1. 276.
    +1
    Sabah 6 gibi Ankara’daydık. Hava çok soğuktu, servis ile gideceğim yere kadar gittim. Sabah 7 gibi bir taksi durağı gördüm yakınlarda kalabileceğim bir pansiyon olup olmadığını sordum, bir yer tarif ettiler 5-6 dakikalık yürüme mesafesindeydi, tarif ettikleri gibi 5 dk sonra pansiyonun önündeydim içeri girip 2 gün 1 gecelik peşin ücret karşılığında odamı tuttum eşyalarımı bırakıp pansiyondan çıktım. Ankara’nın sabah ayazı ile de tanışmış oldum Anadolu’da yaşayıp oranın kışını tatmış biri olarak Ankara’nın ayazında bir ara donacağımı sandım saçlarım dikeldi yüzüm ve ellerime iğne batıyor hissi uyandırdı, ellerimi cebime koyup ceketimin düğmelerini ilikleyip yakalarını kaldırıp içine tünedim. Kahvaltı yapabileceğim daha doğrusu ısınabileceğim ilk yere girmek için aranmaya başladım. Birkaç dakika sonra ellerimi çay bardağında ısıtmaya çalışıp, sıcak ve taze sabah böreğini beklerken buldum kendimi. Hiç iştahım olmamasına rağmen yediğim ayazla 1,5 porsiyon börek yiyip 4 bardak çay içerek biraz gazetelere göz gezdirip biraz televizyon izledim. Saat 8 olmuştu. Telefonumu çıkarıp Ece’ye “Günaydın” mesajı gönderdim normalde hemen cevap vermesi gerekirdi ama cevap gelmedi. Havanın kapalıydı ama saat 8.30’a geldiği için havanın ısınmış olabileceğini düşünüp dışarı çıktım ama yanılmıştım ayaz devam ediyordu ellerim cebimde ceketin yakaları havada cafe tarzı mekan aradım ama saatin henüz erken olması nedeniyle ya mekanlar yeni-yeni açılıyor temizlik vb. işler için sadece personelleri bulunuyor yada hiç açılmamış oluyordu. istanbul’un kalabalığına ve gürültüsüne alışmış biri olarak bu dinginliğe alışmak bana zor gelecekti.
    ···
  2. 277.
    +1
    Mecburen pansiyona döndüm, saat 9’a gelirken Ece’den “Günaydın Canım kusura bakma şimdi uyandım” mesajı geldi normalde Ece’nin uyku ile arası yoktur fazla sevmez uyumayı ve sabahları da baya erken kalkan bir kızdır ama bu gün 9’da kalmasının bir nedeni muhtemelen benim ona dün gece geç mesaj atmamdı meşgul olacağımı söylediğim için aramamıştı ve mesajımı beklemişti. Mesaj attım müsait olduğunda aramam için çağrı atmasını söyledim Ece’nin annesi hala Ankara’daydı Ece’de dün gece teyzesinde kalmıştı, mesaj geldi

    “Bizimkilerle kahvaltıya oturacağız canım bir şeyler almak bahanesi ile dışarı çıkayım mı?”

    “Hayır canım önemli değil sen kahvaltını yap yarım saat sonra ararım o zaman.”

    “Peki canım lütfen kusura bakma”

    “Olur mu öyle şey aşkım afiyet olsun sizlere, fazla yeme ama şişko bir kız arkadaşım olsun istemem ”

    “Aşk olsun aşkım ya iştah bırakmadın ”

    “Şaka yaptım birtanem sakın yememezlik yapma ben seni her halinle çok seviyorum. Afiyet olsun”

    “Bende seni çok seviyorum birtanem şimdi her şeyi yiyebilirim teşekkürler ”
    ···
  3. 278.
    +1
    Saat 10 gibi Ece aradı konuşmaya başladık havadan sudan, geç uyuma nedeninden ve “Ankara’nın havası nasıl ayazı dedikleri kadar var mı?” sorumdan sonra bugün ne yapacaksınız kısmına getirdim lafı.
    “Bir planımız yok ama ya annem ve teyzemle dışarı çıkarız ya da evde otururuz”

    “ Bence evde oturma zaten bütün hafta ders-yurt-ev arasında gidip geldin dışarı çıkmak daha mantıklı.”

