1. 1.
    +1
    espri yeteneğini zikim senin amcık senin beynini bir güzel gibip kafanı spermlerle doldurmak lazım da akıllanasın
    ···
  1. 2.
    +1
    anal diyince pelin batu pgibalaniz denince freud gelir aklıma
    ···
  2. 3.
    +2
    mod bu entryde silersen giberim seni
    ···
  3. 4.
    +2
    felsefe var burda ! modlar silin çabuk . skolastik düşünmemiz lazım ak
    ···
  4. 5.
    +1
    pgibanaliz sigmund freud'un çalışmaları üzerine kurulmuş bir pgibolojik kuramlar ve yöntemler ailesidir. bir pgiboterapi tekniği olarak pgibanaliz, hastaların zihinsel süreçlerinin bilinçdışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışır. analistin amacı hastanın transferansın sorgulanmamış ya da bilinçdışı engellerinden, yani artık işe yaramayan ve özgürlüğü kısıtlayan eski ilişki kalıplarından, serbest kalmasına yardım etmektir.

    pgibanaliz, 1890'larda viyana'da nevrotik ya da histerik belirtiler gösteren hastalara etkili bir tedavi bulmaya çalışan bir nörolog olan sigmund freud'dan miras kalmıştır. bu hastalarla konuşmalarının sonucunda, freud hastaların rahatsızlıklarının kültür tarafından kabul edilmeyen, sonuç olarak bastırılmış ve bilinçdışı cinsel doğanın arzu ve fantazilerinden kaynaklandığına inanmıştır. kuramı geliştikçe, freud da hastalarını tedavi ederken karşılaştığı olayları biçilendirmek ve açıklamak için sayısız sistem geliştirmiş ve kenara koymuştur.

    kendilik pgibolojisi, diğer insanlarla kurulan karşılıklı empatik ilişkilerle dengeli bir kendilik hissinin gelişimini vurgular; heinz kohut
    lacancı pgibanaliz, pgibanalizi semiyotik ve hegel'in felsefesi ile birleştirir;
    analitik pgiboloji, daha çok tinsel bir yaklaşım taşır;
    nesne ilişkileri teorisi, bireyin içselleştirilmiş ve düşlenmiş diğerleri ile ilişkilerinin dinamiklerini vurgular; margaret mahler, melanie klein;
    kişilerarası pgibanaliz, kişilerarası ilişkilerin küçük ayrıntılarının üzerinde durur; harry stack sullivan
    i̇lişkisel pgibanaliz, kişilerarası pgibanaliz ile nesne ilişkileri teorisini birleştirir; stephen a. mitchell, jessica benjamin, jay r. greenberg;
    modern pgibanaliz, bir grup teorik ve klinik bilgi ile hyman spotnitz ve arkadaşları freud'un teorisini geliştirmiş ve teoriyi tüm duygusal bozukluklar yelpazesine uygulanabilir hale getirmişlerdir. modern pgibanalitik müdahaleler öncelikli olarak hastada entelektüel bir içgörüü geliştirmektense hastaya duygusal-olgun bir iletişimi sağlamayı amaçlar.
    bu okulların çarpıcı farklı teorileri olsa da, çoğunluğu kendi kendini aldatmanın ve bireyin geçmişinin şimdiki ruhsal yaşamı üzerindeki güçlü etkilerinin önemini vurgulamaya devam ederler.
    bugün pgibanalitik fikirler kültür içinde, özellikle çocuk bakımı, eğitim, yazınsal eleştiri, pgibiyatri ve özellikle tıbbi ve tıbbi olmayan pgiboterapi içinde gömülüdür. evrilmiş ana analitik fikirler olmasına rağmen, özellikle ilk teorisyenlerin yönergelerini takip eden gruplar vardır.

