psikoloji içeren bir hikaye

Hakan; “ Bir sene önce bu zamanlar ilerisi için hayal kurduğumda bu mutlu günler bu kadar yakın değildi, en az 3 sene çok zorluklar çekecek büyük uğraşlar vereceğimi düşünüyordum ama seni tanıyınca senin yardımlarınla bu rüya 6 ayda gerçek oldu sana ne kadar teşekkür etsem az”

-“Bu da senin kaderin Hakan, biz seninle birbirimize çok benziyoruz en temelde de bizi ayakta tutan yaşama ve mücadele hırsımız aynı durumda ben olsaydım eminim ki sende bana yardım edecektin.”

Gülümsedi, “ Senin hakkını hiç ödeyemeyeceğim.”

@1016 kardeş benim hikayelerim uzaya dair mi?

Gülümsedim, “Piyasada kendini tanıtmaya başladın daha da tanınacaksın senin tanınman başka işler alman benimde işime gelir senin her müşterin benimde potansiyel müşterimdir”
-
“Keşke ama sen çok seçicisin bakalım benim müşterilerimi beğenecek misin?”

ikimizde gülmeye başladık,

Mutluyduk, huzurluyduk…

istanbul bu gece gözüme çok güzel görünüyor,

Artık vaktinin geldiğini biliyordum,

iki saatlik mutluluktan sonra yeniden nefretimin kollarındayım

Cebimden bir kağıt çıkarıp Hakan’a uzattım,

Meraklı gözlerle baktı,

-“Hep soruyorsun ya sana olan borcumu nasıl öderim diye nasıl ödeyeceğin burada yazıyor eğer sen bana bu iyiliği yaparsan hayatımın sonuna kadar ben sana borçlu kalacağım…”

Şaşırdı,

30 dk konuştuktan sonra aşağıya indik,

Tatlılarımızı da yedikten sonra bu güzel akşamı burada bitirdik.

reserved

Hafta sonu yaz tatilimiz için Gizem’le plan yapıyoruz ben kendi işimde olduğum için önümü daha net görüyorum hangi tarihte iş yoğunluğum nasıl olacak kestire biliyorum Gizem özel sektörde olduğu için onun işi daha zor bu yönüyle baya bir takıldım ona.

Aslında en büyük isteğimiz Gizem’in de kendi ofisini açması onun da kendi işinin sahibi olması ama onun işi benim ki kadar kolay değil. En önemli nokta tecrübe konusu, benim işimde kurallar bellidir kanunların çizdiği sınırlar dışına çıkamam zaten yaptığım iş kendini sürekli tekrarlıyor bu yönüyle benim kendi işimi açmam bu serüvene çıkmam çok daha kolay ama Gizem’in önünde hem tecrübe hem de bazı yasal prosedürler daha zorlayıcı.

Ben takıldıkça sinirlendi (:

Onu sinirlendirmek bazen hoşuma gidiyor,

Yüzünün kızarması sinirli bakışları ve her zaman attığı o çimcikler,

Bunu önceden söylemiş miydim?

Çok fena çimcikler.

işimizi elimize almış belli bir yaşa gelmiş insanlarız ama onu kızdırınca ona takılınca çocuksu bir kavgaya tutuşuyoruz, bu konuda artık tecrübeli olduğum için ilk hamlem ellerini yakalamak oluyor tabi artık bunu bildiği için elleri hemen harekete geçiyor o elleri yakalayana kadar arada yediğim çimcikler beni pişman etmeye yetti bile.

Bu sefer sinirlenme sırası bende ama ben sadece sinirlenmekle yetiniyorum.

Elimi tuttu parmaklarımı inceledi,

Yüzüğümü inceledi, elimi tuttu her zaman yaptığı gibi elini elimin içine koydu yüzüklerimizi üst üste getirdi.

Bunu neden yaptığını merak ederdim bir kere sormuştum ;”güven veriyor” demişti.

Bunu yapmak hoşuna gidiyordu onun hoşuna giden her şey benim daha hoşuma gider,

Benimde ona karşı en çok hoşuma giden yüzünü incelemek oluyor, bazen başını dizime yasladığında bazen karşılıklı oturduğumuzda yüzünü incelerim gözlerini, kaşlarını, yanaklarını incelemek onu alnından gözlerinden, yanaklarından dudaklarından öpmek bir anda öpücük yağmuruna tutmakta bana güvende hissettiriyor o an dünya da en mutlu insanlardan biri oluveriyorum.

Bu sene tatil için aklımda farklı bir organizasyon vardı, her zaman içimde olan hep yapmak istediğim bir deneyim olan “Karadeniz turu” bu sefer farklı olarak annelerimizi de zütürmek istiyorum. Hep beraber ilkbaharda 1 haftalık bir tura çıkalım hem annelerin gönülleri olsun hem de yazın Gizem’le 1 haftalık baş başa tatil için alt yapı hazırlayalım.