    “Haklısın canım ama bugün içimde gezme isteği yok zaten hava da kapalı burada insanın içini karartıyor, sen ne yapacaksın bugün?”

    “Ben çıkıp dolaşacağım bugün bol-bol gezmek istiyorum.”

    “Ben olmadan böyle gezme istekleri nereden geliyor birtanem? Kimlerle gezeceksin bakalım?”

    “Aklıma şöyle bir şey geldi birtanem, bugün senin için gezeceğim gördüğüm beğendiğim ve seninde görmeni istediğim her şeyde her anda seni arayacağım ve bunu sana anlatacağım sanki yanımdaymışsın gibi bugünü yaşayacağım nasıl fikir?”

    Pgibolojide karşında ki kişiye yaptırmayı istediğin şeyi ona hissettirmeden cazip bir şekilde anlatmak bunu ona yaptırmak noktasında başarılı sonuçlar doğurur. Netice de önemli olan fikirdir ve o fikri karşında ki kişinin aklına sokmak devamlılık getirir.
    ···
  4. 279.
    0
    “Aşkım harika bir fikir bu çok güzel düşündün. Seni çok seviyorum birtanem.” Sesi kısılmaya başladı her an ağlayabilirdi. Kızlar böyledir işte romantizmin karşısında hep duygulanır ve gözyaşı dökerler ama bu kişi Ece ise telefonda “alo” demek bile onun için ağlama sebebidir

    “Ece sakın ağlama bak cidden üzersin beni.”

    “Tamam aşkım ağlamıyorum merak etme, nereye gitmeyi düşünüyorsun mesela”

    “Bilmem plan yapmadım ama sahilden başlamayı düşünüyorum önce bankımızda uğramak iyi olur ama böyle yapmak daha kötü oldu sanki ben her aradığımda sen evde hüngür-hüngür ağlayacaksın öyle görünüyor.”

    “Yok aşkım ağlamam ama çok zor olacak şuan senin yanında olmak için neler vermezdim bir bilsen…”

    (Sürpriz yapalım dedik ama planı gözden mi geçirsem? Ben biraz daha böyle konuşursam Ece komalık olacak)

    “Ece ben vazgeçtim böyle olmayacak, eğer bunu yaparsam sen bütün gün ağlayacaksın biliyorum seni.”

    “Hayır aşkım lütfen vazgeçme lütfen.”

    “O zaman sende evde kalma sende Ankara’da benim için dolaş karşılıklı bütün güzellikleri paylaşalım hem böylelikle dışarıdayken ağlayamayacaksın hem de kafan dağılacak.”

    “Bilmiyorum aşkım canım dışarı hiç çıkmak istemiyor, eğer dışarı çıkmazsam bu progrdıbını iptal edecek misin?”

    “Edeceğim”

    “O zaman bende çıkacağım”

    “Tamam o zaman ben 30 dk içinde çıkacağım sen de 30 dk sonra çık, sahile geldiğimde seni arayacağım. Sen ilk olarak nereye gideceksin?”

    “Aşkım henüz erken değil mi? Öğle gibi çıksak daha iyi olmaz mı? Nereyi gezeceğimi de bilmiyorum”

    “Yok aşkım erken değil unutma bugün bizim günümüz olacak, hadi hazırlan. Ben hep Atatürk Orman Çiftliğini merak etmişimdir oradan başla sende bana orayı anlatırsın.”

    “Tamam aşkım 30 dk içinde çıkıyorum o zaman.”

    “Tamam aşkım bende hazırlanayım dikkat et.”