    pgibanalizin ana metodu, serbest çağrışımın transferans ve direnç analizidir. analizana (hastaya), rahat bir halde, aklına gelenleri söylemesi söylenir. burada, düşler, umutlar, dilekler ve fantaziler geçmiş aile yaşantısının birer anısı olarak ilgi konusudur. genellikle, analist sadece dinler ve sadece profesyonel kanaati gerektiğinde, yani hasta için içgörü uyandırma fırsatı yakaladığında yorumlar. dinlemede, analist empatik tarafsızlığı, yani güvenli bir ortam yaratmak için geliştirilen yargılamayan bir duruşu, korur. analist, analizanın söyleminde ve davranışlarında beliren kalıp ve çekingenlikleri değerlendirirken, analizandan tüm dürüstlüğü ile bilincine ne gelirse konuşmasını ister.
    birçok klinisyen pgibanalizi ciddi pgibolojik bozukluğu olan olgular, örneğin pgiboz, intihara meyilli depresyon ya da ağır tedavi edilmemiş alkolizm, için önermez. bu tip hastalar "analiz-edilemez" olarak nitelendirilir. tipik uygulamalar klinik depresyon ve kişilik bozukluklarını içerir.
    günümüz bazı pgibanaliz şekilleri, kendine güveni artırma yoluyla hastalara özsaygı kazandırmakta, ölüm korkusu ve bu korkunun davranışlar üzerindeki etkilerini yenmekte, ve birbiriyle bağdaşmaz gibi gözüken ilişkileri sürdürmekte yardımcı olmaya çalışır. bireysel danışan seansları bir gelenek olarak kalsa da, pgibanaliz bir grup terapi şekli olarak harry stack sullivan tarafından uyarlandı.

    şu an birçok pgibanalist, analizin daha çok nevroz olguları ve kişilik ya da karakter sorunları yaşayan olgularda yararlı bir yöntem olduğunu iddia eder. pgibanalizin daha çok samimiyet ve ilişkilerin kökleşmiş sorunları ve oturmuş problemli yaşam kalıpları ile uğraşırken faydalı olduğuna inanılır. terapötik bir tedavi olarak pgibanaliz genellikle haftada üç ila beş görüşme ile sürer ve doğal ya da normal olgun bir gelişme için belli bir tedavi süresini gerekli kılar (üç ila beş yıl arası).
    geçmiş randomize kontrollü denemelerin analizi belirli pgibiyatrik bozukluklarda pgibanalitik tedavinin, tedavinin olmadığı durumlardan daha etkili olduğunu gösterir.[1]. pgibanalizin ve pgibanalitik pgiboterapinin etkililiği üzerine yapılan deneysel çalışmalar da pgibanalitik araştırmacılar arasında belirginleşmiştir.
    bazı toplulukların pgibodinamik tedavileri ile yapılan araştırmalar farklı sonuçlar vermiştir. analist bertram karon ve arkadaşları tarafından michigan eyaleti üniversitesi'nde yapılan bir araştırma yeterli düzeyde eğitildikleri zaman pgibodinamik terapistlerin şizofrenik hastalarda etkili olabileceklerini önermiştir. daha yakın döneme ait araştırmalar ise bu önermeler hakkında şüphelidir. şizofreni hastaları sonuçları araştırma grubu port) raporu etkililiğinin kanıtlanması için daha çok denemeye ihtiyaç duyulduğunu belirterek, pgibodinamik terapinin şizofreni olgularında kullanılmasına karşı çıkmışlardır (öneri 22). ancak, port'un önerisi deneysel çalışmalardan çok klinisyenlerin düşünceleri üzerine gelişmiştir ve deneysel veriler bu öneri ile çakışmamaktadır. (özete bağlantı). cochrane kütüphanesindeki güncel bir medikal literatür çalışması (güncellenmiş özet) şizofreniyi tedavide pgibodinamik pgiboterapinin etkiliğini gösteren bir verinin olmadığı sonucuna varmıştır. başka veriler de, örneğin cinsel suçluların tedavisinde pgibanalizin etkili olmadığını (ve muhtemelen zararlı) göstermiştir.