Bu şekilde teklifimi yaptım, anneler ile birlikte Karadeniz turuna inanılmaz sevindi, sonradan baş başa tatil için bu tatili gönülleri hoş edeceğim fikrimi çok sinsi bulup çimciklese de onunda çok hoşuna gitti.

Anneler ile konuşup Nisan’ın ilk haftaların da gitmek için prensip anlaşması yaptık.
Yeni iş haftası başladı, sabah ofise girdikten 20 dk sonra Gizem aradı,

-“Canım amcam işyeri adresini sordu.”

-“Hayırdır bir şey mi oldu?”

-“Konuşacakmış”

-“Benim için problem değil aksine sevinirim malum aramız sanki biraz soğuk.”

-“Daha önce de söyledim soğuk falan değil, aslında gözüne girmişsin ama kız tarafı olarak ağırdan almak lazımmış”

-“Şaka yapıyorum bir türlü erkek erkeğe konuşamamıştık, şöyle bir dedikodunu yapalım.”

ikimizde güldük kapadık telefonu biraz garip oldum biraz heyecanlandım fazla detayına girmemiştim ama 3 sene içinde ki 6 bayramda 3 kere amca ile Gizem’ler de karşılaştım hep havadan sudan konuştuk hiç Gizem’den bizden konuşmamıştık. Düşüncem bu sene artık yüzük taktığımıza göre bu bayramda Gizem’le amcasının bayrdıbına gitmek aramızı oluşturmak için ciddi girişimlerde bulunmaktı ama o benden önce davrandı.

O andan itibaren beklemeye başladım ancak amca bey öğlene doğru geldi öğlen olduğu için bir an direkt yemeğe gitme teklifinde bulunma fikri geldi aklıma ama sonradan bunun ayıp olacağını ilk önce ofisi gezdirip bir şeyler ikram edip karşılıklı oturup sonradan yemeğe gitme fikri çok daha iyi olacaktı.

Böyle kaçar gibi kalkın yemeğe gidelim demek ayıp olurdu.

Amca beyi kapıda karşıladım, el sıkıştık odama geçmeden önce ofisimi tanıttım bütün çalışma arkadaşlarımla tanıştırdım odama geçtikten sonra çaylarımız geldi sohbetimiz başladı.

Hiç tebessüm etmedi,

Sürekli sert bakışları var bu istikrarı genel mi yoksa sadece bana karşı mı öyle çözemedim.

Standart olarak işyeri için hayırlı olsunlar iş durumlar havanda sudan konuştuk. Amca bey emekli komiser daha önce Gizem söylemişti, hakkında biraz bilgi toplamıştım ondan.
Devlet meseleleri konusunda konuşmayı çok sever hele ki aynı konularda hem fikirsek sevemeyeceği adam yok. Ama bu konudan girmeyeceğim yani önceden de ona söylediğim gibi herkes kadar fikrim var ama fikirlerimi kendime saklıyorum. iş güç muhabbetinden sonra konu Gizem’e geldi dolayısıyla bize tam bu noktada buyurun devdıbını yemekte konuşalım dedim.

Çok kalabalık olmayan sakince konuşabileceğimiz bir mekana geçip öğle yemeklerimizi sipariş ettik,

Daha önce hiç erkek tarafından biriyle konuşmadım,

Ece’nin annesi ile aramızda geçen soğuk savaş, babası ile tanışmış olsak da beni mahalle sakinlerinden biri olarak tanıyordu,
Gizem’in annesi ile olan sıcak bağımız yani hep anne tarafı ile muhatap olmuştum ilk defa baba tarafı ile konuşacağım erkek erkeğe konuşacağız bu durumun bende biraz heyecanı oldu. Emin olun bayanlarla konuşmak daha kolay…

Bir an acaba ben mi söze girsem diye düşünürken amca bey söze girdi,

-“Siz Gizem’le ne zamandır berabersin?”

-“4 yıl oldu.”

-“Baya olmuş..” sessizlik oluştu galiba benden bir tepki vermemi bekledi ama ne diyeceğimi o an bilemedim, söylendiği gibi bir çırpıda 4 yıl demek bana kolay gelmişti ama dediği gibi gerçekten çok olmuş o an bunu düşününce zaman duygumu nasıl da kaybetmişim.

-“Evlilik için biraz daha bekleyeceksiniz galiba.”