    “Sende.”
    ···
  5. 280.
    +1
    Hemen hazırlanıp aşağı indim, resepsiyon da bulunan abiye Atatürk Orman Çiftliğine nasıl gidebileceğimi ve en yakın çiçekçinin nerede olduğunu sordum. Çiftlik yaklaşık 15-20 dakikalık bir otobüs yolculuğundan sonra tarifine göre hemen önüne çıkacağımı, birkaç sokak ileriye gidip ana cadde de çiçekçi bulacağımı söyledi. Caddeye çıktım biraz bakındım ama çiçekçiyi göremedim biraz ileride esnaf tipli bir amcaya sordum yaklaşık 50 metre ileride sol cadde de bir tane çiçekçi olduğunu söyledi dediği yeri hemen buldum ve bir buket papatya aldım. (Neden olarak bana çocukluk kitaplarımda ki o günleri anımsattığından her zaman çiçek seçimimi papatyadan yana kullandım, kim için olursa olsun çiçek almak istersem bulabildiğimde hep papatya aldım) Tarif ettiği durağı bulup tarif ettiği otobüsü beklemeye başladım beklediğim otobüs geldi yaklaşık 15 dk sonra abinin söylediği yerdeydim ve tam tarif ettiği gibi 2 dk sonra parkın önüne geldim hemen Ece’yi aradım,
    “Aşkım ne yaptın çıktın mı?”

    “Duraktayım aşkım otobüsü bekliyorum, annem soru yağmuruna tuttu birazcık, sen sahilde misin?”

    “Evet canım ama bizim bankta başka bir çift vardı, aslında biraz çevrelerinde dolanıp rahatsız edip kaldıracaktım ama kıyamadım, şimdi sevgilimle yürüyorum kafamda bir yer oluşturunca yola koyulacağız ”

    “Ooo iyi bakalım size iyi eğlenceler o zaman ben seni tutmayayım fazla sonra sevgilin kaybolmasın, hem zaten benimde işim var bende sevgilim ile buluşacağım bütün gün gezeceğiz.” Dedi ve telefonu kapattı.
    ···
  6. 281.
    +1
    (Her şey planladığım gibi hatta çok ötesinde bu muhabbeti beklemiyordum ama buradan ilerlemek için iyi malzeme var.)
    içeri geçip kapıdan uzak bir banka oturdum sürpriz yapalım derken sürpriz yaşamayalım, hava kapalıydı ama sabah ki soğuk kırılmıştı. Telefonum çaldı Ece arıyordu,

    “Ne yapıyorsun aşkım, nereye gideceğine karar verdin mi?”

    “Verdim aşkım, karşıya geçeceğim güzel bir vapur yolculuğu iyi gelecek, seni daha çok yanımda hissedeceğim. Sen ne yaptın gittin mi çiftliğe?”

    “Otobüsten şimdi indim, birazdan gireceğim içeri. “

    “Demek bayramdan sonra yanına geldiğim zaman beni AOÇ’ye gezmeye zütüreceksin öyle mi?”

    “Hayır, bir kere buraya gelmemi sen söyledin tamam bende ilk defa geliyorum hem sen burada olsaydın gezerek zaman kaybetmezdim geldiğin andan gideceğin ana kadar hep sana sarılırdım.” Böyle bir şey söyleyince ben gülmeye başladım,

    “Nasıl yani ben otogara geldiğimde sarılacağız ta ki dönene kadar otogarda kalacağız öyle mi? dedim gülerek

    “Gülme bak ben ciddiyim.”

    “Ece korkutuyorsun beni” gülmeye devam ediyorum,

    “Sen gül böyle galiba hiç özlememişsin beni, ama sen göreceksin bayramda geldiğimde bir an bırakmayacağım seni bütün gün ayrılmayacağım yanından.”

    “Sen geldiğinde asıl ben peşini bırakmayacağım, ama bir an hayal etimde kendimizi otogarda 2 gün sarılı kalmış bir halde gülemeden duramadım. Ama Ece lütfen sende hayal et çok komik olmaz mı?”

    Ece’de gülmeye başladı, sen göreceksin tehditleri arasında,

    “Aşkım ben içeri giriyorum, sen ne yaptın?”