    pgibanalitik tedavinin amerika birleşik devletleri'nde bir pgibanaliz enstitüsünde bir pgibanalist adayı ile seansı 10 dolardan kıdemli bir eğitim analisti ile seansı 250 dolara kadar değişebilen bir maliyeti vardır.
    tedavinin süresi değişkendir. kimi pgibodinamik yaklaşımlar, örneğin kısa ilişkisel terapi ve kısa süreli pgibodinamik terapi tedaviyi 20-30 seans ile bitirir. geleneksel pgibanaliz tedavisi daha uzun bir zaman alır, yaklaşık 3-5 yıl. tedavi süresinin uzunluğu hastanın ihtiyaçlarına göre değişkenlik gösterir.

    pgibanalizin tarihi boyunca az sayıda istisnalar dışında, birçok pgibanaliz topluluğu üniversite zemininin dışında varolmuştur.
    pgibanalitik eğitim çoğunlukla bir pgibanaliz enstitüsünde gerçekleşir ve bu eğitim 4-10 yıl sürebilir. bir pgibanalistin eğitimi dersleri, hasta tedavilerinde aldığı süpervizyonu ve 4 yıl ya da daha fazla sürebilen kişisel analizini kapsar.
    profesyonel pgibanaliz dünyasında devam eden bir tartışma pgibanalitik eğitime girecek olan adayların niteliklerinin neler olması gerektiğini yönündeki kaygılardır. freud, sosyal bilimlerden gelen ve tıp eğitiminden gelmeyen adayların da hekimler kadar eğitime hazır olduklarına inanmıştır.
    amerikan pgibanaliz derneği, yakın bir zamana kadar pgibanaliz eğitimini tıp doktorlarıyla sınırlamıştı. geniş tartışmalar ve yasal mücadelelerden sonra pgibanalitik eğitim diğer ruh sağlığı uzmanları, örneğin pgibologlar ve klinik sosyal çalışmacılar, için açık hale geldi. şu an abd'de, edebi çalışmalar ya da felsefe gibi disiplinlerden gelen adaylar için eğitim veren kısıtlı sayıda enstitü vardır. öbür taraftan, avrupa'daki ve latin amerika'daki birçok enstitü formal klinik eğitim almayan adayları programlarına kabul etmektedir.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 6.
    +1
    freud'un orijinal görüşleri klagib pgibanalitik kuramı oluşturur. kuramda zihnin yapısı, psişik öğeleri, kişiliğin gelişimi ve değişimi dinamik bir bakış açısından anlatılır.
    pgibanaliz genel olarak aşağıdaki hipotezlerden oluşur:
    i̇nsan gelişimi en iyi cinsel arzunun değişen nesneleri yoluyla anlaşılabilir.
    psişik sistem alışılmış olarak cinsel ve saldırgan istekleri baskılar ve bu istekler düşüncelerin bilinçdışı sistemlerinde saklanır.
    i̇stekler üstündeki bilinçdışı çatışmalar kendilerini rüyalarda, dil süçmelerinde ve diğer belirtilerde ifade eder.
    bilinçdışı çatışmalar nevrozun kaynağıdır.
    nevroz, pgibanaliz yoluyla bilinçdışı isteklerin ve bastırılmış olanın bilince geri getirilmesi ile tedavi edilebiliriz.

    bilinçdışı ile dürtülerin farkındalık dışında olduğu zihinsel işlevler bölümü kastedilir. pgibanalitik bilinçdışı, popüler bir kavram olan bilinçaltına benzer ama aynı değildir. pgibanaliz için, bilinçdışı bilinçte olmayan her şey değildir. örneğin, motor becerileri, istemdışı fizyolojik hareketler değil ancak bilinçli aktif düşüncedeki bastırılanlardır. ayrıca, önyargı gibi otomatik süreçlerin örnekleri ve şimdiki ilişkilerin üzerindeki geçmişin etkileri bilinçdışıdır.
    freud'a göre, pgibolojik bastırma yoluyla aklın ötesine taşınan kültür tarafından kabul edilmeyen düşünceler, arzular ve istekler, travmatik yaşantılar ve acı veren duyguların deposu bilindışıydı. ancak, içerik her zaman olumsuz olmak zorunda değildi. pgibanalitik bakış açısına göre, bilindışı sadece kendi etkileri ile farkedilebilen bir güçtü - kendini belirtilerle ifade ederdi.
    freud'un daha sonra geliştirdiği "yapısal teorisi"ne göre ego, süperego ve id zihnin bölümleridir. "i̇d" "ilkel arzuları" (cinsellik, saldırganlık, açlık vs.) saklayan, "süperego" içselleştirilmiş norm, ahlak ve tabuları kapsayan, ve "ego" bu iki bölümün arabulucusu ve kendilik duygusuna yol veren bölümdür