Konuşmanın kırılma noktası bu soru, eğer daha 5 sene bekleyeceğiz cümlesini bir anda kurarsam amca bey ile aramız bir daha hiç düzelmemek üzere bozulacak iyi alıştım 4 sene 5 sene sözlerini bir çırpıda söylemeye ama bunu şimdi söyleyemem.

-“Bizim Gizem’le ortak bir hayalimiz var daha yüksek lisans yapacağız karar alıp kısmette olursa doktora da yapabiliriz, yani benim için kısmet Gizem için canı gönülden istediğim bir konu. Bu yüzden biraz bekleyeceğiz.”

-“Bu işler 3-4 sene sürecek haliyle 3-4 sene daha bekleyeceksiniz”

-“Öyle görünüyor ama bu işler biraz da kısmet işi belki de daha çabuk olur.”

-“Sana açıkça olayım, Gizem babasını kaybettiğinde daha çocuktu ona elimden geldiğince babalık yaptım, kendi evlatlarımdan ayırmadım hatta kendi evlatlarımdan farklı bir yeri var kardeşimin yadigarı o kardeşimi kaybetmenin acısı onun emaneti ile azaldı. Annesi ile konuştuk Gizem’le de konuşmadan önce seninle konuşmak istedim fikirlerini senden duymak istedim.”

Bunun açık anlamı onu bunu bırak da sen ne düşünüyorsun? Asıl sen ne istiyorsun?

-“Ben hayatım boyunca hep dürüst oldum dürüst oldukça da yolum açıldı, emin olun şuanda da bütün dürüstlüğümle size cevap veriyorum. Biz Gizem’le birbirimize benziyoruz, bilmiyorum biliyor musunuz ama bende hemen-hemen Gizem yaşında babamı ve kardeşimi bir kazada kaybettim. Bu olay benim hayatımın miladı oldu o günden beri başarmak istediğim peşinden mücadele ettiğim ideallerim var. Bunun içinde öğrenim hayatına çok önem veren sürekli kendini geliştiren bütün fırsatları değerlendiren biri oldum. Bunun için henüz önümde aşmam gereken bazı yollar var, Gizem ile birbirimize benziyoruz derken kasıtlarımdan biride buydu, Gizem’in de gerçekleştirmek istediği hayalleri var eğitim ve kendimizi geliştirme konusunda hayallerimiz ortak, ben bunu Gizem’le de paylaştım en azından bunları gerçekleştirene kadar evlilik konusu aramıza girmesin düşüncesinde karar verdik.”

-“Evladım, Gizem’le henüz konuşmadım önce annesiyle konuştuk ama bu ortak bir karardan çok senin istediğin bir şey olduğu için Gizem’de bunu istiyor. Sen bugün Gizem’le evlenmek istersen Gizem bunu kabul edeceğinden eminim. Annesi ile senin hakkında konuştuk, çok saygılı, çok akıllı ve çok efendi bir gençsin bunca zaman geçmiş Gizem’i sevdiğinden de şüphemiz yok ama bu durumu uzatmak önüne engeller koymak iyi değil hem kendine hem de Gizem’e yazık böyle şeyler de aile ve çevrede iyi karşılanmaz.”

Şöyle konulardan nefret ediyorum, ortak bir karar aldık tamam bunu bende biliyorum sırf ben istiyorum diye Gizem buna uyuyor bugün evlenelim dersem kabul edecek ama ben planımı buna göre yaptım kendimi buna göre hazırladım. Sırf Gizem için 35 olan evlilik yaşımı 30’a aldım bu kendi içimde kendime göre yaptığım büyük bir fedakarlık.
Ama sonuçta her şeyi bilemem belki de ben yanılıyorum,

Beni böyle seven birini bulmuşken onu bekletmek haksızlıktır…

-“Biz bu konuyu Gizem’le tekrar konuşalım.”

Amca beyin yüzü güldü ilk defa bana bakarken gülümsedi.
Yemekten sonra tekrar ofise geçtik 1 saate yakın daha genel konulardan benim işlerimden iş düzenim hakkında konuştuktan sonra amca beyi yolcu ettim.

Akşama doğru Gizem’i arayıp iş çıkışında onu alacağımı söyledim,
Merakla ne konuştuğumuzu sordu konuşmanın iyi geçtiğini akşam buluşunca detaylı anlatacağımı söyledim.
Akşam işten çıktıktan sonra Gizem’i alıp sahile indim çayımızı ve tostlarımızı alıp karşılıklı oturduk,

-“Gizem sence evlilik konusunda düşündüğümüz zaman çok mu uzun?”

-“Amcamla bunu mu konuştunuz?”

-“Bu konu hakkında fikirlerimi sordu bende düşüncemizden bahsettim yüksek lisans, doktora derken önümüzde 4-5 sene daha var 4 senedir de birlikteyiz. Ben bunları sürekli kafamda düşünürken bu zamanlar bana çok kısa geliyor ama dışarıdan biri ile konuşurken 9 senelik bir süre uzun mu sence?”