    Aşkım otobüse bineceğim ama yoruldum oturdum bir yere seninle konuşmanın tadını çıkarıyorum.”
    ···
  7. 282.
    0
    Bu haberle kapıya doğru yaklaşmaya başladım birden heyecan bastı biraz ilerledim kendimi göstermeyecek bir pozisyonda giriş tarafına bakmaya başladım biraz bekledim ve Ece’yi gördüm içeri giriyordu kulağında telefon bir şeyler söylüyor, konuştuğu kişi benim ama ne söylediğini duymuyorum öylece kilitlenip kalmışım nasıl özlemişim koşup boynuna sarılmamak için kendimi zor tutuyorum ama neden tutuyorum ki? Ben böyle biriyim işte planladığını illaki uygulayacak değişen şartları göz ardı edecek biri.

    “Aşkım orada mısın?”

    “ Hı? Buradayım aşkım”

    “Ne oldu?”

    “Gözüme çok güzel bir kız takıldı ona bakarken dalmışım.”

    “Sen bu söylediklerinin acısı çıkmayacak sanıyorsun herhalde, eğer böyle bir düşüncedeysen çok çekeceğin var demektir.”

    “Aşkım şimdi kızıyorsun ama kızı sende görsen bana hak verecektin.”

    “Bak sana ciddi olarak söylüyorum beni sinir etme şimdi direkt yere bakıyorsun ve benimle konuşuyorsun cidden sinirleniyorum”

    “Tamam aşkım sinirlenme, ne yaptın girdin mi içeri?”

    “içerideyim çok az insan var havayı ve saati düşünürsek böyle olması normal ama”

    “Anladım şimdi sen biraz dolaş içeride bak bakalım etrafa bana göstermek istediğin neler var? Ben de otobüse biniyorum seni 20 dk sonra arayacağım.”

    “Tamam aşkım dikkat et.”

    “Sende aşkım”
    ···
  8. 283.
    0
    Ece dolaşmaya başladı bende aramızda ki mesafeyi koruyarak peşinden gittim 20 dk boyunca onu izledim sırf bana anlatmak için etrafı nasıl dikkatli süzdüğüne, gidip incelediğine onları bana aktarma heyecanı yaşadığına şahit oldum. Bir insan başka ne isteyebilir ki? Koşulsuz şartsız seni gerçekten çok seven bir sevgili, sende onu seviyorsun belki de aşık oluyorsun, daha dün gece yolda neredeyse geri dönecektin, şimdi ne değişti ki bir anda içimde ki nefretten eser yoktu intikam duygularından, hırsımdan, sinirimden ve nefretime dair hiç bir şey hissetmiyorum. Ne olurdu Ece ile bir ömür mutlu bir hayat sürsem? Bu ihtimal artık pek uzak görünmüyor gözüme…

    20 dk büyük bir özlemle Ece’yi izledim artık arama vakti gelmişti,

    -“Aşkım”

    -“Aşkım ne yaptın vapurda mısın?”

    -“10 dk içinde kalkacak vapur bir başıma oturdum bir banka seni düşünüyorum.”

    -“Bende senin için geziyorum bir sürü şey anlatacağım sana.”

    -“Oturabileceğin bir yer var mı?”

    -“Hemen ileride bir bank var oturayım mı?”

    -“Otur aşkım”

    Ece’yi banka oturttum, biraz daha konuştuk ve artık işi neticelendirme vakti gelmişti.

    -“Aşkım bak şimdi ne yapacağız biliyor musun sen bir bankta tek başına oturuyorsun bende bir bankta aramızda bu kadar mesafe var şimdi ikimizde gözlerimizi kapatıp sanki bir birimizin yanındaymışız gibi hayal kuracağız ve bugünü anlamlı kılacağız anlaştık mı?.”