    id
    id, doğuştan vardır ve psişik enerjinin kaynağıdır. i̇lkel arzular; açlık, su, dışkılama, cinsellik ve ısınma, için temel güdüler i̇d'de saklıdır. freud, bu psişik enerjinin bebeğin doğuştan getirdiği biyolojik bir enerji olduğunu söyler. libido adını verdiği bu biyolojik enerji, bebeğin büyüyüp geliştiği süreçte psişik bir enerji haline gelir. kurama göre, bu süreç bebeğin bilinç düzeyinde değildir, bilinçdışı olarak gerçekleşir.
    i̇d, haz ilkesi (pleasure principle) ile hareket eder ve amaç bir an önce doyuma ulaşmaktır. amaca ulaşamamak ve bu yolda engellenmek gerginliğe neden olur ve bunu yenmek için gösterilecek çabayı körükler. freud'a göre, doyuma ulaşmak ve gerginliği azaltmak için bir yolu birincil süreç (primary process) düşüncedir. buna göre, istenilen ve arzu edilen şey düşlenerek doyuma ulaşılır.
    ego
    ego, i̇d'den sonra gelişen bir diğer yapıdır. bebeğin altıncı ayından itibaren i̇d'den kaynaklanarak gelişmeye başlayan ego, bilinci ve gerçekliği temsil eder. enerjisini i̇d'den alır ve aldığı bu enerjiye göre şekillenir. i̇d'in doyuma ulaşmak için kullandığı birincil süreç tarzı düşüncenin yerini ikincil süreç (secondary process) tarzı düşünceye bıraktığı yerdir. düşleyerek yaşamanın mümkün olmadığını söyleyen ego, devreye düşünme, karar verme ve planlama yetilerini sokar. i̇d'in sabırsızca doyum elde etme ve düşlemlerini daha gerçekçi yapıya dönüştüren ego, gerçeklik ilkesine (reality principle) göre çalışır.
    süperego
    id ve ego'dan sonra süperego yapısı oluşur. çocuk konuşmayı ve kültürü öğrenmeye başladıkça süperego'su gelişir. büyüme aşamalarının her birinde kültürü (babanın dilini), normları, sembolleri, kuralları, yasakları öğrenir ve içselleştirir. vicdani yapısı gelişen çocuk, çevresi tarafından kimi zaman onaylanır, kimi zaman onaylanmaz. bakıcıları tarafından kabul edilmeyen şeyleri farkeder ve onaylanmamaktan kaçınır. örneğin, bakıcıları tarafından onaylanmak için yatağını ıslatmamayı öğrenir ve bundan haz duyar.
    kişiliğin dinamiği
    klagib pgibianalize göre, bu üç ruhsal yapı çok karmaşık ilişkilerle ve sistematikle insan gelişimini belirler ve kişiliğini oluşturur. bu üç yapı sürekli olarak, birbirinden kaynaklanan ve birbiriyle etkileşen dinamik bir yapıdır(kişiliğin dinamiği). bu dinamik yapı, freud'un görüşlerini takip edenlerin ve geliştirenlerin kendilerini pgibodinamik kuramcılar olarak tanımlamalarını da yol açmıştır.
    breuer ile birlikte freud, histeri vakaları üzerinde yoğunlukla çalışmış ve kurdıbını geliştirmiştir. hastalarından edindiği bilgiler doğrultusunda, freud farkında olunmayan bilinçdışı gelişen ve etkileşen güçlerin olduğu varsayımını kabul etmiştir. bu durumda, i̇d ve süperego'nun çalışmaları bilinç düzeyindedir ve kişi bu etkileşimin farkında değildir. ego, birincil düzeyde biliçlidir ve biliçdışı gerçekleşen savunma mekanizmaları ile kişiyi yoğun kaygı ve çatışmadan korur.