-“Bunu önceden de konuştuk, bu konuda fikrim seninle aynı, yani seni sıkmak seni zorlamak istemedim hiçbir zaman ben seni çok seviyorum seni sıkarak seni zorunlu düşündürerek kaybetmek istemiyorum.”

Arkadaşlar böyle bir insan olabilir mi?
Hayatımda bu kadar olay yaşamışken Gizem gibi biriyle tanışacak kadar onun hayatına girecek kadar şanslı olabilir miyim?

-“Gizem sen öyle bir insansın ki seni her geçen gün biraz daha tanıyorum her tanıdığım günde sana daha çok hayran oluyorum. iş hayatımı biraz daha düzene sokup yüksek lisansımız için gerekli hazırlığa başlayalım eğer planladığımız gibi giderse yurtdışına gitmende önce evlenelim.”

O an kalkıp boynuma bir sarılışı oldu ki hayatımda ki insanları mutlu etmek onları mutlu görmek kendi içimde yaşadığım mutluluğu iki kat daha da arttırdı.
Kısmet olursa 2 sene içinde evleneceğiz.

Ertesi gün akşam saatlerinde Hakan ofise geldi, karşılıklı otururken gözlerinin içine baktım beklediğim haberi verecek mi acaba bunu mu söyleyecekti? Ama gözlerinde karamsarlık meraklarla dolu bakışlar vardı.

-“Bu işi tekrar bir konuşalım bütün ayrıntıları ile kafam çok karışık.”

-“Hakan, bunun konuşulacak, tartışılacak hiçbir yanı yok ben bu işi başkasından da isteye bilirim ama sen kendini bana borçlu görüyorsun bana borç ödemek istiyorsan sadece bu şekilde ödeye bilirsin çünkü bu konuda sadece sana güvenebilirim.”

-“Biliyor musun seni tanıdığımı sanıyordum ama o kağıdı bana verdiğin gece ve şuan ki konuşmamızda ki kişi sen değilsin. Çok farklısın bakışların bile değişiyor. Ne yapacağını kestiremiyorum sana güvenemiyorum.”

-“Bunu sana son kez söylüyorum bu seni ilgilendiren bir şey değil bu işi yapacaksan yap yapmayacaksan söyle buna göre yoluma devam edeyim.”

-“Aynı durumda ben olsam sen benim için bunu yapar mıydın?”

-“Şuana kadar neyi hissettiğimi ya da neleri hissedemediğimi bilseydin bunu soramazdın! Bunları bilmediğin için bana bu soruyu soruyorsun bunları anlayamazsın bunları anlayabilseydin bana bunu sormazdın.”

-“Bu sen olamazsın…”

-“Bu benim seçimim değil Hakan beni böyle olmaya hayat mecbur etti. Biraz düşün ve bana kararını söyle.”

Hakan gitti. Ben de daha fazla duramadım hemen kalıp dışarı attım kendimi ateşim çıktı bir an da vücudum yanıyor sanki hemen arabaya binip sahile indim kayalıklara çıkıp dalgalara en yakın durabileceğim tarafa yöneldim biraz oturduktan sonra dalgaların serin rüzgarı beni biraz sakinleştirdi.

Hakan beni anlamıyor, zaten anlamasını da beklemiyorum. O da hayatımın kurtulduğunu sadece kendi yolumda ilerlemem gerektiğini düşünüyor, oysa ben bütün mücadelemi bu amaçlar uğruna verdim.

içimde ki nefreti görmek onu bu kadar endişelendirdi ama ben her gün her saniye her gece bununla yaşadım bununla yaşamaya alıştım şimdi bu sen değilsin diyor ben 9 yaşından beri sadece buyum.

2 gün sonra Hakan’ın nişanlısı memlekete geri dönecek, düğün ev planlarını yaptılar kısmetse yazın Hakan’ı evlendiriyoruz. Gitmeden bir gün önceki akşamı için Hakan yemek organizasyonu yaptı. ilk geldiği günün akşamı yemek yediğimiz mekanı seçmiş, o nişanlısı ben ve Gizem olacağız. Güzel bir organizasyon oldu, Hakan’lar zaten yazın evlenecek bizim de Gizem’le 2 yıllık bir süreçte evlilik planlarımız var hepimizin yüzü gülüyor güzel bir geceydi ilerleyen saatlerde Hakan biraz hava alalım teklifi ile terasa çıkmak istedi bayanları masada bırakıp terasa çıktık aslında bu teklifin nedeni Hakan’ın vermiş olduğu kararının cevabı olacak.