    Ece telefon kulağında gözlerini kapattı, bende ona yaklaşmaya başladım. 10-15 saniye sonra yanındaydım bankın diğer ucuna oturdum ve ona biraz yaklaştım, sessizce “işte yanındayım” dedim. Ece’nin gözleri hala kapalı sesin telefondan mı dışarıdan mı geldiğini anlamış değildi bir an gözlerini açtı ve yanına yabancı biri oturmuş gibi ters bir bakış attı ama o bakışlar yabancı birine değmedi ki…
    O anki bakışları buraya yazmak için henüz uygun kelimelerin var olmadığını bildiğimden elimden geldiğince tarif etmeye çalışacağım; hayal mi, rüya mı, gerçek mi, o mu, bir başkası mı, yanımda ki oysa telefonda ki kim, telefonda ki oysa yanımda ki kim? bakışı bu. Birkaç saniyede heyecanı, korkuyu, özlemi, şok olmayı, aşkı, sevgiyi, kızgınlığı görebileceğim bütün duyguları gözlerinde gördüm resmen şok geçirdi o birkaç saniyede acaba kötümü yaptım diye kendimi sorgular oldum.
    Ece ile 10-15 saniye bakıştık hiç tepki vermedi, korkmaya başladım açıkçası bende tepkisiz kalmıştım bu durumda, sonra aklıma çok parlak bir fikir gelmiş olacak ki ve yüzüne gülümsedim ve konuşmayı akıl ettim,

    -“Çok isteyince bir anda hayallerde gerçekleşiyor sevgilim.”
    Tümünü Göster
    ···
  9. 284.
    +2
    Bir anda boynuma bir sarılışı vardı ki tam 3 gün boyunca boyun ağrısı ve boynum her tutulduğunda bana o anı hatırlatan anı ile hiç unutulmayacak bir iz bıraktı. Bu dünyada çok mutlu ettiğim bir kişi ve an varsa o bu an olmalıydı, rüyasında bigiblet görüp uyandığında o bigibleti karşısında gören bir çocuk gibiydi öyle bir sarıldı ki benim onu sarmama fırsat bile vermedi “dur bakalım sakin ol” demem bile kurtarmadı beni, bir elimde papatyalar bir elimde telefon olduğu için bırak kendimi kurtarmayı hareket bile edemiyorum o heyecan ve telaş ile sol elimde ki papatya buketini yere düşürdüm sağ elimi beline doladım sol kolumu da omzuna atıp sarıldım bu hareket imle boynumu biraz olsun yukarı kaldırıp kurtardım. O halimiz ile belki 5 dakika öyle kaldık aklıma bir an Ece’nin otogarda sarılıp kalma söylemi aklıma geldi acaba 2 gün boyunca böyle mi kalacaktık?

    Birkaç dakika daha öyle kaldık hala var gücüyle beni sıkıyor gibiydi, sonra alnını omzuma koydu birkaç saniye sonra “çok kötüsün” dedi ve ağlamaya başladı. Şunu kesinlikle belirtmek istiyorum, Ece’nin beni bu kadar çok sevmesi benim çok yakışıklı, mükemmel her haliyle en iyisi olan biri gibi bir algı oluşturmasını istemem o an Ece’nin sevgilisi konumunda kim olursa olsun Ece yapı olarak bu davranışı gösterecekti Ece böyle biriydi işte çok hassas hatta aşırı derecede hassas.
    ···
  10. 285.
    +2
    Şimdi daha büyük bir problemle karşı karşıyayım Ece’yi sakinleştirmem ve ağlamasını engellemem lazım, Ece kafasını iyice göğsüme gömerek ağlamaya devam etti, “Ece lütfen sakinleş, lütfen ağlama lütfen” ne dediysem kar etmedi taam anlamıyla duygu boşalması yaşıyor kafasını hiç kaldırmadan sürekli ağlıyor. Saçlarını okşadım, iyice sarıldım ama nafile 1-2 dakika böyle kaldık ama Ece bu şekilde ağlamaya devam etti kendimi biraz geri çektim ve elimle çenesini tutum ve yukarı kaldırdım göz göze geldik sol elimle gözyaşlarını silmeye başladım sevgilinin gözlerinin içine bakarak ağlaması bir insana ne kadar acı verdiğini tahmin bile edemezsiniz gözyaşlarını sildim saçlarını düzelttim ve bütün sevgimle öpmeye başladım. Tuzlu aşk gözyaşlarını bitirdi yerini özleme ve sevgiye bıraktı…

    Süresini bilmiyorum ama uzunca bir zaman öpüştükten sonra Ece şoku üzerinden atmış alacaklı taraf almalı bir halde bana kızmaya başladı,

    -“Neden böyle bir şey yaptın?”

