma farklı görünme çabaları tavan yapıyor. Ben bu durumda; duyduğum, bildiğim ve tahmin ettiğim kadarıyla pgibolojik olarak kendimi hazırladım. Yanımda olmasa da aldatmayacağım bir kız arkadaşım var. Tip olarak da kızların beni çok beğeneceğini, âşık olacağını elde etmek için çaba sarf edeceğini düşünmüyorum iddialı bir tipim yok zaten. Kariyer planım hazır tek yapmam gereken efendice derslere girmek sınavlarımı geçmek çok iddialı olmasam da iyi notlar alıp takılmadan okulumu bitirmek. Haksızlık gördüğüm, yanlış yapıldığını düşündüğüm her konuda fikrimi paylaşır tarafımı belli ederim, kimseyi ezmeye kalkmam kendimi de ezdirmem, siyaset konusu ile uzaktan yakından ilgilenmem politikasını iyice benimsedim.

Kayıt döneminde bazı arkadaşlarla tanışmıştım 2. hafta sınıfta 6 kişilik bir arkadaş gurubu olduk, 4 tane kız ben ve Gökhan isminde bir arkadaş. Selen lise döneminden arkadaşımdı aynı sınıftaydık diğer üç kızda Selen’in sınıftan tanıştığı kızlardı. Biz Selen’le beraber takılmaya başladık Selen, Ece’yi gıyaben tanıyordu zaten Ece’ye de anlatmıştım durumu, Selen’in erkek arkadaşı da benim mahalleden arkadaşımdı zaten görüştüğüm bir çocuk olduğu için Selen’le iki iyi arkadaştık sadece. Diğer kızlardan sadece Pelin’in sevgilisi vardı Eda ve Bahar’ın erkek arkadaşı yoktu Gökhan’ın da kız arkadaşı yoktu ama esasında saf bir çocuktu zaten.

ilk hafta ders olmaz diye gitmedik, 2.hafta dersler başladı üniversite hayatı farklı derler ya gerçekten çok farkl,ı ilk derslerimizden birinde derse giren hoca bir soru sordu gelecek hafta bu sorunun cevabını bekliyorum dedi. O dönem 1. sınıflar arasında baya merak olmuştu bu soru çünkü aradığımız yanıt hiçbir ders kitabında, internette ya da ders notunda yazmıyordu. Diğer hafta o hoca ile dersi olan 1. sınıflardan hafta ortasına kadar doğru cevap gelmedi hafta ortasında da bizim dersimiz vardı, ders boyunca doğru cevap üzerinde fikirler beyan edildi, tartışıldı ama cevap yine gelmedi. Dersin sonuna doğru söz hakkı aldım ve sorunun cevabını anlatmaya başladım tahmin edeceğiniz üzere verdiğim cevap doğruydu.

Soru neydi-cevap neydi konusunu anlatmayacağım ama sorunun cevabını nasıl bulduğumu söyleyeceğim, cevabı internetten araştırdım ama bulamadım hafta içi merak ettiğim bir sinema filmini izlerken bu cevabı bir sahnede yakaladım. Yani o cevap kitaplarda ya da ders notlarında değildi o sahnenin içindeydi üniversite hayatı çok farklı derken ki ilk kastım buydu olayları lise öğrencisi mantığı, kitapta yazar mantığı, ezberleme mantığı ile bakmadan çözebilmek bir sinema filminin yolda yürüyen bir adamın bile cevap niteliği taşıdığı mantığıydı bunu öğretmekti.

Öğle arası kantinde bir şeyler atıştırırken sınıftan selamlaştığım bir arkadaş yanıma geldi, sorunun cevabını bulduğum için tebrik etti ve “üniversite birincimizde böylelikle belli oldu” diyerek yanımdan uzaklaştı. Aklımda böyle bir şey yok, böyle bir amacım da yok ama bu sözleri duymak hoşuma gitti…

Zaman böyle akıp gitti ilk vize dönemi başladı, temel derslerimizden biri vardı, kredisi ve ders saati en yüksek derslerden biri blok dersler yapıyorduk üzerinde durduğumuz konular hep aynı ama enine boyuna inceliyoruz örnekler veriyoruz detaylandırıyoruz. Bu dersin ilk vize sınavına girdik 3 tane soru 30 dk süremiz var. 2 soruda bizim 2 aydır üzerinde durduğumuz o konuları içeriyor 1. Sorunun cevabı artık ezberlediğimiz 5 maddeyi içeren 50 puanlık bir soru 2. Sorunun cevabı da yine çok iyi bildiğimiz 3 maddeden ibaret değeri 30 puan 3. Soru da çerez tabirli sorulardan 20 puan değerinde.

Sınav başladı kağıtlara gömüldük, herkesin yüzünde bir mutluluk var çünkü cevapları ezbere biliyoruz herkes cevapları yazmaya maddeleri sıralamaya başladı. Kendi kendime sormaya başladım “Bu sınav bu kadar kolay olamaz, üniversitesin artık ezber mantığı, notlarında yazıyordu mantığı burada biter, bu kadar basit olamaz, var bu işin içinde bir iş” diyerek başladım yazmaya her maddeyi her konuyu derinlemesine analiz etmeye örnekler vermeye başladım. 10 dk sonra bazı arkadaşlar gevrek-gevrek sırıtıp kağıtlarını vermeye başladı, “çok kolaydı ya, süperdi ya” sözleri dolanmaya başladı 30 dk bana yetmeyecek gibi yazmaktan elim ağırdı artık 2. kağıdımı doldurmaya başladım ama sınavı biten herkes bir kağıt doldurmuş masaya bırakıp çıkıyor “ben mi yanlış yapıyorum, bu millet neden böyle mutlu neden bu kadar çabuk bitirdiler, ben neden 2. Kağıdı dolduruyorum, ben neden bu kadar çok yazıyorum?” sınav bittiğinde amfide birkaç kişi kalmıştık, ben zorda olsa bitirmiştim yazmayı. Kantine indik, bütün arkadaşların yüzü gülüyor “çok basitti, çok çabuk bitti, bu ders AA gelir” gibi yüzlerce söz duydum. Suratı asık olan bir ben varım ellerimden alev çıkacak neredeyse,

Selen;” Hayırdır senin moralin nende bozuk kötümü geçti?”

-“ Bilmiyorum ama kolay bir sınav değildi”

-“Nasıl kolay değildi ya hep anlattığı maddeleri sormuş işte hatırlayamadın mı sınavda?”

-“Hatırladım da Selen, bu kadar kolay olması garip değil mi sence?”

-“Bence hepimiz geçeriz bu dersten…”

reserved panpa 2 saattir bağladın beni buraya bende oyalancak bişey arıyodum eyvallah

rizorvıııd

sayfa 11 devam panpa gece de devam etmişsin harikasın ya.

bitirdim panpa akşam bekliyorum yine acayip sarıyor