    etkileri

    pgibanalizden etkilenmiş olan pgibanalist ve teorisyenler, filozof ve yazınsal eleştirmenler: alfred adler, karl abraham, franz alexander, lou andreas-salomé, jacob arlow, michael balint, therese benedek, john benjamin, bruno bettelheim, edward bibring wilfred bion, john bowlby, charles brenner, abraham a. brill, ruth mack brunswick, helene deutsch, françoise dolto, kurt r. eissler, erik erikson, ronald fairbairn, pierre fédida, otto fenichel, sandor ferenczi, anna freud, sigmund freud, erich fromm, frieda fromm-reichmann, merton gill, andre green, ralph r. greenson heinz hartmann, edith jacobson, ernest jones, carl jung, otto kernberg, paulina kernberg, melanie klein, heinz kohut, g. stanley hall, paula heimann, karen horney, luce irigaray, susan s. isaacs, julia kristeva, jacques lacan, jean laplanche, bertram d. lewin, hans loewald, rudolf loewenstein, margaret mahler, adolf meyer, donald meltzer, karl menninger, stephen a. mitchell, sandor rado, otto rank, theodor reik, joan riviere, herbert rosenfeld, david rapaport, harold f searles, hanna segal, roy schafer, melitta schmideberg, sabina spielrein, rene spitz, daniel n. stern, robert j stoller, harry stack sullivan, neville symington, viktor tausk, frances tustin, vamık volkan, donald winnicott, ve s
    Tümünü Göster
    ···
  6. 7.
    +1
    çok kaliteli biridir. seviyeli, daşşaklı bir yazardır. neslinin yüz akıdır, panpalarına örnek olan yüce şahsiyettir. yardımseverdir. adamın anasını giber atar. sözünün eridir. adam gibi adamdır, verdiği sözü tutar. gececi tayfadandır. am üstünde am bırakmayan neslin öncülerindendir.

    panpamızın lafı üstüne laf söyleyen katıksız huur çocuğudur.

    özet geç bin diyenler için : taşşağını yalayın binler, taşşaklı yazardır. zütünüzden şırangayla kan alır. vesselam..
    ···
  7. 8.
    0
    kolpacı ipne
    ···
  8. 9.
    0
    nikaltı için zütünü bile verir amk nikaltı dilencisi
    ···
  9. 10.
    -1
    iyi adamdir lan bulasmayin amk saygilarla reyis
    ···
  10. 11.
    0
    beyler önce bi oturun klavyeyi mauseyi bi bırakın ve düşünün amk. nasıl bir ruh hali nasıl bir miğde bu entryi açmanıza sebep oldu.
    neden böylesiniz. bazı zütlerde açıp yorum yapmıcak ama o hastalıklı insanları teker teker yakalayıp bir kliniğe yatırmak lazım.
    ···
  11. 12.
    0
    içimden geldi panpa :*
    ···
  12. 13.
    -1
    içini yediğim :*
    ···
  13. 14.
    0
    huur çocuğunun biri işte
    ···
  14. 15.
    0
    adamın hasıdır o
    ···
  15. 16.
    0
    insanları dinlemesini bilen, yardıma koşan ve etkili çözüm arayan panpalardan birisi.
    ···
  16. 17.
    0
    yardımsever bir yazardır ayrıca cok taşaklıdır bulasmayın
    ···
  17. 18.
    0
    sevdim panpamı
    ···
  18. 19.
    0
    ▲ ▲
    [◕.◕]
    /)__)
    -"--"-

    ccc sabahçı tayfa ccc
    ···
  19. 20.
    0
    yürümeye devam ettim

    (bkz: #110000546)
    ···