    -“Sürpriz olur ve daha çok sevinirsin diye düşündüm”

    -“Bir daha sakın böyle bir şey yapma!”

    -“Bu halini gördükten sonra bir daha sürpriz yapmam”
    ···
  11. 286.
    +1
    rözörtövörvö
    ···
  12. 287.
    +1
    Bu sözü söylememle Ece’den hiç beklemediğim bir tepki aldım tam karnıma ölçüsünü ayarlayamadığı bir yumruk attı açıkçası bu canımı yaktı, ikimizde şaşırdık bu tepkiye ben üzülmesin diye canımın yandığını belli etmemeye çalıştım ama canım yanmıştı

    -“Ne zaman geldin?”

    -“Bu sabah işte 6’dan beri Ankara’dayım”

    -“Of keşke haber verseydin otogara gelirdim”

    -“Hadi söyledim diyelim, sabahın köründe evden nasıl çıkacaktın?”

    -“Bulurdum bir yolunu”

    -“Yani annen yalan söyleyecektin.”

    -“Yalan söylemeyecektim, bulurdum bir yolunu” ters-ters bakmaya başladı “nerede kalıyorsun, kaç gün kalacaksın?”

    -“…… ‘da …….. isimli bir pansiyonda sabah buldum yarın akşam döneceğim.”

    -“Olmaz öyle şey hadi gidelim.”

    -“Nereye ?”

    -“Pansiyona eşyalarını almaya”
    ···
  13. 288.
    +3
    Bu durumdan şunu anladım ki Ece sinirlenince başka biri oluyor. Elimden tuttu neredeyse sürükleyerek durağa gittik. ilk defa Ece’yi sinirli gördüm ne diyeceğini ne yapacağını kestiremediğimden hiç ses çıkarmadım ama kendimi çok garip hissediyorum durursam her an bir tokat atıp yürü diyecekmiş gibi geliyor bunu düşününce gülmeye başladım. Ece bana doğru sert bir bakış attı gülümsemeyi kesip durağa doğru gitmeye devam ettik. Otobüse binene kadar hiç bir şey konuşmadık ama otobüste dayanamadım ve sordum “nereye gideceğiz?”

    -“Eşyalarını alıp seni Ayşegül’ün evine zütüreceğim.”

    -“Ayşegül kim, benin tanımadığım bir kızın evinde ne işim var?”

    -“Üniversiteden arkadaşım, 2 kişi kalıyorlar ev arkadaşı memleketine gitti orada kalacaksın yani kalacağız.”

    -“Nasıl yani sen nasıl kalacaksın?”

    -“Annemde tanıyor Ayşegül’ü zaten tatilden sonra vizeler başlayacak 2 haftaya ders çalışacağız diyeceğim.”

    -“Canım güzel düşünüyorsun da benim için annene yalan söylemene izin vermem, bütün günümüzü beraber geçiririz ama ben pansiyonumda mutlu mesut kalırım, zaten bir gece kalacağım.”

    -“Hayır gideceğiz, hem yalan söylemeyeceğim gerçekten de derslere de bakacağız sende yardım edersin, sana soracağım sorular olacak. Bir gün kalmayacağız 2 gün kalacağız Salı günüde tatil neden yarın akşam dönüyorsun Pazartesi akşamı döneceksin, Çarşamba da okula gidersin.”

    -“Ben planımı böyle yapmadım Ece yarın akşam dönmem gerekiyor hem senin de sınavların başlayacak, bu arayı değerlendire bilirsin.”

    Ece yine sert bir bakış attı, sağ elimi sıkmaya başladı, Allah’ım dedim Ece pgibopata bağladı tokat gelecek şimdi, bilmediğim bir yere zütürecek beni ciğerim, böbreğim sansa feda olsun Ece ama seni böyle bilmezdim. Hiç bir şey söylemedi o bakış her şeyi anlattı bana.
    ···
  14. 289.
    +2
    Pansiyona gittik eşyalarımı aldım çıkış işlemlerimi yaptık, öğrenci olduğumu belirtip kalmadığım 1 günün parasını zorda olsa aldım. Ece, Ayşegül’e haber verdi AOÇ’ye gittiğim otobüse bindik ama farklı bir durakta inip biraz yürüdükten sonra bir sokağa girdik bir apartman dairesinin 2. katına çıktık meşhur Ayşegül’ün evine gelmiştik, Ayşegül kapıyı açtı, Ayşegül 1,70 boylarında düz siyah saçlı kumral kahverengi gözleri ile hoş bir kızdı, ev bildiğiniz tipik öğrenci evi ama bayanlar tarafından kullanıldığından ev çok düzenliydi 2 oda bir salon az eşyalı bir öğrenci evi işte.

    Sıcak bir karşılamanın ardından içeri geçtik Ayşegül, memleketine giden Gamze isimli diğer arkadaşının odasını benim için hazırlamış odaya geçip eşyalarımı bıraktım eve geçene kadar Ece ile sadece şurası mı ne kadar kaldı muhabbeti geçti aramızda onlar içinde kısa cevaplar verdi ve sert bakışları hiç yumuşamadı. Ben eşyalarımı bırakıp ceketimi çıkarırken Ece içeri girdi aç olup olmadığımı sordu aç değilim dedim çay koyacaklarını söyledi başka bir şeye ihtiyacımın olup olmadığını sordu yok diyince dışarı çıktı yine yüz vermedi.
    ···
  15. 290.
    0
    içeri geçtim Ayşegül ve Ece’de geldi Ece yanıma oturmadı biz Ayşegül ile muhabbet etmeye başladık, Ayşegül’de hukuk okuyor Ece ile aynı sınıftalar, aslen Konya’lı 2.sınıflardan biriyle beraber, zeki, efendi bir kıza benziyor. Ece ile ilişkimizin detaylarını biliyor yani ne kadardır tanıyoruz birbirimizi ne zamandır beraberiz, aynı sokakta oturuyoruz detaylarına hakim bu kısa muhabbetin ardından mutfağa gidip çay ve bardakları getirdiler çay içip muhabbet etmeye devam ettik okuldan, öğrencilikten, zorluklardan ve tipik öğrenci muhabbetlerini 1 saate tamamladık. Ayşegül hem bazı işleri hem erkek arkadaşı ile buluşmak hem de biraz kendini mecbur hissettiğinden dışarı çıkacağını söyledi Ece’de eve uğrayıp hem annesine Ayşegül’de kalacağını söylemeye hem de eşyalarını ve ders notlarını alması gerektiğini söyledi 10 dk sonra evden çıktılar Ece’nin soğuk davranışları devam etti giderken 1 saate gelirim dedi ne birbirimize sarıldık nede birbirimizi öpebildik.

    Evde yalnız kaldım yolculuk ve uykusuzluk tek başıma kaldığımda etkisini anında gösterdi ne kadar yorgun olduğumu hatırladım içeri geçip benim için hazırladıkları tek kişilik yatağa uzandım gözlerimi kapattığımda saat 15.30 civarıydı.
    ···
  16. 291.
    +2 -1
    şuan kendimi kesiyorum huur çocuğu mutlu musun ?
    ···
  17. 292.
    +4
    Uyandım gözlerimi açtığımda karşımda kapalı perdeler gördüm yabancı bir yatak ve yabancı bir ortam nedeniyle ufak bir şaşkınlık yaşadım sonra bütün detaylar beynime biranda doldu nerede olduğumu hatırladım başımın ağırıyor elimi cebime zütürüp telefonu çıkardım ve saate baktım 18.50 olmuştu. Uykum geliyordu yeniden uyumak istiyordum ama aklıma Ece’nin 1 saate kadar gelirim sözleri geldi şimdiye kadar gelmiş olmalıydı acaba geldi mi?
    Bu düşünce ile sırt üstü dönmemle sol yanımda Ece’yi görmem bir oldu yatağın aşağı ucunda oturmuş bana bakıyordu. (Bir elinde bıçak diğer elinde böbreklerimi görünce şoka girdim…)

    “-Ne yapıyorsun öyle?”

    -“Seni izliyordum”

    -“Ne zamandan beri?”

    -“2 saat oluyor, çok yorgun görünüyorsun.”

    -“Biraz yorgunum ama şimdi daha iyiyim sadece biraz başım ağırıyor.”

    -“Dur ağrı kesici getireyim.”

    -“Bekle çantamda olacaktı.”
    ···
  18. 293.
    0
    reserved
    ···
  19. 294.
    0
    Çantamı aldı küçük cebinden ilacı çıkardı sonra mutfağa gidip su getirdi bende hasta çocuklar gibi sırt üstü uzanıp beklemeye başladım ilacı çıkardı öğlenki sertliği gitmiş gibiydi. Bunu fırsat bilip nazlı çocuklar gibi yerimden hiç kıpırdamadım ilacı ağzıma doğru uzattı dudaklarımla elinden kaptım suyu da uzattı yârimin elinden suyu içtim sonra yeniden uzandım.

    -“Senin galiba ateşin var, kızarmışsın gözlerinde kızarmış.” Ateşim yoktu hastada değildim sadece uykusuzluk yada çok düşündüğümde böyle kızarıyordum.

    -“Bilmem olabilir”
    Elini alnıma uzattı ateşime baktı sonra yanağıma getirdi o anda elini yakaladım dudaklarıma zütürdüm ve parmaklarına ve avucunun içine iki öpücük kondurdum.

    -“Küs müyüz?”

    Biraz sessiz kaldı sonra,

    -“Hayır, biraz sinirlendim sadece keşke haber vermiş olsaydın bütün günü doya-doya beraber geçirirdik.”

    -“Ne fark eder böyle olunca da Pazartesi döneceğim işte kocaman bir günümüz daha oldu işte.”

    -“Gerçekten kalacak mısın bir gün daha?”

    -“Sen Pazartesi döneceksin dedin ya bu emrin ve sert bakışından sonra gidemem herhalde.”

    -“Biliyor musun hala burada olduğuna, geldiğine, şuan yanımda olduğuna inanamıyorum.”
    ···
  20. 295.
    0
    Farkındayım dedim ve pis-pis gülümsedim bu gülümsememle sol eli avucumdan bir anda kaydı ve bütün gün beklediğim o tokat önce sağ yanağıma sonrada dudaklarıma pat-pat indi. Kızarmış yüzüme inen bu tokattan sonra Arif Erdem edasıyla ellerimle yüzümü kapatıp sağ yanıma döndüm ve kıvranmaya başladım inandırıcılık yeteneğim Arif Erdem’i aratmadığından Ece endişelendi ve üstüme atıldı penaltıyı almıştım. iyi misin canım, özür dilerim derken sırt üstü uzandım sol elimi yüzümden çektim hafiften Ece’ye baktım sol kolumu boynuna doladım yanıma doğru çektim Ece yanıma doğru uzandı bende doğruldum ve yüzüne doğru yaklaştım önce sağ yanağından sonrada sol yanağından öptüm sonra dudaklarından öptüm kulağına eğildim“karşılığımı öperek verebilirim” dedim. Yaklaşık 20 dakika boyunca öpüştük sanki kendimizde değildik kendimi o kadar mutlu hissediyordum ki ne zamanın ne mekânın hiçbir şeyin farkında değilim. Beni kendime getiren aşırı derecede sıcak hissetmem oldu. Zaten kızarmıştım birde üstüne öpüşmeye başlamamız gelince bir an havale geçireceğimi düşündüm ve durdum.
    ···